Berkan;
Sen, ben, biz otursak, bir düşünsek. Biz Arda'yı sevgilisiyle sinemaya gitmesinden, Fenerbahçe başkanına "başkanım" diye hitap etmesine kadar her şeyiyle eleştirdik, yıprattık ve kırdık. Arda'yı kıskanan, bir Ardalar'ı olmayan ve asla olamayacak insanların dolduruşuna gelip ona karşı yanlış yaptık ama biz ne kazandık diye bir beyin fırtınası yapsak? Arda olmadan orta sahayı geçemeyen, oynadığı şey futbola benzemeyen bir takım kalmışken elimizde Arda'ya sakat diye mi kızıyoruz şimdi de? Peki biz nasıl insanlarız ki milli takım maçlarında tulum çıkaran ama bizde düzenli olarak sakatlanan Harry Kewell'ı, iki yıldır kaçırdığı maç sayısı oynadığı maç sayısından fazla olan Milan Baros'u deli gibi seviyoruz? Nazımız Arda'ya geçer, söyleyeceklerimiz nasıl olsa Harry'nin, Milan'ın umrunda olmaz ama Arda'yı üzüp hıncımızı ondan alabiliriz diye kırık kalplerimize ortak mı arıyoruz sence? Peki Arda tekrar oynamaya başlasa, Fenerbahçe'ye gol atsa, bizi şampiyon yapsa -bu kadar kalbinizi kıracak ne yaptı bilmiyorum ama- eskisinden daha çok sevileceği konusunda hem fikir değil miyiz? Bir daha düşünelim istersen, Mehmet Topal Valencia'ya gider, Galatasaray para kazanır, taraftar "hehehe ne kazık attık, kurtulduk" der. Galatasaray üç maç kaybeder, o taraftar numaralının önünde "MEH-MET TO-PAL" diye bağırır. Hagi'nin Monaco'yu attığı efsane golü hatırlarız hepimiz, peki Hagi o maçta, top kaybedip bir gol yedirdiği, sonra da kırmızı kart gördüğü için Hagi'yi kalaylayanların, "benim için bu maçın yıldızı Capone'dir, Hagi defolsun gitsin" denildiğini gördü dese benim bu gözlerim?
O yüzden kimse alınmasın, darılmasın, hele ki kendinden şüphesi yoksa üstüne almasın aramızda iyi gün dostları da var, leş kargaları da var. Galatasaray'ın her profesyoneli Galatasaray'a yakışan insanlar olmadığına göre, Galatasaray taraftarının da içinde Galatasaraylılığı hak etmeyen insanlar var. Bunda sinirlenecek, söyleyene kızacak bir şey yok. Hala aramızda böyle insanlar olduğuna inanmıyorsanız, forumun geçmiş sayfalarına açın bir bakın. Yine fark yeriz, eziliriz, bizi şöyle yaparlar böyle ederler diyen insanlara bir şey demiyorum ben. Bir insan yapısı gereği, pesimit olabilir, objektif olabilir, pesimistliği objektiflik sanıyor olabilir, kızdıran şey bu değil. Bu sözleri söyledikten sonra, takımını bir tebrik etmemesi, buradan salladığı takım oyuncularına kazandıkları o gün de bir helal olsun demeyi çok görmesidir. Bu beni üzüyorsa, bu forma için oynayan insanları da üzüyor, geriyor olamaz mı? Bu oyuncular, ben bugün Samsun'a karşı 20, geçtiğimiz haftalarda Mersin'e karşı 30 taraftarla oynadım ama yenildiğim zaman binlerce insan beni eleştiriyor diye sinirlenemez mi?
Hayatta mutlak doğrunun olduğuna ve hep taraftarın haklı olduğuna ve de her taraftarın senin kafandakilerle aynı şeyleri düşündüğüne inanıyorsan yanılıyorsun. Taraftar olduk diye nasıl oluyor da hep bizim dediğimiz doğru, şu önümüzdeki klavyeler sayesinde karşımızda görünce dilimizin tutulacağı insanlara karşı sınırsız sallama hakkımız var ama onlar en ufak sözünde kaka çocuk. Işıl'a, Fenerbahçe'ye yenilirken "seneye Beşiktaş'tasın, git orada oyna" diye bağıran karakterler vardı salonda. Nasıl isyan etmesin Işıl, nasıl çıldırmasın benzerlerine maruz kalan Arda? Biri bana burada Fenerli'sin dese, dünyayı yıkarım. Hepimiz de aynı şeyi yaparız.
Kimseden herhangi bir farkım yok ama kendi üzerimden örnek vereyim, çoğu insanın kalbinde futbol takımını koyduğu yerde benim içinde kadın basketbol takımımız var. 3 yıldır iç saha maçlarını kaçırmamaya, dış sahada da mümkün olanlara gitmeye çalışıyorum. Başka bir işim olmamasından dolayı, sürekli onlar hakkında düşünüp, birçoğunuzun bildiği bloguma yazıyorum. Kısacası bu takım hayatımın çok önemli bir parçası. Fenerbahçe'ye elendiğimiz gün, belli bir süre sonra ben yanımdaki arkadaşlarımla bir şeye gülerken Işıl tekrar sahaya çıktı ve Işıl'ın yüzünü gördüm. Açıkçası utandım, bir insan ne kadar üzgün olabilirse o kadar üzgündü suratı. Bu insanlar bu işten para kazanan insanlar öncelikle, mesleklerini-işlerini kötü yapmanın sıkıntısı oluyor, kendilerine güvenen insanların baskısı oluyor, Arda-Işıl gibi oyuncularda Galatasaraylı oldukları için ekstra bir yıkım oluyor. Yani bizlerin üzüldüğünden daha çok üzülüyorlar ama bir de bizim kaprisimizi çekmeye zorluyoruz onları. Haince değil mi bu?
Lütfen biraz empati yapın, lütfen kendinizi onların yerine koyun, lütfen gaza gelmeyin. Galatasaray'ın değerlerine sahip çıkın. Onlar gibi oyuncuları olsun diye ömründen yıl verecek insanlar varken, siz elinizdeki değerleri böyle kolay harcamayın. İnsanların burada bir şey yaptığını sanarak, -umarım- bilinçsizce başlattığı linç kampanyalarına çanak tutmayın.