Öncelikle Kaski'ye tebrikler, daha 1 ay önce bu şekilde kupa kazandıktan sonra aldığımız mağlubiyeti şans veya şanssızlık ile açıklayamayız. Belli ki Kayseri'de güzel şeyler oluyor kadın basketbolu adına, bugün o büyük salonun full olması çok hoş bir görüntüydü. 150-200 kişilik bağıran bir grup hariç, ailelerden oluşan Kayseri halkı salonu doldurmuştu. Maçın yıldızı da Euroleague'in son MVP'si Asjha Jones oldu, tecrübeli oyuncu hücumda dişiyle tırnağıyla kazıyarak sürekli sayı buldu ve takımını ayakta tuttu.
Bu maçla belki şampiyonluğu (saha avantajını kazanma ihtimalini) kaybettik, belki de bizi şampiyon yapacak Alba Torrens'i kazandık tekrar. Samsun maçındaki olumlu sinyaller bu maçta zirve yaptı ve Alba müthiş bir maç çıkardı. İnşallah artık kötü bir haber almayız ondan ve bu şekilde devam eder Alba'mız. Alba ile beraber, Whalen'ın yokluğunda yükü artan Işıl da takımımızın en iyi oyuncularından biriydi. Bu iki isim -belki ilk yarı performansıyla biraz da Bahar- dışında, Ekrem Hoca da dahil formsuz gözüktü takım.
Deplasmanda Kaski'ye yenilmek öyle çok çok imkansız bir şey değildi, fakat maçtan çok büyük bir hayal kırıklığı ile ayrılmamın birkaç sebebi var. Onları sıralayalım:
1- Son dönemdeki formuyla Lindsay Whalen olsaydı şu maçı rahatlıkla kazanırdık diye düşünüyorum. Whalen'ın yokluğunun takımı bu kadar düşürmesi Galatasaray seviyesinde bir takım için kabul edilebilir değil. Bunun temel sebebi kadromuzdaki 5 yabancıdan 3'ünün pota altı oyuncusu olması. Çeşitlilik yok ne yazık ki.
2- Özge Yavaş performansından memnun değildir herhalde, aynı teknik ekip gibi. Kelimeyi özellikle seçerek söylüyorum sahada tercihleriyle fazlaca "saçmalıyor". Oyun kuruculuk biraz da tecrübe işi, Özge henüz çok genç ve gelecek vadeden bir oyuncumuz ama takım içindeki rolü "genç oyuncu" değil. Daha açmak gerekirse koçun tercihlerine göre görüyoruz ki; Ayşe -ve Gülşah- ile Özge'nin rolleri aynı değil bu takımda. Özge'den beklentiler ve ihtiyaç uzun vadede değil sadece. Başarılı olmak istiyorsak, bu sene Özge'nin bir şeyler yapması lazım. Işıl ile Whalen'ı soluklandırma fırsatı sağlaması lazım Özge'nin. Eğer ligimizde +/- istatistiği tutulsa "garbage time" haricinde hep -'lerde olduğunu görürdük Özge'nin. Kendisinden beklentiler yüksek, geçen sezon Derya Hoca'nın yönetiminde başarılı bir sezon geçirip iyice parladı Özge. Fakat bu sene üzülerek söylüyorum ki en büyük hayal kırıklığı yaratan oyuncu olabilir ligdeki. Türkiye'nin gelmiş geçmiş en iyi oyuncularından ve oyun kurucularından Derya Özyer'in tedrisatından ve onayından geçmiş Özge'den beklentilerin yüksek olması da gayet doğal. Benim de kısa vadedeki beklentim bir Lindsay Whalen performansı değil genç oyuncudan ama onu özel yapan bir çok farklılığından faydalanmamız gerekiyor, gerekirse onu daha iyi tanıyan Derya Hoca'nın mentörlüğünde ve ısrarında.
3- Yasemen Saylar çok gönülden oynuyor, savunmada dişini tırnağına takıyor. Onun bu kulüpteki yeri altyapı çıkışlı olmasından dolayı farklı, gurur duyuyoruz yaptığı her hareketle ama bu maçta da genel olarak da ben Yasemen'in performansından memnun değilim. Takımı 4 kişi hücum ettiriyor Yasemen, sadece savunma yapmak Galatasaray gibi büyük hedefleri olan bir takımda daha fazla süre almak için yeterli değil. Kendisine acilen güvenebileceği bir hücum silahı yaratması ve üzerinde durması gerekiyor. Dış şut olur, fena yapmadığı penetreler sonrasında çok da başarılı olmadığı turnikeleri bitirme konusunda olur hücumda rakip savunmanın dikkatine mazhar olabilecek bir şey çıkarması şart. Aşırı derecede Göksenin'e benziyor Yasemen, Göksenin'in sakatlık öncesinde hücumda yaptığı performans artışını ondan da bekliyoruz.
4- Sadece kadın basketbolunda değil tüm kadın sporlarında bir gerçek var; istikrarsızlık. Şaziye, Şebnem, Işıl, Bahar, Yasemen, Özge, Wauters, Whalen, Alba her oyuncumuzda oluyor iniş-çıkışlar, çıldırtan hatalar, tanınmayacak halde performanslar. Bunlara alışığız ama emin olduğumuz bir şey hepsi elinden geleni yapıyor, çabalıyor, terini de akıtıyor mümkün mertebede. Yalnız bir isim takımımızda bir isim var, yapabileceğini yapmayan, gereken sorumluluğu almayan ve mücadeleden kaçan. Ne yazık ki Galatasaray'daki 3. senesinde performans oku sürekli aşağıya doğru ilerleyen Sylvia Fowles'ın ciddi bir biçimde sorgulanması gerekiyor artık. Rahatsız edici bir hali(burada "performans" kelimesini kullanmaktan çekinip, "hal" kelimesini seçtim özellikle) var Sylvia'nın. Daha çok futboldan aşina olduğumuz bir olgu ama benim elimde olsa Fowles'ı kafasını toplayana kadar (sürenin ucu açık) kadro dışı bırakırdım. Sylvia Fowles gibi bir dünya yıldızının ne kendine ne de bize bunu yapmaya hakkı yok. Dünyanın en iyi pivotunun, en iyi savunmacısının tuttuğu her oyuncu yıldız olmaz. Bu kadar güçlü bir oyuncu lakayıt tavırlarıyla hücumda böyle kritik sayıları kaçıramaz. Sylvia'ya neler oluyor, biri bize açıklasın lütfen.