Bu yazının tam metnini aşağıdaki linkte bulabilirsiniz. Çok uzun olduğundan buraya daha kıslatılmış bir versiyonunu koymayı uygun gördüm. Süre dağılımı ile ilgilenen arkadaşlar linke bakabilir: http://bolbasket.blogspot.com/2009/08/k ... saray.html
Galatasaray?ın sezona başlayacağı kadro belli oldu.
p.g. D-Wash, Can ve Evren
s.g. Tufan ve Murat
s.f. Jasaitis ve Caner
p.f. Wilkinson, Rancik, Polat ve Eren
C. Cemal
Takımımızda bu seneki en önemli eksiklik natural (doğal) skorer olmaması. Son iki senede; kadromuzda Hite,Graves gibi sıkışılan anlarda sorumluluk alarak, bireysel yetenekleri ile skora katkı sağlayan oyuncular vardı. Bu sene öyle oyuncular maalesef yok. İsim ve tecrübe olarak; Jasaitis skorerlik rolünü üstlenebilir ama oyun tarzı olarak liderlik ve skorerlik özelliği olmayan bir oyuncu. Aslında formda bir Tufan karakter olarak bu göreve soyunabilir. Ya da savunması zayıf olsa da Murat Kaya; lider ve skorer özellikleri olan bir oyuncu olarak, o da bu göreve soyunabilir. Her ne kadar takımın önemli eksiklerinden birisi natural skorer eksiği olsa da bu eksik en azından takım içindeki uyumla /kimyayla ya da bazı oyuncuların bu görevi üstlenmesi ile çözülebilir.
Diğer önemli bir eksiklik ise Galatasaray pota altının fizik olarak yetersiz olması. Aslına bakarsak, pota altı oyuncularımızdan Cemal haricindekiler potaya uzak, şutla etkili olabilen, daha çok yüzü dönük hücum edebilen oyuncular. Takımdaki post-up oyun eksikliği hücumu kısırlaştıran ve tekdüze hale getiren önemli bir etken olabilir. Wilkinson, Aris?te Massey ile çok iyi bir ikili olmuşlardı ama orada aralarındaki işbölümünde Massey pota altındaki mücadele ve itiş kakışlarda uzmanlaşmışken Wilkinson daha çok o mücadeleden kaynaklanan şut imkanlarını değerlendirmişti. İşte Galatasaray?da önemli eksiklik Massey gibi pota altında topu alıp çembere kuvvetlice yönelebilecek, oraları varlığı ile karıştırabilecek bir oyuncu eksikliği. Fizik olarak Galatasaray kadrosunda bu işi yapabilecek tek oyuncu Cemal ama o da geçmiş senelerde aldığı süreleri pek değerlendiremedi. Buradan hareketle Cemal?in bu görevi kısa vadede üstlenemeyeceğini söylemek mümkün. Bu noktada bütçe ile de çok yakından ilişkili diğer bir eksik yön ortaya çıkmakta. Bütçe kısıtlı olduğu için risk alınması pek mümkün olmuyor. Bu yüzden gerekli olan uzun transferi yapılmıyor. Pota altında Fenerbahçe, Efes ve ve Uleb maçlarında size sorunu yaşanacağı çok açık. Buraya fizikli bir oyuncu alınması şart ama bu transfer ilerleyen haftalarda ya da aylarda yapılacak. Sene içi yapılan transferler istisnaları olmakla birlikte çok yararlı olamıyor. Takımı ve ligi bilen bir oyuncu getirilme ihtimali varsa, yararlı olma ihtimali bir nebze de olsa var ama yıllardır Galatasaray hep farklı yabancı oyuncularla devam ettiğinden takımı bilen bir oyuncu geldiğinde bile yeni bir takıma gelmiş gibi hissedecektir.
Ben, basketbolda kimyanın çok önemli olduğuna inanırım. Bu kimya denen şey aslında takımın sistemi ve sisteme yönelik oyuncu tercihleri ile ilgilidir. Her koçun kendisine has bir sistemi vardır ve bu sisteme yönelik transferler yaparlar. Sistem oyuncular arasında idrak edilip alışıldığında kimya oluşmaya başlamıştır. Bu oluşum sırasında çeşitli kazalar mutlaka olacaktır ama zaman içinde yapılan yanlışlar giderek azalır ve sistem tam anlamıyla oluşur ve oturur. Kimya tamamlanmıştır. Bu kimya tamamlandıktan sonra yapılacak transferler risk taşır. Çünkü kimyanın bozulması oturan düzeni bozar ve yeni bir düzen kurulması için süreci baştan başlatır. Takımın eksiği açıksa ve ileride bu noktaya transfer yapılacaksa bu transferi en baştan yapmak bence daha akıllıca olur. Geçen sene ortasında yapılan transferler böyle olumsuz bir etki vermişti. Ancak bu noktada bir parantez açmamız gerek. Geçen seneki yapılan transferler sene başında alınıp da takımdan ayrılan ya da verimli olmayan oyunculardan dolayı yapılmıştı. Bir anlamda zorunluluktu. Ancak bu sene için bahsettiğim transfer; bir beş numara transferidir. Yani baştan bu eksiği kapatarak iyi bir kimya kurulması şu an için hala mümkün. Ancak böyle bir transfer düşünülmemesi bence çok yanlış.
Biraz da takımımızın artılarından bahsedelim. Açıkçası, sene başında Galatasaray?ın bu sene bütçe küçülttüğü haberinden sonra ligde play-off?u ancak zorlayacak bir takım kurulacağı basketbol camiasında dillendirilmese de yaygın bir kanaatti. İlk transferler, bu kanaati kısmen yaratmıştı. Ancak zaman içinde alınan oyuncular (özellikle Jasaitis ve Wilkinson transferleri) ile Galatasaray görece düşük bütçesine göre iyi transferler gerçekleştirdi. Gerçi transfer dönemi açısından bakıldığında Galatasaray?ı iki ayrı dönemde değerlendirebiliriz. Sene başında yapılan transferler incelendiğinde; yerli olarak can ve evren yabancı olarak rancik ve d-wash. Daha sonra yapılan transferler ise yerli olarak Caner ve eren yabancı olarak ise jasaitis ve Wilkinson. Daha sonradan yapılan yabancı transferleri: Jasaitis-wilkinson ikilisi daha önce yapılan yabancı transferlerinden; rancik ve d-wash?dan çok daha iyi transferler. Daha önceden yapılan yerli transferleri: Evren-Can ikilisi ise daha sonra yapılan yerli transferlerinden; eren ve Caner ikilisinden çok daha iyi transferler. Yani başta daha iyi yerli daha zayıf yabancı oyuncular sonra ise daha zayıf yerli daha güçlü yabancı oyuncular transfer edilmiş. Bu durum ise bana transferlerin biraz rassal yapıldığını işaret ediyor. Neyse bu transfer ve rassallık meselesi ayrı bir yazı konusu olmalı.
Takımın en önemli artısı, bireysel savunması kuvvetli oyunculardan kurulu olması. Tabi bu konuştuklarımızın hepsi kağıt üstündeler. İşin teorisinde bunlar var ama pratiğe gelindiğinde uygulamaya bakmamız gerekiyor. Bu savunma potansiyeli maç kazandırabilecek bir uygulamaya dönüşmeli. Yoksa kağıt sütünde oyuncuların savunma yeteneği olmasının anlamı yok.
Kağıt üstünden pratiğe dönüştürme işi koça dayalıdır. Okan Çevik?in yaptığı iyi transferler ve kağıt üstünde kurduğu güçlü kadroyu, uygulamada izleyemeyeceğimizi düşünüyorum. Ancak ve ancak takımı iyi idare edebilirse ve bir de yaptığı yabancı transferler düzeyinde pota altını toparlayabilecek bir oyuncu transfer ederse; bu sene önemli işler yapabilir. Kısacası son senelerde bana en fazla umut veren kadro bu oldu. Ama dediğim gibi uzun oyuncu transferinin gecikmeden yapılması lazım. Ligdeki ilk 2-3 maça yetişmeli. Ancak bu yapılmayacağından dolayı yine sükût-u hayal?e uğrayacağımızdan korkuyorum.
Galatasaray?ın sezona başlayacağı kadro belli oldu.
p.g. D-Wash, Can ve Evren
s.g. Tufan ve Murat
s.f. Jasaitis ve Caner
p.f. Wilkinson, Rancik, Polat ve Eren
C. Cemal
Takımımızda bu seneki en önemli eksiklik natural (doğal) skorer olmaması. Son iki senede; kadromuzda Hite,Graves gibi sıkışılan anlarda sorumluluk alarak, bireysel yetenekleri ile skora katkı sağlayan oyuncular vardı. Bu sene öyle oyuncular maalesef yok. İsim ve tecrübe olarak; Jasaitis skorerlik rolünü üstlenebilir ama oyun tarzı olarak liderlik ve skorerlik özelliği olmayan bir oyuncu. Aslında formda bir Tufan karakter olarak bu göreve soyunabilir. Ya da savunması zayıf olsa da Murat Kaya; lider ve skorer özellikleri olan bir oyuncu olarak, o da bu göreve soyunabilir. Her ne kadar takımın önemli eksiklerinden birisi natural skorer eksiği olsa da bu eksik en azından takım içindeki uyumla /kimyayla ya da bazı oyuncuların bu görevi üstlenmesi ile çözülebilir.
Diğer önemli bir eksiklik ise Galatasaray pota altının fizik olarak yetersiz olması. Aslına bakarsak, pota altı oyuncularımızdan Cemal haricindekiler potaya uzak, şutla etkili olabilen, daha çok yüzü dönük hücum edebilen oyuncular. Takımdaki post-up oyun eksikliği hücumu kısırlaştıran ve tekdüze hale getiren önemli bir etken olabilir. Wilkinson, Aris?te Massey ile çok iyi bir ikili olmuşlardı ama orada aralarındaki işbölümünde Massey pota altındaki mücadele ve itiş kakışlarda uzmanlaşmışken Wilkinson daha çok o mücadeleden kaynaklanan şut imkanlarını değerlendirmişti. İşte Galatasaray?da önemli eksiklik Massey gibi pota altında topu alıp çembere kuvvetlice yönelebilecek, oraları varlığı ile karıştırabilecek bir oyuncu eksikliği. Fizik olarak Galatasaray kadrosunda bu işi yapabilecek tek oyuncu Cemal ama o da geçmiş senelerde aldığı süreleri pek değerlendiremedi. Buradan hareketle Cemal?in bu görevi kısa vadede üstlenemeyeceğini söylemek mümkün. Bu noktada bütçe ile de çok yakından ilişkili diğer bir eksik yön ortaya çıkmakta. Bütçe kısıtlı olduğu için risk alınması pek mümkün olmuyor. Bu yüzden gerekli olan uzun transferi yapılmıyor. Pota altında Fenerbahçe, Efes ve ve Uleb maçlarında size sorunu yaşanacağı çok açık. Buraya fizikli bir oyuncu alınması şart ama bu transfer ilerleyen haftalarda ya da aylarda yapılacak. Sene içi yapılan transferler istisnaları olmakla birlikte çok yararlı olamıyor. Takımı ve ligi bilen bir oyuncu getirilme ihtimali varsa, yararlı olma ihtimali bir nebze de olsa var ama yıllardır Galatasaray hep farklı yabancı oyuncularla devam ettiğinden takımı bilen bir oyuncu geldiğinde bile yeni bir takıma gelmiş gibi hissedecektir.
Ben, basketbolda kimyanın çok önemli olduğuna inanırım. Bu kimya denen şey aslında takımın sistemi ve sisteme yönelik oyuncu tercihleri ile ilgilidir. Her koçun kendisine has bir sistemi vardır ve bu sisteme yönelik transferler yaparlar. Sistem oyuncular arasında idrak edilip alışıldığında kimya oluşmaya başlamıştır. Bu oluşum sırasında çeşitli kazalar mutlaka olacaktır ama zaman içinde yapılan yanlışlar giderek azalır ve sistem tam anlamıyla oluşur ve oturur. Kimya tamamlanmıştır. Bu kimya tamamlandıktan sonra yapılacak transferler risk taşır. Çünkü kimyanın bozulması oturan düzeni bozar ve yeni bir düzen kurulması için süreci baştan başlatır. Takımın eksiği açıksa ve ileride bu noktaya transfer yapılacaksa bu transferi en baştan yapmak bence daha akıllıca olur. Geçen sene ortasında yapılan transferler böyle olumsuz bir etki vermişti. Ancak bu noktada bir parantez açmamız gerek. Geçen seneki yapılan transferler sene başında alınıp da takımdan ayrılan ya da verimli olmayan oyunculardan dolayı yapılmıştı. Bir anlamda zorunluluktu. Ancak bu sene için bahsettiğim transfer; bir beş numara transferidir. Yani baştan bu eksiği kapatarak iyi bir kimya kurulması şu an için hala mümkün. Ancak böyle bir transfer düşünülmemesi bence çok yanlış.
Biraz da takımımızın artılarından bahsedelim. Açıkçası, sene başında Galatasaray?ın bu sene bütçe küçülttüğü haberinden sonra ligde play-off?u ancak zorlayacak bir takım kurulacağı basketbol camiasında dillendirilmese de yaygın bir kanaatti. İlk transferler, bu kanaati kısmen yaratmıştı. Ancak zaman içinde alınan oyuncular (özellikle Jasaitis ve Wilkinson transferleri) ile Galatasaray görece düşük bütçesine göre iyi transferler gerçekleştirdi. Gerçi transfer dönemi açısından bakıldığında Galatasaray?ı iki ayrı dönemde değerlendirebiliriz. Sene başında yapılan transferler incelendiğinde; yerli olarak can ve evren yabancı olarak rancik ve d-wash. Daha sonra yapılan transferler ise yerli olarak Caner ve eren yabancı olarak ise jasaitis ve Wilkinson. Daha sonradan yapılan yabancı transferleri: Jasaitis-wilkinson ikilisi daha önce yapılan yabancı transferlerinden; rancik ve d-wash?dan çok daha iyi transferler. Daha önceden yapılan yerli transferleri: Evren-Can ikilisi ise daha sonra yapılan yerli transferlerinden; eren ve Caner ikilisinden çok daha iyi transferler. Yani başta daha iyi yerli daha zayıf yabancı oyuncular sonra ise daha zayıf yerli daha güçlü yabancı oyuncular transfer edilmiş. Bu durum ise bana transferlerin biraz rassal yapıldığını işaret ediyor. Neyse bu transfer ve rassallık meselesi ayrı bir yazı konusu olmalı.
Takımın en önemli artısı, bireysel savunması kuvvetli oyunculardan kurulu olması. Tabi bu konuştuklarımızın hepsi kağıt üstündeler. İşin teorisinde bunlar var ama pratiğe gelindiğinde uygulamaya bakmamız gerekiyor. Bu savunma potansiyeli maç kazandırabilecek bir uygulamaya dönüşmeli. Yoksa kağıt sütünde oyuncuların savunma yeteneği olmasının anlamı yok.
Kağıt üstünden pratiğe dönüştürme işi koça dayalıdır. Okan Çevik?in yaptığı iyi transferler ve kağıt üstünde kurduğu güçlü kadroyu, uygulamada izleyemeyeceğimizi düşünüyorum. Ancak ve ancak takımı iyi idare edebilirse ve bir de yaptığı yabancı transferler düzeyinde pota altını toparlayabilecek bir oyuncu transfer ederse; bu sene önemli işler yapabilir. Kısacası son senelerde bana en fazla umut veren kadro bu oldu. Ama dediğim gibi uzun oyuncu transferinin gecikmeden yapılması lazım. Ligdeki ilk 2-3 maça yetişmeli. Ancak bu yapılmayacağından dolayı yine sükût-u hayal?e uğrayacağımızdan korkuyorum.