Murat Özyer : ''Galatasaray Denince Akan Sular Durur''

Galatasaray Denince Akan Sular Durur


GS Cafe Crown Antrenörü Murat Özyer ile hedeflerini, Galatasaray'ı ve Milli Takımı konuştuk




Bu sezon Galatasaray Cafe Crown takımını çalıştıran ve üst sıralar için mücadelesini sürdüren Murat Özyer’le geçen yıl Ülkerspor’da yaşadığı şampiyonluktan başlayarak, Galatasaray Cafe Crown’a transferini, hedeflerini ve Milli Takımımızı konuştuk.

1983 yılında antrenörlüğe Galatasaray Kulübü’nde başlayan Murat Özyer, 1993 yılına kadar Galatasaray çatısı altında her kategoride görev yaptı. 1990 yılında Georgia Tech Üniversitesi’nde stajerlik tecrübesi yaşayan ve 1993 yılında Ülkerspor altyapısında çalışmaya başlayan Özyer, 2006 yılına kadar Çetin Yılmaz, Ercüment Sunter, Tolga Öngören, Murat Didin ve Ergin Ataman gibi önemli isimlerin yardımcılıklarını yaptı. Bu süre içerisinde 2 lig şampiyonluğu yaşarken, 3 Türkiye Kupası ve 1 Cumhurbaşkanlığı Kupası kazandı. 2005-2006 sezonun sonuna doğru ise Ülkerspor’da antrenörlük görevini üstlendi ve Efes Pilsen ile oynanan play-off finalini 4-0’lık seriyle kazanarak şampiyonluk ipini göğüsledi. Altyapı milli takımlarında da çalışan başarılı antrenör, Yıldız Milli Takım ve Ümit Milli Takım’la Avrupa üçüncülüğüne, A Milli Takım’la da Avrupa ikinciliğine uzandı.
Galatasaray Lisesi mezunu olan ve antrenörlük kariyerine Galatasaray’da başlayan Murat Özyer, 13 yıl aranın ardından bu sezon yuvasına döndü. Yurtdışından gelen ciddi bir teklifi geri çevirirken nasıl değerlendirme yaptığını, “Galatasaray denince akan sular durur” cümlesiyle özetledi.

Kısa vadede Galatasaray’la prestijli bir Avrupa Kupası’nda derece elde etmenin yanı sıra, Türkiye’de de bir kupa kazanmayı hedefleyen başarılı antrenör, gelecekte yurtdışında bir takım çalıştırmak istiyor. Ülkerspor’da geçen sezon yaşadıkları şampiyonlukta herkes kadar pay sahibi olduğunu söyleyen Özyer, başarıdaki sırrı ise şöyle açıklıyor; “Türk oyuncular “Takım Olgusunu” oluşturdu. Ülker ailesi güvendi ve destekledi. Bana “Sen ne yaptın?” diye sorarsanız, zor oyuncular olarak kabul edilen oyuncularla iletişim kurarak kendimi 1 adım geriye çektim”

A Milli Takımımızın Japonya’da elde ettiği başarıyı da, “Gri olan formayı kırmızı beyaz yaptılar” diyerek değerlendiren Özyer, “Türk Basketbolu’nun artık Avrupa’da bir standarttı olmalı. Bundan böyle biz ilk 5 ülke arasında yer almalıyız. Bunun için de gerekli olan potansiyel damarlarımızdaki asil kanda mevcut” dedi.

Geçen sezon Ülkerspor ile yaşadığınız şampiyonluktan başlamak istiyorum. 13 sezon aralıksız olarak bu kulübün her kategorisinde görev yaptınız ve çok zorlu bir dönemde baş antrenörlüğe getirildiniz. Yönetimin ve oyuncuların size olan güveni ve iletişim gücünüz bu başarıda ne kadar rol oynadı?
Basketbolda bir başarıdan söz ederken 1 yada 2 kişiden bahsedemezsiniz. Ben takım çalışmasına inan bir antrenörüm. Zor bir dönemde göreve gelmiş olmam 13 yıl birlikte çalıştığım kulüp yönetiminin bana olan güvenin bir göstergesiydi. Bu güvenin sinerjisiyle birlikte kadromuzda bulunan Türk oyuncuların kazanma hırsı, yakaladıkları çıkış ve paylaşmayı bilmeleri bize başarıyı getirdi. Eğer Türk oyuncularla yabancı oyuncular birlikte tatile gitmeselerdi bu başarı gelmezdi. Bu çok önemli bir ayrıntı. Takımdaki Türk oyuncular takım olgusunu başlattı. Başkanımız Ali Doğan’la birlikte Ülker ailesinin desteği göz ardı edilemez. Teknik heyetin ve idarecilerin emeği büyük. Bu başarıda benim payım herkes kadar. “Ne yaptın” derseniz? Zor oyuncular olarak kabul edilen oyuncularla iletişim kurarak kendimi 1 adım geriye çektim.

Daha önce milli takımlarda da Avrupa düzeyinde derceler elde etmiştiniz. Bu başarılara Türkiye Ligi şampiyonluğunu da eklediniz. Bütün bunların ardından hakkınızda yapılmış hangi yorum sizi çok etkiledi?

Hakkımda yapılan yorumlardan çok, dönüp geçmişe baktığımda Türkiye’de önemli işler yapmış 7 antrenörün yardımcılığını yapmış olmak ve kendilerinin beni yardımcıları olarak seçmiş olmalarının benim için çok değerli olduğunu düşünüyorum. Şampiyon olmak tabi ki önemli ama Türkiye’nin önde gelen antrenörlerinin bana olan güvenleri daha da önemli. Bu noktadan hareketle yardımcı antrenörler için en doğru şartların kendileri için oluşmasını beklemesi gerektiğini düşünüyorum.

Bu başarının ardından İtalya ve Yunanistan’dan teklifler aldınız. Ancak siz Galatasaray’ı seçtiniz? Bir Cafe Crown Galatasaray lisesi mezunu olmanız ve eşinizin Galatasaray’ın efsanevi kaptanı olması bu kararda etkili oldu mu?

Yunanistan’dan ciddi bir teklif gelmişti. İtalya’dan gelen teklif ise havada kalan bir teklifti. Galatasaray Cafe Crown’un teklifini değerlendirirken bu saydığınız noktaların tabi ki etkisi oldu. Eşim, kulüpte bulunan Galatasaray bayraklarının hepsinde var. Benim bu başarıyı yakalayabilmem çok zor. Ben antrenörlüğe Galatasaray’da başladım. A takım yardımcı antrenörlüğü dahil her kategoride görev yaptım. Galatasaray denince akan sular durur.

Galatasaray Cafe Crown takımının sezon başındaki transfer politikası ile şu anda ligde bulunduğunuz durumu karşılaştırdığınızda nasıl bir portre ile karşılaşıyorsunuz?

3 tecrübeli oyuncunun dışında yabancı oyuncular da dahil olmak üzere genç bir kadroyla yola çıktık. Açıkça söylemem gerekirse bu takımı kurarken Adnan Polat’tan çok etkilendim. Kendisi genç, ileriye dönük, uzun vadeli bir kadro kurmamı istedi. Bu futbolda da uygulanan bir sistemdi. Altyapımızda önemli bir eksik vardı bu anlamda. Biz de bu doğrultuda bir transfer politikası izledik. Gençleri daha değerli hale getirebilmeyi hedefledik.

Hedeflediğiniz noktada mısınız?

Şu anda ligde bulunduğumuz durumla hedeflediğimiz noktaya çok yakınız ancak somut değerlendirmeyi Haziran sonunda yapmak daha doğru olacak. Başarının dışında hedeflediğimiz başka bir şey daha vardı. Geçen yıl Banvit takımı hem başarısıyla hem de taraftarıyla örnek bir kulüp oldu. Play-off serisinde Bandırma’da oynadığımız maçta seyirci iki takımı da maç sonunda alkışlayarak uğurladı. Ben bu tablodan çok etkilendim ve Galatasaray seyircisiyle de bu mutluluğumu paylaştım. Bu sezon biz de sezon başında oynanan bir maç hariç bu tabloya yakın bir görüntü çizdik. Sahamızda Fenerbahçe Ülker ve Beşiktaş Cola Turka’yla oynadığımız iki önemli maçı da kaybettik ama bu maçlardan sonra seyircimizin takımları alkışlayarak uğurlaması kabuk değiştirdiğimizin bir göstergesi oldu. Bu benim hedeflediğim bir gelişmeydi. Gelecek sezon Galatasaray seyircisini fair-play’e aday olabilecek hale getireceğiz.

Sezon içinde Banvit takımıyla oynadığınız iki maçın sizin için ayrı bir atmosferi vardı. Uzun yıllar birlikte çalıştığınız Selçuk Ernak ve kardeşiniz Sedat Özyer’le karşı karşıya geldiniz. Neler hissettiniz?

Aile içi kaos yaşandı denebilir. Kariyerimizde kardeşimle birlikte hep aynı yollardan geçtik. Aynı üniversiteden mezun olduk, o da Galatasaray’da oynadı ve antrenörlüğe başladı. Selçuk’la da uzun yıllar Ülker’de birlikte çalıştık. Bence işin keyfi de burada. Sevdiğiniz insanlarla karşılıklı rakip olmanın heyecanı ve tadı bir başka. Burada önemli olan bir nokta var onu açıklamak istiyorum. Uzun yıllar Türk Basketbolu’na Efes Pilsen değerli antrenörler kazandırdı. Biz hep onlara “Bravo” dedik. Son yıllarda Ülker ekolünden gelen isimler de bu başarıyı yakalamaya başladı. Aleaddin Yakan, Selçuk Ernak ve ben Beko Basketbol Ligi’nde mücadele eden takımlarla dikkat çeken sonuçlar aldık. Bu gerçekten beni mutlu eden bir gelişme oldu.

Beko’nun sponsorluğunda gerçekleştirilen lig organizasyonu hakkında neler düşünüyorsunuz?

Ligimizin bir sponsorunun olması değerli olduğunu gösteriyor. Ligin daha da değerleneceğinin mesajını veriyor. Daha organize olabilirsek gelecek yıllarda ligimizin kalitesi çok daha yukarılara çıkacak. Daha iyi organize olmaktan kast ettiğim şey, lig takviminin daha net programlanması. Bu konuda İtalya ve İspanya ligleri örnek alınabilir. Ayrıca ligi yönetenlerin takımları sosyal aktivitelerde daha çok kullanmasının gerekli olduğunu düşünüyorum. Bunu gerçekleştirebilirsek, basketbolcularımızın başka yönlerini de topluma tanıtmayı ve basketbolu daha yaygın sevilir bir spor dalı haline getirmeyi başarabiliriz.

Size göre normal sezonun enleri?

En Mücadeleci Takım: Darüşşafaka
En Aşama Kaydeden Takım: Alpella
En İyi Basketbol Oynayan Takım: Türk Telekom
En Çok Gelişme Gösteren Oyuncu: Ömer Aşık
En Başarılı Taraftar: Galatasaray ve Karşıyaka

Eşinizin basketbol ailesinden biri olmasının avantajlarını nasıl yaşıyorsunuz?

Bu sorunuzun cevabı saymakla bitmez. Zaman geliyor kulüpte kaldığım günler oluyor. Bebek bekleyen biri olarak eşim bu duruma hiç ses çıkarmıyor. Özverisi ve anlayışı benim için çok önemli bir güç. Saymakla bitiremeyeceğim avantajların yanı sıra basketbolun dışında sosyal bir aktivitemizin olmayışı da dezavantajımız.

Kendinizi bir antrenör olarak nasıl değerlendiriyorsunuz? Kariyerinizdeki hedefleriniz nelerdir?

Paylaşıma çok inanıyorum. Mağlubiyeti hazmedemiyorum. Kaybettiğimiz maçların sonunda yerin dibine girmek istiyorum desem yeridir. Bir çocuk annesinin en değerli eşyasını kırdığında saklanmak ister ya, ben de aynen o psikolojiyle uzun süre kaybolmak istiyorum. Yanıma yaklaşılmıyor. Başarılı antrenörleri taklit ederek bir yerlere gelindiğine de inanmıyorum. Herkes kendi gibi olmalı. Galatasaray Cafe Crown ile 2 yıllık sözleşmem var. Bu zaman içerisinde şartlar ne olur bilmiyorum ama mutlaka yurtdışında çalışmak istiyorum. Bundan önce ise Galatasaray ile prestijli bir Avrupa Kupası’nda dereceye ulaşmak ve kupa kazanmak istiyorum. Bu hedeflerden Avrupa ile ilgili olanına ulaşmak için önümüzde az bir yol kaldı. Bu sezon bu hakkı elde etmeye çok yakınız.

Murat Özyer en çok neye kızar?

Maçlarda ve antrenmanlarda kapasitesinin yüzde yüzünü kullanmayan oyuncuya çok kızarım.

Aydın Örs, Çetin Yılmaz, Ercüment Sunter, Tolga Öngören, Murat Didin ve Ergin Ataman gibi önemli isimlere yardımcılık yaptınız. Basketbol felsefenizin ve sisteminizin oluşmasında bu antrenörlerin hangi özellikleri rol oynadı?

Çetin Yılmaz’dan oyun psikolojisini, Ercüment Sunter’den farklı hücum anlayışını, Tolga Öngören’den detaycılığı, Murat Didin’den hücum ve savunma değişikliklerini, Ergin Ataman’dan Geniş açılı düşünmeyi, Aydın Örs’ten de iş disiplinini öğrendim.

Milli takımlarda görev yaptığınız sürede 2 Avrupa üçüncülüğü ve bir Avrupa ikinciliği yaşadınız. Bu tecrübelerinize dayanarak bu sene yapılacak Avrupa Şampiyonası’nda A Milli Takımızın şansını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bizim basketbol kamuoyumuz Dünya Basketbolunu çok yakından takip etmiyor. Yeni yeni televizyon kanalları yurtdışında oynanan ligleri yayınlamaya başladı. Değerlendirme yapılırken ülke isimleri ön plana çıkıyor. Kura çekimleri sonunda Porto Riko rakibimiz oluyor “Oh” diyoruz, Litvanya çıkıyor “Eyvah” diyoruz. Hemen kağıt üzerinde karar veriyoruz. Ben de bu hatayı yapmak istemiyorum. Değerlendirme yaparken ülke ismine göre değil, rakipleri kadro yapılarına göre değerlendirmek lazım. Milli takımımız geçen sene Japonya’da gri olan formamızı kırmızı beyaz yaptı. Kadromuzda hangi oyuncular olursa olsun biz bayrağımızı en yukarıya taşımak zorundayız. Bir yıl Avrupa’da üçüncü, diğer yıl altıncı olma hakkımız yok artık. Türk Basketbolu’nun bir standarttı olmalı. Biz hep ilk 5 ülke arasında yer almalıyız. Bunun için ihtiyacımız olan potansiyel de damarlarımızdaki asil kanda mevcut.

tbf.org.tr
 
Taktik anlamda tartışılır, takımın kapasitesini iyi kullanamıyor denebilir falan filan... Ama GALATASARAY takımının başında bizden birinin gerçek bir GALATASARAY taraftarının olduğunu hissetmek ve bu güveni yaşamak beni çok mutlu ediyor...

Teşekkürler Murat Hoca...
 
murat hoca gibi bi hoca yok galatasarayliligindan hic suphe duymadigim bi hocadir helal olsun sana murat ozyer
 
Murat Hoca Galatasaray ile hedeflerine ulaştığı takdirde taraftarın ve yönetimin vazgeçemeyeceği bir hoca konumuna gelir. O zaman hedeflerimden birisi de Avrupa´da bir takım çalıştırmak diyerek gider mi yoksa Avrupa takımı haline getirdiği Galatasaray´ında yoluna devam mı eder. Kulağa ne hoş geliyor futboldan sonra basketbolda da Avrupa takımı Galatasaray.

Mütevaziliği, üstadlarına olan saygısı, taraftara olan yakınlığı, spor adamı kimliğiyle bir başkadır Murat Hoca.
 
Galatasaray Denince Akan Sular Durur...

Ne güzel demişsin Murat hocam. Keşke tüm Galatasaraylılar böyle düşünebilse.

Gerçekten güzel bir röportaj olmuş. Öncelikle teşekkürler. Bugüne kadar hep Murat hocamızın destekçisi olduk, bundan sonrada aynı şekilde desteklerimizi sürdüreceğiz. Geride kalan çok kötü 3 yılın ardından bu yıl çıtayı yükselttik ve takımımız yoluna devam ediyor. Bunda Murat hocamızın çok büyük payı var. Sezon içerisinde zaman zaman yaptığı hatalar olmuştur ama genelde takımı çok iyi idare ettiğini düşünüyorum. Ayrıca kendisinin Galatasaray sevgisini hepimiz biliyoruz. İnşallah bundan sonra herşey daha güzel olur. Murat hocamızın ilerisi için hedeflediklerini gerçekleştirebiliriz. Takımımız gelecek yıllarda daha iyi olacaktır eminim. Murat hocamıza bugüne kadar yaptıkları için teşekkürler ve bundan sonrası için de başarılar.

Bu takım seninle daha güzel Murat Hocam...
 
Onur Yavuz' Alıntı:
Murat Hoca Galatasaray ile hedeflerine ulaştığı takdirde taraftarın ve yönetimin vazgeçemeyeceği bir hoca konumuna gelir. O zaman hedeflerimden birisi de Avrupa´da bir takım çalıştırmak diyerek gider mi yoksa Avrupa takımı haline getirdiği Galatasaray´ında yoluna devam mı eder. Kulağa ne hoş geliyor futboldan sonra basketbolda da Avrupa takımı Galatasaray.

Mütevaziliği, üstadlarına olan saygısı, taraftara olan yakınlığı, spor adamı kimliğiyle bir başkadır Murat Hoca.
Abi zaten Murat hocan takım değiştirmeyi,düenden düzene geçmeyi çok seven bir yapıda olan bir hoca değil ki ülker ailesinde ve öncesinde bizde geçirdiği uzun yıllar bunu en iyi açıklayan göstergelerdir.
yani demişsiin ya kulağa hangisi daha hoş geliyor diye;takımı avrupalı yapıp şu anda Oktay Mahmudi gibi başında kalmak kulağa ,göze ve kalbe en hoş geleni
 
sezon başında e.kunter in yerine koçluğa getirilmesine çok kızmıştım ama sezon içinde her geçen hafta takımı biraz daha yukarı çekti ve gerçek bir takım havası yarattı.gerçek bir galatasaray lı olduğu her halinden belli.sonunda bize kabus gibi geçen 3 yılın ardından y.final gösterdi..ve bulunduğu makama yakışıyor..ben özür diliyor ve kendisine Avrupalı cimbom planlarında başarılar diliyorum
 

Üst