''Ortada mantıklı hiçbir şey yok.O sebeple kurallı cümlelere,sıralı bağlı ifadelere de gerek yok.
-Bu takım,Galatasaray Kadın Basketbol Takımı,bize göre Sarayın Sultanları.2013-2014 sezonu itibariyle Galatasaray Spor Kulübü tarihinin en başarılı sezonunu geçirdi ve kulübün armadası oldu.
-Işıl Alben ve Alba Torrens takımda tutulamadı.Bunda geçen sezon tarih yazan takımın o başarıları rotasyon itibariyle mucizevi şartlar,idari bölümde ise ciddi sıkıntılar paralelinde kazanması büyük etkendi.Ekrem Memnun kendi doğruları ve birleştiriciliğiyle tarih yazdı.
-Sancho Lyttle kaldı sevindik,Kelsey Bone kaldı sevindik,Shavonte Zellous kalıyor dendi sevindik.Dubljevic geldi havalara uçacakken Işıl-Nuria değişimi sebebiyle dönem dönem dışarıda kalacağını öngördük,içimiz burkuldu.Nuria ve Casas'a da Ekrem Memnun'un yönetiminde sevilecek,doğru oyuncular olurlar diyerek sezonu beklemeye koyulduk.
-Sezonun başlamasına kısa bir süre kala Shavonte Zellous'un şampiyonluk primleri ödenmedi.Kendisi sözleşmeli oyuncumuz olduğu halde döndürülemedi.Kağıt üstünde kulüple FİBA'lık oldu.Kulüple diye yazıyorum zira bu yönetim kurulunun biz olmakla alakası falan yok.FİBA'lık olunan Zellous geçtiğimiz günlerde Fenerbahçe'ye imza attı.Bonservis alabildik mi,yüzde 99 hayır.Hukuken bir bağlayıcılık sunabildik mi,hayır.Euroleague şampiyonu,takımın sevimlilik abidesi ve doğru kısası olan oyuncumuzun rakibe transferine Angel McCoughtry sonrası acaba güç mü kaybettiler diye sevinecek gibi olduk.Deliriyor muyuz sorusu peşi sıra geldi.Zira aynı gün takımımız dağılıyordu.
-Ekim ortasından bugüne kadar kısa oyuncu bekledik,gelmedi.Uzunlarımızı mecburen erken döndürdük.Euroleague'e sonuçlar itibariyle kötü başladık zira üst seviye için sadece 2 kısa oyuncumuz vardı,onlar da iyi niyetli rol oyuncusuydu.Zamanla takım Ekrem Memnun'un kimliğine büründü,neredeyse kısasız oynadığımız halde önce Euroleague'de sırf ikinci yarıda aldığımız galibiyetlerle son hafta gruptan çıkma noktasına geldik.Ligde ise İstanbul Üniversitesi BGD'ye yenildikten sonra normal sezon liderliği gidiyor mu derken rakibimizin ekmek elden su gölden yaşayan oyuncuları kriz yaratınca önce İpekçi'de kazandık,olabilecek en minimal katkılardan birini veren Deniz Çolakoğlu'nu 20 dakikadan fazla oynatarak üstelik.Devamında arka arkaya bütün maçlarımızı net skorlarla kazandık.Ekrem Memnun'u diskalifiye ettiler olmadı,Kelsey Bone sakatlandı olmadı.Salonda yangın çıktı olmadı.
-Ekaterinburg mücadelesine o seviye için 1(bir) kısa oyuncuyla çıktık.3. periyodun ortasına kadar kafa kafaya götürdük,maç gayet anlaşılabilir bir skorla bitti.
-Ekaterinburg maçından sonra oyunculara sezon başından beri ödeme yapılmadığını öğrendik.Kelsey Bone'un gittiğini,Sancho Lyttle'ın gitmek üzere olduğunu,mükemmel kısa rotasyonu planlamamız sebebiyle kısa gibi oynayan uzunumuz Jelena Dubljevic'in de artık pes dediğini öğrendik.
-Trajikomik ama bu takım Fenerbahçe'nin 2 galibiyet önünde lig lideri.Trajikomik ama bu takım Wisla Can Pack'i Abdi İpekçi'de yenerek Euroleague Women'da çeyrek finale kaldı.Şayet sahaya çıkartabilecek bir takımımız olursa Euroleague'de erişebileceğimiz nokta belirsiz,ligin ise daha kısamız olmadan dahi favorisi konumundaydık.Artık pivotumuz da yok.
-Zellous'a üzülecek fırsat bulamadık hali hazırda,kısa beklediğimizi de unuttuk.
Ben yazarken bıktım.Euroleague şampiyonluğunu zirve nokta olarak gördüğümden yaz sonrası tribünün hayatımdaki yeri ne olsa diye düşünüyorum.Şu güzel günlerde 80 yaşında gibi hissettiğim oluyor.
Siz ne olur bıkmayın.Şayet bir kez daha bıktırmaya çalışırlarsa da kadın basketbolunun Avrupa'daki en iyi koçunu da ikna ederek çekin gidin.Böylelikle konu Galatasaray'ın iyiliği olduğunda kimin ne tarafta olduğu açık şekilde ortaya dökülsün.Araf yok olsun,herkes beklentisine göre yolunu çizsin.
Çocuklarımıza kulüp tarihinin en büyük oyuncuları ve bayrağı devralanlar olarak anlatılacaksınız.''
21 Şubat Cumartesi saat 15:00 Abdi İpekçi.Sarayın Sultanları ligdeki avantajını koruyabilmek için sahada.
-Bu takım,Galatasaray Kadın Basketbol Takımı,bize göre Sarayın Sultanları.2013-2014 sezonu itibariyle Galatasaray Spor Kulübü tarihinin en başarılı sezonunu geçirdi ve kulübün armadası oldu.
-Işıl Alben ve Alba Torrens takımda tutulamadı.Bunda geçen sezon tarih yazan takımın o başarıları rotasyon itibariyle mucizevi şartlar,idari bölümde ise ciddi sıkıntılar paralelinde kazanması büyük etkendi.Ekrem Memnun kendi doğruları ve birleştiriciliğiyle tarih yazdı.
-Sancho Lyttle kaldı sevindik,Kelsey Bone kaldı sevindik,Shavonte Zellous kalıyor dendi sevindik.Dubljevic geldi havalara uçacakken Işıl-Nuria değişimi sebebiyle dönem dönem dışarıda kalacağını öngördük,içimiz burkuldu.Nuria ve Casas'a da Ekrem Memnun'un yönetiminde sevilecek,doğru oyuncular olurlar diyerek sezonu beklemeye koyulduk.
-Sezonun başlamasına kısa bir süre kala Shavonte Zellous'un şampiyonluk primleri ödenmedi.Kendisi sözleşmeli oyuncumuz olduğu halde döndürülemedi.Kağıt üstünde kulüple FİBA'lık oldu.Kulüple diye yazıyorum zira bu yönetim kurulunun biz olmakla alakası falan yok.FİBA'lık olunan Zellous geçtiğimiz günlerde Fenerbahçe'ye imza attı.Bonservis alabildik mi,yüzde 99 hayır.Hukuken bir bağlayıcılık sunabildik mi,hayır.Euroleague şampiyonu,takımın sevimlilik abidesi ve doğru kısası olan oyuncumuzun rakibe transferine Angel McCoughtry sonrası acaba güç mü kaybettiler diye sevinecek gibi olduk.Deliriyor muyuz sorusu peşi sıra geldi.Zira aynı gün takımımız dağılıyordu.
-Ekim ortasından bugüne kadar kısa oyuncu bekledik,gelmedi.Uzunlarımızı mecburen erken döndürdük.Euroleague'e sonuçlar itibariyle kötü başladık zira üst seviye için sadece 2 kısa oyuncumuz vardı,onlar da iyi niyetli rol oyuncusuydu.Zamanla takım Ekrem Memnun'un kimliğine büründü,neredeyse kısasız oynadığımız halde önce Euroleague'de sırf ikinci yarıda aldığımız galibiyetlerle son hafta gruptan çıkma noktasına geldik.Ligde ise İstanbul Üniversitesi BGD'ye yenildikten sonra normal sezon liderliği gidiyor mu derken rakibimizin ekmek elden su gölden yaşayan oyuncuları kriz yaratınca önce İpekçi'de kazandık,olabilecek en minimal katkılardan birini veren Deniz Çolakoğlu'nu 20 dakikadan fazla oynatarak üstelik.Devamında arka arkaya bütün maçlarımızı net skorlarla kazandık.Ekrem Memnun'u diskalifiye ettiler olmadı,Kelsey Bone sakatlandı olmadı.Salonda yangın çıktı olmadı.
-Ekaterinburg mücadelesine o seviye için 1(bir) kısa oyuncuyla çıktık.3. periyodun ortasına kadar kafa kafaya götürdük,maç gayet anlaşılabilir bir skorla bitti.
-Ekaterinburg maçından sonra oyunculara sezon başından beri ödeme yapılmadığını öğrendik.Kelsey Bone'un gittiğini,Sancho Lyttle'ın gitmek üzere olduğunu,mükemmel kısa rotasyonu planlamamız sebebiyle kısa gibi oynayan uzunumuz Jelena Dubljevic'in de artık pes dediğini öğrendik.
-Trajikomik ama bu takım Fenerbahçe'nin 2 galibiyet önünde lig lideri.Trajikomik ama bu takım Wisla Can Pack'i Abdi İpekçi'de yenerek Euroleague Women'da çeyrek finale kaldı.Şayet sahaya çıkartabilecek bir takımımız olursa Euroleague'de erişebileceğimiz nokta belirsiz,ligin ise daha kısamız olmadan dahi favorisi konumundaydık.Artık pivotumuz da yok.
-Zellous'a üzülecek fırsat bulamadık hali hazırda,kısa beklediğimizi de unuttuk.
Ben yazarken bıktım.Euroleague şampiyonluğunu zirve nokta olarak gördüğümden yaz sonrası tribünün hayatımdaki yeri ne olsa diye düşünüyorum.Şu güzel günlerde 80 yaşında gibi hissettiğim oluyor.
Siz ne olur bıkmayın.Şayet bir kez daha bıktırmaya çalışırlarsa da kadın basketbolunun Avrupa'daki en iyi koçunu da ikna ederek çekin gidin.Böylelikle konu Galatasaray'ın iyiliği olduğunda kimin ne tarafta olduğu açık şekilde ortaya dökülsün.Araf yok olsun,herkes beklentisine göre yolunu çizsin.
Çocuklarımıza kulüp tarihinin en büyük oyuncuları ve bayrağı devralanlar olarak anlatılacaksınız.''
21 Şubat Cumartesi saat 15:00 Abdi İpekçi.Sarayın Sultanları ligdeki avantajını koruyabilmek için sahada.