Arda Ezer
ARdaQue
Eski menejerimiz Nur GENCER, turkbasket.com' a düşündürücü bir yazı yazmış. Tam anlamıyla güler misin, ağlar mısın misali .
Bu haftanın konusu belliydi ama olaylar hızlı gelişiyor. Turkbasket'de Mahmut Kulein'in Türk sporuyla ilgili yazısını muhakkak okuyun. Milli Takım antrenörlüğü ile ilgili yazılarımı referans göstererek beni arayan dostlarıma daha ağır bir yazı yazmadan, istifa denilen bir müessesenin varlığını hatırlatırım...
Bu yazıda adı geçen kişiler gerçek, konuşmalar hayalidir, sanaldır. (Tarafımdan uydurulmuştur). Okuyanların hayal güçlerine bırakılmıştır.
- Zırrrrr. Alo, kızım Adnan Bey'i bağlar mısın ?
- Kim diyeyim efendim ?
-Kızım ben, Mümtaz Tahincioğlu.
- Tamam efendim...
- Adnan'cım ben Mümtaz, yahu Başkan bu basketbol şube kaptanlığı işi nereden çıktı ? Ben Ahmet Dedehayır'dan beterim. Basket topunun rengini bile bilmem. Yolda bulsam hakikaten karakola götürürüm.
- Mümtazcığım, öyle gerekiyor işte. Hem yalnız olmayacaksın. Herkesin bu işi toparlayabileceğini söylediği Nur Gencer'le anlaşıyoruz. O her Işi çözer, sen de keyif yaparsın....
- İnşallah,dur bakalım......
- Hadi, saat 12.30'da Florya'da buluşalım da, şu işi çözelim. Akşama da maç var.
- Tamam.
- Zırrrrrr. Alo ben Yiğit Şardan, Adnan Bey'i bağlar mısın?
- Buyur Yiğit.
- Abi nedir bu Nur Gençer işi ? Kesin mi ?
- Kesin tabii, hem sen tanımıyor musun bu adamı ?
- Abi tanıyorum, gerçekten ciddi bir basketbol profesyoneli. Benim de yöneticiliğimi yapmıştı ama bizim derdimiz basketbol, masketbol değil ki. Şu ceza işini çözmek. Bu T.D de Nur varken, bize su vermez.
- Vermezse vermesin. Onunla bir hesabımız var zaten. Hem sen ne diye öyle suçu muçu üstlendin ? Bugünlerde var mı öyle bir şey ? Yok, mok deseydiniz, Bir şeyler kıvırırdık, biz şimdi işimize bakalım.
- Tamam başkanım.
Bu arada Florya'da toplanılır, yeni basketbol yönetimi oyunculara tanıtılır. Baş antrenör Cem Akdağ, bayram tatili Için Hong Kong'a gitmiştir. O dönem Cihansever Yeşildağ ve Nur Gençer'in gayret ve çabalarıyla geçilir. Eurocup'da Ukrayna ekibi Azovmash ile ligde Pınar Karşıyaka mağlup edilir. Her şey yolundadır. İtalya'ya gidilir, takım Teramo'ya mağlup olur. Takımın en önemli dişlilerinden Rancik oyundan atılır ancak onunla ilgili girişimler sonuç verir. Rancik ceza almaz ve takım doğru yolda ilerler.
Derken bir yönetim kurulu toplantısı düzenlenir ve aşağıdakiler konuşulur:
Yiğit Şardan: Kardeşim T.D ile konuştum. 'Nur Gençer'i göndermeden benden bir şey beklemeyin' diyor.
Mümtaz Tahincioğlu: Zaten T.D bugün için devleti temsil ediyor. Nur Gençer'i göreve getirerek, devlete de karşı geliyoruz.
Bazı diğer üyeler:
- Ama Nur Gençer oldukça başarılı ,daha da olacağa benziyor.
- Doğru, biz kulübün burnuna halka mı taktıracağız ? Kim oluyor bu T.D ?
Mümtaz Tahincioğlu: Kardeşim bana ne basketten, masketten. Atarız o herifi, cezayı kaldırtırız. Sonra basket takımı kaçıncı olursa olsun; bir de onunla mı uğraşacağız ?
Adnan Polat: Yapmayın beyler. Burası spor kulübü. Nasıl böyle konuşursunuz ? Hem bu adam bizim dostumuz. Nur, bizimle para bile konuşmadı. Geçti işin başına çalışıyor. Sonra ne bahane ile atacağız ?
Yiğit Şardan: Abi T.D zokayı yuttu. 140 kiloluk yemi yuttu. 'Ben size onun bir mahkumiyet belgesini veririm. Benim bir sürü mahkumiyet belgem var. Onların arasında bir de onun ki var. Onu bahane edersiniz, atarsınız. Ben de sizin ceza işinizi çözerim'diyor.
Adnan Polat: Arkadaşlar ülkede mahkumiyeti olmayan, içeri düşmeyen mi kaldı, ne alakası var ? Ülkenin en saygın adamları hapiste. Bula, bula bu adamı mı suçluyacağız ?
Mümtaz Tahincioğlu: Başkan bizim basketle, masketle işimiz yok. Hem bu sene seçim de var. Sen de zor durumda kalırsın...
Adnan Polat: Tamam ya, sizin basketten beklentiniz yoksa benim hiç yok. Bulun birisini atalım Nur Gençer'i.
Mümtaz Tahincioğlu: Oh be neyse istediğim oldu. Hemen gerçekleştirelim bu işi. Zaten birini bulmaya da gerek yok. Tuğrul Demir yapar o Işi.
Neticede Nur Gençer kurban edilir, Galatasaray basketbol takımının -5 puanlık cezası silinir. Herkes çok sevinir. T.D'de 140 kiloluk zokayı yutup gerekeni yapar. Türk basketbolu O ve onun gibi kişilerinde elinde oyuncak olmaya devam eder.
Nur Gençer ise 8 günlük görevinin sonunda aldığı tazminatla en pahalı menajer ünvanını kazanırken, gönülden bağlı olduğu Galatasaray'a da çok önemli hizmetler yapmanın verdiği huzurla Bodrum'a döner ve geceleri rahat uyur.
Yiğit Şardan yönetim kurulundaki görevine döner. Otomobilci devletle ilişkilerini daha da güçlendirir. Galatasaray basketbol şubesi gene kaderine terk edilir.
Taaaa ki yeni bir Cemal Nalga olayına kadar....
Da, herkes rahat uyuyabiliyor mu ? Bilmem, bilemem.
YORUM: Nur GENÇER
nonnonur@yahoo.com