Oku oku, minder yap ! / Nur GENCER 18.01.2010

Arda Ezer

ARdaQue
Eski menejerimiz Nur GENCER, turkbasket.com' a düşündürücü bir yazı yazmış. Tam anlamıyla güler misin, ağlar mısın misali .


Bu haftanın konusu belliydi ama olaylar hızlı gelişiyor. Turkbasket'de Mahmut Kulein'in Türk sporuyla ilgili yazısını muhakkak okuyun. Milli Takım antrenörlüğü ile ilgili yazılarımı referans göstererek beni arayan dostlarıma daha ağır bir yazı yazmadan, istifa denilen bir müessesenin varlığını hatırlatırım...

Bu yazıda adı geçen kişiler gerçek, konuşmalar hayalidir, sanaldır. (Tarafımdan uydurulmuştur). Okuyanların hayal güçlerine bırakılmıştır.

- Zırrrrr. Alo, kızım Adnan Bey'i bağlar mısın ?
- Kim diyeyim efendim ?
-Kızım ben, Mümtaz Tahincioğlu.
- Tamam efendim...
- Adnan'cım ben Mümtaz, yahu Başkan bu basketbol şube kaptanlığı işi nereden çıktı ? Ben Ahmet Dedehayır'dan beterim. Basket topunun rengini bile bilmem. Yolda bulsam hakikaten karakola götürürüm.
- Mümtazcığım, öyle gerekiyor işte. Hem yalnız olmayacaksın. Herkesin bu işi toparlayabileceğini söylediği Nur Gencer'le anlaşıyoruz. O her Işi çözer, sen de keyif yaparsın....
- İnşallah,dur bakalım......
- Hadi, saat 12.30'da Florya'da buluşalım da, şu işi çözelim. Akşama da maç var.
- Tamam.

- Zırrrrrr. Alo ben Yiğit Şardan, Adnan Bey'i bağlar mısın?
- Buyur Yiğit.
- Abi nedir bu Nur Gençer işi ? Kesin mi ?
- Kesin tabii, hem sen tanımıyor musun bu adamı ?
- Abi tanıyorum, gerçekten ciddi bir basketbol profesyoneli. Benim de yöneticiliğimi yapmıştı ama bizim derdimiz basketbol, masketbol değil ki. Şu ceza işini çözmek. Bu T.D de Nur varken, bize su vermez.
- Vermezse vermesin. Onunla bir hesabımız var zaten. Hem sen ne diye öyle suçu muçu üstlendin ? Bugünlerde var mı öyle bir şey ? Yok, mok deseydiniz, Bir şeyler kıvırırdık, biz şimdi işimize bakalım.
- Tamam başkanım.

Bu arada Florya'da toplanılır, yeni basketbol yönetimi oyunculara tanıtılır. Baş antrenör Cem Akdağ, bayram tatili Için Hong Kong'a gitmiştir. O dönem Cihansever Yeşildağ ve Nur Gençer'in gayret ve çabalarıyla geçilir. Eurocup'da Ukrayna ekibi Azovmash ile ligde Pınar Karşıyaka mağlup edilir. Her şey yolundadır. İtalya'ya gidilir, takım Teramo'ya mağlup olur. Takımın en önemli dişlilerinden Rancik oyundan atılır ancak onunla ilgili girişimler sonuç verir. Rancik ceza almaz ve takım doğru yolda ilerler.

Derken bir yönetim kurulu toplantısı düzenlenir ve aşağıdakiler konuşulur:
Yiğit Şardan: Kardeşim T.D ile konuştum. 'Nur Gençer'i göndermeden benden bir şey beklemeyin' diyor.
Mümtaz Tahincioğlu: Zaten T.D bugün için devleti temsil ediyor. Nur Gençer'i göreve getirerek, devlete de karşı geliyoruz.
Bazı diğer üyeler:
- Ama Nur Gençer oldukça başarılı ,daha da olacağa benziyor.
- Doğru, biz kulübün burnuna halka mı taktıracağız ? Kim oluyor bu T.D ?
Mümtaz Tahincioğlu: Kardeşim bana ne basketten, masketten. Atarız o herifi, cezayı kaldırtırız. Sonra basket takımı kaçıncı olursa olsun; bir de onunla mı uğraşacağız ?
Adnan Polat: Yapmayın beyler. Burası spor kulübü. Nasıl böyle konuşursunuz ? Hem bu adam bizim dostumuz. Nur, bizimle para bile konuşmadı. Geçti işin başına çalışıyor. Sonra ne bahane ile atacağız ?
Yiğit Şardan: Abi T.D zokayı yuttu. 140 kiloluk yemi yuttu. 'Ben size onun bir mahkumiyet belgesini veririm. Benim bir sürü mahkumiyet belgem var. Onların arasında bir de onun ki var. Onu bahane edersiniz, atarsınız. Ben de sizin ceza işinizi çözerim'diyor.
Adnan Polat: Arkadaşlar ülkede mahkumiyeti olmayan, içeri düşmeyen mi kaldı, ne alakası var ? Ülkenin en saygın adamları hapiste. Bula, bula bu adamı mı suçluyacağız ?
Mümtaz Tahincioğlu: Başkan bizim basketle, masketle işimiz yok. Hem bu sene seçim de var. Sen de zor durumda kalırsın...
Adnan Polat: Tamam ya, sizin basketten beklentiniz yoksa benim hiç yok. Bulun birisini atalım Nur Gençer'i.
Mümtaz Tahincioğlu: Oh be neyse istediğim oldu. Hemen gerçekleştirelim bu işi. Zaten birini bulmaya da gerek yok. Tuğrul Demir yapar o Işi.

Neticede Nur Gençer kurban edilir, Galatasaray basketbol takımının -5 puanlık cezası silinir. Herkes çok sevinir. T.D'de 140 kiloluk zokayı yutup gerekeni yapar. Türk basketbolu O ve onun gibi kişilerinde elinde oyuncak olmaya devam eder.

Nur Gençer ise 8 günlük görevinin sonunda aldığı tazminatla en pahalı menajer ünvanını kazanırken, gönülden bağlı olduğu Galatasaray'a da çok önemli hizmetler yapmanın verdiği huzurla Bodrum'a döner ve geceleri rahat uyur.

Yiğit Şardan yönetim kurulundaki görevine döner. Otomobilci devletle ilişkilerini daha da güçlendirir. Galatasaray basketbol şubesi gene kaderine terk edilir.

Taaaa ki yeni bir Cemal Nalga olayına kadar....
Da, herkes rahat uyuyabiliyor mu ? Bilmem, bilemem.

YORUM: Nur GENÇER
nonnonur@yahoo.com
 
Son Cümlesine Cevap Vereyim Basketbol Şubesini Düşününce Ben Rahat Uyuyamıyorum,Hani bu galibiyetler iyi hoşda,Nedense benim için herşeyi tozpembe yapamıyor.Zaten camia'nın içinde olan herkes biliyor Basketbol'un fazla umursanmadığını,bu son olaylardan sonra salona gidip takım'ın canlı takip edildiğini biliyoruz,Bu son olaylar olmasa sadece derbi maçlarda kurmaylarımız salonda olacaktı,ligide orta sıralarda falan bitirirdik,kimseninde sesi çıkmazdı,bu şekilde şube'nin küçülme hareketi tamamlanmış olurdu.
 
Turgay DEMİREL in başkanlığı süresince kulübümüz hiç bir destek hiç bir iyilik göremdi.. Unutamadığım rahmetli Aydan SİYAVUŞ zamanı ülker play-off serisi var ki hakemler neler yapımıştı neler, elenmemiz için ve elenmiştik..

Nur GENCER olayının işleyişini zaten biliyorduk.. Turgay DEMİREL'in yolsuzluk dosyalarıda zamanında basına yansıdı.. Adam koltuğa yapıştı bırakmıyor..

Ama kritik nokta Başkan ve yönetimin şubeye bakışı, ne ülker ne federasyona karşı doğru politika izleyemeyişi, doğrunun yanında olamayışı.. Boşa giden paralar, yapılamayan planlamalar, seçim tezgahları yazık...
 
Böyle durumlarda farklı diplomatik yollar izlenir.gücüne göre bir strateji belirlersin.tüm gemileri yakarak savaşmanda mümkündür. tehditler öne sürüp uzlaşmalar aramanda. Galatasaray yönetimi gecen sene gücüne güvenip, federasyona karşı tüm gemileri yaktı (futbolda) sonuç olarak hem camianın büyük kısmı destek vermediği gibi birde karşısına aldı.Sonuç olarak elimize gecende kocaman bir sıfırdı. ligi 5. bitiren bir GS. üstelik yunus yıldırımın canlı yayında sözlerine rağmen ucaklarda değişen hakem raporları ayan beyan belliyken.

düşünün futbolda bile bunlar yaşanmışken, kısmen basketbolda hiç gücü olmadığı bilinen bir GS'ın gemileri yakması sonuç vermezdi. Klüp iyi bir strateji izleyerek, Nur gencer'i yem olarak ortaya atmış ama istediği kazanımları elde etmiştir. T.D. güçlüdür değildir bilmem. ama basketbol camiasında gerekli delegeleri elinde tutan biri. Basketbolun Haluk Ulusoyudur. Hükümet Lütfü Arıboğanı başkan yapmak istemesine rağmen bunu beceremedi. Buna karşılık da dünya basketbol şampiyonasından desteğini çekti. Sonrasında turgay hükümete tavizler verdi kayseriye grup maçlarını aktardı derken desteği de aldı. Yani artık daha güçlü. E bu durumdaki adama karşı revizyon yerine devrim çalışmasına giremezsin. Nur Gencer açısından bakarsan kötü olmuş gözükse de GS için olabilecek en iyi sonuca gitmiştir yönetim. Üstelik seçimlerin olduğu zamanlara giriyoruz. Olası bir savaşı, genel kurulda iyi kullanacaktı rakipleri başkanın...

GS basket camiasının hemen hepsi 5 puanlık ceza kalksa kafi mantığı ile hareket etti. ve klüpte bu istenileni aldı. Demektir ki yönetim iyi bir çalışma yürütmüş. Nur Gencer'in başa getirilmesi T.D. ye bir şantajdı. herkes kartlarını oynadı. Nur gencer de kendisinin de dediği gibi basketi bıraktığı bir süreçte dünyanın en pahalı menegeri olmasını sağlayan tazminatı almış oldu bu kullanmdan sonra. yani herkes mutlu. kişisel hırslarını tatmin edemediysek Nur Gencerden birde özür dileyecek değiliz..
 
Ben yazının kısmen bölüm bölüm yerlerine katılıyorum....
 
Burak Barut' Alıntı:
Şuna inanan var mı ? Nur Gencer'i hayretle izliyorum ciddi ciddi hayretle izlemeye devam edeceğim.
Ben Nur Gencerin söylediklerin yüzde yüzü olmasada büyük bir kısmının doğru olduğuna inanıyorum.
Benim bu olaya bakış açım forma skandalı olduktan sonra kurtarıcı olarak getirilen nur gencer bence federasyona ve turgay demirele karşı gözdağıydı.Bu mesaj bence federasyona karşı açılan bir savaştı ama daha sonra bence turgay demirel bizim yöneticilerle pazarlığa girdi ve 5 puanın geri verilmesine karşı nur gencerin harcanmasını istedi ve harcandı daha sonra da 5 puan geri verildi.

Bunlar benim düşüncelerim Nur gencer bu yazıyı yazmadan da böyle düşünüyordum o yüzden de en baştan dediğim gibi yazdıklarının bir kısmının doğru olabileceğini düşünüyorum.
 
bu adamı keşke takımda tutup koç olarakta ihsan bayülkenle anlaşsaymışız.çok süper ikili olurlardı..yazık ya. anlayamadığım sey futbol olsun basketbol olsun bizden ayrılan insanların bitmek bilmeyen g.saray nefreti.diğer kulublerde böyle seyler olmuyor.örneğin oğuz aykut sampiyon yapmalarına rağmen bir kaç gün sonra takımdan kovuldular sesleri cıkmadı, ertuğrul hem futbolcuyken hem t.t son derece cirkin bir sekilde gönderildi onunda sesin cıkmadı, ama bizden ayrılanlar düşman kesiliyor.yeter artık!
 
nur gencer'in anlattığı bence ana hatlarıyla doğru...
Turgay demirel ise sokakta karşıma çıkması halinde pata küte dalacağım insanlar listesinde her sene hızla yukselmektedir. Hem fenerle işbirliği yapan hem efesle arayı iyi tutan bi ikiyüzlüdür kendisi. Fenere her türlü imkanı sağlamıştır. Fakat bunu yaparken kendi çıkarlarını düşünmüş ve Tanjevic'i fenere kitlemiştir. Efes'e de doping cezalarını verememiştir. Yani kim höt derse onun emir eri olur kendileri. Engin özerhun ve aziz yıldırımla ikili oynamaktadır. Bu sene finalde kaybeden takımın bu turgay demirel'i koltuktan indirmesi büyük olasılıktır. Hele fener bu sene sampiyon olamazsa aziz yıldırım ortada ne t.d. bırakır ne mahmut uslu ne de tanjevic . Tanjevic ülkesine döner , aso kanki olan mahmut uslu ve Turgay demirel de ortak olup kebapçı açarlar.
 

Üst