G
Guest
Misafir
G.Saray basketbolu, futboldan izin almadan Florya’da yürüyemiyor bile. Oysa Tarabya’daki tesisler hazır bekliyor. Eğer G.Saray bu fırsatı kullanamazsa 100. yıl denildiği zaman bu yönetim çok acı hatırlanacaktır.
G.Saray Basketbol takımının ve Türk basketbolunun içinde bulunduğu durumu potanın duayeni Yalçın Granit ile konuştuk.
- Son iki yıldır G.Saray Basketbol Şubesi’nin başındaydınız. Bu sezon da G.Saray lige iyi başlamadı. Neler oluyor?
Galatasaray’da basketbol şubesinin özerkliği gündeme gelince bu görevi arkadaşlarımla birlikte biz yüklendik. Tek amacımız vardı. Tribünleri doldurarak, kendi gelirleriyle ayakta kalan bir basketbol şubesi yaratmak.
Çünkü yıllardan bu yana oluşan, ‘Basketbol, futbolun parasını yiyor’ anlayışını daha doğrusu utancını değiştirmek istedik. Yapamadık.
- Niye? Yalnız mı kaldınız, destek mi göremediniz?
Bunun iki nedeni vardı. Birincisi, G.Saray camiasının maddi manevi desteğini alamadık. İkincisi ve asıl önemlisi ise, tüm maçları yayınlamasına rağmen TRT’nin basketbol için tek bir kuruş bile vermemesiydi.
Peki ne yapılmalı?
Basketbolun genel bir tanımlamayla 4 gelir kaynağı var. Tribün gelirleri, yayın gelirleri, basketbol okulları ve sponsorlar. -Bu noktada Beşiktaş’ı tebrik etmek lazım. Çok iyi bir salona sahip oldular.- Tribün gelirleri senelik harcamanın yarısı. Biz işte bu konuda G.Saray olarak geçen yıl önemli bir adım attık. Tarabya’daki Metin Oktay Tesisleri’nin kiralama teminatını aldık. Bunun belgesi G.Saray Spor Kulübü’nde.
Daha sonra bunun için bir adım atıldı mı?
Hiç sanmıyorum. Düşünün, G.Saray’ın bugünkü ekonomik koşullarla yeni bir salon yapması imkansız. Bu durumda o tesis 2 hatta 3 kat daha önem kazanıyor. Ayrıca Trabya Metin Oktay Tesisleri’nde futbol sahaları, tenis kortu ve yüzme havuzu da mevcut. Seyirciyi de, sporcuyu da oraya çok rahat çekebilirsiniz. Binlerce kişinin geleceğine yapılacak bir yatırım bu.
Tarabya neden tercih edilmiyor?
Bilmiyorum. Düşünün G.Saray’ın basketbol şubesi hala sığıntı gibi Florya’da. Basketbolun Florya’da yeşermesi imkansız. Çünkü orası futbolun kalesi. G.Saray bu ülkeye basketbolu getiren ve sevdiren bir kulüp. Ve ne acı ki, Florya’da açık havada koşmak için bile basketbolcular, futboldan izin almak zorunda. Yönetim, futbolla ya da herhangi bir futbolcunun sözleşmesiyle o kadar yoğun ki, klasörün en altındaki o dosyaya yani Tarabya Tesisleri’nin belgesine bakmadı bile. Eğer G.Saray bu fırsatı kullanamazsa 100. yıl dendiği zaman G.Saray camiası bu yönetimi çok acı olarak hatırlayacaktır. Derya Taşdelenler hariç. Çünkü o olmasaydı bugün hala şubeyi kapatıp kapatmamayı konuşuyor olacaktık.
Başbakana anlatamadılar
- Sadece hükümet mi ya da TRT’mi suçlu? Kulüplerimizin hiç mi günahı yok?
Olmaz olur mu? 3 büyük kulübün başkanı futboldan bir dakika başlarını kaldırsa, spor kulübü oldukları gerçeğinin farkına varsa, çözüm çok basit. Ama olmuyor. Niye çünkü 3 başkan birlikte Ankara’ya gidip, basketbolun önemini Başbakana anlatamıyorlar. Başbakanımız bugün bir emir verse basketbol patlama yapacak. Ehh F.Bahçe, G.Saray ve Beşiktaş’ta bunu gerçekleştiremiyorsa, yapacak bir şey yok.
TRT elini cebine atmalı
Basketboldaki sıkıntılar sadece G.Saray’a özel değil. Türk basketbolu için neler yapılmalı?
Bugün tüm kulüpler, buna Basketbol Federasyonu da dahil maçların yayınlanması için rica minnet koşturuyor. Oysa bu ülkede basketbol için adım atması gereken en önemli kurum TRT. TRT basketbola yardım etmeli. Aslında bu yardım basketbola değil Türk gencine yapılacak bir yardım. Takımlarımızın yayın gelirine ihtiyacı var. F.Bahçeli, G.Saraylı, Beşiktaşlı gençler salonun önünde bekliyorlar, maça girmiyorlar. Neden? Çünkü başarılı bir takım izlemek istiyorlar. Başarılı takım kurabilmek için, yayın ve sponsor geliri şart. Yayın geliri olmayınca, iyi takım kurmak, tribünden gelir elde etmek imkansız. Bomboş tribünler için de sponsorlar niye para versinler ki? Hükümetin Türk gencine yardım için 6 ayda 3-5 milyon dolar gibi komik bir parayı esirgemesi anlaşılır gibi değil. Peki ben de size bir soru sorayım. Sizler spor servisinin sorumlularısınız. Abdi İpekçi’ye basketbol izlemek için 10 bin kişi koşsa, siz sayfalarınızda daha büyük yer vermez misiniz?
G.Saray Basketbol takımının ve Türk basketbolunun içinde bulunduğu durumu potanın duayeni Yalçın Granit ile konuştuk.
- Son iki yıldır G.Saray Basketbol Şubesi’nin başındaydınız. Bu sezon da G.Saray lige iyi başlamadı. Neler oluyor?
Galatasaray’da basketbol şubesinin özerkliği gündeme gelince bu görevi arkadaşlarımla birlikte biz yüklendik. Tek amacımız vardı. Tribünleri doldurarak, kendi gelirleriyle ayakta kalan bir basketbol şubesi yaratmak.
Çünkü yıllardan bu yana oluşan, ‘Basketbol, futbolun parasını yiyor’ anlayışını daha doğrusu utancını değiştirmek istedik. Yapamadık.
- Niye? Yalnız mı kaldınız, destek mi göremediniz?
Bunun iki nedeni vardı. Birincisi, G.Saray camiasının maddi manevi desteğini alamadık. İkincisi ve asıl önemlisi ise, tüm maçları yayınlamasına rağmen TRT’nin basketbol için tek bir kuruş bile vermemesiydi.
Peki ne yapılmalı?
Basketbolun genel bir tanımlamayla 4 gelir kaynağı var. Tribün gelirleri, yayın gelirleri, basketbol okulları ve sponsorlar. -Bu noktada Beşiktaş’ı tebrik etmek lazım. Çok iyi bir salona sahip oldular.- Tribün gelirleri senelik harcamanın yarısı. Biz işte bu konuda G.Saray olarak geçen yıl önemli bir adım attık. Tarabya’daki Metin Oktay Tesisleri’nin kiralama teminatını aldık. Bunun belgesi G.Saray Spor Kulübü’nde.
Daha sonra bunun için bir adım atıldı mı?
Hiç sanmıyorum. Düşünün, G.Saray’ın bugünkü ekonomik koşullarla yeni bir salon yapması imkansız. Bu durumda o tesis 2 hatta 3 kat daha önem kazanıyor. Ayrıca Trabya Metin Oktay Tesisleri’nde futbol sahaları, tenis kortu ve yüzme havuzu da mevcut. Seyirciyi de, sporcuyu da oraya çok rahat çekebilirsiniz. Binlerce kişinin geleceğine yapılacak bir yatırım bu.
Tarabya neden tercih edilmiyor?
Bilmiyorum. Düşünün G.Saray’ın basketbol şubesi hala sığıntı gibi Florya’da. Basketbolun Florya’da yeşermesi imkansız. Çünkü orası futbolun kalesi. G.Saray bu ülkeye basketbolu getiren ve sevdiren bir kulüp. Ve ne acı ki, Florya’da açık havada koşmak için bile basketbolcular, futboldan izin almak zorunda. Yönetim, futbolla ya da herhangi bir futbolcunun sözleşmesiyle o kadar yoğun ki, klasörün en altındaki o dosyaya yani Tarabya Tesisleri’nin belgesine bakmadı bile. Eğer G.Saray bu fırsatı kullanamazsa 100. yıl dendiği zaman G.Saray camiası bu yönetimi çok acı olarak hatırlayacaktır. Derya Taşdelenler hariç. Çünkü o olmasaydı bugün hala şubeyi kapatıp kapatmamayı konuşuyor olacaktık.
Başbakana anlatamadılar
- Sadece hükümet mi ya da TRT’mi suçlu? Kulüplerimizin hiç mi günahı yok?
Olmaz olur mu? 3 büyük kulübün başkanı futboldan bir dakika başlarını kaldırsa, spor kulübü oldukları gerçeğinin farkına varsa, çözüm çok basit. Ama olmuyor. Niye çünkü 3 başkan birlikte Ankara’ya gidip, basketbolun önemini Başbakana anlatamıyorlar. Başbakanımız bugün bir emir verse basketbol patlama yapacak. Ehh F.Bahçe, G.Saray ve Beşiktaş’ta bunu gerçekleştiremiyorsa, yapacak bir şey yok.
TRT elini cebine atmalı
Basketboldaki sıkıntılar sadece G.Saray’a özel değil. Türk basketbolu için neler yapılmalı?
Bugün tüm kulüpler, buna Basketbol Federasyonu da dahil maçların yayınlanması için rica minnet koşturuyor. Oysa bu ülkede basketbol için adım atması gereken en önemli kurum TRT. TRT basketbola yardım etmeli. Aslında bu yardım basketbola değil Türk gencine yapılacak bir yardım. Takımlarımızın yayın gelirine ihtiyacı var. F.Bahçeli, G.Saraylı, Beşiktaşlı gençler salonun önünde bekliyorlar, maça girmiyorlar. Neden? Çünkü başarılı bir takım izlemek istiyorlar. Başarılı takım kurabilmek için, yayın ve sponsor geliri şart. Yayın geliri olmayınca, iyi takım kurmak, tribünden gelir elde etmek imkansız. Bomboş tribünler için de sponsorlar niye para versinler ki? Hükümetin Türk gencine yardım için 6 ayda 3-5 milyon dolar gibi komik bir parayı esirgemesi anlaşılır gibi değil. Peki ben de size bir soru sorayım. Sizler spor servisinin sorumlularısınız. Abdi İpekçi’ye basketbol izlemek için 10 bin kişi koşsa, siz sayfalarınızda daha büyük yer vermez misiniz?