Büyük maçların ardından karşısına çıkacağımızın rakibin ismi, cismi ne olursa olsun mutlaka bir zorluk içerisinde olması normal olarak bekleniyor. Keza bunu Olympiakos maçının ardından ligde zor günler geçiren Olin Edirne karşısında görmüştük, son anlarda maçı koparmayı başarmıştık hatırlanacağı üzere. CSKA maçının etkileri daha yeni yeni geçmeye başlarken, bugün ligin en zor deplasmanlarından biri olan Karşıyaka karşısına çıktık. Anadolu Efes dışında, Karşıyaka galibiyet çıkaramadığımız tek deplasmandı 2 yıllık Oktay Mahmuti sürecinde. Hem fizik hem de mental anlamda bu senenin en zorlu 40 dakikasını geride bıraktıktan sonra bu maçta gösterdiğimiz performanstan daha çok, sonucunda parkeden galip ayrılmak daha önemliydi.
Biz performansa aldırmamak üzerine düşünürken, takımı ilk yarıda gösterdiği direnç, sahaya yansıttığı basketbol kusursuz derecedeydi. İlkan Karaman'ın savunma sorununun üstünden bulduğumuz Boris Savovic sayıları takımı bir anda öne geçirdi. Geldiğinden bu yana ilk defa böylesine etkili oldu, ortama alışması ve ilerleyen maçlarda bir koz olarak kullanmak adına önemli. Hücumda daha çok Boris'in birebir oynaması sonucu sayılara giderken, Göksenin'in baş rolde olup Chatman üzerinde yarattığı baskı Karşıyaka hücumuna direk etki etti. Tempoyu oldukça seven bir yapıda bulunan Karşıyaka'da, topu ilk alan isme yaptığımız bu baskının sonucunu 10 dakikada potamızda 12 sayı görerek aldık.
İkinci periyot, Jaka'nın kusursuz gününün başlangıcını içerecekti. Savunmada Göksenin & Jamon ikilisinin rotasyona katılmasıyla beraber baskı dozu düştü ve Karşıyaka daha rahat hücum etmeye başladı. Birkan & Allen ikilisinden buldukları kolay sayılar bu rahatlığın en net göstergeleri. Farkın daha da açılmasını sağlayan kişi ise, aldığı her topu müthiş bir şekilde kullanan Jaka Lakovic oldu. 1/1 ikilik ve 4/4 üçlük ile 14 sayı - 3 asist ile devreyi kapattı. Onun bu denli etkili olması, maçın genelinde en rahat hücum performansını sergilememize sebebiyet verdi. 28 sayı bulduk, oyuna giren Göksenin & Ender hariç bütün isimlerden sayı katkısı aldık. Devre sonunda 49-31 üstünlüğümüz bulunuyordu ve akıllarda zor geçeceğini düşündüğümüz karşılaşmada ilk yarıyı müthiş bir şekilde geride bırakıyorduk.
Üçüncü çeyrekte gösterdiğimiz performans, beklediğimiz yorgunluk ve zorluğun da ilerisindeydi. 19-6 geride kapattığımız bu periyot, Oktay Mahmuti sürecinde bir periyotta bulduğumuz en düşük rakamlardan biri. 10 dakikalık süreçte tam 9 top kaybı yaptığımızın da altını çizmek gerekiyor. Açıkçası bu yarıya ilk yarıda gayet iyi verim veren Boris Savovic ile neden başlamadığımızı pek anlayamadım, nitekim birebir oyunları sonucunda çok rahat 11 sayıya imzasını atmıştı. Savunmada bizi sürekli boş döndüren Karşıyaka hücumda ise pota altında önemli bir bitirici olan Jovo Stanojevic ile sayılara gitti. Açıkçası üzerimize yapışan 3.çeyrek sendorumunun bu maç ile bir alakası olmadığını, takımın normal bir düşüş içerisine girdiğini düşünüyorum. Beklenilen de üzerindeydi şüphesiz ancak tarihi bir maçın ardından 40 dakikalık kusursuz oyun beklemek, hele ki zorlu bir deplasmanda adil değil. Takımın yarattığı 20 sayılık marjın hiç bir önemi kalmıyordu üçüncü periyotun ardından.
Oynadığımız bir çok Euroleague maçında, sonucun son topta belli olması, maç dengede giderken bize direnç kazandırmıştı. Karşıyaka'nın 20 sayılık farktan 1 sayılık farka indirdiği karşılaşmada, son periyota Lakovic'in üçlüğü ile başladık. Sadece 6 sayı bulabildiğimiz, hücum seçeneklerimizin bir hayli sınırlandığı 10 dakikanın ardından Lakovic'in kilidi açması galibiyet adına kritikti. Jovo'nun bir birebiri sonucu fark 4'e indikten sonra, son anların adamı Jamon'un 6 sayılık şovu maçın rahatlamasını sağladı. O dakikanın ardından Karşıyaka'nın yaklaşmasına izin vermeyen takımımız, zorlu deplasmandan galibiyet ile ayrıldı.
1, 2 ve 4. periyotları ele aldığımızda sonuç 69-48 lehimize. 3.periyotta irdeleyeceğimiz bir çok nokta olacaktır elbette, özellikle epey sönük kaldığımız hücum kısmında. Ancak en başta da dediğim gibi, performans kıstasından daha çok sonuca odaklanmak bu maç adına sağlıklı olan. Bunun yanında ilk yarı kusursuza yakın bir oyun, son periyotta kazanmayı yetecek bir performansımız var. Takımın bu zorlu sürecinde kayıpsız yola devam etmesi sevindirici, her maç bize direnç katıyor, moral katsayımızı arttırıyor. Şimdi sırada Türkiye Kupası var, bu rüya gibi sezona 2.kupa yakışır, takımımıza inanıyoruz!