Konu projeyse, herhangi bir kulübün yaptığı herhangi bir projeyi biz yapmayız. Yapamayız demiyorum yapmayız. Yapmazlar!... Boş yere birbirinizi kırdığınızla kalıyorsunuz. Bahsedilen konular da çok uçuk senaryolar değil, ne yazık ki basketbolun içinde dönen hadiseler. Galatasaray kendi iç dengeleri(!) ve ahbap-çavuş ilişkileri sayesinde bunu bile beceremediği için bugün bu noktada Erkek basketbolda. Erkekler-Kadınlar toplamda 4 Avrupa kupası olan, Engelsiz Aslanlar ile dünyayı domine etmiş bir şube. Şu sportif tarihin 10'da 1'ine sahip olabilmek için canından can verecek sermayelerin takımlarına karşı maymun olup duruyoruz. Sırf basketbolun saha dışı işleyişine ve gerçeklerine sırtımızı döndüğümüz, elin oğlu yapmasın bizim yeğenler yapsın inadımız yüzünen...
Ertuğrul Erdoğan'ın iki sezondur oynadığı, toplama takımla streetball tarzı doğaçlama basketbol kumarı bu sene tutmadı. Ya da kantarın topuzu iyice kaçtı aşırı kırılgan oyuncular denk geldi. Hangisi olduğunu söylemek benim için zor. Net tarihlere odaklanmak da yanıltıcı olabilir belki. Milletin kadroları bitirdiği dönemde biz GM'yi şutlasınlar diye canımızı yiyorduk; şubenin başına kim geldi, kimdir necidir, neler yapabilirin hesabındaydık. Beşiktaş'ın yaptığı da denize düşenin yılana sarılması gibi bir konuydu aslında. Attıkları zar tuttuğu için bugün övülüyor. Yoksa Haziran sonu falan artık organizasyonu düzgün takımlar için çok geç tarihler...
Kadınlarda da Erkeklerde de bunun ceremesini çektik. Kadınlarda şansımız bir derece daha yaver gitti, fena olmayan oyuncular toplayabildik. Sezon devam ederken ihtiyaç dahilinde takviye yapıldı yıllar sonra.
Erkeklerde ise pozisyon alınmakta hep geç kalındı. Ertuğrul Erdoğan eşine dostuna başka takımlarla görüştüğü, hatta başka takımların onun için ölüp bittiği haberlerini yaptırmaya başladığında gönderilmeliydi belki de. Ama onunla ve kadrosuyla sezona başlandı. Ömer Uğurata ile yürümeyeceği izleyen bizler için belliydi. Ama vahim olan konu idari tarafta da bunun belli olma ihtimali bence. Neticede kimse de Efes ve Fener'e yenildi diye koç kovmaz bu ligde, akla mantığa aykırı. Eninde sonunda göndereceğin bir koçla (yanılmıyorsam)5 maça daha çıkmak, hele hele onun oyuncu havuzundan 3 transfer yapmak çok çok büyük ihanet. Hem de oyuncu satışından gelmiş süpriz ama hızır gibi yetişmiş bir bonservis parasıyla...
Ekrem hocayla görüşmelerin çok fazla sürmediği, hocanın doğru dürüst şart bile konuşmadan geldiği söyleniyor. Bu enkazı camia dışından birinin üzerine para versen de almayacağı çok barizdi zaten. Ertuğrul Erdoğan'ın gönderileceği konusu belli olduğunda hocaya gidilseydi, hocaya en azından bir düşünme-araştırma süresi ve ihtiyacı dahilinde 2-3 transfer yapma hakkı verilseydi belki ölüyü diriltme şansımız olurdu. Bence eleştirilecek en önemli konu Ertuğrul Erdoğan'ın gönderilmesi-Ömer Uğurata dönemi-3 transfer ve sonrasında Ekrem Memnun'un geldiği dönem.
İlk hafta Efes'in 80'de bıraktığı maç hariç 85'in altında yediğimiz maç yok, 90'ın altı bile istisna neredeyse. Bu takımı kampa alsan 3-4 ay sadece savunma çalıştırsan belki biraz yol alabilir. Onda da basketbola yeni başlamış altyapı oyuncuları gibi hırsla istekle çalışırlarsa. O kadar acı bir tablo var karşımızda, kimse kusura bakmasın. Böylesine işlerin kötü gittiği bir sezonda elimizdeki son kurşun böyle acemice atılırsa atan eleştirilir de, başka şeyler söylenir de...