KBSL 9. Hafta | İzmit Belediyespor 76-80 Galatasaray

21 Aralık 2019 Cumartesi
Saat 18:00
İzmit Atatürk Spor Salonu
Yayın: Tivibuspor(hayırdır inşallah)

Rakip maç fazlasıyla 5 galibiyet 4 mağlubiyet 14 puanla 4. sırada. Elazığ-Kayseri-Çankaya Üniversitesi de 5'er galibiyetlerine rağmen 8 maç oynadıkları için 13'er puanla arkasına dizilmiş durumda rakibin. Geçen sezondan Monika Grigalauskyte ve Nazlı Bircan Gökdemir de rakip forma ile sahada olacaklar bugün. Courtney Williams-Rochele Warley ikilisine yapabileceğimiz savunma maçın anahtarı olabilir. Gizem Yavuz ve Sasa Cado rakipte dikkat çeken diğer isimler.
 
Yine hakem rezaleti seyrediyoruz.Bizim takım da düşük enerjiyle başladı.Monika Grigalauskyte bize karşi çok iyi oynuyor.
 
Monika bizde bir senede oynamadığı oyunu 10 dakika oynadı İzmitte. 14 sayı attı.
Macaulay yine facia başladı.
 
Işıl ve Hartley yine 40 dakika çıkmadan bir maçı bitirmek zorunda hem de ligin en kötü takımlarından birine karşı!!
 
Yönetimin aymazlığının cezasını Bria ile Işıl çekiyor her maç kırk dakika oynayarak. Futbol takımına transfer yapın o bunak hocanıza! Allah hepinizin belasını versin!!
 
Güzel maç oldu, kim kaybetse yazık olurdu. Neyse ki biz kazandık :)

Monika'dan 18, Özge'den 10, Nazlı Bircan'dan dahi 2 sayı yemişiz zaten üçünün toplamı 30 sayı ediyor. Ya Özge kadro dışıydı oydu buydu tamam da iyi kötü kaç maça çıktın bu takımda totalde 10 sayıyı bulamadın. İki tane üçlüğü var özellikle, top potaya giderken valla nelerin varmış haberimiz yok dedim içimden... Monika'nın 18 sayısı benim için süpriz değildi. Monika aslında leş bir topçu değil, sadece biraz istikrar sorunu vardı. Onun da kaynağında yeteneklerinin sınırlı olması ve oynayacağı topun rakibin sertliğine göre değişmesi. Karşısında ciğerini bildiği bir takım olunca, bir de savunma konsantrasyonu Courtney-Sasa-Kristine üzerine yoğunlaşınca kolay basketler buldu maç başında. Arkadaşları da bunu kısa sürede farkedince epey bir zorladı bizi. İlk yarıda neredeyse tek başına savaştı bize karşı. 25-16'lık ilk çeyrekten sonra 19-25'le cevap verdik ikinci 10 dakikada. Monika olmasaydı işte belki biraz daha farklı olurdu ikinci çeyrek skoru. Üçüncü çeyrekte kötü de olsa Dragana'nın oyuna girmesiyle zaten etkinliği azaldı.

Bu arada kötü gününde de olsa kaç maçtır üçüncü çeyrekte Dragana'nın oyuna girmesi oyunu çözen bir hamle olmaya başladı. Dün 2/6 yaptı, özellikle bir tane herkese saç baş yolduran turnike vardı bomboş kalıp kaçırdığı. Yine birkaç tane yakalayamadığı için kaçırdığı top olmuştur istatistik kağıdına da yansımayan. Varlığıyla Monika'nın dengesini epey bozdu. Zaten hem Monika yorulup hem de takımının asıl skorerlerine dönünce oyun yavaş yavaş çekildi kenara doğru. Ama dün malesef kötü bir günündeydi, sonuçta onlar da insan makine değil. Önemli olan işte biri kötü olduğunda yerine atacak başka birilerinin olması. Bu yüzden sahada 5 kişi varken 12 hatta 15 kişilik kadrolar kuruluyor...


Genel anlamda savunma isteğimiz vardı dün, yeterli olamadı belki ama vardı. Yeterince çalışmamasının iki sebebi var. Biri rakibin sürekli bir alternatif üretebilmesi, diğeri de dış şutlarda yüzdeli atmaları. Maç başında Courtney'i kapattık Monika çıktı, onu kapattık Courtney bir iki tane attı. Tam onu bastırdık derken Gizem çıktı. 5 oyuncu çift hanelere ulaştı rakipte. Bizde bu sayı 3. Vickie 26 attı zaten. Tilbe 19, Bira 18 attı. Yine de rakibin 3-4 dakika sayı atamadığı bir sekans vardı, son periyodun ortalarında sanırım. O seviye işte genelde Efe Güven takımlarının sezon sonuna doğru maçın çoğuna yayabildiği bir seviye. Onu es geçmemek lazım yine de... Bir de biz alanı kapatınca deli gibi üçlük attılar, yüzdeleri de bir tık iyi oldu. 7 oyuncu dış şut denemiş 5 tanesinin en az bir isabeti var. 11/28 attılar %39 ediyor. Biz 16 şutta 5 isabet bulduk, %31 civarında ediyor. Biz onların yüzdesiyle atsak 2 üçlük fazlamız olurdu, onlar bizim yüzdemizde atsa 3 basket daha az atarlardı. Her halukarda ordan da bir fark yakalayabilirdik. Üçlük demişken işte son dakikada Gizem'in attığı şut bile girmese mesela maç daha erken bitiyordu. Gizem demişken umarım federasyonun ezbere kadro kuran idarecileri Gizem'i falan yan gözle de olsa izliyordur. Evet 31 yaşında belki yeni bir oyuncu değil ama güncel performansıyla milli takımdaki bazı oyunculardan eksiği yok bence... Onun gibi örnekler de var illa ki ama samimi olarak izleyen var mı sanmıyorum...

Bria sadece 20 saniye kenara gelebilmiş, kaptan ise 54 saniye. Gerçekten insanüstü çabalar bunlar. Kaptan'ın ortalaması 33:22 bu sezon. 19 dakika oynadığı Canik deplasmanı ve 28 dakika oynadığı ilk haftaki Çankaya maçını çıkarırsak 37 dakika falan oluyor. Bria'nın da 31:29 ortalama tutturmuş. Canik ve Çankaya'ya ek olarak geçen hafta Adana maçında da faul problemi sebebiyle yirmi dakikalarda kaldı. Yoksa da o 35+larda. Onlara en yaklaşak Vickie 27, Tilbe 25 küsur dakika ortalamasında. Kaptan ve Bria'nın ortalamasının yanında görece düşük gibi kalsa da özellikle Tilbe'nin belli bir yerden sonra ne kadar kendini zorladığını dikkatli bakan gözler nefes alış verişinden bile anlayabiliyor, keza Vickie de öyle... Transfer transfer diyoruz ya ve birileri inatla gerek yok diyor. Aslında sırf bu yüzden bile gerek var.

Mesela bir de şöyle bir durum var. Maçın yıldızı Vickie olsa da maçı Hartley kazandırdı günün sonunda. O son 13 saniyede top kaptana geldi ve çok ciddi bir ikili sıkıştırma vardı. O da epey bir süre bekledi ve sonunda Bria gelip topu alabildi. Faul yemeden topa altına kadar gitti hatta bir fake atıp 2-3 saniye daha yiyerek şuta kalkıp faulü aldı. Sonra da 2/2 ile fişi çekti. Geçen seneki takım mesela maçı o noktadan verirdi. Uzatmaya bile kalmazdı, o top ikili sıkıştırmadan sonra çalınır ve üçlüğü yerdik. Bir tane transfer bile işte bu kadar fark yapıp rahatlatıyor takımı. 1 ya da 2 takviye ile bu takım gerçekten bir tık daha yukarı çıkabilir. Devreye üç maç kaldı ve hala tek mağlubiyetimiz var. O da Fenerbahçe'ye deplasmanda ve sadece 3 sayı farkla. Bu haliyle bile şampiyonluğun iki adayından biri halinde bu takım. 1 tane bile ortalama üstü oyuncu takviyesiyle bu takım çok daha farklı bir noktaya gelecektir. Laf atmaktan falan da sıkıldık artık yani sorumluluk, görev, yöneticilik falan demeyeceğim. Lazım işte, israf değil hovardalık değil. Sırf rakiplerinle eşit şartlarda mücadele edebilmek için bile lazım...

Bu arada federasyona da selam olsun burdan. İnsan gerçekten merak ediyor, en artist en lafazan hakemlerinizi her hafta bizim maçlara mı yolluyorsunuz?
 

Üst