Muhammed Ali Neden Efsane?

Tarihe adınızı yazdırmak için sadece bir sporcu olmak çoğu zaman yetmez. Yaptığınız spora hiçbir ilgisi olmayanlara bile adınızdan söz ettirebiliyorsanız efsaneleşiyorsunuz. Muhammed Ali de ünü yaptığı spor ve yaşadığı ülke sınırlarını aşıp zamanı da aşmasını sağlayacak efsane mertebesine erişmiş sporculardan. Cassius Marcellus CLAY JR. adıyla doğup tanınmasından özellikle de din değiştirip Muhammed Ali ismini aldıktan sonraki prime dönemlerine kadar hep tartışılan bir isim oldu. Elbetteki onunla ilgili her şey mükemmel değildi. Tarafsız gözle yaptıklarını incelediğinizde birçok olumsuz taraf da bulursunuz. Ancak, mitolojik efsane karakterlerin hikayeleri anlatılırken nasıl hiç hata yapmayan iyi yönleri öne çıkarılıyorsa efsaneleşmiş sporcular için de durum biraz böyle. Zamanın mahzeninde yıllar geçtikçe tatlanan şarap misali oluverirler.

Zekasını ringe yansıtması sayesinde boks tarihinin en iyisi olduğu yönünde genel bir kabul olsa da onun kariyerindeki başarıları çoğumuz hatırlamaz. Muhammed Ali neden efsane diye sorgulayınca aktif siyası duruşunu yansıtan Vietnam savaşına katılmak istememesi, ardından tüm boks federasyonlarının ABD'de olmasının etkisiyle yasaklanması, dönüşünde yeniden zirveye efsanevi bir şekilde çıkması, aktivist kimliğini siyahi direnişine katkılarıyla yansıtması şeklinde sıralayabiliriz.

Evet, sorumuz açık; "Muhammed Ali Neden Efsane?".
 
Muhtemelen boks tekniği olarak Ali'den çok daha iyileri geldi lakin sadece bir sporcu değildi. Ali isyandı, Ali devlete karşı konulabileceğini bir kez daha hatırlatmıştı. "vietnamlılarla neden savaşayım onlar mı bana nigger dedi" diyebildi. (nigger kullanıyorum çünkü zenci tam olarak İngilizce bu kelimenin anlamını karşılamıyor)

Ali ayrıca kimsenin cesaret edemediği şeyleri de yaptı. Behiç'in hatırlattığı Rumble in the Jungle maçı zaten bu cesaretin örneğiydi. Mali olarak muhtemelen asla ABD'de yapılacak bir maçın gelirini elde edememiştir lakin bu maç her açıdan tarihe geçti.
Bu arada George Foreman budur
 
Yalnızca Rumble in the Jungle değil, The Thrilla in Manila gibi maçları da vardı Muhammed Ali'nin ama Rumble in the Jungle boks tarihinin belki de en büyük maçıdır. Foreman'ın, önünde durulmaz gücünü bu maçta iplere yaslanarak bir nebze hafifleten Ali; Foreman'ı adeta dayak yiyerek yenmişti. Benzer şekilde The Thrilla in Manila'da Frazier maçtan çekilir çekilmez kendi de yere yığılmıştı. Haksız yere en verimli çağında uzaklaştırıldığı boksta kariyeri boyunca çok az maç kaybetmiştir. Bunlar da boksa geri döner dönmez yenildiği çok da net olmayan bir Frazier mağlubiyeti, kariyerinin sonundaki Parkinson'un da etkili olduğu Spinks, Berbick ve Holmes yenilgileri ve yine split decision ile Ken Norton'a kaybedişidir.

Ali'nin kariyerindeki tek şaibeli durum Sonny Liston maçlarıdır bence. Orada da şaibe Ali'den kaynaklanmaz çünkü Liston'un tuhaf ilişkileri vardır ve maçlarda bahisten İslam Kardeşliği'ne kadar çok sayıda etmen rol oynamıştır.

Ken Norton, Joe Frazier, Ron Lyle, Earnie Shavers, Sonny Liston, George Foreman gibi rakiplerin olduğu yıllarda ağırsikleti domine etmiştir. Ayrıca George Foreman'ı kariyerinde nakavt eden tek kişidir. Foreman deyip geçmemek lazım, 81 maç yapmış ve sadece bir defa nakavt olmuştur.
 

Üst