BSL 8. Hafta | Pınar Karşıyaka 84-55 Galatasaray Doğa Sigorta

Bu işin Zach Auguste ile, Tai Webster ile, Lazeric Jones ile olmadığını. Neden olmayacağını size Temmuz - Ağustos ayında defalarca anlattım. Kiminle niye inatlaşıyorsunuz, bu insanlar size düşman değil. Herkes takımın daha iyi olmasını istiyorken Webster, Auguste ısrarı ile koca bir sezon daha çöpe gidiyor.

Oynamayacaklar abi. Gerekirse bu takımda Emir oynayacak, altyapıdan adını bilmediğimiz bir çocuğu koyun gerekirse ama bu heriflere artık bu formayı giydirmeyin.
 
Rakibin tek 5 numarası Semih Erden, o da faul problemine giriyor ama Zach Auguste rezilleri oynuyor. Gerçekten söyleyecek bir söz bulamıyorum. Evet bütçemiz dar ama Webster, Auguste, Jones arada iyi maçlar çıkarsalar da toplam faydada bize her zaman zarar yazıyorlar ve yazacaklar.
 
20'de 5 üçlük, 25-12 mi ne serbest atış, az top kaybına rağmen skor potansiyeli düşük bir takımdan rölantide oynanan 1.5 periyoda rağmen 85 sayı. Hem taktiksel, hem de emek olarak tek kelimeyle utandıran bir maç. Biz yetersiz olduğumuz için değil, yumuşak olduğumuz için deplasmanda maç kazanamıyoruz. Savunmada herkese oley çektirirsen zaten ribaund olarak uyuşuk bir takım olduğun için oyunun iki tarafında da böyle rezil oluyorsun işte. Denebilecek bir şey yok, tam anlamıyla bir hayal kırıklığı.
 
Bu mağlubiyetin oyuncu kalitesiyle bir alakası yok, karşımızdaki rakip de bizden 4 gömlek üstün bir kadro değil. Ama oyunun iki tarafında da bu kadar uyuşuk ve korkak olursan maç kazanman çok güç. Bu kadro sahada rakip kadar kavga etmediği her türden maçı kaybedebilir. İsterse Avrupa'nın en iyi takımına karşı olsun, isterse TBL'in en kötü takımına. Bugün elimizin ucuyla top oynadık ki bu takımdaki esas amaç oyun ezberinden önce oyun karakterini oturmak olmalıydı. Maalesef o konuda en ufak bir gelişme kaydedememişiz. Evet işin hücum tarafında guardımız olmadığı için iyi organize olamamış olabiliriz ki bu buna rağmen kaçan ve daha kötüsü atılmayan üçlükleri ve serbest atışlardan iade edilen 10 sayıyı açıklamaz ama işin savunma tarafındaki çabasızlık, toptan kaçma ve en çok sinir bozan takım halinde ribaund için emek harcamama durumu bizim için skordan çok daha büyük vehamet. 2.5 milyon dolarlık takımla 40 milyonluk Barca esnekliğinde maç oynamaya çalışırsan böyle bir mağlubiyet de kaçınılmaz olur. Bunun sorumluları cevabını vermeli, kadroyu filan geçtim artık zaten bu saatten sonra o noktada bir şeyi değiştirebilecek gücün de yok ama bu kadar karaktersiz oyunun mantıklı bir açıklaması yapılmalı.
 
Hocanın henüz ne dediğini görmedim ama eğer oyunu istatistiğe bağlayacaksa zaten neden yenildiğimizi anlamamış demektir. Takımda ciddi bir kopukluk var ve bu giren çıkan 2-3 şutla açıklanabilecek şeyler değil. Geçtiğimiz seneki savunma ritminden tamamen uzaklaşmış, bireysel yeteneğe dönük bir takım var. Karşıyaka, Tofaş'tan daha iyi savunma yaptığı için zaten bu fark açıkçası çok da sürpriz değil. Takım içinde nasıl bir çözüm bulunur bilmiyorum ama zihinsel olarak toparlanmanın bir yolu var mı o daha zor bir soru.
 
Hocanın henüz ne dediğini görmedim ama eğer oyunu istatistiğe bağlayacaksa zaten neden yenildiğimizi anlamamış demektir. Takımda ciddi bir kopukluk var ve bu giren çıkan 2-3 şutla açıklanabilecek şeyler değil. Geçtiğimiz seneki savunma ritminden tamamen uzaklaşmış, bireysel yeteneğe dönük bir takım var. Karşıyaka, Tofaş'tan daha iyi savunma yaptığı için zaten bu fark açıkçası çok da sürpriz değil. Takım içinde nasıl bir çözüm bulunur bilmiyorum ama zihinsel olarak toparlanmanın bir yolu var mı o daha zor bir soru.

Bu kadar istikrarsız çember savunucu ve kötü kısa savunmacılarla istikrarlı bir savunma yapman teknik olarak çok zor zaten. Bu takım olağanüstü çabayla deplasmanlarda en iyi ihtimal ortalama bir savunma takımı olabilir ama bu tatmin etmeyecek çaba bile bizim savunmadan beslenen hücumumuzu canlandırıp çift taraflı bir etki yapabilir. Bu takımın potasında 85 sayı gördüğü hemen her maçı 30 sayıyla kaybetme riski var çünkü yarı sahada o kadar etkisiziz ki bugünkü Karşıyaka gibi biraz topa baskı yapan her takım temiz ribaunddan sonra bizim tembel savunmamız içinde potaya gidebilir. Yani Auguste'un artık bence ciddi gönderilmesi lazım. Hayatımda gördüğüm en tek taraflı pivotlardan biri olabilir. Adam çıkıyor 15'te 13'le 30 filan atıyor ama maçı izleyince yine görüyorsun ki performans olarak en üst düzey gününde bile bu katkının en az yarısını götürebilecek bir oyun oynamış. Elinde guard olmayan takım için Arapovic'le birlikte 4 uzun her türlü çok risk. Hele Moore ve Whittington zaten hali hazırda hem 4'ü, hem de 5'i oynayabiliyorken.

Bugün Ege bile ondan fazla fayda sağlarken Auguste hangi getirdiğiyle sahada onun kadar kalmayı başarmış mesela. Euroleague seviyesinde bile guard konusunda sıkıntı yaşayan takımlar var ama çemberini istikrarlı şekilde savunamayan hiçbir takım bu seviyede başarılı olamaz. Hiç transfer yapmayacaksak da Auguste'u gönderip Moore'u tutmalı ya da en kötü ihtimal Auguste'u benchten getirip sürelerini de 16-18 dakika bandında sınırlandırmalıyız. Ayrıca artık yabancı oyuncu kesintisini de mümkünse Auguste'dan en kötü uzun rotasyonundan kullanıp Lazeric'i de olsa kadroda istikrarlı şekilde tutmalıyız. Lazeric'in en kötü hali bile bu takıma Auguste'un zirve performansı kadar zarar vermez. Ayrıca elinde 4 tane uzunun varken guard pozisyonunu istikrarsızlığın ağababası Tai ve Can-Emir rotasyonuna emanet etmek neresinden bakarsan mantıksızlıktır. Şu yapının çok başarılı olabilecek hali yok ama hiç yoktan taraftarını utandıran bir takımı ortaya çıkarmamak için bu radikal değişiklikleri yapmak mecburiyetindeyiz.
 
Bu kadar istikrarsız çember savunucu ve kötü kısa savunmacılarla istikrarlı bir savunma yapman teknik olarak çok zor zaten. Bu takım olağanüstü çabayla deplasmanlarda en iyi ihtimal ortalama bir savunma takımı olabilir ama bu tatmin etmeyecek çaba bile bizim savunmadan beslenen hücumumuzu canlandırıp çift taraflı bir etki yapabilir. Bu takımın potasında 85 sayı gördüğü hemen her maçı 30 sayıyla kaybetme riski var çünkü yarı sahada o kadar etkisiziz ki bugünkü Karşıyaka gibi biraz topa baskı yapan her takım temiz ribaunddan sonra bizim tembel savunmamız içinde potaya gidebilir. Yani Auguste'un artık bence ciddi gönderilmesi lazım. Hayatımda gördüğüm en tek taraflı pivotlardan biri olabilir. Adam çıkıyor 15'te 13'le 30 filan atıyor ama maçı izleyince yine görüyorsun ki performans olarak en üst düzey gününde bile bu katkının en az yarısını götürebilecek bir oyun oynamış. Elinde guard olmayan takım için Arapovic'le birlikte 4 uzun her türlü çok risk. Hele Moore ve Whittington zaten hali hazırda hem 4'ü, hem de 5'i oynayabiliyorken.

Bugün Ege bile ondan fazla fayda sağlarken Auguste hangi getirdiğiyle sahada onun kadar kalmayı başarmış mesela. Euroleague seviyesinde bile guard konusunda sıkıntı yaşayan takımlar var ama çemberini istikrarlı şekilde savunamayan hiçbir takım bu seviyede başarılı olamaz. Hiç transfer yapmayacaksak da Auguste'u gönderip Moore'u tutmalı ya da en kötü ihtimal Auguste'u benchten getirip sürelerini de 16-18 dakika bandında sınırlandırmalıyız. Ayrıca artık yabancı oyuncu kesintisini de mümkünse Auguste'dan en kötü uzun rotasyonundan kullanıp Lazeric'i de olsa kadroda istikrarlı şekilde tutmalıyız. Lazeric'in en kötü hali bile bu takıma Auguste'un zirve performansı kadar zarar vermez. Ayrıca elinde 4 tane uzunun varken guard pozisyonunu istikrarsızlığın ağababası Tai ve Can-Emir rotasyonuna emanet etmek neresinden bakarsan mantıksızlıktır. Şu yapının çok başarılı olabilecek hali yok ama hiç yoktan taraftarını utandıran bir takımı ortaya çıkarmamak için bu radikal değişiklikleri yapmak mecburiyetindeyiz.

Sene başında Tanju abi yazmıştı yanılmıyorsam 3 kısa, 4 uzun şeklinde bir plan olacak diye. Bu tercihin yanlışlığından bahsetmiştim. Aslında sonra 6 yabancıya dönsek de yine 3 kısa 4 uzunlu bir sistemle karşı karşıya kaldık. Planladığımızdan daha uzak ve daha kötü şekilde. Hep söylediğim şey var, hoca teşhisi yanlış koydu, tedavi de yanlış oldu haliyle. Webster-Auguste'nin kaldığı gün bu takımın tavan olarak bir yere ulaşma şansı kalmadı zaten. Arapovic iyi dönerse bi ihtimal Zach'ten kurtuluruz ama hocanın bu konuda ezberini değiştireceğini zannetmiyorum. Guard konusunda zaten sene başından beri söylüyorum bu adamlarla olmayacağını.

Auguste konusunda düşüncemi, geldiği ilk günden beri bilmeyen yoktur zaten. O yüzden oraya pek girmeyeceğim. Belki dönemsel bir düşüş var takımda ama takım biraz toparlandığında da reaksiyon verebileceği maç sayısı bir elin parmağını geçmeyecek zaten.
 
Galatasaray gibi bir ismi 2-3 M bütçe ile idare edemezsin zaten sorun orada başlıyor. Etmeye çalışırsan da illa bi yerden patlak verir, hava kaçırırsın. O vana patlamasa diğeri patlar, o patlamasa öteki patlar.. Adam gibi bi yönetim gelecek de, bütçe ayıracak da, iyi bi planlama yapacak da.... Ne bekliyorsunuz ki hayaliniz nedir şu şartlarda? Bunlar zaten olacak. Ha sahada gerçekten “kötü” bile denmeyecek acayip bi oyun gibi bir şey vardı, oyun bile demeye varmıyor dilim siz düşünün.
 
Yenilmek sorun değil ki, eminim bizim bütçelerimizde ki diğer takımlar 30 sayı fark yemez. Mesela lige yeni çıkan Bursa dahil bu kadar farkla mağlup olmaz. Hatta mac ikinci çeyrekte kopmaz.
 

Üst