BSL 17. Hafta | Pınar Karşıyaka 103-91 Galatasaray Nef

Mahir Ağva'ya süre vermesi dışında koç Pistiolis'e eleştireceğim bir şey yok bu maçta. Korkunç yüzdeli oynayan Pınar Karşıyaka'ya karşı maçı çevirebileceği bir kadro derinliği yok. Savunma gücü yüksek oyuncuları da yok. Sadık rezalet oynarken , Caloiaro yeterince sorumluluk almayıp şark kurnazlığı yaparken yapabileceği şeyler kısıtlı.
 
Caloiaro Ristic Sadık dışında elinde uzun yok az da olsa Mahir'e süre vermek zorunda kalıyorsun. Ristic Sadık sert uzunlar değil Calaioro zaten pivot oynayamaz. Bana kalsa Ristic 5 faul alana kadar sahada tutarım nefeslendirmek için arada 5 dk Mahir oynatırım yeter.
 
Bu kadro degisemeyecegi için koç değişikliğinin büyük bir etkisinin olacağını sanmıyorum. Tecrübeli bir yardımcı koç Pistolis istemese de staffa dahil edilmeli.

Nerdeyse yabancı lisans hakkı bitmiş yerli oyuncun az, alma şansın yok. Dengesiz bir kadro ile yeni koç ne yapacak, sezon ortası koç bulmak zor. Pistolis 'e tazminat gelecek koça çıkış bedeli mi verelim sezon ortası.

Bu kadro ligde playoff kovalar BCL için yabancı değişebilir. Oyuncu kadrosu olarak el kol bağlı; idari ve teknik staff a asıl takviye lazım.
 
McGee yerine alınacak bir kisayla takım toparlanır bence. hep söyledim yine söylüyorum. McGee büyük eksi. bugün McGee yerine başka bir oyuncu olsa kazanırdık bu maçı.
 
Bu kadro degisemeyecegi için koç değişikliğinin büyük bir etkisinin olacağını sanmıyorum. Tecrübeli bir yardımcı koç Pistolis istemese de staffa dahil edilmeli.

Nerdeyse yabancı lisans hakkı bitmiş yerli oyuncun az, alma şansın yok. Dengesiz bir kadro ile yeni koç ne yapacak, sezon ortası koç bulmak zor. Pistolis 'e tazminat gelecek koça çıkış bedeli mi verelim sezon ortası.

Bu kadro ligde playoff kovalar BCL için yabancı değişebilir. Oyuncu kadrosu olarak el kol bağlı; idari ve teknik staff a asıl takviye lazım.
Düşme hattıyla aranda 2 galibiyet var. Dolayısıyla bir koç değişikliği bence artık gerekiyor. Geçen seneki güzel anlar için teşekkür edip yolları ayırmak maalesef ki gerekli görünüyor.
 
Bu kadar düşük bütçeyle takım kurduktan sonra ister Steve Kerr gelsin ister Erik Spoelstra gelsin ne fark eder. Az paraya oynar diye getirdiğin Mahir Ağva'ya, Yunus Emre Sonsırma'ya, camianın çocuğu diye hak etmediği parayı alan Göksenin'e ya da emekliliğine günler kalmış Angelo Caloiaro'ya bir şey anlatamaz. 2-3 Milyon Dolar'a takım kurulduğu sürece kuyruğumuzu kovalar dururuz. Bizimle seviye atlayan oyuncuları da tutamayız.

Sen bütçeyi en az 6 Milyon Dolar yap. Kaliteli yerli oyuncuları takıma getir. Sonra koçtan başarı bekle.
 
Son düzenleme:
Bu kadar düşük bütçeyle takım kurduktan sonra ister Steve Kerr gelsin ister Eric Spoelstra gelsin ne fark eder. Az paraya oynar diye getirdiğin Mahir Ağva'ya, Yunus Emre Sonsırma'ya, camianın çocuğu diye hak etmediği parayı alan Göksenin'e ya da emekliliğine günler kalmış Angelo Caloiaro'ya bir şey anlatamaz. 2-3 Milyon Dolar'a takım kurulduğu sürece kuyruğumuzu kovalar dururuz. Bizimle seviye atlayan oyuncuları da tutamayız.

Sen bütçeyi en az 6 Milyon Dolar yap. Kaliteli yerli oyuncuları takıma getir. Sonra koçtan başarı bekle.
Bu mantık doğru değil bu takımı da bu koç kurdu. Bu bütçelerle şampiyonluk beklemiyoruz elbette ama bu sonuç da başarılı değil. Bursa ile Karşıyaka ile öyle aranda çok bütçe farkı yok. Onlar iyi yönetiliyor sen kötü yönetiliyorsun. Çok çok kötü denilen beşiktaş kazanırsa aranda 2 galibiyet fark olacak. Dolayısıyla yaşattığı heyecan için teşekkür edip yolları ayırmak gerekiyor.
 
Son periyotta tam farkı eritmeye başlamıştık iki basit top kayıpları sonrası gelen 4 sayı ile Karşıyaka yeniden rüzgarı arkasına almaya başladığı anda üç mola hakkımız varken koç neden mola alıp müdahale etmedi akıl alır gibi değil. Molaları kullanmayınca bir dahaki maça mı molaları götüreceğiz ne yapacağız anlamadım.

Karşıyaka maça iyi başlamış olsa bile bence iyi bir takım değiller, bir çok zaafları var biz bugün yeteri kadar mücadele etmedik. Bireysel yetenek seviyesi belli olan bir takımız bu yüzden de Limoge maçında olduğu gibi içeriyi sürekli tehdit edip asist üzerinden oynasaydık bence maçı kazanırdık.

İkinci olarak Sadık bu kadar kötü oynarsa işimiz her maç çok zor olur çünkü Göksenin dışında oynayıp katkı verecek oyuncumuz kalmıyor. Bence gelecek yılın yerli oyuncu şablonu bugünden itibaren hızla yapılmalı, bonservisi ile kesin olarak almak istediğimiz oyuncular varsa şimdiden söz kesilmeli ve transferi bitirilmeli. Yabancı kadron ne kadar iyi olursa olsun yabancı sınırlaması varken iyi yerli oyunculara sahip değilsen bu ligde işin çok zor olur.

Üçüncü olarak bence koç formsuz ve istikrarsız bir maç iyi yaptığımız şeyleri diğer maç göremiyoruz bu da teknik ekibin oyuncuları maçlara iyi hazırlayamadığından kaynaklı diye düşünüyorum. Buradan Pistiolis gitsin demiyorum yanlış anlaşılma olmasın, bütün teknik ekip olarak oturup hatayı nerede ve nasıl yapıyoruz diye düşünmeleri gerekiyor.

Dördüncü olarak bence Mcgee ve Hummer gönderilip yerine gerçekten oyunu iyi yönlendiren biri alınmalı, zaten gelecek oyuncu oyuna iyi yön veren biri olduktan sonra kendisi de iyi bir skorer olmasa bile alan bulup Mcgee kadar skor üretebilir.

Bir önceki maç dediğim gibi çok hızlı, tempolu oyun oynamak yerine topu iyi paylaşıp, hücum süresini sonuna kadar kullanıp dengeli ve her hücumda topun herkesin eline değdiği topun kaliteli paylaşıldığı bir oyun bizi ileri götürür.
 
Değerli arkadaşlar, elimizde olsa da diğer takımların bütçelerini görse ama biliyoruz ki Bahçeşehir’in, Karşıyaka vb lerinin bütçesi bizden fazla değil. Öyle olsa Angola’yı alamazlardı. Bizim tek sorunumuz kusurlu bütçemizin yönetilememesi. Bu takımdan kimi isterseniz başka takıma yollayın taş gibi oynar ama şampiyon yapamaz. En çok anlatmak istediğim konu bu yetenekli kadronun yerli bir koça emanet edilmesi, belki oyunumuz gelişir. Aksi takdirde bu koç ile küme düşme riskini büyük oranda yaşarız. Artık birileri bu sorunu görsün ve çözsün diye bekliyorum
 
Bahçeşehir Koleji'nin bütçesi bizden oldukça fazla. Jamar Smith - Kartal - Jaka Blazic - Yiğit - Jerry Boutsiele beşlisi 3 Milyon Dolar'dan fazla alıyorlar. Yani 5 oyuncuyla bütçemizi geçmişler.

Pınar Karşıyaka'nın bütçesi de bizden biraz fazla. Sadece Delgado- McCollum - Kuzminskas- Kenan dörtlüsünün aldığı para 2 Milyon Dolara yakın.

Bursaspor'un bütçesi bile son transferle bizim bütçemizi geçmiş durumda.
 
Bahçeşehir Koleji'nin bütçesi bizden oldukça fazla. Jamar Smith - Kartal - Jaka Blazic - Yiğit - Jerry Boutsiele beşlisi 3 Milyon Dolar'dan fazla alıyorlar. Yani 5 oyuncuyla bütçemizi geçmişler.

Pınar Karşıyaka'nın bütçesi de bizden biraz fazla. Sadece Delgado- McCollum - Kuzminskas- Kenan dörtlüsünün aldığı para 2 Milyon Dolara yakın.

Bursaspor'un bütçesi bile son transferle bizim bütçemizi geçmiş durumda.
Karşıyaka için ksk lı arkadaşım söylemişti. Basketbolda transfer oluyor ancak bütçe aşıldı ve eksiye yazıyor demişti.
 
Uzun süre sonra merhaba. :) 2015'in son, 2016'nın ilk günlerinde Galatasaray-Fenerbahçe kadın basketbol maçına dair basketbol federasyonu ve kurullarının aldığı; Euroleague ve kadınlar basketbol liginin bugününe dek şekil veren karar sonrası Adorno'dan alıntıyla şiir artık mümkün değil. Ruh değil de madde anlatacağım sizlere naçizane. :)

Kayda değer bir zaman diliminin ardından foruma yazmam sonucuna zemin hazırlayan, aktörlüğümde kırılmalara yol açan Rusya-Ukrayna savaşı çerçevesinde Rus takımlarının uluslararası organizasyonlardan izole edilmesiyle aradan geçen 11 aylık zaman diliminde Dünya'daki para miktarı arttı, önde gelen sporcu niceliği değişmedi. Sonucunda erkek basketbolda Avrupa genelinde Anadolu Efes, Fenerbahçe Beko, Barcelona, Real Madrid ve Olympiakos beşlisinde; can alıcı bölümdeyse Dünya'da Asya'nın bir bölümündeki basketbol liglerinde kayda değer kadro; rotasyon birleşimleri oluştu. Burada belirleyici bölüm Kapitalist üretim ilişkileri dahilinde elbette ki kulüp bütçeleri.

Bu ortamda mevcut bütçe ve takvimdeki maç sıklığıyla biz yerel basketbol liginden fiziksel ve zihinsel olarak koptuk. Karşıyaka benzeri bütçe çerçevesinde aynı uzaklaşmayı bizim de yer aldığımız Avrupa kupasında yaşadı. Benzer bütçeyle sezonu yaşadığını düşündüğüm Bursaspor ise geçtiğimiz sezon Eurocup'ta deplasmanlar üzerinden finale dek ulaşan Eurocup serüveninin etkisi; edindiği deneyimin sonucunda kayıpları yerel lige ve Avrupa kupasına dağıtarak devam ediyor. Salonları, tribünleri itibariyle cezbeden bu üç kulübün ekstrem kayıplarına tek tek girebilmek yaz döneminde ancak mümkün olacak; sert takvimde sıra dışı skorların idrakını sezonun bitimi mümkün kılacaktır. :)

Ligde play-off'ta Türk Telekom eşleşmesini, Ankara'da dolu bir deplasman tribününü ve göreli saha avantajını aramak; Fiba Şampiyonlar Ligi'ndeyse 92 Barcelona Olimpiyatları sonrası İspanyol kulüplerinin dominasyonunun etrafında alternatif ilk şampiyonluk adayı olabilmenin peşinden gitmek sezonun öngörülen geleceğini oluşturur gibi duruyor.

Geçtiğimiz sezona dair Batı Ataşehir'deki galibiyetin yanı sıra özellikle Avrupa basketbolunun izlendiği her mekansal bağlamda karşılık bulan; Anadolu Efes'i 2019'dan itibaren ilk kez bu kadar kroke bir pozisyona düşüren play-off yarı final serisi ilk maçındaki galibiyet için Andreas Pistiolis'e ve ikinci paragrafta belirttiğim ülke ve coğrafyalarda basketbol oynamayı sürdüren tüm oyunculara bir de Gsbasket üzerinden teşekkür ediyorum. Maçı televizyon karşısında ayakta, bilfil yaşayarak izlemek çok keyifliydi. :)
 
Mcgee'nin teknik faul aldığı pozisyonda Mcgee haklı ona faul var ama hakem faulü vermediyse hakemle uğraşmak yerine savunmaya dönmek gerek, bütün oyuncuların hakeme itiraz etmesi yersiz, psikolojik olarak bu kadar çabuk etkilenmememiz gerekiyor.

Bu arada ilk yarıda aynı faulü Mcgee Mccollum'a yaptı ve faul verildi bunun gibi birbirine benzeyen üç ya da dört faulümüz daha verilmedi, açıkçası hakemler ya çok istikrarsız ya da maçlara art niyetli bir şekilde çıkıyorlar, önceden kafalarında bir kurgu oluşturup maçı öyle yönetiyorlar.

Bu itirazları daha çok kenar yönetimin yapıp haklı olduğumuz pozisyonlarda hakemi baskı altına alıp kenardan atılma pahasına yapmaları gerekiyor. Pistiolis'te bunu yapacak bir karakter oluğunu düşünmüyorum. Hem zaten koçun kendini attırması mantıksız olur, burada bunu yardımcı koçlar ve az süre alan oyuncular üzerinden yapmak daha akılcı olur. Gönül isterdi ki bu oyun sadece çıkıp sahada kazanılıp kaybedilsin, ama maalesef öyle olmuyor, hayatın her alanında olduğu gibi iyi niyetli ve sakin tavrı olan insanları güçsüz zannedip istedikleri gibi ezip onlara istedikleri her şeyi yaptırabileceklerini sanıyorlar. O yüzden ister kendi hakkımız olsun ister başkasının bunu görüp ses çıkarmazsak yarın bizim başımıza bir şey geldiğinde yanımızda kimseyi bulamayız.

Güzel bir örnek vardır, cennette yaşayan bir Türk cehennemi merak eder ve gezmek ister, bunu alıp cehenneme götürürler, üç büyük kazan ve kazanın altında ateş alev alev yanmaktadır, ilk kazanda Fransızlar var tam Fransızın biri kazandan çıkacakken kazanın başında elinde sopayla bekleyen zebani Fransıza vurup kazana geri iter, ikinci kazanda Almanlar yanıyor tam Almanın biri kazandan çıkacakken o kazanın başında bekleyen zebani Almana vurup kazana geri düşürür, üçüncü kazanda Türkler var ama kazanın başında zebani yok, cehennemi gezmeye gelen Türk bunu görüp bizim Türkler ne güzel kaçmaya çalışmadan sabredip cezalarını çekiyorlar der, ona cehennemi gezdiren zebani yok onlarda kazandan kaçmaya çalışıyorlar ama ne zaman tam biri kazandan çıkacak olsa kazandakiler onu tutup tekrar kazanın içine geri çekiyorlar diyor. Yani biz böyle olmayalım, içimizden ülkemizden hak ederek ne kadar çok başarılı insan çıkarsa bizlerde kendi kişisel başarılı olma çıtamızı ve hedeflerimizi o kadar yükseğe koyabiliriz. Yoksa diğer türlü daha uzun süre şampiyonlar ligi açılış seramonisine ağzımız açık bakar, başkalarının bilim, kültür, sporda geldiği yerlere vay be elalem yapıyor diyerek hayıflanıp bakmaya devam ederiz.
 

Üst