G.Saray?ın yeni teknik menajeri Levent Topsakal, camiadaki kısır çekişmeleri eleştirdi.
Basketbolumuzun efsane isimlerinden birisi Levent Topsakal... Onu anlatmak, ?hatırlatmak? için çok çaba sarfetmeye gerek yok. Kariyerini tartışmak bile yersiz. Genç kuşağın neredeyse tamamı Levent Topsakal?ın liderliğini, oyun görüşünü, şutlarını izleyerek parkeye ilk adımını attı. Antrenörlük ise bambaşka bir deneyimdi onun için. Önce ulusal takımın altyapılarında görev aldı, büyük başarılar kazandı. Belki farkında değiliz ama yeni neslin yetiştiricisidir o. Sonra, Topsakal şansını kulüp koçluğunda denedi ama ne Karşıyaka?da ne de İTÜ?de umduğunu bulamadı. Bu zorlu dönemde antrenörlükten neredeyse soğumuş Levent Topsakal. Ta ki G.Saray Cafe Crown kapısını çalana kadar. Sarı - Kırmızılılar Topsakal?ın deneyiminden yararlanmak isteyerek ona ?teknik menajerlik? görevini teklif etmiş. Gerisini efsane isim Levent Topsakal?dan dinleyelim...
-Antrenörlük kariyerinizde adım adım ilerlerken G.Saray Cafe Crown?un teknik menajeri oldunuz. Nasıl gelişti bu süreç?
LEVENT TOPSAKAL: En son çalıştırdığım Pınar Karşıyaka?dan sonra artık antrenörlük yapmamaya karar vermiştim. Hatta basketbolla ilgilenmeyi bile düşünmüyordum. Kendimce bazı nedenlerim vardı. Ancak bir gün Hakan Aydınol ve bazı G.Saraylı yöneticilerle bir araya gelince işler değişti. Bakın, bende 30 yılın birikimi var. Ben nerelerde, kimlerle birlikte oynamışım. Kimleri yetiştirmiş, ne başarılar kazanmışım. Bunlardan faydalanmak kadar normal bir şey olamaz. Sonuçta benim amacım da bunları vermek, paylaşmak.
- Göreviniz neleri kapsıyor?
L.T: Oyuncu seçimleri mesela... Antrenörümüz Murat Özyer?le oturup birbirimizi ikna etmeye çalışıyoruz. Detaylı bir şekilde araştırıyoruz. Karar sonunda Özyer?in. Ama gerçekten çok iyi bir uyum var aramızda. Taktikler, oyun anlayışı, her şeyi masaya yatırıyoruz. Elbette ki kafama bir şey takılırsa ben de fikrimi söylerim.
- Aranızda fikir çatışmaları olabilir mi?
L.T: İnsanlar açık olduğu sürece hiçbir şey olmaz. Ben huzursuz bir ortamda asla bulunmam. Şu anda teknik menajer olarak bulunuyorum. Herkesin iyi veya kötü yaptığı şeyler var. Ben de hem oyunculuğu hem de antrenörlüğü yüksek seviyede yaptım. Herkesin vasıfları var. Bunları birleştirmek kadar doğal bir şey olabilir mi?
- Ali Türsan, Mert Uyguç ve siz... 3 menajerli bir sistem var. Bu pek alışık olduğumuz bir durum değil...
L.T: Ama olması gereken bu... Her işi antrenör yaparsa başarısız olursun. Bizim zamanımızda böyleydi. Koç gelir, kondisyon antrenmanını yaptırır, gider oyuncu bakar, yönetimle görüşür, her şeyi yapardı. Ama yok artık böyle bir şey. Bütçeler artık çok büyük. Hata yapma lüksünüz yok. Şimdi ben teknik alanda varım. Yıllarımı vermişim bu işe... Oyuncunun gözünden ne olacağını anlarım. Bunu kimse bilemez. Kaç bin oyuncuyla karşılıklı oynamışım, yan yana mücadele etmişim, yetiştirmişim. Avrupa?da başarılar yaşamışım. Bunlar önemli birikimler... Sen bunlardan yararlanırsan doğru iş yaparsın. Örneğin bir Bodiroga, Roma?da sanıyor musunuz ki idari menajerlik yapıyor? Ya da Savic... Ama bizim komplekslerimiz var.. Geçmişte başarılı olmuş, ağırlığı olan, saygı duyulan oyunculardan korkarız. Bunlar bir güçtür çünkü.
- Niye böyle bir bakış açısı var?
L.T: Biliyorsunuz, ?Meyve veren ağaç taşlanır? sözü bir tek Türkçe?de var. Bu Türk sporunun bir sorunu. Sadece basketbolun değil. G.Saray?a teşekkür ederim. Tam bana göre bir iş verildi. Ben Levent olarak oraya gideceğim. Kendimi asla bozmam. Oyuncu bana güvenip güvenmeyeceğini iyi bilir. ?Bu adam bana yalan söyler mi?? düşüncesi basketbolcu için önemlidir. Ama benim hayat felsefemde dürüstlük var, açık konuşmak var. Şunu da söyleyeyim. Ben teknik menajerim diye antrenmanlarda olmayacağım diye bir şey yok. Koçumuzla konuşuyoruz. Sabah ben erken gidip kısaları alıp çalışırım. Antrenmanda pas veririm. Benim öyle sıkıntılarım, komplekslerim olmaz..
Basketbol Federasyonu başkanlığına aday olma düşünceniz sürüyor mu?
L.T: Evet, böyle bir düşüncem var. Ama olimpiyatlardan sonra yapılacak seçimlere aday olmayacağım. Amacım bir sonrakine aday olabilmek. O zaman da nasıl kuvvetli ve güçlü bir ekiple geleceğimi göreceksiniz. Ben boş konuşmam. Yapacaklarımı, ne yoldan nasıl başaracağımı anlatacağım. Ama zamanı gelince... İş sadece aday olmakla kalmayacak. Bana bir dönem yeter. Basketboldaki bütün sorunları çözeceğime inanıyorum.