maça mucizevi bir şekilde tam başlamak üzereyken yetiştim. galibiyet de mucize gibi geliyordu zaten maça giderken. maç hakkında izlenimlerimi yazayım.
bir defa maçın yıldızı şaşırtıc bir biçimde ama kesinlikle boddicker'dı. adam yüksek postta feyk kullanıp topu yere vurduğunda çok etkili oluyor, ama hemen her seferinde etkili oluyor yani. özellikle ilk yarıdaki sayılarını hep böyle attı gibi bir şey. feyk sonrası genelde bir driplingin ardından şut ya da turnike. orta mesafe şutu fena değil (bir koch olamaz tabii), bugün çok iyi soktu. ayrıca maça enver'le birlikte başladı. enver gayretliydi, bir de ismini hala öğrenemediğim bir 12 numaramız var, birlikte ortayı kapatmaya çalıştılar, o da epey iyi çalıştı. ama bu görev maç ilerledikçe boddicker'a kaldı. hele son çeyrekte neredeyse tamamen böyle oldu. o da son çeyrekte savunmada acayip çalıştı, blokları filan dahi var. hala sete sette çok turnike yiyoruz ama. arda yardımlarda etkili değildi bugün.
jacobson acımasız bir şutör. yalnız kendisinden çok şey beklendiğini bildiğinden şut seçimlerinde hata yapabiliyor. büyük kolej maçında çok fenaydı bu durum. bugünse topun kendisine çevrilmesini bekledi ve son çeyrekte devreye iyice girerek işi bitirdi. topun çevrilmesini bekledi dediysem iyi hücum ettiğimiz sanılmasın. top bir şekilde çevriliyordu işte set hücumlarında. ama genelde tıkana tıkana hücum ettik bugün yine.
maçı kazandıran son çeyrekteki savunma ve seyircinin sadece son 12 dakikada görebildiğimiz kaliteli desteğiydi. son çeyrekte bir tek şemsettin zorladı bizi. biraz da oyun kurucuları stefanovic. ortayı daha iyi kapatabilsek maçı daha üçüncü çeyrekte alırdık.
bir köşede kümelenen tezahürat yapan seyirci ise son 12 dakikaya kadar bir basketimizi bile kutlamadı. sadece durmaksızın şarkı söyledi. ama son 12 dakika hemen her rakip hücumu ıslıklandı, her ne kadar basketlerimizi kutlama konusunda pek tepki verilmese de. kümelenen seyirci ilgisini maça kaydırınca normal tribünde oturan çoluklu çocuklu seyirciler bile maça kaptırdılar kendilerini. bu da maçı almamıza yetti. baştan sona maça konsantre olmak isteyen 6-7 kişi çıksın buradan, ankara'da basketbol grubu kuralım. ciddiyim. çok fena gürültü çıkarabiliriz 6-7 kişiyle.
estevam çok az oynadı. nedenini bilmiyorum. büyük kolej maçında da pek beğenmemiştim. geçen seneki amadi ya da slay, hele geoff owens gibi sert, blokçu bir adam olsa bu adamın yerine, çok daha iyi takım olacağız. mert uyguç ise tribünde bir sıra önümdeydi. herhalde sakattı.
yeni yabancı johnson özellikle ilk yarıda yaptığı istekli bire bir savunmayla göze girmeye çalıştı, birkaç top çaldı, ribaunt zorladı. hücuma çıkarken, özellikle hızlı hücumlarda, pas zamanlaması ve seçimi maç boyunca epey zayıftı. ama takım oyuncusu olduğu belli, alıştıkça bu durum iyileşecektir diye umuyorum. şutu vasattı.
bu sezon esas sorun savunmada, çok pasifiz savunmada. tunç girgin gibi bir yardım üstadımız olsa çok daha iyi olabilir işler. arda henüz tam açılamadı savunmada. savunmadaki jokerimiz şu an için gökhan. bugün son çeyrekte şemsettin'le çok iyi boğuştu, ayrıca halil üner hemen tüm yardım organizasyonunu oyunda olduğu sürece gökhan üzerinden kurmaya çalışıyor. gökhan da hem kolej maçında, hem de bu maçta saha içinde koçun sağ kolu gibiydi. özellikle kolej maçında iyi oynadığımız dakikalarda hep gökhan'ın savunmadaki başarısı, ortaya yardımı vardı. çok sayı atmıyor, ben de keşke o beklenen yıldız rolünde olsaydı diyorum; ama takımı organize etme konusunda çok yol aldı gökhan. sürekli koçla iletişim halinde. bence katkısı çok çok değerli. ayrıca bugün attığı iki üçlük de çok gerekli zamanlarda geldi.
umut tınay ise günden güne kötülüyor sanki. bunun nedeni hakkında bir şey bilen var mı? bana gönderilecekmiş izlenimi vermeye başladı. fena oyuncu değildir halbuki.
biri taktik faulleri kim kullandı diye sormuş. yanlış hatırlamıyorsam arda 4/4, jacobson da yapılan ilk taktik faulde 0/2'nin ardından 4/4 attı.
maçla ilgili ilginç bir nokta ilk yarının son saniyesinde arda'nın attığı üçlüktü. bir defa bence ayağının ucuyla çizgiye basmıştı, bir de kesin olarak süre bittikten sonra attı şutu. hakemler verdi neyse ki, biz de mutlu olduk. hakemler son çeyrekte bizim pota altında tertemiz bir blok pozisyonunda faul çaldılar. onun dışında oyun içinde sadece küçük dalgalanmalar gösterdi düdükler.
yıllar sonra telekom'u yenmek çok güzel. ama telekom da vasat bir kadro kurmuş. tolga öngören de henüz takımın karakterine karar verememiş gibi geldi bana, yeni bir takım tabii. bugün onlar da kötüydü yani. hele konsantrasyonlarının çok daha fazla olacağını bekliyordum. bekir'i kaybetmeleri çok kötü olmuş onlar için. biz çok çok daha fazla istedik maçı ve aldık. üçüncü çeyrekte konsantrasyonu yitirir gibi olduk; fakat son çeyreğe fırtına gibi girince yeniden canlandık ve götürdük işi.
bu koşullarda devamını getirip getiremeyeceğimiz şüpheli. ama hiç değilse uzun zamandır kazanamadığımız telekom deplasmanında kazandık.
ha unutmadan, son söz de şemsettin için. bugün her galatasaray maçında olduğu gibi ekstra çabayla oynadı. son çeyrekte gökhan'ın başarılı savunmasına dek de çok baş ağrıttı. sonlarda çok ölçüsüz bir taktik faul yapmayı da ihmal etmedi. bu herifi biz nasıl bir şekilde gönderdik ki bu kadar hırs yapıyor bize? bilen varsa bir anlatırsa sevinirim.