Arkasında büyük birer camiası olan kulüp takımlarımız, maalesef ağır mali kriz içerisindeyken ve de kadın basketbolunda küçülmeyi sık sık dillendiriyorken, Yakın Doğu'nun ciddi sayılabilecek bir mali yatırımla bu branşa el atması karşısında, TBF'nin pek de yapabileceği bir şey yok kanımca... Değirmenin dönebilmesi için, çok şeyi mecburen görmezden gelmek, çok şeyi sineye çekmek zorunda hissettiklerini sanıyorum. Eğer ki, Türkiye'de "Kadın Basketbolu", Galatasaray - Fenerbahçe rekabeti sayesinde buralara geldiyse ve şu an oyunun kuralları her türlü etik olgudan uzak bir şekilde yeniden yazılmak isteniyorsa, bunu engelleyebilecek olan taraf yine bu iki kulüptür. Öyle rakibin başkanını herkesin gözü önünde tokatlayarak bu işler yoluna girmez. Tam tersi, rakibin değirmenine su taşımış olursun!.. Yapılacak olan çok basittir: Her iki kulüp de, aralarındaki husumete varan rekabeti bir kenara bırakıp elini ayağını bir süreliğine çeksinler kadın basketbolundan, bakalım o zaman nice olur parkelerin hali!.. Çukurova çalar, Yakın Doğu oynar ve iki senede ne Yakın kalır ne Çukur!.. Ya da TBF, aklını başına alacak ve bazı etik yaptırımları hayata geçirecek... Biliyorum, Kadın Basketbolu'ndan nemalanan bünyelere pek iyi gelmeyecektir bu reçete; o zaman da, hiç kimse şikayet etmeyecek ve bu spor dalı, bu gidişle, eşyanın doğası gereği, kendi kendini iptal edecektir bir süre sonra... Acı, ama gerçek!.. Saygılarımla...
Son düzenleme:
