BBL | Galatasaray 79 - 67 Aliağa

benım ıcı yenınce sarı kırmızı oldumu gerısı teferruat. yarın sevıdımız oktay hoca veya gordan efeste bıze karsı galıp ıyı sonucla ayrılınca bunlar bızım adamımızdı bıze csk macını kazandırdı deyıp rahatmı takılacaz. bu takım basarılı olacaksa o sarı kırmızı forma altında predlzıc.oguz savas vs kım olursa olsun yeterkı cımbom basarılı olursun bız renklere gonul vermısız sahsıyetlere degıl
 
Dış atışlarda maçın büyük bölümünde boş kaldık, sadece sokamadık.. Tam Lakovic'in olması gereken yerlerde bir çok pozisyon oldu.. Umarım en yakın zamanda kadroya döner..
 
İlkler her zaman önemlidir. Yeni kadronun ilk Abdi İpekçi karşılaşmasının, içinde kötü dakikaları bolca barındırsa da güzel bitmesi sevindirici. Takımın en elzem ihtiyacının zaman olduğu bu günlerinin kayıpsız aşılması teknik kadro adına rahatlatıcı oluyor. İlk önce saha içini konuşalım, ardından atmosfere değinelim bir iki kelam ile zira değişen görüntü sadece saha içi değil gibi geldi bana.

Takımın resmi maçlar dahilinde izlediğim en etkisiz bölümüydü Aliağa maçının ilk devresi. Geleceğe dair bize de önemli bir kaç veri verdi elimize, bu noktalar üzerinden geleceğe bakmak lazım.

Birincisi ve bence üzerinde durmamız gereken konu, bizim yay gerisinden kötü olduğumuz bir günde zorlanmama ihtimalimiz yok gibi. Bunu bizim kadro kalitemizin çok altında olan takımlar üzerinden okumadan, az biraz düzen içinde oynayan, belli silahları olan takımlara bakalım. Bugün Aliağa karşısında, efsane bir ilk yarı geçiren Ersin Görkem karşısında ona cevap veremeyen, tek düze bir yapı gördük ki, oldukça fazla silahı olan takımımıza yakıştığını söyleyemem. Macvan odaklı oynayarak bu yapının dışarısında çıkmaya çalıştık bazı pozisyonlarda ancak yay gerisinden şutu değerlendiremeyen takımımız etkisiz kaldı, nitekim Ender isabetler bulmaya başlayınca oyuna ortak olduk.

Bu yay gerisine bağımlı yapının yanında bir noktadan daha bahsetmek gerekiyor; durağan yapının hücum potansiyelimize verdiği zarar. Bugün sahaya çıktığımız kadronun kısaları: Ender - Göksenin - Hawkins. Fazla detaya girmeden, bu üçlünün sonuca durağan bir pas anlayışında gidebileceğini düşünebilir miyiz? Çok zor, olursa Hawkins'in bireysel çabaları ile. Galatasaray, hücum sahasına erken veya geç fark etmez, hangi zaman diliminde gelirse gelsin, mutlak olarak pas alışverişinin hızlı olması gerekiyor. Bunun bir kaç örneğini Hawkins'in içeri penetre sonrası boş adamı bulmasıyla başlayan oyunlarda gördük. Ekstra pasların geldiği yapıda boş şutu mutlaka buluyoruz, önemli olan da o boşluğu bulmak ancak bu hızlı yapıyı mutlaka baş noktaya taşımalıyız. Kenardan gelen Jamont'un bu görüntüye şimdilik hiç uymadığını göz önüne alırsak, son günlerde skorer bir görüntü çizen Ender'i de çark içine fazla sokamıyoruz. Bu noktada geride kalan Engin, bugünkü gibi kötü bir gün çıkardığında sonuç pek iyi olmuyor. Bu noktada, mutlaka 3 oyuncudan 1'inin bu pas alışverişinin odağına oturması lazım, aksi durumda zorluk seviyesi epey yükseliyor karşılaşmanın. Şunun altını çizmek lazım defalarca, yarı sahada tempolu oynayan Galatasaray'ın önünde pek fazla takım duramaz. Nitekim boşlukları değerlendirecek ellerin kalitesi oldukça büyük.

İkinci yarı özelinde konuşmak gerekirse, hazırlık döneminde savunma olgusunda gerekli güveni kazanan takımın, istediği anda bu silahı rahatlıkla devreye sokabildiğini gördük. Göksenin'in rakibin top getiren oyuncusu üzerinde başlattığı enerjik baskı, sonuç verip vermemesini bir kenara koyduğumuzda takımın geri kalanına mutlak bir enerji veriyor. Savunma ilk oyuncudan başlar mottosunun net yansımasını gördük bugün bir kaç pozisyonda. Bunun yanında, caydırıcılık bakımından ligde benzer güçte olduğunu düşünmediğim N'Dong-Macvan pota altı ikilisi, ciddi manada pota altını karartıyor. Yapılan her penetrenin karşısına çıkan bu ikili oldukça, savunma delinse bile istediğimizi alabiliyoruz. Özellikle N'Dong'un oyuna ısındığı anlarda (bugün 4.çeyrek) sağladığı etki inanılmaz boyuta çıkıyor. Bu ikilinin yanına, bugün sahadaki herkesten 2-3 baş daha yükseğe çıkan Furkan'ı da atlamamak lazım, iyi olduğu bu konuda daha da etkileyici hale gelmeye başladı.

Bir devre kötü, diğer devrenin vasat üstü olduğu performanslar ile geçtik Aliağa'yı. Gelecek hafta hem duygusal yönden hem de teknik manada epeyce zorlanacağımız karşılaşma öncesi pek iyi sinyaller vermedik ancak takımın potansiyelinin hangi boyutta olduğunu biliyoruz, ki Domercant-Ersin eklemeleri ile birlikte ilk defa tam kadro olarak çıkabiliriz parkeye, kayıpsız devam edeceğiz umarım.

Atmosfer konusuna gelirsek, salonun kalabalık olup/olmamasına girmeyeceğim ancak bugün sadece ben mi hissettim bunu bilmiyorum ama, gözlerimiz eski takımın görüntüsüne çok alışmış gerçekten. Alışkanlık cidden kötü bir şey, bunu değiştirmek için belli bir zamana ihtiyaç var ve Efes maçı buna çok güzel bir fırsat sunuyor. Ek olarak, taraftar-Ergin Ataman bağının ilk adımı hiç fena değildi açıkçası, başarılar ile birlikte devamı gelir umarım.

Son olarak, şarap gibisin Ersin, mikrofonun daha çok bozulur inşallah Yalçın Dümer.
 
Maç sonunda 3'lü çektirecek oyuncu yoktu, Tutku ve Lakoviç'i aradı gözler.
Bir ara sanki Macvan'a teklif edildi, o da ne yapacağını anlamadı ve Furkan ile birlikte bench
arkasına yöneldiler, oradakilerle tokalaştılar.
Birilerinin maç sonu 3'lüsünü hatırlatması iyi olur, alışkanlıklardan kolay vazgeçilmiyor.
 
Gordon sakatlıktan yeni çıktı hani bilmeyenler varsa hatırlatmak istedim...

Tamam tercihleri tartışılır ama bunda maç eksikliğininde etkisi var buna bakarak değiştirelim demek, gitsin demek saçmalıktan öte değil...

Bu ligde Bo fizik üstünlük ve sağlam savunma yapabilecek en iyi oyuncu elimizdeyken değerini bilelim derim. Gordon kendine geldiğinde savunma ve hücumda oyunun iki yönünde de katkı verecektir...
 
Macvan, Hawkins ve Ender muhteşem oynadı. Macvan zamanla taraftarın fenomeni olur.

Kazanmak güzel, Efes maçında bundan daha da iyi olmalıyız.
 
Aliağa' da en çok merak ettiğim oyuncu Efes altyapısından yetişme (ve sonra pilot takım Pertevniyal) Azerbaycan pasaportlu Orhan Hacıyeva.

İstikrarlı oyununa devam ederse gelecekte iyi yerlere gelebilmesi mümkün. Bu maçta karşısında muhtemelen David Hawkins olacak. Keyifli bir karşılaşma bizleri bekliyor.

Maç sonunda da kendisini tebrik ettiğim 3 numara kısa forvet (SF) Orhan Hacıyeva maçı 13 sayı 10 ribaund ile bitirdi.
 
Bende Orhan'ı özellikle maçta takip ettim. Hawkins ile iyi mücadele etti. Boyuna rağmen korkusuzca ribauntlarda savaştı. Bence bu sene sonunu beklemeden Orhan'ı almalıyız. Daha 23 yaşında.. Elimizde 3/4 oynayabilen yerli biri olur.
 
Efes maçında çok daha iyi olmalıyız.Özelliklede Cenk bu maçta çok etkisizdi.İnşallah Efes maçına saklamıştır kendisini.Ender geçen seneden çok farklı inşallah dahada iyi olur.
 

Üst