Noblesse Oblige - Asalet mecbur kılar!

17 Haziran ile Fenerbahçe'nin performansının ne alakası var? Biz son maça çıksaydık, bugün daha iyi mi olacaktık? Veya FBÜ daha mı kötü olacaktı? Olsaydı bizim elimize ne geçecekti?

Soruların sayısı arttırılabilir. Mesele cevap bulabilmekte...
 
Gerçeği görmenizi beklemiyorum. Zaten bu zamana kadar görememişsiniz. Ne alakası olduğunu önce Galatasaray'ın geldiği noktaya bakarak görebilirsiniz.
 
Genel Kurullarda divan toplantılarında ötmekten öteye gitmeyen dinozorlar sahip çıksınlar amatör branşlara. Taraftar gazını aldılar bununla. Devamını getiremediler. Ben ligden çekilme beklemedim lakin Turgay Demirel hala başkan hem de tüm hukuk kurallarına aykırı olmasına rağmen.
 
Kadın takımımız tüm maçlarına çıktı. Bütün kupaları da kazandı. Getirildiği nokta ortada... 17 Haziran ile mevcut durumu ısrarla bağdaştırmaya çalışmanın mantıklı bir açıkmalası yok. TBF güdümlü medyanın etkisiyle böyle düşünüyorsunuz.

17 Haziran, koyulmakta geç kalmış bir tavırdı. Lakin devamı getirilmeliydi. Bu tavrı koyan yönetim maddi/manevi şubelerin arkasında durmalıydı. Bunu yapmamış olmaları, koyulan tavrı yanlış kılmaz.
 
Aysal haberler yaptırdı. Kadın ve Erkek takımına gerekirse cebinden de para koyup F4 için oynayacak kadrolar kuracaktı. Gitti Spa'yı maalie yatında tatil yaptırttı. Onların o yattan fotolar atmasına göz yumdu bu sayede bizi burada günlerce sürecek hatta bazılarının bir birine hakaret etmesine neden olacak mesajlar atmasına sebep oldu.
Şu gün yaşanan tüm problemler üstesinden gelmesi kolay problemler. Bakın çok ciddiyim para en kolay halledilecek sorundur.

ne oldu asalet mecbur kılar ayakları. ha camia içinden köstek çıkan hatta tbf'yi tutan karaktersizler çıkmadı mı? Elbette çıktı.
O hareket gerekliydi lakin camia her zaman ki gibi bölündü. Bu da gösteriyor ki bize en az 3 dönem görev yapacak güçlü ve kulüp içi hizipleri bitirecek bir başkan gerekiyor.

Çok sesliğe asla laf demem lakin her kafadan bir ses çıkması çok seslilik değildir. Misal papyonluyu dinleyen biri bu kulüpte hiç iyi bir şey olmuyor zanneder.
Lakin elinizi taşın altına koyun dediğimizde de ortada yoklar.
Taraftarı kulübe üye yapmazlar lakin iş para toplamaya gelince gelin üniversitenin tamirine para verin diyorlar. İnan Kıraç'a soru 1 milyar doları tabutuna mı dolduracaksın?
 
Kadın takımımız tüm maçlarına çıktı. Bütün kupaları da kazandı. Getirildiği nokta ortada... 17 Haziran ile mevcut durumu ısrarla bağdaştırmaya çalışmanın mantıklı bir açıkmalası yok. TBF güdümlü medyanın etkisiyle böyle düşünüyorsunuz.

17 Haziran, koyulmakta geç kalmış bir tavırdı. Lakin devamı getirilmeliydi. Bu tavrı koyan yönetim maddi/manevi şubelerin arkasında durmalıydı. Bunu yapmamış olmaları, koyulan tavrı yanlış kılmaz.

Bora eğer sen o tavrı koymuyorsan -ligden çekilme değil lakin kulüpten ihraç dahil Turgay Demirel'in o koltuktan indirilmesi ve 2010-2011 sezonu için yasal başvurular- bu yaptığın yarım iştir.
 
Benim anlamadığım nokta Ünal Aysal-Genel Kurul-Kukla yönetim ortak mı hareket ediyor Haziran'dan beri?Görmemiz gereken gerçek bu mu?
Süreç doğrusal ilerlemiyordan kastım bu.Şayet Euroleague galibiyetleri kıstassa 17 Haziran'da maça çıkmamamız sonucunu doğuran iç sahada kafana göre takılma yetkisi Euroleague'de de kendilerinde olsa muhtemelen Furkan'ın yazdığı takımlara karşı kendi salonlarında 3'te 0 yapmazlardı.Veya bu rahatlığa görece en çok sahip takımlardan biri olan Olympiakos dün maça o önemi atfetseydi döve döve kazanabilirdi söz gelimi.
Geçen sezon artık bıçağın kemiğe dayandığı değil,geçtiği noktaydı.Her şeyi derinlemesine yazmakta,böylelikle lig özelindeki bunca saçmalığı tek bir potada eritip normalleştirmemekte fayda var.
 
Yalnız savunduğunuz argüman şu. "İçi doldurulmadı". İşte benim tepkim başından beri bu hareketin içinin doldurulmayacağının bile bile yapılması zaten.

Güdümlü medya deniyor. Medya yıllardır güdümlü değil mi? Galatasaray-Fenerbahçe maçlarında kazanan Galatasaray olunca iyi Galatasaray değil, kötü Fenerbahçe vardı hep onlar için.

Turgay Demirel, FIBA Avrupa başkanı oldu, 3 gün sonra kadın takımını Euroleague'den de mi çekeceğiz? Veya bunlarla pasta kesen yönetim, sadece bir maçta çıkan olaylar için mi düşman kesilip bunu yaptılar?

Bu olay, kağıt üstünde doğru bir hareket dursa da, kağıdın arka yüzünde birilerinin, bu olay üzerinden yaptığı şovdan ibaret. Son yıllarda şovu ve popülizmi seven bir taraftar grubuna dönüşmemizi fırsat bilip yaptılar bunu.

Şu "Olympiakos maçı önemli görseydi" cümlesi tamamen inanılmaz. Daha 3 gün önce karşı yaka aynı cümleyi kuruyorken, grupta liderlik şansı olan Olympiakos mu maça asılmayacak?

Biz gittikçe, karşı yakaya benziyoruz farkında değiliz. Kabul etmiyoruz. Hiçbir şeyi, aksimize olan hiçbir şeyi, hiçbir fikri kabul etmiyoruz.

Ben haziran başında olacakları yazarken de tepki gördüm, şimdi yazarken de görüyorum. Saygı duyarım ama haklı çıkmaya devam ettikçe, tepki göreceğimi bile bile yazmaya devam edeceğim. Çünkü bu şube, bu kadar popülizmi kaldıracak durumda değil. Ne kadar engel olabiliyorsam, o kadar engel olacağım.
 
Kulüp içinde Aysal yönetimi içinde de dahil başarı istemeyen bir kesim var. Bakın istisnasız her 3 sezonda bir kesin bir yönetim krizi yaşıyoruz. Ya bir sezon da ya da 2-3 sezonda da atlatıyoruz. Genel kurul içinde kulübü lise'nin mezunlar derneği zanneden ağırlıklı bir yapı var.
 
Furkan klasik Türk hastalığına yakalanmışsın sen. Sorunu görüyor ama kızmaman gerekene kızıyorsun? Alışmışsınız boynunuz yerde yaşamaya demekki 17 haziran duruşuna isyan ediyorsun. Eğelim kafamızı hatta rakibimizi şampiyon yapsınlar biz piyon olalım bir de alkışlayalım onları işte GS ruhu sportmenlik vs diye de övgü alalım! Böylece Şimdi GS basket takımında Spa Weems Zaza beraber oynardı öyle mi diyorsun?

Bir kere sapla samanı ayır önce. GS o maça çıksa da çıkmasa da basketbol şubesi bu halde olacaktı. Taraftar maça gitmiyor, idare basketbola gelir getirecek çözüm önerileri sunmuyor. Basketbol forması yok piyasada. Sponsor görüşmeleri yapan idarecin yok. Neymiş FB F4 oynayacak GS bu halde!! Nedir o hal? 17 haziranda maça çıkmadık ondan!! yani o kadar güdük eleştiri ki toplayım diyorum bir araya gelmiyor parçalar. Bİr de bunu savunmaya çalışmışsın. 3 post atmışsın ama yanıt yok

E anlat bana hadi 17 haziran da maç oynandı tut ki GS şampiyon oldu veya FB farketmez. Eee ne olacaktı? Beko ve Türkcell bu sayede basketboldan çekilmeyecekti TBF cukkayı indirecekti hala! GS basketbolda F4 yapacak akdrılar kuracaktı. Tribünlerimiz dolup taşacaktı!! Öyle mi?


Bizim kendimize ait salonumuz olmadığı sürece VtB ve benzeri liglerde oynayamayız. Ne yapacağız? "TBF'yi protesto ediyoruz!!!" diyip TBF'nin salonunda maçlara çıkabileceğimize mi inanıyorsunuz?TBF de buna izin verecek? GS yönetimine destek veren mi oldu? Kulüp ucuz muhalefet kaynıyor. 17 Haziran'da maça çıkmadık 18 haziranda Demirel'e kızandan daha fazla insan AYsal'a kızdı. Sen de kızmış mıydın maça çıkılmamasına? Camia camia değil ki anasın ısatayım her boka illaki birileri itiraz ediyor. Adam gibi herkes başkanın arkasında dursa ona göre plan yapılırdı. Birisi "yaparsan helal olsun" derken diğeri "yaparsan allah belanı versin" diyor. E bu koşullarda ne yapabilir yönetim? Bugünkü koşulların tüm suçlusu GS camiasıdır. Yönetiminin arkasında adam gibi durmayı bilseydi şu an Demirel zaten gitmişti de basketbolda yeni gelişmeleri konuşuyorduk. Bu yüzden Aysal kararlı olarak maça çıkmayacağız dediğinde Demirel NTV Sporda hüngür hüngür ağlayarak yayına bağlandı. Ertesi gün ise Demirel gayet rahattı. Çünkü illaki GS camiasını satacak embesillerin çıkacağını biliyordu. BÜyük ihtimalle de dediler ona "sen rahat ol biz o aysalın ebesini belleyeceğiz!!" Rahatladı bir daha da ağlamadı.

Şimdi sen çıkmışsın FB Oly'yi yendi diye nereden ne bağladın bilmiyorum geldin bunu anlatıyorsun. Çünkü sen de o anlamayanlardan birisn. Başı önde eğik gezmeyi tercih ederim evde oturacağıma diyorsun. Ok ne diyim o da senin duruşun. Arada arkadaşlarına anlatırsın horakova steps yaptı hırsız özlem çaldı şampiyonluğumuzu diye. 17 haziranda sana o tarz bir anı yaratamadığımız için üzgünüz camia olarak. Neyse 2. maç MArko'nun eline vurdular diye üzülebilirsin istersen


NOT: Durumun şuralara geleceği aslında belliydi. EFes maçındaki hakem katliamının daha beteri olası Playofflarda yaşanacak. KEşke camia bir kere dik durup yönetimin arkasında olsaydı da bu sezon lige çıkmasaydık! Şu an sponsor da olmazdı ligin yayın haklarını da satamazlar oynayacak takım bulamadıklarından kendi kendilerini bitirirlerdi. Ben bu kararı da desteklemiştim
 
Bora eğer sen o tavrı koymuyorsan -ligden çekilme değil lakin kulüpten ihraç dahil Turgay Demirel'in o koltuktan indirilmesi ve 2010-2011 sezonu için yasal başvurular- bu yaptığın yarım iştir.
Evet, benzer şeyleri söylüyoruz. Tavır doğruydu, ancak devamı getirilmeliydi. Yönetim başladığı işi yarım bırakarak, kaş yapayım derken göz çıkarmış oldu.
 
Abi o dediğin olay yıllardır yok mu? Fowles-Matovic temas yokken, faulü çalıp maçı Fener'e verdiler. Şampiyonluğu verdik. Sahadan çekildik mi?

Burda fark şu. Gerekli destek bulunamazsa, takım küçülecekti. Küçülsün. Benim buna itirazım yok. İtirazım şuna.

Küçülme gün gibi ortadayken, büyüyeceğiz diyip karşılığı olmayan paralara takım kurdular. Dışardan alamamakla kalmayıp, elimizdekini kaybettik.

Benim nedenim, Şampiyonluğu kaybetmek kazanmak değil. Ben zaten ev sahibi avantajımızın olmadığı senelere şampiyonluk umudu bağlamadan sonraki seneyi düşünürüm.

Galatasaray yerde kalmaz, başı önde gezmez derler eyvallah ama başını evde oturarak da dik tutamazsın. Şov yaparak, dik tuttuğunu zannedersin sadece.

Madem bunlar bu kadar düşman. Bizim yanından geçemediğimiz Euroleague Kupasıyla beraber pastalarla poz veriyorlar. Hiç gücüne gitmiyor mu senin? Benim gidiyor da o bakımdan sordum.

Lisansı için yıllarca kalıp mücadele eden bir çocuğu yerden yere vuruyorsun abi. Bu adamlara laf söyleyince biz, anlamamış oluyoruz. İlginç.

Ben hiçbir zaman şunu söylemedim "Adamların 20 milyon bütçesi var Final Four'a gidiyorlar da biz Eurocup oynuyoruz" gerekirse oynayalım. 3 sene 10 milyonla oynayıp 4.sene 15 milyona çıkacaksak oynayalım. Ama her sabah bir oyuncunun kaçtığı bir güne uyanmayalım. Gece uyurken acaba yarın kim gidecek diye düşünmeyelim.

Hakkını isteyen oyunculara Galatasaray nutuğu atan insanların, benim kulübümü yönetmesini istemiyorum. Buna hakkım var. Çünkü Galatasaray, birilerinin hatalarını örtmek için yok.
 
O gün doğru olanı yaptık biz. Çünkü oraya gidip o rezil ortamda yine bir hakem katliamıyla kaybedecek ve tribündeki binlerce yavşağın eğlence malzemesi olacaktık. Ünal Aysal bu serinin bir tiyatro olduğunu gördü ve neşteri vurdu.

Yanlış olan o günden sonra bu allahın cezası camianın birlik olamayıp Turgay Demirel'i indirememesiydi. Ayrıca taraftar da protesto yürüyüşleri düzenlemeliydi ancak uA gibi bir taraftar oluşumu bunu gerçekleştiremedi doğal olarak. Daha çok hep oyunlaaar senaryolaaar diye bağırıp lay lay lom yapmasını bilir onlar. Ayrıca yönetim de Turgay Demirel aleyhine söylemlerini daha da keskinleştirip -Nikolov konusunda mesela- ciddi adımlar atmalıydı.

Doğru başlayıp yanlış bitirdik yani.
 
FIBA TBF başkanı üstelik senin divan kurulu üyee biz pasta keseceğiz sen yürü git diyemezsin. Goygoy olarak o muhabbeti hepimiz yaptık ama işin gerçeği bu. Tabii ki o uçakta gelmek isterse ona yer ayıracaksın. Tabii ki pasta keserken onu çağıracaksın. Öncelikle bunu belirteyim. Ben de istemezdim orda ama orda olmasını engelleyemezsin. Orada olmak onun yüzsüzlüğüdür


Fowles Matovic Tamika horakova Hırsız Özlem Birecik Murat bu böyle devam eder. Bİr şekilde bir tepki verilmesi gerekiyordu. Hatta bunu daha önce konuştuk. Evvelsi seneki Kadın basket finali 5.maçında Emir sarıgül vs yöneticiler oradaydı. Kızların gördüğü zulmü ve hakem katliamına ses etselerdi orada 5. maç takımı maç oynanırken sahadan çekselerdi çok daha güzel olurdu bunu nedne yapmadınız diye çok defa dedik. Eğer o olsaydı durum belki daha da farkı olurdu. Yapılan tepkinin niteliğini tartışmak sonranın işidir önce o tepki verildiğinde ohh en nihayet tepki verildi denip destek olunur. 17 Haziran böyle geçer 17 Ekim gelince de bunu tartışılır. Bİzde ise daha olay olduğu an eleştiriler başladı. Ben böyle zevzeklik görmedim. GS camiasının huyundan mıdır suyundan mıdır bilmem üyeleri de böyledir taraftarı da. Taraftarın objektif olmak gibi bir rüyasının olması aslına bakarsan taraftarlık müessesi ile de bağdaşmıyor. Geçen de bunu dediğim de eleştiri geldi "abi her koşulda pbjektif olmak lazım!" diye. Ben ahlaksızlığa sahip çıkılsın dmeiyorum. Ama misal Azerbaycandan petrol alıyoruz. Cumhurbaşkanı RTe çıkıp " Ezerbaycan'dan aldığımız doğalgaz çok uvuz. Azeri kardeşlerimize ayıp ediyoruz bu fiyatı arttırmayı teklif edeceğim!" diyebilir mi? Objektif olmasını istiyorsak demesi lazım. Ama yönetenler ve paydaşlar her zaman öncelikle kendi subjektifinden bakmakla yükümlüdür. GS'lı önce GS'a bakacak.

GS'a baktığımızda da sahada ezilen bir takım varsa o hakları korumalıyız. Tüm basketbolcamiası bunun üzerinden ekmek yiyip ekmek yediği tabağa ediyorsa o zaman o tabakta yerim yok diyeceksin. Ama bizim her şeyi eleştiren insanalrımız onu da eleştirdi. Sonu.? Destek verilmedi arada derede bir olay oldu. Ha bu arada az önce soru olarak sordum ama olay olduğu gibi eleştirenlerden biri de sendin. Olayı önce sahiplenip destek vermek yerine objektifcilik oynama merakı yani? Ne oldu Turgay Demnirel madalya mı taktı sen ve senin gibi objektifcilik oynayan taraftara "BRAVO!!! bRAVO!!! SÜPER BİR DAVRANIŞ SERGİLEDİNİZ İŞTE GS RUHU BU!!" falan mı dediler? Cidden merak ediyorum bunun getirisi ne oldu?

Gerekli destek demişsin. GErekli desteği bulmayı engeleyen de işte sizin bu tutumunuzdu! GS'lı o snerjiyi yakalasa GS'lı içnideki nüveler ya böyle onurlu duruş sergileyen takım varsa hip çıkalım derlerdi. O t-shirtten bile alan olmadı. sırf goygoy. Takıam sponsor zaten kimse çıkmadı. Bu kıt kaynaklar yönetimi-Olğanüstühalde bile sponsor bulamıyorsan o şubeyi küçülteceksin tabii. Aylık 1000TL maaş alıp çocuğumu özel okulda okutacağım diyemezsin. Çocuk heimizin çocuğu Allah vatana millete bağışlasın ama kimse o çocuk için bu koşullarda sana yardım etmez. Ama çocuğun extreme bir durumu olur destek gelir birilerinden. Bizo özel durumu yarattık siz normalleştirdiniz durumu sonuç? Çocuğu normal okula gönderecek durumumuz yok. Çünkü Ayağına Halley davidson çizme almışız I-Ped almışız defterler on numara ama okul uzak servis parasını veremiyoruz.


Senin derdinin şampiyonluk olmadığını biliyorum.Buna yürekten inanıyorum. GS için çabalayan koşan koşturan güzel insansın. Ama anarşist duygularla taraftarlık olsa da takımdaşlık olmaz. Yani bazı dediklerimiz öncesi kendi içimizde tartıp ona göre hareket etmeliyiz. Şampiyonluk tabii ki senin benim derdim olmaz önceliğimiz takıma destek veridğimizi hissettirmek ama bu desteğin türlü çeşitleri var. Şu an GS'ın tüm paydaşlarını bir araya toplamak gibi birgörevi var tüm GS'ı sevenlerin. Ha Murat Özyer ile bu mümkün değil. Ama ona rağmen ona da destek veriyorum. Onun da yapması gereken bu zaten GS'ın tüm saç ayakalrını bir araya getirmek. Parayla satın alınan adamlardan hareket bekleyeceğine gönüllülerden umut beklemek daha iyidir.


Konu sarpa sarmasın GS'ın kurtuluş reçetesini değil 17 Haziran'ı konuşuyorduk. Evet 17 haziran herşeye rağmen GS için dönüm noktasıdır. GS'ın parası yok ondan şube kapatacak diyen varsa da desin "sana ne lan paramız yok kapatıyoruz sok kaba etine ligini hadi devam ettir bakalım!!" deriz. Ben GS'ı düşünürüm ama onlar ligi nasıl toparlayacaklar düşünemezler. Türkiye'ye basketbolu biz getirdik diye biz devam ettireceğiz algısına gerek yok. Sutopu federasyonu da öyle. Adam branşta FBolmamasına rağmen FB yalakalığı yapıyor bizimkiler ses etmiyor. Camia işte böyle durumlarda sert ve tek ses olabilmeli. (Genelde GS'ı soymakla meşgul çoğu)


Son cümleni anlamadım "Lisansı için yıllarca kalıp mücadele eden bir çocuğu yerden yere vuruyorsun.." kısmını? Kim ki o veya ne lisansı:))
 
Nikolov'dan bahsettim. Ben derim. Turgay Demirel gerekirse bu kulübün hiçbir organizasyonuna katılmayacak. Salondan mı çıkartacaklar. Gücü yeterse çıkarsın. Ben neden desteklemediğim bir hareketin, tasarımı dahil 5 kuruş etmeyeck bi t-shirt'ine cebimden para vereyim ki? Keriz miyim ben?

Sahadan takımı çekmek teoride doğru bir hareket olabilir. Ama bunu rekabet işine çevirip büyüyeceğiz diyip. Karşılığı olmayan paralara takım kurmak. Düzenin değişmediği ligde hala oynamaya devam etmek. Bana akıl işi gelmiyor.
 
Şubenin şuanki hali Aysalın o gün samimi olmadığının ve tamamen şubeyi arka plana atmak için bir bahane olduğunun kanıtıdır bana göre. Aysal önce kendisi duruş sergileseydi, kaçıp gitmeseydi....
 
Yalnız savunduğunuz argüman şu. "İçi doldurulmadı". İşte benim tepkim başından beri bu hareketin içinin doldurulmayacağının bile bile yapılması zaten.

Güdümlü medya deniyor. Medya yıllardır güdümlü değil mi? Galatasaray-Fenerbahçe maçlarında kazanan Galatasaray olunca iyi Galatasaray değil, kötü Fenerbahçe vardı hep onlar için.

Turgay Demirel, FIBA Avrupa başkanı oldu, 3 gün sonra kadın takımını Euroleague'den de mi çekeceğiz? Veya bunlarla pasta kesen yönetim, sadece bir maçta çıkan olaylar için mi düşman kesilip bunu yaptılar?

Bu olay, kağıt üstünde doğru bir hareket dursa da, kağıdın arka yüzünde birilerinin, bu olay üzerinden yaptığı şovdan ibaret. Son yıllarda şovu ve popülizmi seven bir taraftar grubuna dönüşmemizi fırsat bilip yaptılar bunu.

Şu "Olympiakos maçı önemli görseydi" cümlesi tamamen inanılmaz. Daha 3 gün önce karşı yaka aynı cümleyi kuruyorken, grupta liderlik şansı olan Olympiakos mu maça asılmayacak?

Biz gittikçe, karşı yakaya benziyoruz farkında değiliz. Kabul etmiyoruz. Hiçbir şeyi, aksimize olan hiçbir şeyi, hiçbir fikri kabul etmiyoruz.

Ben haziran başında olacakları yazarken de tepki gördüm, şimdi yazarken de görüyorum. Saygı duyarım ama haklı çıkmaya devam ettikçe, tepki göreceğimi bile bile yazmaya devam edeceğim. Çünkü bu şube, bu kadar popülizmi kaldıracak durumda değil. Ne kadar engel olabiliyorsam, o kadar engel olacağım.
Olympiakos asılmadı yazan kim Furkan?Euroleague bünyesinde Panathinaikos'la birlikte tribün bazlı olay çerçevesinde görece imtiyaz gören bir takım olduklarını fakat maç özelinde arka yollara sapma gereği görmediklerini belirttim.
Karşı yaka yazılmasını irrite edici buldum oldum olası.Rakibimizin,yerle yeksan rakibimizin adı Fenerbahçe.Bizdeki takım tutma alışkanlığı da şehrin içindeki bölgesel sınırlardan veya insanların değişen ekonomik yaklaşımların yorumu üzerinden dönmüyor.Aileden alınıyor büyük ölçüde,konjonktürel başarı da ikinci etken. O sebeple Galatasaray burasıdır,Fenerbahçe surasıdır gibi bir durum yok.Rakibimizin ismi ve düşünsel argümanlarla ilerleme yanlısıyım.
17 Haziran'ın arkası gelmedi,doğru.Gelmeyeceği de öngörülebilirdi doğru.Ayrıştığımız nokta şurası.Ben kayadan ufak da olsa bir parça kopardık,dönemsel de olsa etki yarattık diyorum.Fakat bu adımlar en başından itibaren bir stratejiyle gerçekleşmeliydi diyorum.Artık işler basketbol adına olabilecek en absürd noktaya gelmişti diyorum,o maçta figüranlığın da gereği yoktu diyorum.Sen de 17 Haziran'ın devamının gelmeyeceğini öngördüm diyorsun.Maça çıkmayı sanırım daha doğru buluyorsun.
Galatasaray taraftarının popülistleştiği muhakkak.Zira toplum popülist ve yozlaşan bir toplumda Galatasaraylılık da kapalı bir kültürel koda sahip cemiyet/cemaat değilken bu gayet anlaşılabilir bir durum.Sonucu belirli maça çıkmamak,sonuç dışarıdan belirlenmişken bana kalırsa doğrudur.Hiç önünde arkasında da değilim,o gün özelinde gayet doğrudur.Kimse bizim zekamızla ve duygularımızla alenen taşşak geçemez.Benchin camı yoksa ceza gelir,takıma fiili müdahale varsa ceza gelir.Bir hakem lig şampiyonunu belirleyecek maçı bir taraftan alıp diğerine veriyorsa hakkı yenen takımın emeğiyle yarattığı son maça atanamaz.Ceza gelmiyorsa ve aynı hakem sahadaysa da o gün sahadayken figüranız demektir.Bunları yazarken popülizme katkı sunduğumu falan da düşünmüyorum.Nasıl benim bir yönetime destek/köstek olmamın 40 tane parametresi varsa atılan bir adımın ve doğurduğu sonuçların da 40 tane parametresi vardır.
Son olarak ''dedim,haklıyken eleştrildim,yine haklıyım ve haklı olacağım'' üstünden kişilik bina etmeye ihtiyacı olan bir insan olduğunu düşünmüyorum.Fikirler insanları şekillendirir,doğrudur.Fakat siz hepiniz aynı potadasınız,kayıtsız şartsız popülizme su taşıyorsunuz bense olan her şeyi gördüm ve hepinizin düşünsel anlamda önündeyim üzerinden ilerlersen,ısrarla ben-öteki yaratırsan iş iç sesinle kavgaya dönüşür en sonunda.
Olympiakos'un maçı ciddiye almadığını söylediğimi düşünmen,o algıyla okuman üstteki koşulluluğun bir sonucu bence.
 
Olympiakos asılmadı yazan kim Furkan?Euroleague bünyesinde Panathinaikos'la birlikte tribün bazlı olay çerçevesinde görece imtiyaz gören bir takım olduklarını fakat maç özelinde arka yollara sapma gereği görmediklerini belirttim.
Karşı yaka yazılmasını irrite edici buldum oldum olası.Rakibimizin,yerle yeksan rakibimizin adı Fenerbahçe.Bizdeki takım tutma alışkanlığı da şehrin içindeki bölgesel sınırlardan veya insanların değişen ekonomik yaklaşımların yorumu üzerinden dönmüyor.Aileden alınıyor büyük ölçüde,konjonktürel başarı da ikinci etken. O sebeple Galatasaray burasıdır,Fenerbahçe surasıdır gibi bir durum yok.Rakibimizin ismi ve düşünsel argümanlarla ilerleme yanlısıyım.
17 Haziran'ın arkası gelmedi,doğru.Gelmeyeceği de öngörülebilirdi doğru.Ayrıştığımız nokta şurası.Ben kayadan ufak da olsa bir parça kopardık,dönemsel de olsa etki yarattık diyorum.Fakat bu adımlar en başından itibaren bir stratejiyle gerçekleşmeliydi diyorum.Artık işler basketbol adına olabilecek en absürd noktaya gelmişti diyorum,o maçta figüranlığın da gereği yoktu diyorum.Sen de 17 Haziran'ın devamının gelmeyeceğini öngördüm diyorsun.Maça çıkmayı sanırım daha doğru buluyorsun.
Galatasaray taraftarının popülistleştiği muhakkak.Zira toplum popülist ve yozlaşan bir toplumda Galatasaraylılık da kapalı bir kültürel koda sahip cemiyet/cemaat değilken bu gayet anlaşılabilir bir durum.Sonucu belirli maça çıkmamak,sonuç dışarıdan belirlenmişken bana kalırsa doğrudur.Hiç önünde arkasında da değilim,o gün özelinde gayet doğrudur.Kimse bizim zekamızla ve duygularımızla alenen taşşak geçemez.Benchin camı yoksa ceza gelir,takıma fiili müdahale varsa ceza gelir.Bir hakem lig şampiyonunu belirleyecek maçı bir taraftan alıp diğerine veriyorsa hakkı yenen takımın emeğiyle yarattığı son maça atanamaz.Ceza gelmiyorsa ve aynı hakem sahadaysa da o gün sahadayken figüranız demektir.Bunları yazarken popülizme katkı sunduğumu falan da düşünmüyorum.Nasıl benim bir yönetime destek/köstek olmamın 40 tane parametresi varsa atılan bir adımın ve doğurduğu sonuçların da 40 tane parametresi vardır.
Son olarak ''dedim,haklıyken eleştrildim,yine haklıyım ve haklı olacağım'' üstünden kişilik bina etmeye ihtiyacı olan bir insan olduğunu düşünmüyorum.Fikirler insanları şekillendirir,doğrudur.Fakat siz hepiniz aynı potadasınız,kayıtsız şartsız popülizme su taşıyorsunuz bense olan her şeyi gördüm ve hepinizin düşünsel anlamda önündeyim üzerinden ilerlersen,ısrarla ben-öteki yaratırsan iş iç sesinle kavgaya dönüşür en sonunda.
Olympiakos'un maçı ciddiye almadığını söylediğimi düşünmen,o algıyla okuman üstteki koşulluluğun bir sonucu bence.

Onu kastetmedim. 4 yıldır forumdayım, bir türlü bir olayda çoğunluğun tarafında yer almadım. Yani ne olay olursa olsun sürekli forumun geneliyle tartışma içindeydim. Duygusal bakan kişi sayısı çok fazla maalesef. Taraftarlık duygusal olmaktır ama her olaya duygusal bakmak değildir bence.

Olympiakos döve döve kazanırdı dedin, dünkü Olympiakos'un döve döve kazanacak hali yoktu. Onu söyledim sadece.
 

Üst