ÇT: Şu an en iyi koçlar kimler?
EA: Sonuçlar konuşulur. Her kazanım, her oyun, her saniye, Avrupada’daki her basketbol önemli ve Nba’den farklı. Bu alandaki iyiler en sonunda kazananlar olacak. Onları karşılaştırmak kolay değil. Bu insanlar farklı şartlar altında çalıştıkları için kıyaslamak zor. Onların çoğu ile kişisel ilişkim var. Obradovic, İvkovic ve daha fazlası. Bunlar tartışmasız en iyi koçlar. İvkovic’e gelince 69 yaşındaki bir adam için bu zekayla ilerlemek, zeki küçük değişiklikler yapmak, ne zaman hangi kartı oynayacağını bilmek çok etkileyici. Obradovic harika, Pascual, Blatt ve Piangiani de harika.
ÇT: Obradovic’in 1 numara olduğunu söyleyebilir miyiz?
EA: Galiba öyle. Farklı takımlardan da söz edebiliriz. Bilinenlerin arkasında ama iyi olanlar. Mesela Sasa Obradovic gibi. Onun takımları kortta ne yapacağını her zaman iyi bilir. Luka Pavicevic de öyledir. Bu sezon çok kötü bir şekilde takımdan ayrılmasına rağmen Oded Katash da iyidir. Onların çalışmalarını analiz etme şansım oldu ve onların yaklaşımlarını, hem ofans hem de defans felsefelerini beğendim. Bu konuda biraz duygusal olabilirim. Bu camiada en iyisini her zaman seçemeye bilirim.
Temel olarak, basketbolda sevdiğim şey, hızlı hareket, basketbolla ilgilenmek, iyi karar verme, ok farklı oyuncular kullanma, takım kazancı için yeteneklerini maksimuma çıkarma, egolarını tatmin etmekten ziyade yeteneklerini çalışma mekanizması olarak birlikte kullanma, kortta belli bir ritimde oynamadır. 2003’de U19 Dünya Şampiyonası’na gittim. Çok iyi bir turnuvaydı. Bogut, Engin Atsür, Roko Ukic gibi harika yetenekler vardı. Schortsianitis, Barea, Kleiza gibi. Litvanya’nın koçu bu turrnuvada Kairys’di. Şu anda kendisi A milli takımın asistan koçu. Bu iyi bir koçluk seviyesinde alınan önemli bir turnuvaydı bence. Ama unutmayalım, her koç kovuldu.
ÇT: Vujosevic gibi?
EA: Kesinlikle. Bu sözler çok doğru. Bir koçu yalnızca bir maça göre değerlendirmek çok yanlış. Bir koç takımın iyi oynamasını sağlıyorsa, o kesinlikle iyidir ama takımı iyi oynamıyorsa bu onu kötü koç yapmaz, bu konuya böyle yaklaşmak lazım.
ÇT: Gelecekte sizce hangi koçlar en iyi olur? Obradovic, İvkovic ve Messina dışında iyi olabilecekler varmı ortak herkesin bildikleri hariç?
EA: Şu anki yardımcı koçların ileride koç olduklarında ne yapaklarını çok merak ediyorum. Son 10-12 yılda en iyi koçlar aynı asistanlarla çalıştı. Bu çağ bittiğinde, onların asistanları devralacak. Cska asistan koçu Sferopoulos çok iyi bir takım yönetti (Kolossos’ta) Piangiani asistan koç olarak başladı, bence farklı bir dönem başlayacak.
ÇT: Mesela, Katsikaris öyle bir koç, İvkovic’i tam olarak taklit etmiyor.
EA: Öte yandan, asistanlık döneminde deneyimli bir koçtan öğrendiğini uygulamak, bu çok iyi bir şey, üst seviye bir koça asistanlık yaparken tarzınıı geliştirmek için çok zamana gerek olmadığı için ve onunla uzun zaman geçirirsen, onun temel ilkelerine, perspektifine katılıyorsun demektir. Sadece küçük değişiklikler yapıyorsun. BU yüzden, ilerleme şansın daha yüksek. Örneğin şu an bence en iyi koçlardan biri Pashutin. Bu sezon Unics Kazan’da yaptıkları ortada ve geçen sezon Eurocup’ı kazandılar.
ÇT: Cska’da da iyiydi bence.
EA: Genç oyunculara odaklanırken ve yeni oluşum aşamasında Cska ile final foura ulaştı. Hem Blatt’ın hem de Messina’nın asistanlığını yapmak çok harika bir deneyim olmalı. Onu ciddi derecede etkilemiş ama bu deneyimden oluşturduğu sistem yönetim açısından en iyi yarı saha hücumlarından biriydi. İvkovic’in yarı saha hücumundaki seviyesine yakın buluyorum onu.
ÇT: Bu sezon Unics Kazan’ın ikinci yarılardaki performansı harika.
EA: Tamamen, Pashutin İvanovic gibi hızlı adım oyunu aracılığı ile avantaj elde etmeye çalışmıyor.
Bence biz son 10 yılda 4 temel stil gördük. Bunlardan biri MEssina stili, verilen herangi bir kadro dışında en iyisini elde etme, oyuncunun güçlülüğü ve zayıflığına göre. Benetton’da ofansif düşüncedeki Bulleri ve Edney ile Kinder Bologna takımı Euroleague finalini düşük skorlu bir maçla kazandı. Moskova’da yarattığı hairka defanslı takım da onun eseri. Türkiye’de çok tanınmayan İvanovic stili,, dünyanın öteki ucunda Vitoria varmış gibi. Bu yaklaşım çok pratik gerektiren ve yüksek tempoya ihtiyaç duyan bir yaklaşımdır. Bir İvanovic takımı sizi yenerken, sizi küçük duruma düşürebilir. Buna ritim basketbolu diyorum ben. Topu elinde çok tutan oyuncuya harika skor fırsatları yaratıyor ve onlar bu özellikten çok iyi yararlanıyorlar. Rakocevic’i de çok verimli kullandılar bu konuda. Bu sistemi bıraktıktan sonra oyuncunun nasıl oynadığını herkes gördü, daha karmaşık ve daha ofansif setlerden, öğrenmesi zor ve özel bir stile uygulaması kolay olmayan modelden oluşan bir sistemdi bu.
Üçüncüsü Maccabi ya da Gershon/Blatt stili. Gershon ve Blatt farklı ama ikisi de defans yoluyla hücuma başlıyorlar,7-8 kez geçiş ofensi oynuyorlar, diğer koçlar 20 ofens yaparken onlar sadece 5 tane oynuyor ve bunu hızlı bir şekilde yapıyorlar. Defansa gelince ofensin başlaması ile ilgili eğitimler süresince yardımcı koçun kulağını fısıldayan koç tipleridir. Bu sistemde kestirme yollara eğilimleri var, defansta çok sayıda taktiksel hareketleri, Maccabi ve Rus milli takımında gördüğümüz gibi sık matchup zoneları ve switchleri var. Gershon, bu yaklaşımın masteri diye düşünebiliriz. Oyunculara mükemmel eller, hızlı ayaklar kazandıran, birkaç oyunu yönetirken onları yüksek skorlu maça ve yüksek tempoya taşıyan bir adamdır.
Ayrıca bir de Obradovic tarzı var, modüler basketbol 3 bitirici ile 2 yaratıcı oyuncu ile iş bitirir. 2 oyuncu yaratırken diğer üçü sadece birkaç hata ile mükemmel tamamlama yaparlar. 3 top oyuncusu hata yaptığında, 2 yaratıcıdan daha çok uyarılırlar. Harika oyun hazırlığı, mükemmel taktiksel çalışma, yardımcı asistanın aşırı derece önemli olduğu maçlar. Onların oyunu temelde ikili oyunlara dayanır. Bazı oyuncular yaratıcıdır bazıları da iş bitiricidir. Oyunlar bir özel avantaja dayanabilir. Örneğin eğer Perperoğlu post up iyi işlerse ona topu iyi şekilde vereceklerini bilirler ve Calathes’in yaratıcı oyuncu olması farketmez. Perperoğlu’na oynarlar. Oyundan oyuna ortadoks olmayan değişimler yaparlar, bu da onların sağladığı avantaja bağlıdır.