TBL 18. Hafta | Pınar Karşıyaka 67 - 75 Galatasaray MP

Üçüncü periyottaki sıkıntı veren oyunu göz ardı ettiğimizde, gerçekten çok değerli bir galibiyet. Takımımızı başta Oktay Mahmuti olmak üzere tebrik ediyorum. Cska zaferinden sonra benim için en az o maç kadar değerli bir galibiyet oldu. Cska zaferi bu galibiyetle birlikte daha büyük bir anlam kazandı. Ayrıca yanlış hatırlamıyorsam uzun zamandır Karşıyaka'yı deplasmanda yenemiyorduk.
 
yok 2 sezon öncede yenmiştik ama genel performansımız kötüydü ksk deplasmanlarında bu maçtan önceki son 8 ksk deplasmanında 7 mağlubiyetimiz sadece 2 sezon önceki tek galibiyetimiz vardı bize herzaman ters gelen bi takımdı ama son 3 sezonda deplasmandaki 2. galibiyetimiz oldu bunuda kırmış olduk çünki öncesindeki 6 ksk deplasmanında 6 maçıda kaybetmiştik. Neyseki artık bunuda kırdık ...
 
:)) Haklısın ama uzun yıllardır kötü performansımız vardı. Mahmuti'ye güvenildiği sürece başarı gelecektir, yeterki saçma sapan yönetim hatası olmasın.
 
Galatasaray Medical Park Başantrenörü Oktay Mahmuti, son dönemde tansiyonu yüksek maçlar oynadıklarını, bu nedenle Pınar Karşıyaka maçına hazırlanmanın zor olduğunu ifade etti. Buna rağmen müsabakaya iyi bir başlangıç yaptıklarını ve ilk devrede hem hücumda hem de savunmada istediklerini sahaya yansıttıklarını kaydeden Mahmuti, “Maçın 3. periyodunda bazı detaylarda eksik kaldık. Bu biraz sıkıntıya soktu. Kendi oyun ritmimize sadık kaldığımız zaman iyi oynayan bir takımız. Üçüncü periyottaki sürecin ardından güç toplayıp, maçı galip tamamlamayı bildik” dedi.

Sarı-Kırmızılı oyuncu Göksenin Köksal da kendileri için önemli bir deplasman maçında, ikinci devreye kötü başlamalarına rağmen müsabakayı galip tamamladıklarını söyledi.

Pınar Karşıyaka Başantrenörü Hakan Demir ise ikinci devresinde iyi mücadele ettikleri müsabakayı mağlup tamamladıklarını belirterek, “Galatasaray Medical Park'ı yenebilmek için bu mücadelemizi maçın geneline yaymamız gerekiyordu. Bundan sonra bu mücadelemizi tüm maça yaymak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.

Kırmızı-Yeşilli oyuncu İlkan Karaman ise maçın ilk yarısında beklenen mücadeleyi gösteremediklerini, ikinci yarıda gösterdikleri iyi mücadelenin de sonuç için yeterli olmadığını kaydetti.
 
Büyük maçların ardından karşısına çıkacağımızın rakibin ismi, cismi ne olursa olsun mutlaka bir zorluk içerisinde olması normal olarak bekleniyor. Keza bunu Olympiakos maçının ardından ligde zor günler geçiren Olin Edirne karşısında görmüştük, son anlarda maçı koparmayı başarmıştık hatırlanacağı üzere. CSKA maçının etkileri daha yeni yeni geçmeye başlarken, bugün ligin en zor deplasmanlarından biri olan Karşıyaka karşısına çıktık. Anadolu Efes dışında, Karşıyaka galibiyet çıkaramadığımız tek deplasmandı 2 yıllık Oktay Mahmuti sürecinde. Hem fizik hem de mental anlamda bu senenin en zorlu 40 dakikasını geride bıraktıktan sonra bu maçta gösterdiğimiz performanstan daha çok, sonucunda parkeden galip ayrılmak daha önemliydi.

Biz performansa aldırmamak üzerine düşünürken, takımı ilk yarıda gösterdiği direnç, sahaya yansıttığı basketbol kusursuz derecedeydi. İlkan Karaman'ın savunma sorununun üstünden bulduğumuz Boris Savovic sayıları takımı bir anda öne geçirdi. Geldiğinden bu yana ilk defa böylesine etkili oldu, ortama alışması ve ilerleyen maçlarda bir koz olarak kullanmak adına önemli. Hücumda daha çok Boris'in birebir oynaması sonucu sayılara giderken, Göksenin'in baş rolde olup Chatman üzerinde yarattığı baskı Karşıyaka hücumuna direk etki etti. Tempoyu oldukça seven bir yapıda bulunan Karşıyaka'da, topu ilk alan isme yaptığımız bu baskının sonucunu 10 dakikada potamızda 12 sayı görerek aldık.

İkinci periyot, Jaka'nın kusursuz gününün başlangıcını içerecekti. Savunmada Göksenin & Jamon ikilisinin rotasyona katılmasıyla beraber baskı dozu düştü ve Karşıyaka daha rahat hücum etmeye başladı. Birkan & Allen ikilisinden buldukları kolay sayılar bu rahatlığın en net göstergeleri. Farkın daha da açılmasını sağlayan kişi ise, aldığı her topu müthiş bir şekilde kullanan Jaka Lakovic oldu. 1/1 ikilik ve 4/4 üçlük ile 14 sayı - 3 asist ile devreyi kapattı. Onun bu denli etkili olması, maçın genelinde en rahat hücum performansını sergilememize sebebiyet verdi. 28 sayı bulduk, oyuna giren Göksenin & Ender hariç bütün isimlerden sayı katkısı aldık. Devre sonunda 49-31 üstünlüğümüz bulunuyordu ve akıllarda zor geçeceğini düşündüğümüz karşılaşmada ilk yarıyı müthiş bir şekilde geride bırakıyorduk.

Üçüncü çeyrekte gösterdiğimiz performans, beklediğimiz yorgunluk ve zorluğun da ilerisindeydi. 19-6 geride kapattığımız bu periyot, Oktay Mahmuti sürecinde bir periyotta bulduğumuz en düşük rakamlardan biri. 10 dakikalık süreçte tam 9 top kaybı yaptığımızın da altını çizmek gerekiyor. Açıkçası bu yarıya ilk yarıda gayet iyi verim veren Boris Savovic ile neden başlamadığımızı pek anlayamadım, nitekim birebir oyunları sonucunda çok rahat 11 sayıya imzasını atmıştı. Savunmada bizi sürekli boş döndüren Karşıyaka hücumda ise pota altında önemli bir bitirici olan Jovo Stanojevic ile sayılara gitti. Açıkçası üzerimize yapışan 3.çeyrek sendorumunun bu maç ile bir alakası olmadığını, takımın normal bir düşüş içerisine girdiğini düşünüyorum. Beklenilen de üzerindeydi şüphesiz ancak tarihi bir maçın ardından 40 dakikalık kusursuz oyun beklemek, hele ki zorlu bir deplasmanda adil değil. Takımın yarattığı 20 sayılık marjın hiç bir önemi kalmıyordu üçüncü periyotun ardından.

Oynadığımız bir çok Euroleague maçında, sonucun son topta belli olması, maç dengede giderken bize direnç kazandırmıştı. Karşıyaka'nın 20 sayılık farktan 1 sayılık farka indirdiği karşılaşmada, son periyota Lakovic'in üçlüğü ile başladık. Sadece 6 sayı bulabildiğimiz, hücum seçeneklerimizin bir hayli sınırlandığı 10 dakikanın ardından Lakovic'in kilidi açması galibiyet adına kritikti. Jovo'nun bir birebiri sonucu fark 4'e indikten sonra, son anların adamı Jamon'un 6 sayılık şovu maçın rahatlamasını sağladı. O dakikanın ardından Karşıyaka'nın yaklaşmasına izin vermeyen takımımız, zorlu deplasmandan galibiyet ile ayrıldı.

1, 2 ve 4. periyotları ele aldığımızda sonuç 69-48 lehimize. 3.periyotta irdeleyeceğimiz bir çok nokta olacaktır elbette, özellikle epey sönük kaldığımız hücum kısmında. Ancak en başta da dediğim gibi, performans kıstasından daha çok sonuca odaklanmak bu maç adına sağlıklı olan. Bunun yanında ilk yarı kusursuza yakın bir oyun, son periyotta kazanmayı yetecek bir performansımız var. Takımın bu zorlu sürecinde kayıpsız yola devam etmesi sevindirici, her maç bize direnç katıyor, moral katsayımızı arttırıyor. Şimdi sırada Türkiye Kupası var, bu rüya gibi sezona 2.kupa yakışır, takımımıza inanıyoruz!
 
Arca bey çok güzel özetlemiş.

Ben bu hafta sonu İzmir' de bulunmamdan dolayı maça gitme şansı bulabildim ve yerinde birkaç izlenim paylaşmak istiyorum.

Maçı İzmir' li bir arkadaşımla beraber Karşıyaka' lıların arasında izledik. Hemen hepsi bu kadar bizden insanın nasıl oraya girdiğinin merak içindeydi. Maçın çoğu bölümlerinde bizimkilerin sesi daha çok çıktı ve bu salonda şimdiye kadar hiç böyle birşey yaşamadıklarını söyleyip duruyorlardı kendilerine. Bizden birçok kişi Karşıyaka tarafından bilet alıp salona girmiş. Yaklaşık 500 kişi vardı sanırım bizim tarafta. Muhteşem bir destek verdiler.

Moskova maçının yorgunluğu ve zafer sarhoşluğundan konsantrasyon kaybı olacağını düşünüyordum bende herkes gibi ama takım bunun aksine savunmada çok sert ve istekli başladı. İlk dakikalarda rakibe bu maçı alamayacağı mesajını verdik ki 3.periyot fark kapandığında bile maçı alacağımıza emindim ben. Savovic müthiş başladı ve maçın geri kalanında biraz unuttuk onu. Lakovic büyük oynadı ve salondaki Karşıyaka taraftarını deli etti diyebilirim. Yeter artık atma diye haykırıp durdular :)

Önemli bir deplasmanı geride bıraktık. Şimdi sırada Türkiye kupası var.

Saygılar.
 
Teknik analizler zaten yapılmış. Bu konuda pek birşey söylemeye gerek yok. Hakettiğimiz bir galibiyet aldık. Eminim, bundan sonrası için de takımımızın yolu açık olacaktır.
Maçtan birgün önce takımı havaalanında karşıladık. Uzun uzun konuşma fırsatımız olmasa da, bu karşılama olayından memnun oldukları yüz ifadelerinden anlaşılıyordu.

Genelde karşıyaka arenada rakip takımlar seyirci baskısını hissederler. Ama bugün o baskıyı karşıyakalıların hissettiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Sayımız geçen senelere göre oldukça fazlaydı. Bu arada salonun güvenliğinden sorumlu kulüp yetkilileri de bizleri pasifize etmek için ellerinden geleni yaptılar. Ellerinde bilet olmasına rağmen yaklaşık 20 arkadaşımız dışarıda kaldı. İşin enteresan tarafı hiçbir şekilde bunun sebebini öğrenemedik. Sürekli ilgisiz ve ters cevaplarla karşılandık. Ama bizler de hem takım hem de taraftar olarak gereken cevabı en güzel şekilde verdik.
 
İlk yarıyı izleyebildim sadece, takım şiir gibi oynuyordu. İkinci yarıda ise sınava girmek zorundaydım, bir hayli zor oldu bu kadar güzel oyunu bırakıp sınava gitmek :) Neyse ki herkesin için de ufak da olsa kaybetme riskimizin bulunduğu maçta, sanırım hiç geriye düşmeden kazanmasını bildi takım. Ligi de en kötü 2.bitirirz gibi, ama ben lider bitirebileceğimizi düşünüyorum. Neyse Euroleague'den sonra önemli bir deplasman galibiyeti, sıra Konya'da. Euroleague'deki Efes maçına takım umarım kupayla gelir :)

Tebrikler takıma, he bu arada unutmadan taraftarın desteği de müthişti, yukarı da deplasman demişim ama kusura bakmasınlar, sözde deplasman oldu
 
Açıkçası galibiyetler ardı ardına geldiği için problemlerimiz pek göze batmıyor. Son haftalarda asist sayılarımızda gözle görülür bir düşüş var. Sanki çarklar eskisi kadar iyi işlemiyor gibi geliyor bana. Tutku'nun da eksikliğini burada hissediyoruz. Maç başına 4+ asist yapan bir oyuncudan bahsediyoruz. Aslında normal sezonun sonlarına doğru böyle bir düşüşün olmasını normal karşılamak lazım. Zira takım geçtiğimiz yıllara göre çok fazla maç yaptı. Şahsen takımın play-off lar öncesi böyle bir mental ve fiziksel düşüş yaşayıp, formunu tekrardan aşağıdan yukarıya çekmesini, formunun zirvesinde girmesinden daha sağlıklı buluyorum. Bu düşüşün yaşandığı anda hala savaşıyor ve bir şekilde maçları kazanıyor olmamız işin en güzel ve keyifli yanı.
Ben bu takımın asıl potansiyelini play off ta göstereceğini ve finale kadar rakiplerini perişan edeceğini düşünüyorum.
 
Uzun uzun yazıp kopyaladıktan sonra yapıştırmayı unutmuşum,akabinde bilgisayarı kapattım.Gel de üzülme. :)
-CSKA galibiyetinin üzerine normal sezonun en sert deplasmanından galibiyetle çıktık.Takıma bir kez daha saygı duydum.
-Maçın tekrarını izlerken 2. çeyrek boyunca ayaktaydım.Lakovic üçlükleri soktukça içimin yağları eridi.
-Arca'nın 3. çeyrekteki 19-2'lik seriyle alakalı yazdıklarına katılıyorum,bu maçın özelinde kafa yormamak lazım.Ama TBL'nin vasat üstü takımından EL'de CSKA'yı yenen Top 8 adayı takıma dönüştüğümüz süreçte bu serilerden fazlasıyla var.CSKA maçında seriyi 9-2'de tutup 16-5'le cevap vererek öne fırladık ve galibiyetin yolu açıldı.Bu serilerle alakalı soru-cevap kısmını kurcalamayı düşünüyorum,zira yorumlayamıyorum.
-İzmirli Galatasaraylılara kucak dolusu tebrikler.Karşıyaka'da deplasman tribünün salonu bu denli esir aldığı başka bir maç yoktur.Takımın Galatasaraylılara sunduklarına ülkenin her yerindeki Galatasaraylılar gayet güzel reaksiyon veriyor.
-Lig ikinciliğini cebe koyduk diyebiliriz.Play-off şablonu geçtiğimiz sezonki gibi olursa şampiyonluk yolu açılır.
 

Üst