Re: Galatasaray 89 - 87 Mersin Büyük Şehir Belediye
Öncelikle takımı tebrik etmek lazım, zira Simas Jasaitis ve Mike Wilkinson gibi ana rotasyonun çok önemli iki oyuncusu olmamasına rağmen yenilgisiz gruptan çıktılar.
Ancak üç maçta da ciddiye alınması gereken dalgalanmalar vardı ki, bu dalgalanmalar neticesinde Karşıyaka ve Mersin maçları kaybedilebilirdi. Dolayısıyla kazanılan üç maç sonunda oluşan tabloyu gerçekçi yorumlarla değerlendirmekte fayda var...
Mersin maçında en fazla dikkat çeken hususlar çok yüksek yüzdeyle dış şut atmamız (12/20 60%) ve ribauntlarda çok geride (24-34) kalmamız idi. Şut yüzdesinin yüksek olmasının sebebi birkaçı dışında boş şutları iyi değerlendirmek ve rakibin baskı düzeyinin düşük olmasıydı. Ribauntlardaki farkı ise uzun oyuncu eksikliğinden ziyade; doğru yerleşim, konsantrasyon ve box-out faktörlerini ele alarak değerlendirmek doğru cevabı verecektir.
İlk yarının en skorer oyuncusu Cemal Nalga idi, zira iyi beslendi, doğru zamanda topla buluşturuldu, ancak, ikinci yarıda neredeyse hiç top alamadı ve sayı üretemedi. Birçok kişi Cemal'i pek yeterli görmesede, naçizane ona olan güvenimi defalarca belirttim, eğer iyi kullanılabilirse birçok yabancı oyuncudan daha faydalı olabileceğini ve pota altında hem savunma sertliği katıp, hem de yakın mesafede aldığı topları çok yüksek yüzdeyle kullanabileceğini yazdım. Çünkü Cemal geniş vücuduyla çok yer kaplıyor ve temas almasına rağmen dengeli atışlar yapabiliyor. Oyununa biraz daha keskinlik ve mental dirayet katabilirse göreceksiniz ki A Milli Takım seviyesinin vazgeçilmez oyuncularından biri olmuş. -Semih Erden'den kesinlikle daha iyi noktalara gelebilir- Cemal Nalga'nın oyun tarzı olarak Esteban Batista'ya çok benzediğini de hatırlatayım...
Maçın üçüncü çeyreğini farklı üstünlükle kapatıp, dördüncü periyotta oyun disiplininden kopmak rahat giden bir maçın kaybedilmesine sebep olabilirdi ki, bugün rakip oyun kurucusu yeni transfer edilmiş Mersin değil de, daha oturmuş bir düzende oynayan Kepez gibi bir takım olsaydı üzücü bir sonuç yaşanabilirdi. Dolayısıyla dikkatli olmak gerek...
Bu noktada koç Okan Çevik'in şu sözlerine dikkat çekeyim:
"Son 5 dakikada 7 sayılık averajın da getirdiği avantaj ile doğal olarak normal düzenleri oynamaktan çok zamanı öldürmeye ve penetreye odaklandık." Okan Çevik diyor ki, düzenden çıkıp zaman geçirmeye çalıştık. Soru şu: Oyuncularımız zaman geçirmesine rağmen neden son topta Mersin'e maçı uzatmaya götürme fırsatı verildi?! Mersin son topta sayı bulup maçı uzatmaya götürseydi ve maçı +7 sayı farkla kazansalardı "normal olarak zaman geçirmeye çalışmak" yine normal mı olacaktı?!
Tarih boyunca 10-15 sayı öne geçip, "biraz dinlenelim" düşüncesine kapılan takımlar birçok kez ağır yenilgiler almıştır. İvmeyi yakalayınca 30 sayı, 40 sayı, 50 sayı fark yapmak için oynamak gerek. Maç sonuna dek aynı ciddiyeti, aynı arzuyu gösteren bir takım olamadıkça asla üst düzey hedefleri kovalamak mümkün olmaz...