Arda Ezer
ARdaQue
*** GSbasket.Org Ana Sayfadan köşe yazısı formatında yazdığım yazıyı foruma da aynen geçiriyorum.
Galatasaray Spor Kulübü; Türkiye' ye basketbolu sevdirmiş ve bugünlere getirmiş çok önemli bir camiamız. Basketbol sporunda birçok ilklere imza atmış, Türkiye' de basketbol denince ilk akla gelen kulüplerden biri Galatasaray.
Hal böyleyken, son senelerde basketboldaki önlenemez düşüş camianın üzerine karabulut misali çökmüş ve basketbolun içindeki insanları kahredici bir seviyeye gelmiştir. Peki nedir bu kötü gidişatın nedenleri, gerçekten kötü bir gidiş var mıdır, yoksa her şey güllük gülistanlık bir halde olmasına rağmen bizler hayal mi görüyoruz?
Pek tabi ki bunun hakkında çeşitler fikirler mevcut. Bir takım insanlar basketbol şubesinin olabileceği en iyi seviyede olduğunu düşünüyorlar, bazı kesimler ise tam tersine dipsiz bir kuyuda ilerlediğimiz kanısındalar.
Şahsen ben de dipsiz bir kuyuda şuursuzca düşmeye devam ettiğimiz düşüncesindeyim. Özerk basketbol şubesi derken tamamıyla kendi yağıyla kavrulmaya terkedilen bir basketbol şubesine kavuştuk. Artık bununla iftihar mı etmemiz gerekir bilemiyorum. Sponsor firma dışında tek gelirinin gişe hasılatları olduğu basketbol sporunda, karşılaşmalara bilet ücreti vermeksizin iştirak etmeye şartlanan bir taraftar portföyüne sahibiz. Durumu olsun ya da olmasın odaklanılan tek sonuç salona ücretsiz girebilmek. Tabi ki bu şekilde de basketbol şubesinin gelir elde etmesi imkansız hale geliyor. Gelirlerin giderleri karşılayamadığı bir ortamda başarı hedeflemek de hayalcilikten öteye gidemiyor.
Son senelerde; Yalçın GRANİT, Derya TAŞDELENLER, Sinan KALPAKÇIOĞLU ve Tuğrul DEMİR gibi isimleri basketbol şube yönetiminde söz sahibi konumunda gördük. Peki bu isimler basketbol şubesi için gözle görülür neler yaptılar? Hangisi şubeye sahip çıktı, hangisi kulüp yönetimiyle şube arasında köprüyü sağlayabildi, hangisi sportif başarıyı getirebildi, hangisi şubeye maddi kaynak bulabildi, hangisi taraftarın sorunlarıyla ilgilenip onların salonlarda yaşadıkları problemleri asgariye indirebilmek için çabaladı?
Aslında sorular uzar gider ama hiçbirine cevap bulamayız. Şube yönetiminin basiretsiz tutumları nedeniyle son üç senedir erkek basketbol takımının başındaki Halil ÜNER' e maddi yetersizlik bahanesini kullanma hakkı tanınıyor. Normal şartlarda; çok başarısız sezonlar geçiren erkek basketbol takımının başındaki Halil ÜNER' e, başarısızlığın faturası çok daha önceden kesilmesi gerekirken bir türlü bu başarısızlığın sorumlusu olarak gösterilip yaptırımda bulunulamıyor. Basketbol şubesi maddi ve manevi açıdan görevlerini yerine getiremezse, şubenin maaşlı çalışanı durumundaki teknik sorumlu ne yapsın. Kağıt üzerinde Erkek Basketbol Takımı teknik sorumlusu görevinde bulunan Halil ÜNER; şubedeki başıboşluk nedeniyle yeri geldiğinde menajer, yeri geldiğinde maddi sponsor, yeri geldiğinde ise şube başkanı görevlerini de yürütmeye çalışıyor. Bütün bu katkıları da kendisinin başarısız bir teknik adam olmasının göz ardı edilmesini sağlıyor. Kendisini eleştirenlerle beraber tamamen duygusal olarak kendisini sevip sayanlar da var. Bu duygusallığı da şubedeki başıboşluk yaratıyor. Basketboldan başka herşeyle ilgilenmek durumunda kalan Halil ÜNER, çatlak seslerin çıkmasını engellemek adına kendince çözümler üretmeye çabalıyor ve genel anlamda da bunlarda başarılı olduğunu görüyoruz.
Federasyon yetkililerine ulaşamayan Galatasaray Basketbol Şubesi yöneticisi olabilir mi? Bunu da gördük, yaşadık. Adama sormazlar mı sen necisin burada diye? Evet normalde sorarlar ama Galatasaray Spor Kulübü' nde bunu soracak bir mercii de kalmadı ki. Vah bu kulübün haline. Maddi yetersizlikler, teknik anlamda yapılan yanlışlar nedeniyle bir zamanların yenilmez armadaları Erkek Basketbol takımının play-out sayesinde ligde kalışını, Bayan Basketbol Takımı' nın 2. lige düşmesini de izledik. Saçı sakalı birbirine karışmış, üzerine başına dikkat etmeyen, hiç bir prezantabl hali olmayan şube yöneticileriyle bugünlere kadar geldik. Kendine hayrı olmayan, sıfatının ağırlığını taşıyamayan insanlar tarafından yönetilen bir basketbol şubesi burası.
Daha bir hafta öncesine kadar şubenin başındaki ismin kim olduğu bile bilinmezken; bugün hakem tartaklayan, boş boş konuşan, camianın hakkını kimseye yedirmem safsatalarıyla kendi reklamını yapıp insanları kendimize güldüren yöneticiler de gördük bu şubede. Pardon şube yazmışım, hangi şubedir bu, şube mi kalmıştı Galatasaray' da? Gören bilen varsa insaniyet namına haber versin lütfen. 18 / 02 /2006
Galatasaray Spor Kulübü; Türkiye' ye basketbolu sevdirmiş ve bugünlere getirmiş çok önemli bir camiamız. Basketbol sporunda birçok ilklere imza atmış, Türkiye' de basketbol denince ilk akla gelen kulüplerden biri Galatasaray.
Hal böyleyken, son senelerde basketboldaki önlenemez düşüş camianın üzerine karabulut misali çökmüş ve basketbolun içindeki insanları kahredici bir seviyeye gelmiştir. Peki nedir bu kötü gidişatın nedenleri, gerçekten kötü bir gidiş var mıdır, yoksa her şey güllük gülistanlık bir halde olmasına rağmen bizler hayal mi görüyoruz?
Pek tabi ki bunun hakkında çeşitler fikirler mevcut. Bir takım insanlar basketbol şubesinin olabileceği en iyi seviyede olduğunu düşünüyorlar, bazı kesimler ise tam tersine dipsiz bir kuyuda ilerlediğimiz kanısındalar.
Şahsen ben de dipsiz bir kuyuda şuursuzca düşmeye devam ettiğimiz düşüncesindeyim. Özerk basketbol şubesi derken tamamıyla kendi yağıyla kavrulmaya terkedilen bir basketbol şubesine kavuştuk. Artık bununla iftihar mı etmemiz gerekir bilemiyorum. Sponsor firma dışında tek gelirinin gişe hasılatları olduğu basketbol sporunda, karşılaşmalara bilet ücreti vermeksizin iştirak etmeye şartlanan bir taraftar portföyüne sahibiz. Durumu olsun ya da olmasın odaklanılan tek sonuç salona ücretsiz girebilmek. Tabi ki bu şekilde de basketbol şubesinin gelir elde etmesi imkansız hale geliyor. Gelirlerin giderleri karşılayamadığı bir ortamda başarı hedeflemek de hayalcilikten öteye gidemiyor.
Son senelerde; Yalçın GRANİT, Derya TAŞDELENLER, Sinan KALPAKÇIOĞLU ve Tuğrul DEMİR gibi isimleri basketbol şube yönetiminde söz sahibi konumunda gördük. Peki bu isimler basketbol şubesi için gözle görülür neler yaptılar? Hangisi şubeye sahip çıktı, hangisi kulüp yönetimiyle şube arasında köprüyü sağlayabildi, hangisi sportif başarıyı getirebildi, hangisi şubeye maddi kaynak bulabildi, hangisi taraftarın sorunlarıyla ilgilenip onların salonlarda yaşadıkları problemleri asgariye indirebilmek için çabaladı?
Aslında sorular uzar gider ama hiçbirine cevap bulamayız. Şube yönetiminin basiretsiz tutumları nedeniyle son üç senedir erkek basketbol takımının başındaki Halil ÜNER' e maddi yetersizlik bahanesini kullanma hakkı tanınıyor. Normal şartlarda; çok başarısız sezonlar geçiren erkek basketbol takımının başındaki Halil ÜNER' e, başarısızlığın faturası çok daha önceden kesilmesi gerekirken bir türlü bu başarısızlığın sorumlusu olarak gösterilip yaptırımda bulunulamıyor. Basketbol şubesi maddi ve manevi açıdan görevlerini yerine getiremezse, şubenin maaşlı çalışanı durumundaki teknik sorumlu ne yapsın. Kağıt üzerinde Erkek Basketbol Takımı teknik sorumlusu görevinde bulunan Halil ÜNER; şubedeki başıboşluk nedeniyle yeri geldiğinde menajer, yeri geldiğinde maddi sponsor, yeri geldiğinde ise şube başkanı görevlerini de yürütmeye çalışıyor. Bütün bu katkıları da kendisinin başarısız bir teknik adam olmasının göz ardı edilmesini sağlıyor. Kendisini eleştirenlerle beraber tamamen duygusal olarak kendisini sevip sayanlar da var. Bu duygusallığı da şubedeki başıboşluk yaratıyor. Basketboldan başka herşeyle ilgilenmek durumunda kalan Halil ÜNER, çatlak seslerin çıkmasını engellemek adına kendince çözümler üretmeye çabalıyor ve genel anlamda da bunlarda başarılı olduğunu görüyoruz.
Federasyon yetkililerine ulaşamayan Galatasaray Basketbol Şubesi yöneticisi olabilir mi? Bunu da gördük, yaşadık. Adama sormazlar mı sen necisin burada diye? Evet normalde sorarlar ama Galatasaray Spor Kulübü' nde bunu soracak bir mercii de kalmadı ki. Vah bu kulübün haline. Maddi yetersizlikler, teknik anlamda yapılan yanlışlar nedeniyle bir zamanların yenilmez armadaları Erkek Basketbol takımının play-out sayesinde ligde kalışını, Bayan Basketbol Takımı' nın 2. lige düşmesini de izledik. Saçı sakalı birbirine karışmış, üzerine başına dikkat etmeyen, hiç bir prezantabl hali olmayan şube yöneticileriyle bugünlere kadar geldik. Kendine hayrı olmayan, sıfatının ağırlığını taşıyamayan insanlar tarafından yönetilen bir basketbol şubesi burası.
Daha bir hafta öncesine kadar şubenin başındaki ismin kim olduğu bile bilinmezken; bugün hakem tartaklayan, boş boş konuşan, camianın hakkını kimseye yedirmem safsatalarıyla kendi reklamını yapıp insanları kendimize güldüren yöneticiler de gördük bu şubede. Pardon şube yazmışım, hangi şubedir bu, şube mi kalmıştı Galatasaray' da? Gören bilen varsa insaniyet namına haber versin lütfen. 18 / 02 /2006