Sopron gibi vasat bir takıma karşı oyunun hiçbir bölümünde maça ortak olamadık ne yazık ki. Kadromuz EL için çok yetersiz. Her molada “cim bom bom” diye bağırıyoruz ama parkede etkisini göremedik maalesef. Kalp kıran bir mağlubiyet oldu.
Kuanitra, Mercedes, Zofia derken umarım takımı sezon başından beri buraya getiren; hatta Efe Güven'in 3 sezondur oynatıp çok verim aldığı oyunu ve dinamikleri kaybetmeyiz umarım. 2016-2017'de Maljkovic benzer bir felsefeyle adeta şapkadan tavşan çıkardı. 2017-2018'de alakasız bir kadroyla aynı oyunu denedi neredeyse küme düşecekken bazı oyuncuların insiyatif ve fedakarlığıyla o sezon kurtuldu. 2018-2019'da yine yeni bir kadroyla aynı oyunu oynadık. Geçen sezon daha isabetli takviyelerle oyunu ileriye taşıyarak oynadık. Bu sezon malesef bambaşka bir takımla başladık ama yine belli bir seviyeye geldi aynı oyun.
Önce Bella-Mercedes değişikliği. Şimdi de Kuanitra... Şu an için bizi geriye götüren iki hamle oldu. Belki koç ve takım bir şekilde bir çözüm bulacak, bu isimlerin de optimumu verdiği bir oyunu oturtacak. Ama o arayış, deneme ve alışma döneminin kayıplarla geçme ihtimali var. Sopron gibi bir takma karşı bu oyunu ilk defa denemek de talihsizce oldu.
Eurocup şampiyonluğu beklenen bir şey değildi belki o dönem ama oralara ciddi fazla oyuncu vardı Quigley gibi. Quigley'in seviyesi Hartley'den bile yukardayken Courtney ile kıyaslayamayız bence. Courtney saf skorerken Quigley toplu topsuz iyi yaratıcıydı ki bir de Işıl faktörü vardı o zaman. Gerçi o takımın yetenek tavanı Quigley hariç şu takımın 2 kat falan gerisindedir muhtemelen.
Quanitra da bence bu 3 güne dair yegane olumlu şeylerdendi. Courtney baskıdan kurtulamayınca kısalar bir türlü onu kullanmayı beceremedi ama iyi savunma yaptı bence. Onlar fizikli kısalarla çok üstün geldiler bize karşı.