GS'li Oyunculardan Açıklama...
Galatasaray Basketbol Takımı oyuncularından Mert Uyguç, Burak Sezgin ve Gökhan Üçoklar'ın 17/02/2005 tarihinde yapmış oldukları basın açıklaması:
“İki hafta önce oynan Galatasaray Büyük Kolej basketbol maçında yaşanan olaylardan dolayı bizler; Mert Uyguç, Gökhan Üçoklar ve Burak Sezgin 3 maç oynamama ve 1500’er YTL para cezası almış bulunmaktayız. Bu açıklamayı yapma ihtiyacı hissetmemizin sebebi, olayların birkaç köşe yazarı tarafından tamamen çarpıtılarak kaleme alınması ve sonucunda da yaklasık 10 yıldır Türkiye Basketbol Ligin’de ter döken bizlerin adının basketbolseverler ve yazılı spor medyasını takip eden diğer oyuncular tarafından “Taraftar döven basketbolcular” olarak anılır hale gelmesidir.
Bizlerin kabahiti maç esnasında sahadan ayrılıp tribüne çıkmaktır ama bundan öteye asla geçmemiştir. Hiçbir insanla fiziksel bir temasımız olmamıştır. Tribüne çıkmamız kesinlikle hoş karşılanır bir hareket değildir fakat bu olay sebebsiz yere gerçekleşmemiştir. Hele hele bizler gibi ailesini herşeyin üzerinde tutan bir toplumda hangi “baba”, hangi “eş”, hangi “ağabey”, kardeşinin, eşinin, çocuğunun tribünlerdeki arbedenin içerisinde hıçkıra hıçkıra ağlayışlarını ve korkmuş yüzlerini görüp tepkisiz kalabilir? Bizlerin oradaki hareketi sadece ailelelerimizi koruma içgüdüsü ile yapılmış bir anlık reflekstir ve olayların ailelerimizle ilgisi olmadığını anlamamızla da son bulmuştur.
Ancak maç sırasında orada bulunmayan bazı yorumcular bizleri sağdan soldan duyduklarıyla (ya da duymak istedikleriyle) infaz etmeyi daha RENKLİ bulmuş olsa gerek ki “seyircileri bir temiz dövdüler”, “taraftarın burnunu kırdılar” gibi dikkat çekici ve akılda kalıcı cümleleri yazılarında bol bol kullanmışlar. Türk spor medyasında önemli sayılabilecek kalemlerden olan bu kişilerin bu tür asparagaz haberlerin altına imzalarını atmaları ve bugüne kadar centilmen sporcu kişiliğimizle bilinen isimlerimizin böyle çirkin eylemlerle anılmasına sebep olmaları çok üzücüdür. Dileğimiz, bu önemli yazar- yorumcuların bundan sonra daha vicdanlı ve sağduyulu davranmaları, yorumlarını gerçekler üzerine yapılandırmalıdırlar”.
Galatasaray Basketbol Takımı oyuncularından Mert Uyguç, Burak Sezgin ve Gökhan Üçoklar'ın 17/02/2005 tarihinde yapmış oldukları basın açıklaması:
“İki hafta önce oynan Galatasaray Büyük Kolej basketbol maçında yaşanan olaylardan dolayı bizler; Mert Uyguç, Gökhan Üçoklar ve Burak Sezgin 3 maç oynamama ve 1500’er YTL para cezası almış bulunmaktayız. Bu açıklamayı yapma ihtiyacı hissetmemizin sebebi, olayların birkaç köşe yazarı tarafından tamamen çarpıtılarak kaleme alınması ve sonucunda da yaklasık 10 yıldır Türkiye Basketbol Ligin’de ter döken bizlerin adının basketbolseverler ve yazılı spor medyasını takip eden diğer oyuncular tarafından “Taraftar döven basketbolcular” olarak anılır hale gelmesidir.
Bizlerin kabahiti maç esnasında sahadan ayrılıp tribüne çıkmaktır ama bundan öteye asla geçmemiştir. Hiçbir insanla fiziksel bir temasımız olmamıştır. Tribüne çıkmamız kesinlikle hoş karşılanır bir hareket değildir fakat bu olay sebebsiz yere gerçekleşmemiştir. Hele hele bizler gibi ailesini herşeyin üzerinde tutan bir toplumda hangi “baba”, hangi “eş”, hangi “ağabey”, kardeşinin, eşinin, çocuğunun tribünlerdeki arbedenin içerisinde hıçkıra hıçkıra ağlayışlarını ve korkmuş yüzlerini görüp tepkisiz kalabilir? Bizlerin oradaki hareketi sadece ailelelerimizi koruma içgüdüsü ile yapılmış bir anlık reflekstir ve olayların ailelerimizle ilgisi olmadığını anlamamızla da son bulmuştur.
Ancak maç sırasında orada bulunmayan bazı yorumcular bizleri sağdan soldan duyduklarıyla (ya da duymak istedikleriyle) infaz etmeyi daha RENKLİ bulmuş olsa gerek ki “seyircileri bir temiz dövdüler”, “taraftarın burnunu kırdılar” gibi dikkat çekici ve akılda kalıcı cümleleri yazılarında bol bol kullanmışlar. Türk spor medyasında önemli sayılabilecek kalemlerden olan bu kişilerin bu tür asparagaz haberlerin altına imzalarını atmaları ve bugüne kadar centilmen sporcu kişiliğimizle bilinen isimlerimizin böyle çirkin eylemlerle anılmasına sebep olmaları çok üzücüdür. Dileğimiz, bu önemli yazar- yorumcuların bundan sonra daha vicdanlı ve sağduyulu davranmaları, yorumlarını gerçekler üzerine yapılandırmalıdırlar”.