Ticha Penicheiro

hayırlı olsun daha evvelde söylediğimiz gibi bize en çok tecrübesi ile saha içinde oyuncuların aralarında yaptığı konuşmalarda vereceği taktikler katkı verecektir sanırım...
İnşallah koçluk yönüde iyidir...
 
2010'un Aralık ayında, blog için yaptığımız WNBA'in iz bırakan, tecrübelerini incelediğimiz "Ustalara Saygı Kuşağı"nın 2. konuğu olmuştu Ticha Penicheiro. O yazıyı ekliyorum buraya:

Eğer basketbol bir film olsaydı, en iyi yardımcı kadın oyuncu ödülünün sahibi defalarca o olurdu. Bir oyun kurucu için bile çok üstün bir asist yeteneğine sahip olan kahramanımız, bu konuda o kadar başarılı ki potaya hiç bakmayan, baksa da vasatı aşmayan stilini ve şut yeteneğini tolere ediliyor. WNBA'de tüm zamanların en çok sayı atan oyuncusu Tina Thompson'dan sonraki konuğumuz, tüm zamanların en çok asist yapan oyuncusu Ticha Penicheiro.

18 Eylül 1974'te basketboluna pek de aşina olmadığımız Portekiz'de doğdu Ticha. Kolej eğitimini de aldığı Amerika'da, 1998'den beri profesyonel olarak basketbol oynuyor. 98 Draftı'nda 2. sıradan seçilen Ticha, ilk turda draft edilen 4 Avrupalı oyuncudan biriydi. Bunlardan Margo Dydek, Utah Starzz tarafından birinci sırada seçilmişti ve kendisi 2.18'lik boyuyla tüm zamanların en uzun kadın basketbolcularından biri olarak hafızalardaki yerini aldı. Ticha'ya dönersek Sacramento Monarchs formasıyla adım attığı WNBA'de, 12 sezon Sacramento için mücadele ettikten sonra, geçtiğimiz sezonda da Los Angeles Sparks forması giydi. 13 senelik WNBA kariyerinde sadece 2 farklı forması olan tecrübeli guardın başarıları bu kadar mütevazı değil. Tam 7 kez(1998, 1999, 2000, 2001, 2002, 2003 ve 2010 ligin asist kraliçesi olan Portekizli, tüm zamanların en çok asist yapan oyuncusu (2398 asist). Ayrıca bu 13 sezonda, maç başına yakaladığı 6 asist ortalamasıyla maç başına ortalamasında da birinci sırada. Top çalma konusunda da bir hayli başarılı olan kahramanımız, toplamda 728 top çalmayla WNBA'in tüm zamanlardaki en iyi top hırsızı. Rekorları bitmiyor Ticha Penicheiro'nun, en başarılı olduğu iki istatistik; asist ve top çalmada tek maç rekorları da onda. İlki 29 Temmuz 1998 günü, Cleveland karşısında yaptığı 16 asist (daha sonra bu rekoru kendi egale etti) ve başka bir maçta yaptığı 10 top çalma ile hala kendisinde bu rekorlar. Ticha, 2005 yılında kendisinin ve Sacramento'nun tek WNBA şampiyonluğunda büyük pay sahibi oldu, takımın bir diğer yıldızı Yolanda Griffith ile birlikte. WNBA kariyeri ile ilgili son olarak, 4 kez All-Star olduğunu, 1999 ve 2000 da Yılın Beşi'ne, 2001'de Yılın 2. Beşi'ne seçildiğini hatırlatalım. Aslında Ticha, Portekiz Milli Takımı'nın da bir parçası ama onu anlayacak, asistlerini değerlendirecek takım arkadaşları olmadığı için milli takımlar seviyesinde fazla adını duyuramadı. Avrupa kariyerinde ise Lotos, Lavezzini Basket, UMMC Ekaterinburg, US Valenciennes, Spartak ve TTT Riga takımlarında Euroleague'de mücadele etti. Onun için en unutulmazının Spartak Moskova macerası olduğunu düşünüyorum. 2006'da Eurocup, 2007'de de Euroleague şampiyonu olduğu için. Son iki sezondur da İtalya'nın mütevazı ekiplerinde forma giyiyordu Ticha Penicheiro.

Artık yaş 36 ve dünyanın en iyi oyun kurucusu bayrağını bir süredir Sue Bird'e kaptırmış durumda. Fakat Ticha'yı izlemesi hala çok büyük bir keyif. İnanılmaz pas yeteneği, top çalmaları, bir oyun kurucu için uzun sayılabilecek 1.80'lik boyuna karşı top hakimiyetiyle o işini yapmaya devam ediyor. 2010'da bir kez daha WNBA'in en çok asist yapan oyuncusu olması ve bir Chicago maçında yaptığı 15 asist ile kendi rekorunu zorlaması bunun en güzel kanıtı. Eğer, vasat bile sayılabilecek bir şutu olsaydı onu çok farklı şekilde ana bilirdik ama şimdi sadece
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu diyebiliyoruz...

Biliyorsunuz son dönemde USK Prag forması giymiş ve İstanbul'da bize rakip de olmuştu. Yaşı dolayısıyla kariyerinde çok ciddi bir düşüş olduğunu düşünen varsa yanılıyor ama yapısı, oyun stilinin potaya bakmayı içermediğini ve de baskı altında çok top kaybı yapabildiğini -Işıl'ın karşısında bir kez daha gördük- hatırlarsak bazı soru işaretleri var. Bu transferin ardından Prince gidecekse çok faydalı olabileceğini düşünmediğim, Prince kalacaksa takıma kademe atlatacak bir transfer olduğunu düşünüyorum.
 
en hafif ifadeyle yazık diyorum. fener şu durumunda bile pondexter ı alıyor rusyadan. biz de 40 yaşına gelmiş oyuncuyu alıyoruz. hedefleri unutun bu sene ligde finalde fenere süpürülürüz. avrupada da son 8 de eleniriz. sezon bitti...
 
kağıt üzerinde efsaneye yakın bir kadro olduk. isimler şahane,biri kötü olsa,diğeri onun yerine vurur çemberin göbeğine göbeğine. fenerbahçe'li spiker misali..
ben ruh görmek istiyorum artık.
fakat bunu sadece ceyhun hoca kazandıramaz.
herkes taşın altına elini soksun artık.. ışıl'ı bahar'ı,müge'si..
başkan'ı taşkanı.. bu takıma yazık etmeyin.
 
bazı arkadaşlar pondexteri veya amerikalı guartd alsaydık filan diyor.Ya EL de iki amerikalıdan başka oyuncu oynatamadığımızdan haberiniz yok sanırım.taurassi ve tina başka oynatamazsınız.penicheiro portekizli.pondexder alınsada oynatamazsınız.
 
ya arkadaşlar anlamıyorum sizi nasıl pondexter i bu takımda görmek istersiniz nasıl unutursunuz yaptıklarını.Taurasi yi örnek vereceksiniz ama iki oyuncu arsında inanılmaz karakter farkı var inanılmaz
 
Allah aşkına ironi yapan birisi yazısının altına ''BU YAZI TAMAMEN İRONİDEN OLUŞMAKTADIR.'' yazsın. Asıl mesajın alınamadığından dolayı bir sürü alakasız yorum yapılıyor.
 
arkadaşlar ben pondexter ı biz alsaydık demedim. anlayamamışsınız. mentalite farkını ortay koydum. şampiyonluğun en önemli favorisinden en iyi oyuncusunu alabilmek ile iddiasız bir takımın 40 yaşındaki oyuncusunu almak arasındaki farka dikkat çektim. kimin niyetinin ne olduğu belli. 3. amerikalı da olsa ben bu kupayı istiyorum demektir bu. her maç bir yıldızını dinlendirerek oynatma lüksüdür bu. biz kadroda matic i niye tutuyoruz. bu oyuncuyu niye alıyoruz. birinin anlatması gerek.
 
Her mac 1 oyuncuyu dinlendirme olayi yok F8'de o yuzden Cappie,Penny 2'lisinden birini tercih edecekler, listeye isminu verecekler tipki bizdeki Tina,Fowles secimi gibi.

Mentalite farki derken?Cappie'nin sozlesmesi bitti ve Rus takimi 2 Amerikalim var diye teklif gotutmedi, sozlesmeli birini almaktan cok daha kolay bir hamle.
 
arkadaşlar ben pondexter ı biz alsaydık demedim. anlayamamışsınız. mentalite farkını ortay koydum. şampiyonluğun en önemli favorisinden en iyi oyuncusunu alabilmek ile iddiasız bir takımın 40 yaşındaki oyuncusunu almak arasındaki farka dikkat çektim. kimin niyetinin ne olduğu belli. 3. amerikalı da olsa ben bu kupayı istiyorum demektir bu. her maç bir yıldızını dinlendirerek oynatma lüksüdür bu. biz kadroda matic i niye tutuyoruz. bu oyuncuyu niye alıyoruz. birinin anlatması gerek.

Ah be her şeyi anlamışsın da yapılan ironiyi hala anlayamamışsın.
Bir de fikir belirtmeden önce bilgi sahibi olmakta yarar var. Öyle her maç bir oyuncu dinlendirmek diye bir şey yok. Büyük ihtimalle Pondexter sadece lig için alındı. yani adamlar bu yönde bir vizyon koymadılar ortaya!
Biz ise Ticha'yı sadece Eurolegue için aldık. ortalama 15-20 dk arası oynayacak kriz anlarında tecrübesi ile takımın düzen dışana çıkması engelleyecek müthiş bir hamle olduğu görüşündeyim.
 
Ticha transeferi bence de olumlu. Sariye'nin eline bakmaktansa Ticha'nın eline bakmayı tercih ederim. Prince çok skorer oyuncu ama takım düzeni için değil kendisi için oynuyor çoğu zaman. Ancak Prince'i oynatmazsak tek dış şut tehdidimiz Taurasi kalıyor. Alba henüz o seviyeye gelmedi. Herşeyi çok iyi ama istikrarlı bir şutu yok. Bu da bizi savunulması daha kolay bir takım haline getirebilir.
 
Daha oynadığı ilk maçından gösterdi ki, eğer takım arkadaşları servisleri iyi değerlendirirse her maç en az 8-9 asist yapar ki bu bizim için çok önemli. Oyun kurucu bölgesinden gelecek servislerin, Diana & Alba & Tina & Fowles gibi bitiriciliği üst düzey oyuncularımız ile birleşince hücum gücümüz katlanıyor. Bunun örneğini ilk maçından verdi Ticha, hücumda rahat tavrı ile. Elbette bugün oynadığımız rakibin güçsüzlüğü de buna etken ancak daha 2 antrenmana çıkmış bir oyuncu için etkileyici bir performansı vardı. Euroleague kulvarında Diana ile en çok güveneceğimiz isimlerden biri olacaktır.
 
Alba'nın sakatlığının ardından kendisine lig için lisans çıkarıldı. İlk maçına da bugün çıktı. EL için takımla daha çok maç yapacak olması çok iyi haber.
 
Ticha ligde oynayabilecek mi? gerçi bu haliyle pek katkı verebilir mi bilmiyorum ama en azından 1 numarada tecrübeli bir isimin olması avantajdır.
 
Ticha hala Chicago'da oynayabiliyorsa ve daha dogrusu nasil WNBA'de All Star olmussa,bende Harvard Universitesine bir bedava okumak icin basvurim diyorum..Hani Usa'liler gercekten cok ilginc insanlar..
 

Üst