Kadın takımımız tüm maçlarına çıktı. Bütün kupaları da kazandı. Getirildiği nokta ortada... 17 Haziran ile mevcut durumu ısrarla bağdaştırmaya çalışmanın mantıklı bir açıkmalası yok. TBF güdümlü medyanın etkisiyle böyle düşünüyorsunuz.
17 Haziran, koyulmakta geç kalmış bir tavırdı. Lakin devamı getirilmeliydi. Bu tavrı koyan yönetim maddi/manevi şubelerin arkasında durmalıydı. Bunu yapmamış olmaları, koyulan tavrı yanlış kılmaz.
Evet, benzer şeyleri söylüyoruz. Tavır doğruydu, ancak devamı getirilmeliydi. Yönetim başladığı işi yarım bırakarak, kaş yapayım derken göz çıkarmış oldu.Bora eğer sen o tavrı koymuyorsan -ligden çekilme değil lakin kulüpten ihraç dahil Turgay Demirel'in o koltuktan indirilmesi ve 2010-2011 sezonu için yasal başvurular- bu yaptığın yarım iştir.
Olympiakos asılmadı yazan kim Furkan?Euroleague bünyesinde Panathinaikos'la birlikte tribün bazlı olay çerçevesinde görece imtiyaz gören bir takım olduklarını fakat maç özelinde arka yollara sapma gereği görmediklerini belirttim.Yalnız savunduğunuz argüman şu. "İçi doldurulmadı". İşte benim tepkim başından beri bu hareketin içinin doldurulmayacağının bile bile yapılması zaten.
Güdümlü medya deniyor. Medya yıllardır güdümlü değil mi? Galatasaray-Fenerbahçe maçlarında kazanan Galatasaray olunca iyi Galatasaray değil, kötü Fenerbahçe vardı hep onlar için.
Turgay Demirel, FIBA Avrupa başkanı oldu, 3 gün sonra kadın takımını Euroleague'den de mi çekeceğiz? Veya bunlarla pasta kesen yönetim, sadece bir maçta çıkan olaylar için mi düşman kesilip bunu yaptılar?
Bu olay, kağıt üstünde doğru bir hareket dursa da, kağıdın arka yüzünde birilerinin, bu olay üzerinden yaptığı şovdan ibaret. Son yıllarda şovu ve popülizmi seven bir taraftar grubuna dönüşmemizi fırsat bilip yaptılar bunu.
Şu "Olympiakos maçı önemli görseydi" cümlesi tamamen inanılmaz. Daha 3 gün önce karşı yaka aynı cümleyi kuruyorken, grupta liderlik şansı olan Olympiakos mu maça asılmayacak?
Biz gittikçe, karşı yakaya benziyoruz farkında değiliz. Kabul etmiyoruz. Hiçbir şeyi, aksimize olan hiçbir şeyi, hiçbir fikri kabul etmiyoruz.
Ben haziran başında olacakları yazarken de tepki gördüm, şimdi yazarken de görüyorum. Saygı duyarım ama haklı çıkmaya devam ettikçe, tepki göreceğimi bile bile yazmaya devam edeceğim. Çünkü bu şube, bu kadar popülizmi kaldıracak durumda değil. Ne kadar engel olabiliyorsam, o kadar engel olacağım.
Olympiakos asılmadı yazan kim Furkan?Euroleague bünyesinde Panathinaikos'la birlikte tribün bazlı olay çerçevesinde görece imtiyaz gören bir takım olduklarını fakat maç özelinde arka yollara sapma gereği görmediklerini belirttim.
Karşı yaka yazılmasını irrite edici buldum oldum olası.Rakibimizin,yerle yeksan rakibimizin adı Fenerbahçe.Bizdeki takım tutma alışkanlığı da şehrin içindeki bölgesel sınırlardan veya insanların değişen ekonomik yaklaşımların yorumu üzerinden dönmüyor.Aileden alınıyor büyük ölçüde,konjonktürel başarı da ikinci etken. O sebeple Galatasaray burasıdır,Fenerbahçe surasıdır gibi bir durum yok.Rakibimizin ismi ve düşünsel argümanlarla ilerleme yanlısıyım.
17 Haziran'ın arkası gelmedi,doğru.Gelmeyeceği de öngörülebilirdi doğru.Ayrıştığımız nokta şurası.Ben kayadan ufak da olsa bir parça kopardık,dönemsel de olsa etki yarattık diyorum.Fakat bu adımlar en başından itibaren bir stratejiyle gerçekleşmeliydi diyorum.Artık işler basketbol adına olabilecek en absürd noktaya gelmişti diyorum,o maçta figüranlığın da gereği yoktu diyorum.Sen de 17 Haziran'ın devamının gelmeyeceğini öngördüm diyorsun.Maça çıkmayı sanırım daha doğru buluyorsun.
Galatasaray taraftarının popülistleştiği muhakkak.Zira toplum popülist ve yozlaşan bir toplumda Galatasaraylılık da kapalı bir kültürel koda sahip cemiyet/cemaat değilken bu gayet anlaşılabilir bir durum.Sonucu belirli maça çıkmamak,sonuç dışarıdan belirlenmişken bana kalırsa doğrudur.Hiç önünde arkasında da değilim,o gün özelinde gayet doğrudur.Kimse bizim zekamızla ve duygularımızla alenen taşşak geçemez.Benchin camı yoksa ceza gelir,takıma fiili müdahale varsa ceza gelir.Bir hakem lig şampiyonunu belirleyecek maçı bir taraftan alıp diğerine veriyorsa hakkı yenen takımın emeğiyle yarattığı son maça atanamaz.Ceza gelmiyorsa ve aynı hakem sahadaysa da o gün sahadayken figüranız demektir.Bunları yazarken popülizme katkı sunduğumu falan da düşünmüyorum.Nasıl benim bir yönetime destek/köstek olmamın 40 tane parametresi varsa atılan bir adımın ve doğurduğu sonuçların da 40 tane parametresi vardır.
Son olarak ''dedim,haklıyken eleştrildim,yine haklıyım ve haklı olacağım'' üstünden kişilik bina etmeye ihtiyacı olan bir insan olduğunu düşünmüyorum.Fikirler insanları şekillendirir,doğrudur.Fakat siz hepiniz aynı potadasınız,kayıtsız şartsız popülizme su taşıyorsunuz bense olan her şeyi gördüm ve hepinizin düşünsel anlamda önündeyim üzerinden ilerlersen,ısrarla ben-öteki yaratırsan iş iç sesinle kavgaya dönüşür en sonunda.
Olympiakos'un maçı ciddiye almadığını söylediğimi düşünmen,o algıyla okuman üstteki koşulluluğun bir sonucu bence.
Bu tüm her şeyi açıklıyor kısa net..Şubenin şuanki hali Aysalın o gün samimi olmadığının ve tamamen şubeyi arka plana atmak için bir bahane olduğunun kanıtıdır bana göre. Aysal önce kendisi duruş sergileseydi, kaçıp gitmeseydi....