Foruma ve elbette özelikle de bu başlığa canlılık katmak adına genel organizasyon konularının yanında diğer benzeri forumlarda gördüğüm gibi spesifik tartışma konuları ya da güncel haberler üzerinden fikir beyanında bulunabileceğimiz kısa ve uzun ömürlü konular açılması gerektiğini düşündüm. Bu foruma hem güncellik hem de canlılık katacaktır. İlk denememiz ise Avustralya Açık yeni bitmişken yeniden tartışma konusu olan o malum soru olmayı hak ediyor; FEDERER, NADAL ve DJOKOVIC'ten hangisi dünyanın gelmiş geçmiş en iyi erkek tenis oyuncusu?
Ben özetle kendi yaklaşımımı beyan edeyim. Bence bu sorunun tartışma konusu olması bile aslında aralarında pek bir fark olmadığı ve sadece belli detaylarda bazılarının daha çok ön plana çıkabileceğinin tek başına bile kanıtı. Kişisel tenis zevkine, bir takım nesnel verilere, kaşına gözüne hayran ya da kıl olmaya göre bile değişir kimi ön plana çıkaracağımız. Ben örneğin kendi zevkime göre toprak kortta oynanan oyunu sevmediğim için bu kortta daha başarılı olan tenisçilere dolayısıyla burada incelediğimiz isimler arasında NADAL'a karşı negatif bakıyorum mesela. Bunda kariyerinin başında sadece toprak kortta başarılı olup FEDERER'in arkasından 2 numaraya yükselmesi ve sonrasında hiçbir çim ve sert kort turnuvasında finale kadar gelemediğinden FEDERER ile eşleşmeden turnuva kapatıp toprak kort finallerindeyse FEDERER'i yenerek suni bir psikolojik üstünlük kurmasının beni rahatsız etmesinin etkisi de büyük. O dönemlerde FEDERER'i çok sevdiğim için bana bir kötü kahraman lazımdı ve kendisi bu sıfata erişip FEDERER sevgimi artırmamı sağlamıştı. Tabi öyle olunca adamın sevinme tarzı bile size batmaya başlıyor. Karakter yapıları arasındaki fark ve benim genel olarak FEDERER gibi insanları sevmem de bunda etkili. Elbette zaman içinde diğer kortlara da oyununu uydurması NADAL adına bende saygı duygusunu da uyandırdı. DJOKOVIC ise başlarda sevmeyip FEDERER'in sahneden çekildiği zamanlarda NADAL kazanacaksa hiç yoktan o kazansın düşüncesiyle sevmeye başladığım bir isim.
Bu konuda en nesnel veri olarak toplam Grand Slam Şampiyonlukları sunulmaya başlansa da bunun çok yanlış olduğunu düşünüyorum. Bu en kolay erişilebilecek yöntem ve bunun için tenisi çok bilmeye de gerek yok. Bu oyunu biraz daha fazla takip edenlerse izleme deneyimlerine daha çok güvenmeliler. Neticede NADAL 20 Grand Slam Şampiyonluğunun 13'ünü toprak kortta aldı. Yani %65'ini bu kortta elde etmiş ve bu onun sadece toprağın kralı olduğunu gösterir. DJOKOVIC de son Avustralya Açık ile birlikte şampiyonluklarının %50'sine burada ulaşmış oldu. FEDERER'de bu oran maksimum %40 ki o da en prestijli Grand Slam olan Wimbledon. Kariyeri boyunca aşılması gereken bir çıta, bir referans noktası olarak da NADAL ve DJOKOVIC'i daha iyi olmaya zorlayan adam da kendileri olur. Ayrıca konu ya istatistik açısından yaklaşacaksak filtreleme yapmadan olanı yansıtan gerçek veriye de ulaşamayız. Bir oyuncu bir kortta aşırı üstünse bu onu diğer kortların da kralı yapmamalı.
Grand Salm şampiyonlukları dışında Dünya 1 numarası olarak geçirdikleri hafta ve ATP Masters turnuvalarında elde edilen şampiyonluklar da hesaba katılabilir ama dediğim gibi öncelikle istatistiklere değil ne izlediğimize ve nasıl idol olduklarına bakalım. Açıkçası DJOKOVIC hem kortta oyunu hem de soğukkanlılığıyla maça tesir etmesiyle çok daha komple bir oyuncu hatta tenis robotu da denebilir. Ancak öznel tozu fazla olsa da çıtayı belirleyen adam olması ve oyununun verdiği zevkle FEDERER benim için piramidin en üst noktasındadır.
Sizler ne düşünüyorsunuz?
Ben özetle kendi yaklaşımımı beyan edeyim. Bence bu sorunun tartışma konusu olması bile aslında aralarında pek bir fark olmadığı ve sadece belli detaylarda bazılarının daha çok ön plana çıkabileceğinin tek başına bile kanıtı. Kişisel tenis zevkine, bir takım nesnel verilere, kaşına gözüne hayran ya da kıl olmaya göre bile değişir kimi ön plana çıkaracağımız. Ben örneğin kendi zevkime göre toprak kortta oynanan oyunu sevmediğim için bu kortta daha başarılı olan tenisçilere dolayısıyla burada incelediğimiz isimler arasında NADAL'a karşı negatif bakıyorum mesela. Bunda kariyerinin başında sadece toprak kortta başarılı olup FEDERER'in arkasından 2 numaraya yükselmesi ve sonrasında hiçbir çim ve sert kort turnuvasında finale kadar gelemediğinden FEDERER ile eşleşmeden turnuva kapatıp toprak kort finallerindeyse FEDERER'i yenerek suni bir psikolojik üstünlük kurmasının beni rahatsız etmesinin etkisi de büyük. O dönemlerde FEDERER'i çok sevdiğim için bana bir kötü kahraman lazımdı ve kendisi bu sıfata erişip FEDERER sevgimi artırmamı sağlamıştı. Tabi öyle olunca adamın sevinme tarzı bile size batmaya başlıyor. Karakter yapıları arasındaki fark ve benim genel olarak FEDERER gibi insanları sevmem de bunda etkili. Elbette zaman içinde diğer kortlara da oyununu uydurması NADAL adına bende saygı duygusunu da uyandırdı. DJOKOVIC ise başlarda sevmeyip FEDERER'in sahneden çekildiği zamanlarda NADAL kazanacaksa hiç yoktan o kazansın düşüncesiyle sevmeye başladığım bir isim.
Bu konuda en nesnel veri olarak toplam Grand Slam Şampiyonlukları sunulmaya başlansa da bunun çok yanlış olduğunu düşünüyorum. Bu en kolay erişilebilecek yöntem ve bunun için tenisi çok bilmeye de gerek yok. Bu oyunu biraz daha fazla takip edenlerse izleme deneyimlerine daha çok güvenmeliler. Neticede NADAL 20 Grand Slam Şampiyonluğunun 13'ünü toprak kortta aldı. Yani %65'ini bu kortta elde etmiş ve bu onun sadece toprağın kralı olduğunu gösterir. DJOKOVIC de son Avustralya Açık ile birlikte şampiyonluklarının %50'sine burada ulaşmış oldu. FEDERER'de bu oran maksimum %40 ki o da en prestijli Grand Slam olan Wimbledon. Kariyeri boyunca aşılması gereken bir çıta, bir referans noktası olarak da NADAL ve DJOKOVIC'i daha iyi olmaya zorlayan adam da kendileri olur. Ayrıca konu ya istatistik açısından yaklaşacaksak filtreleme yapmadan olanı yansıtan gerçek veriye de ulaşamayız. Bir oyuncu bir kortta aşırı üstünse bu onu diğer kortların da kralı yapmamalı.
Grand Salm şampiyonlukları dışında Dünya 1 numarası olarak geçirdikleri hafta ve ATP Masters turnuvalarında elde edilen şampiyonluklar da hesaba katılabilir ama dediğim gibi öncelikle istatistiklere değil ne izlediğimize ve nasıl idol olduklarına bakalım. Açıkçası DJOKOVIC hem kortta oyunu hem de soğukkanlılığıyla maça tesir etmesiyle çok daha komple bir oyuncu hatta tenis robotu da denebilir. Ancak öznel tozu fazla olsa da çıtayı belirleyen adam olması ve oyununun verdiği zevkle FEDERER benim için piramidin en üst noktasındadır.
Sizler ne düşünüyorsunuz?