Sevgili Sarpemre,
Bugüne kadar hakkımda çıkan tüm asılsız haberlere rağmen susmayı ve işimi yapmayı seçmiştim fakat kendi sitemizde tüm gerçekleri açıklamak istiyorum.
25 yıllık spor geçmişim sayısız başarılar ve övgülerle dolu iken son zamanlarda gazetelerde çıkan asılsız haberlere kanarak, kimi takım taraftarları internet sitelerinde aileme varan küfürlere ve hakaretlere başlamışlardır.
Ben basketbola Efes Pilsen gibi bir kulüpte başladım hem oynadığım takımlarda hem de Milli Takımlarda sayısız başarılar elde ettim.Hakan Yavuz,Haşim Tündoğan,Aydın Örs,Ergin Ataman,Aydan Siyavuş,Halil Üner ve Murat Didin gibi basketbolun duayenleri ile çalışma fırsatı buldum.22 yaşında çok büyük bir sakatlıkla sporu bıraktıktan sonra azmimi kaybetmeyip Ankara üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulunu derece ile bitirip antrenörlük hayatıma başladım.
1997 yılında Tekerlekli Sandalye Basketbolu ile tanıştım.Bugüne kadar dünyada birçok örneği olsa da ülkemizde daha hiçbir eski basketbolcu tekerlekli sandalyeye oturmamışken 1997 yılında hiç düşünmeden spor sandalyesine oturarak engelli arkadaşlarımla basketbol oynadım.Daha sonraları elde ettiğim başarılarda bu tecrübenin büyük yeri vardır.
Benim kariyerimdeki bir kişinin bu sporda antrenörlüğe başlaması çoğu kişiyi sevindirse de bu işi kendine rant aracı haline getirmiş bazı kişileri çok rahatsız etti.2003 yılında A Milli Takımın başına geldiğimde beni hayrete düşüren sözlerle karşılaştım.Bu camiada çok iyi tanınan bazı kişiler bana gelip ”sen bu cocuklara insan gibi davranıyorsun,onları bilmem ne yapmazsan başına bela olurlar” dediler.Benim cevabım ise “bu cocukları bilmem neyaparak bu hale getirmişsiniz”oldu.
Benden önce Milli takım kamplarında odalarına kapatılan, dayak ,taciz ,küfürlerle baskı altında tutulan engelliler ve yine bu engellilerin parası ile içki alemi yapan yöneticiler vardı.Bildiğim doğruları taviz vermeden uyguladım ve bu tip insanlarla savaştım.Bugün tüm bu insanlar takımdan uzaklaştırılmışlardır ve uluslar arası otoriteler Milli Takımımızın gelişiminden övgü ile söz etmektedir.
Tüm bu başarılara rağmen Milli Takım görevimi yaparken benim ve Milli Takımın başarısını engellemek isteyenler oldu ve halende devam etmekteler.Milli takım kamplarından önce sporcuların performansını düşürmek için antrenmanları bırakan kulüp antrenörleri olmuştur.Yine aynı takımlar bu sporda uluslar arası karşılaşmalarda kullandığımız pasaport niteliği olan puan kartlarımızı komik bahanelerle kaybettiklerini söyleyerek ülkemizi uluslar arası federasyona karşı çok zor durumda bıraktırmış ve binlerce Euro zarara uğratmışlardır.O dönemde 12 kişilik takımın 6 sporcusu BJK dan 5 adedi İzmir B.Ş.Belediyesinden ve bir sporcuda T.S.K Karagücü takımındandı. Türk Milli Takımı Avrupa Şampiyonasına 12 sporcudan Karagücü takımının verdiği 1 sporcu puan kartı ile gitmiştir. Daha birçok akılalmaz olay oldu fakat bukadarı bile nelerle karşılaştığımı anlatabilir
Gelelim BJK ya. Bu takım beni Galatasaray takımının kurulduğu yıl ve bir sene öncesinde kendi takımlarının başına gelmemi istemişlerdi. Bununla beraber takımlarının başına geçerken şu andaki antrenörlerinin tanıdığım nüfuslu insanları kullanarak ve tekerlekli sandalye basketboldan sorumlu yönetim kurulu üyesini de baskı altına alıp antrenörlerini attırmamı istediler. Bu insanın bir ailesi ve yeni doğmuş iki çocuğu vardır. Başlangıçta Galatasaray Engelliler takımı kurulması söz konusu olmadığı için takıma transfer olmak istesemde bu tip olaylarla karşılaşınca kendimi geri çektim ve istediklerini yapmadım.
Ve yaklaşık 2 ay sonra Galatasaray kuruldu hem de bugüne dek Türkiye de emsali görülmemiş hedeflerle ve temiz niyetlerle. Ben de bu takımın başına geçtim. İlk günden itibaren engelli sporcularımızı kulübümüzün diğer bireylerinden ayırt etmeden onlara profesyonel sporcu gibi yaklaşıldı.Tüm kulüp büyükleri özellikle Sn.Sinan Kalpakçıoğlu takımımızı sahiplendi ve büyük fedakarlıklarla bugüne kadar getirdi. Yaptığımız transferler tüm camiayı yerinden sarstı. Tabii ki çok takımın işine gelmedi. Her fırsatta takımımızı federasyonun desteklediğini söylediler.
Eğer federasyon bizi destekleseydi 2003 yılında B.J.Kulübü ile hiçbir alakası olmadan Beşiktaş Engelliler Spor Kulübü Derneği adı altında maçlara çıkarken, takımın BJK bünyesine alındıktan sonra 2.ligden başlamak yerine 1.ligden devam eden takımları gibi bizde 1.ligden başlamak isterdik. Bu olay o dönemde camiadan büyük tepki çekmiş ve BJK takımının 2.ligden başlaması zorunluluğu olmasına rağmen olayın üstü kapatılarak BJK direk olarak 1.ligden müsabakalara katılmıştır.
Takımımız kurulduğu günden bugüne kadar federasyondan etik dışı hiçbir istekte bulunmamıştır. Prosedürler gereği 2.ligden faaliyete başlamış ve geçtiğimiz sezon maçlarında tek bir olay çıkmamış tek bir teknik faul almamış ve duruşu ile örnek bir takım haline gelmiştir.
Transferlere başladığımız ilk günlerde BJK yöneticisi Erdem Göksel beni arayıp “madem BJK ya gelmedin o zaman Engelli Yıldızlar Takımından oyuncu al ve sponsorları da Galatasaraylı onu da kendi tarafına çek ve onları bitir” diyerek çirkin tekliflerine devam etmiştir. Hatta Yönetim Kurulu üyesi Süleyman Erene kızarak bir gün yine beni arayıp Galatasaray a menajer olmak istediğini söylemiştir. Tabii ki tüm teklifleri gibi buda geri çevrildi.Bu insanı tüm BJK camiasıyla asla bir tutmadım her camiada bu tip insanlar vardır.
Transferler konusuna gelirsek benim A Milli Takım antrenörü olduğum için tüm sporcuları Milli Takım vaadi ile transfer ettiğim söyleniyor.
Sporcularımızdan Şuayip Kablan la başlarsak; Bu sporcu Galatasaray dan önce BJK takımı ile antrenmanlara çıkmış ve transferi için tek isteğinin kazandığı Haliç Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünün masraflarının ödenmesi olmuştur.BJK bunu yapamamıştır.Galatasaray Kulübünün bu sporcunun okul masraflarını üstlenmek gibi ulvi bir davranışta bulunması, ayrıca sporcunun diğer bütün masraflarını karşılayıp üstüne de maaş vermesi sonucunda transfer gerçekleşiyorsa bunda benim faktörüm ne olabilir?
İzmir B.Ş.Belediyesi sporcularından Özgür,Ferit,Ali Asker ve Ahmet i BJK 2 sezondur transfer etmek istemiş fakat gerekli şartları sağlayamadığından başaramamıştır.Galatasaray bu şartları sağladıysa senelerdir Milli Takımda oynayan bu sporcuların transferinde benim ne faktörüm olabilir?
Diğer sporcularımızın hepsi de zaten yıllardır Milli Takımlarda görev yapmaktadır. Galatasaray a geldikleri için Milli Takıma alınmaları söz konusu değildir. Zaten çok başarılı sporcu oldukları için ve oyuncuların istedikleri şartları Kulübümüz zor günler geçirmesine rağmen büyük fedakarlıklarla sağladığı için bu takımdalar.
Gelelim geçtiğimiz yıl ülkemiz için çok önemli olan Avrupa B Klasmanı Şampiyonası kafilesi için Galatasaray dan 9 BJK dan 1 Ordu Spordan 2 oyuncu alınması konusuna. İlk defa açıklıyorum ilk Milli Takım listesinde BJK dan 3 İzmir B.Ş.B 3 ve Galatasaray dan 6 oyuncu vardı. BJK dan 1 oyuncu eşi ile ilgili çok büyük problemleri olduğunu bu sebeple Milli Takımdan affını istediğini söyledi son derece anlayış ile karşılayıp bu isteğini kabul ettim. BJK nın diğer oyuncusu Özel bir şirkette çalıştığını izin problemi yaşadığı için Milli Takım kampının İstanbul da olması şartıyla sadece akşam antrenmanlarına katılabileceğini söylemiştir ve bu şartlar altında listeden çıkarılmıştır. Diğer BJK oyuncusu ise kampa ve şampiyonaya gelmiştir. İzmir B.Ş.Belediyesi oyuncularından 1 tanesi yeni doğan bebeği yüzünden affını istemiş diğer 2 oyuncuda bir sonraki kampa mazeretsiz olarak katılmamış ve 2 gün sonra şaibeli birsağlık raporu yollamış ve bu sporcularda listeden çıkarılmıştır.
Şimdi kendinizi benim yerime koyun tüm bu şartlar altında kime güveneceksiniz. Ben zaten Milli Takım sporcuları olan diğer 3 sporcumu kadroya dahil ettim ve geçtiğimiz yıl lig 3.sü olan Ordu takımından 2 sporcu aldım. Şampiyonada tüm bu olumsuzluklara rağmen finalde Çek Cumhuriyetine kendi evlerinde son saniyede yenilerek Avrupa nın en iyi 10 takımının yarışacağı devler ligine ülkemizin adını yazdırdık. Bu sene A milli takımımız bir de Yunanistan da düzenlenen Balkan Şampiyonluğunu kazanmış ve Yunanistan da 1.lik kürsüsünde Şanlı Bayrağımızı dalgalandırıp Milli Marşımızı tek bir ağızdan söylemiştir.
İşte tüm olaylar ve gerçekler bunlardır. Bazı takımlar haftada 3 antrenman yapıp boş zamanlarında Galatasaray ı ve Sedat İncesu yu nasıl bitiririz diye gazete demeçleri hazırlayıp komplo teorileri kurarken biz sabah saat 08:00-10:00 ve akşam 21:00-23:00 a kadar 2 şer saatten haftada 9 antrenmanla ter akıtıyoruz ve işimizi ve takımımızı çok seviyoruz.
Eğer sabredip okuduysanız hayretler içinde kaldığınızı tahmin edebiliyorum ama düzgün işler yaptığı için karalanmaya çalışılan sadece ben değilim.Sedat İncesu olarak bilgi birikimimle engelli insanlara yararlı olmaya çalışıyorum. Yıllarını ve servetini engellilere hizmet için harcamış kulübümüz kongre üyelerinden ve takımımızın kurucusu Sn.Yavuz Kocaömer den bahsetmek istiyorum. Hayatının 22 yılını bedensel engelli bir ağabey ile geçirip onu kaybettikten sonra kurduğu vakıfla her yıl 200 ün üstünde engeli öğrenciyi okutan,şahsi kazancından milyonlarca Euro harcayıp bu sporun buralara gelmesini sağlayan,binlerce engelli çocuğun ameliyatlarını üstlenen,protezlerini (ki 1 tanesi bile yaklaşık 20.000 ytl dir) yaptıran bu ağabeymiz bile birçok kendini bilmez insan tarafından eleştirilere mağruz kalmaktadır.
Belki bunları yazdığım için bana kızacak ama 55 yaşındaki duayenimiz çok yıprandığı için yavaş yavaş bu işlerden çekilmektedir.Hayatta en çok genç insanların gelişimine değer verdiğinden ve safkan bir Galatasaray lı olduğundan onu yalnız bırakmayın takımımız için halen büyük çaba sarfetmektedir.İlk maçımız için otobüsleri ayarlaması bile bunun bir göstergesidir.Tertemiz yüreği ile her zaman yanımızda olması için ona sahip çıkalım.
Sevgili arkadaşlar forum için çok uzun bir yazı olduğunu biliyorum fakat gerçekleri gazetelere değil taraftarlarımıza anlatmak istedim.
Sevgili sarpemre
Tüm yazılarımı istediğin forumda kullanabilirsin.Benim sözüm ağzımdan çıkar! Hepsi gerçektir.
R.Sedat İncesu