FIBA Şampiyonlar Ligi

Artık basketbolun da bir Şampiyonlar Ligi var.
Tabii ki, Eurolig varlığını sürdürdüğü sürece aynı etkiyi yaratması zor, fakat en azından katılım ve rekabet şartlarının daha adilane olduğu bir organizasyon var önümüzde.

İspanyol basınının bugün açıkladığı üzere şablon şu şekilde oluşacak:
- Ligde 32 adet takım olacak ve 8'erli 4 gruba ayrılacak.
- İlk 4 takım bir üst tura çıkacak ve bu noktadan itibaren çift maçlı eleminasyon sistemine geçilecek, play-off olmayacak.
- 5. ve 6. sırayı alan takımlar Fiba'nın bir alt kupasında Avrupa serüvenine devam edecek, 7. ve 8. takımlar veda edecek.
- Son 16 ve çeyrek final turlarından sonra Final Four düzenlenecek.

Katılım şartları ise:
- Lig joint venture şeklinde düzenlenecek ve %50'si FIBA'ya ait olacak.
- Ligin haklarının %40'ı; Türkiye, İspanya, İtalya, Fransa, Yunanistan, Almanya, VTB ve Adriyatik organizasyonlarına %5 şeklinde eşit olarak dağıtılacak.
- Çek Cumhuriyeti, Belçika, İsrail, Litvanya ve Polonya federasyonları ise %2 hisseye sahip olacak.
- Hiçbir kulübün lige garantilenmiş katılım hakkı olmayacak. Prensip olarak %5 hakka sahip ülkeler iki, %2 hakka sahip ülkeler ise 1 takımla temsil edilecek.
- İspanya, Rusya ve Türkiye'ye 3. takım hakkı tanınması gündemde böylece 24 takıma ulaşılacak.
- Geri kalan 8 takım için ise böyle organizasyonlara temsilci gönderemeyen küçük ülkelere imkan tanınacak.

Şimdilik ana hatlar basına böyle servis edildi. Eurolig karşı cevap olarak takım sayısını arttırmayı düşünüyor, fakat yine de adil bir çözüme ulaşabileceklerine ihtimal vermiyorum.
Dilerim Galatasaray erkek basketbol takımı da üzerine düşeni yerine getirir ve futbolda olduğu gibi basketbolda da ilk Şampiyonlar Ligi deneyiminin bir parçası olmayı başarır.
 
Fiba Avrupa nihayet bu işe el attı. Biz pek semeyiz ama Turgay Başkan bu konuda kararlı. Eurolig bence son kararıyla kendi sonunu hazırladı. Avrupa da kapalı lig uygun olmaz. Futbol daki şampiyonlar ligi bunun göstergesi. basketbola ilgiyi artıracak en önemli konu nerede olursa olsun en küçük bir takımın bile bu lige katılma hayalini devam ettirmesidir. Düşünün Karşıyaka bu sene eurolige katılamayacaktı mesela. Bence bizim takımında euroligi bırakıp bu lige konsantre olması daha doğru olur diyorum.
 
ne kadar saçma.
bir araya gelip adam gibi bir oluşum çıkartacaklarına bölünerek güç kaybediyorlar.

EL deki lisans olayını kısmen mantıklı görüyorum. Sonuçta basketbolda futboldan farklı olan bazı şeyler var.son 15-20 yıla baktığınız zaman Türkiyede basketbolun karşılığı Efes Pilsen ve Ülker (son 9-10 yılı Fenerbahçe Ülker olarak) iken bu takımların yatırımlarının karşılığı olan el katılım haklarının arada 2-3 sene şampiyon olamadıkları için ellerinden alınması doğru değil. Bu noktada bir çok tartışma başlaytabilir ama galatasaray, beşiktaş yada başka bir takım da bu istikrarı sağlasa eminim ki onlarda a/b lisansı sahibi olacaklardır.
Tabi bu iş bugün biraz da karşılıklı hale geldi. Yani el de mücadele edecek bir takım da daha fazla yatırım yapacaktır.

Bence bu konuda ayrı ligler açmak değil çözüm. Kaliteyi düşürmeden katılan takım sayısını arttırmak gerekiyor. yoksa nba e daha çok oyuncu kaptırırlar.
 
Futboldaki gibi bir lige geçilmediği sürece iki başlı oluşumlar Avrupa basketboluna zarar verir...Benim görüşüm Euroleague'de en az 64 hatta daha fazla takım mücadele etmeli. Her ülkenin minimum 2 maksimum 4 yada 5 kontejanı olmalı. Son 32'de ligler başlamalı ve şampiyonlar direk olarak lige katılmalı. Diğer takımlarda puanlarına göre 1 yada 2 eleme oynamalı.... Neyse benim hayalim bu şekilde bir Euroleague, açıkçası tek bir ülke olunsa o zaman NBA gibi bir lig düşlenebilir ama Avrupa'dan NBA yaratılamaz, yüzlerce takım var ve yerel ligler var. Mesela Lakers'ın ABD'de de oynadığı başka bir lig var mı ? Ama madem bu şekilde 2 başlı bir oluşum var, bizim çıkarımıza en uygunu FİBA'nın organizasyonuna katılmak...Gün gelir Şampiyonlar ligi Euroleague'in popülaritesini dama atar... Bu işler hiç belli olmaz...
 
Gitsinler UEFA ile konuşsunlar, siz ŞL'yi nasıl yapıyorsunuz. Ülke puanı nasıl hesaplanıyor vs vs. Benzer şekilde mesela en yüksek puanlı İspanya 4 ŞL ve 3 Avrupa ligine takım gönderiyor. Aynısını basketbol için de uygulasınlar. Puanı yüksek olan yani çok takımlı ülkelerden 2, orta seviye ülkelerden 1 takım direk katılsın. 16'sı direk katılan 32 takımlı lig olsun, 4'erli 8 grup mesela. Ya da çok daha fazla maç olsun istenirse 8'erli 4 grup. Bu kadar takım çok denirse 12'si direk katılan 24 takım. Sonrası da play-off (24 takım) ya da iki maçlı eleminasyon (32 takım) şeklinde olabilir. Tr'den 4 takımın katılma ihtimali yüksek. Bu durumda Efes, Ülker ya da diğer ülkelerden yatırım yapan takımların önü kesilmemiş olur. En azından o kadrolarla liglerinde ilk 4'e girip (yarı final oynayıp) EL'de eleme turunu geçsinler. Geçemiyorlarsa da oturup yatırımlarını düşünsünler.
Bu işi de özel bir yönetimden ziyade FIBA yapsın. Daçka gibi para veren gelsin demezler bu sayede.
 
Para para para, paradan haber ver sen. Turnuvaya katılan takımları ihya edersen iyi oyuncuları toplar EL'yi silersin. Yok Eurocup ayarında devam edeceğim dersen ancak hava alırsın.
 
Para vaatlerini düşürmeleri sonucu, EL'nin asıl yüzleri yeniden anlaşma yaptı ULEB'le. Açıkçası çok uzun ömürlü olacağını düşünmüyorum SuproLeague gibi.
 
Ben yıllardır basketbolun daha popüler hale gelmesi ve NBA'e bu kadar çok oyuncu kaptırmaması için kısa bir süreliğine de olsa havuza para aktarılması gerektiğini ve bir şekilde buy out yerine futboldaki gibi daha net bir bonservis bedeline geçilmesini öneriyorum. Şöyle ki 4-5 yılllık bir yatırım yapılsa ve kulüplere para girişi sağlansa ve sonrasında örneğin OIaj gibi Macaristan'ın bir takımı yetenek yetiştirip belirli bedellere satabilse hem rekabet sağlanmış olacak hem de takımlar uzun vadeli planlar yapabilecek. Yoksa bu kısır döngü gibi devam edecek bence. Her sene F8 yapan takımlardan altı tanesi aynı olacak, parasal sıkıntıları yok, salon sıkıntıları yok, taraftar sıkıntılar yok, ayda yılda bir sürpriz olacak da falan filan.

Bu açıdan FIBA'nın girişimini mantıklı buluyorum ama bu noktada ne kadar parasal destek sağlayacakları önemli. Bununla birlikte kapalı lig sistemi yerel ligleri baltalayacaktır mutlaka, örneğin Karşıyaka'nın şampiyon olmasının bir anlamı kalmayacak bu durumda, adam zaten atılım yapamıyor bu durumda.
 
Savaş Karadağ kardeşime bilgilendirdiği için teşekkür ederiz,bazı arkadaşlarımız bölünmenin Avrupa basketboluna zarar vereceğini düşünüyorlar bende aynı düşüncedeyim isteseler uzlaşabilirlerdi ama bu meselede niyet farklılığı ve bencillik anlamında menfaat çatışması olunca bölünme kaçınılmaz olmuş görünüyor,
bu iki taraftan bencil olanıda EL olarak görünüyor zira hak edene göre değilde parası çok olana imtiyaz tanıyorlar bkz.Daçka Doğuş'un doğru dürüst taraftarı bile yokken Parayı basıp EL'e katılması en bariz örnektir ama bu adaletsiz katılım konusunda ileriki zamanlarda EL'in bu işten çok zarar göreceği kanaatindeyim sadece parayı devreye sokarak ve kapalı lig usülü ile bu işi hakkıyla yapabileceklerini sanmıyorum bu işin sonu pişmanlıktır umarız öylede olur.

Kulübümüzün ise Fiba Şampiyonlar Ligi'ne katılıp gerekli yatırımları yapması daha elzemdir.(y)
 
Turgay ın organizasyonunda ne işimiz var Allah aşkına. Bizim yerimiz Cska nın, Real'in, Barca nın, Pao'nun, Oly'nin olduğu yer olmalıdır.
Kazanırız Eurocup'ı, yada ligi kapıdan giremediğimiz yere bacadan gireriz.
 
Parayı verseler zaten Euroleague takımları burada olacaktı. Burasıda aynı şekilde 16 veya en fazla 20 takımlı kapalı bir lig olacaktı. Vaadettikleri parayı veremeyince böyle bir turnuvaya döndüler. Real, Pana, Barça, Oly, Cska vs vs vs diğer taraftayken bu organizasyonunun hiçbir cazibesi yok. Eurocup'ı kazanıp orada yer almalıyız biz burası eurocup'tan hallice bir organizasyon olacak.
 
Arkadaşlar yapmayın ALLAH aşkına paralı ve kapalı lig usülü oldukça Galatasaray'ımız orada barınamaz barındırmazlar bunun çeşitli sebepleri var hem kulüp nezdinde kaybettiğimiz itibar sorunu var hemde parayı veren düdüğü çalar misali pusuda bekleyen Daçka Doğuş var her yıl bizi alacaklar diye beklemeninde anlamı yok en iyisi ' Bizim elimizi kolumuzu bağlayan beceriksiz ve ne zaman yalan söyleyecekleri belli olmayan yönetim sorunumuz var ' bu yönetimden az çok yatırım bekleyip FŞL'igine katılmamız en mantıklı yoldur EL'in kapısında dilenecek kadarda düşmedik hani.
 
Bu konuda karar vermek ve bir fikir oluşturmak için henüz çok erken...Ancak birkaç noktayı hatırlatmakta yarar var ve bunların en önemlisi sanki Eurolegue parası olanı kayıran ama FİBA böyle değil gibi bir hava oluşmuş...FİBA Milli turnuvalarda bile , wildcardları başka bir kritere bakmadan para veren ülkeye veren bir organizasyon...Turnuva, FİBA'ya geçerse durum değişecek gibi bir hava oluşmasın, FİBA'da daha da beter olur..Çünkü, Eurolegue'in nihai bir Euro NBA kurma hayali varken, FİBA sadece paranın peşinde bu bilinmesi gereken en önemli nokta...BU durum futbol şampiyonlar liginle kıyasalanamaz çünkü gelirler ve gelir dinamikleri çok farklı..Geniş zamanda daha detaylı olarak paylaşırız...

İkinci en önemli nokta, Eurolegue takımlarından en az 2-3 tanesini çalınmadan turnuva ilgi çekmez, gelirleri minimum seviyede olur ve ikinci sene düzenlenmesi bile çok zor...Peki çalması mümkün mü ? Biraz zor çünkü bildiğiniz gibi Eurolegue ortakları takımlar ve hatta bildiğim kadarıyla VTB'nin bile küçük bir hissesi var ...Bu ekonomik ve idari tüm kararların takımlara ait olduğu ve hatta takımlara dağıtılan gelirlerden hariç şirket gelirlerinden dahi kazançları olduğu anlamına geliyor...Şimdi bu takımlar neden %50'si Fİba'ya geri kalanıda ülke federasyonlarına ait bir turnuvaya katılsınlar...Gelirlerinde çok büyük bir artış olmadığı sürece bu mümkün değil...Birde üstüne Lisans hakları ile ilgili FİBA'nın ortaya koyduğu net birşeyde yok..

Bunlar işin organisazyon boyutuna ilişkin birkaç nokta..Konuşulacak çok fazla şey var bu konuda da ..Gelişmeler oldukça konuşuruz...

Galatasaray Basket anlamında da konuşulacak çok şey var ve henüz bir fikir sahibi olmak için çok erken..Mesela yukarıda dediğim gibi kalıcı olması çok şüpheli bir organizyona yatırım yapmak ne kadar akılcı olur..Çok basit bir örnek vereyim mesela..Eurolegue 3 yıllık takım sıralamasında 15 sıradayız..FİBA turnuvaları puanlamaya alınmıyor bu sıralamada...Gittik FİBA Şampiyonlar ligine 2 sene denedik ve tutmadı turnuva, 2 sene sıfır çektin bu sıralamada ve seni üstlere taşıyan bir kriteri daha kaybettin...Hadi bunu kenara bırak , bu sefer sana bakış nasıl olacak yeniden başvurduğunda...Bunun gibi belirsiz olan ve konuşulması gereken çok fazla detay var..Peşin fikir sahibi olmadan gelişmeleri takip etmek gerekli...
 
Bu konuda karar vermek ve bir fikir oluşturmak için henüz çok erken...Ancak birkaç noktayı hatırlatmakta yarar var ve bunların en önemlisi sanki Eurolegue parası olanı kayıran ama FİBA böyle değil gibi bir hava oluşmuş...FİBA Milli turnuvalarda bile , wildcardları başka bir kritere bakmadan para veren ülkeye veren bir organizasyon...Turnuva, FİBA'ya geçerse durum değişecek gibi bir hava oluşmasın, FİBA'da daha da beter olur..Çünkü, Eurolegue'in nihai bir Euro NBA kurma hayali varken, FİBA sadece paranın peşinde bu bilinmesi gereken en önemli nokta...BU durum futbol şampiyonlar liginle kıyasalanamaz çünkü gelirler ve gelir dinamikleri çok farklı..Geniş zamanda daha detaylı olarak paylaşırız...

İkinci en önemli nokta, Eurolegue takımlarından en az 2-3 tanesini çalınmadan turnuva ilgi çekmez, gelirleri minimum seviyede olur ve ikinci sene düzenlenmesi bile çok zor...Peki çalması mümkün mü ? Biraz zor çünkü bildiğiniz gibi Eurolegue ortakları takımlar ve hatta bildiğim kadarıyla VTB'nin bile küçük bir hissesi var ...Bu ekonomik ve idari tüm kararların takımlara ait olduğu ve hatta takımlara dağıtılan gelirlerden hariç şirket gelirlerinden dahi kazançları olduğu anlamına geliyor...Şimdi bu takımlar neden %50'si Fİba'ya geri kalanıda ülke federasyonlarına ait bir turnuvaya katılsınlar...Gelirlerinde çok büyük bir artış olmadığı sürece bu mümkün değil...Birde üstüne Lisans hakları ile ilgili FİBA'nın ortaya koyduğu net birşeyde yok..

Bunlar işin organisazyon boyutuna ilişkin birkaç nokta..Konuşulacak çok fazla şey var bu konuda da ..Gelişmeler oldukça konuşuruz...

Galatasaray Basket anlamında da konuşulacak çok şey var ve henüz bir fikir sahibi olmak için çok erken..Mesela yukarıda dediğim gibi kalıcı olması çok şüpheli bir organizyona yatırım yapmak ne kadar akılcı olur..Çok basit bir örnek vereyim mesela..Eurolegue 3 yıllık takım sıralamasında 15 sıradayız..FİBA turnuvaları puanlamaya alınmıyor bu sıralamada...Gittik FİBA Şampiyonlar ligine 2 sene denedik ve tutmadı turnuva, 2 sene sıfır çektin bu sıralamada ve seni üstlere taşıyan bir kriteri daha kaybettin...Hadi bunu kenara bırak , bu sefer sana bakış nasıl olacak yeniden başvurduğunda...Bunun gibi belirsiz olan ve konuşulması gereken çok fazla detay var..Peşin fikir sahibi olmadan gelişmeleri takip etmek gerekli...

Durum değerlendirmeni okuyunca sadece ve kesinlikle haklısın diyorum beklemek gerekir heleki bizim başarı potansiyeli yüksek takımımız var ama bu potansiyeli bilmeyen yada görmek istemeyen beceriksiz vede yalancı yönetimin ne yapacağı belli değilken beklemek gerekli bununla birlikte doğru işler yapılırsa eğer hedef EL olarak belirlenmeli.
 

Üst