enerasyonunun en değerli parçalarından, yeteneklerinden biri; Zoran Erceg. 1985 doğumlu, 28 yaşında. Yakın jenerasyon olarak Novica Velickovic, veya aynı milletten olmasalar da Kleiza, Jankunas gibi isimler var. Erceg, Sırbistan’ın son dönemlerde yetiştirdiği “potansiyelli” oyunculardan biri, hatta fabrika çıkışı “şutör 4 numaralar” olan serinin üyelerinden biriydi. Zoran Erceg, Dusko Savanovic, Novica Velickovic, Milan Macvan, Nemanja Bjelica..
Erceg basketbolu öğrenirken;
2.11 boyunda olmasına rağmen şut yeteneği ile dikkat çeken Erceg, ilk çıkışını Zeleznik’te yaptı. Zeleznik’in ULEB Cup’ta yarı final oynadığı 2006-2007 sezonunda takımın en değerli parçalarından biri olarak çıkış yapan Erceg, ertesi sezonda istikrarını sürdürüyor, kendini daha da ileri taşıyordu. O Zeleznik kadrosunda bulunan isimlerden bazıları; Milos Teodosic, Aleksandar Rasic, Branko Cvetkovic. Zeleznik’te parladıktan sonra o dönem Avrupa’nın en yüksek bütçeli takımlarından biri olan Olympiacos ile beş senelik bir kontrat yaptı. Potansiyeli bu şekilde adeta tescillenen Erceg, yüksek bütçeli Olympiacos kadrolarında düzenli şekilde istediği süreleri bulmakta zorlansa da arada sırada kendini ve potansiyelini hatırlatan performanslar gösteriyordu. Bu performanslardan biri de Top 16’da Fenerbahçe Ülker karşısında 5/9 üçlük ile ürettiği 19 sayılık performanstı. Olympiacos kariyerinde Nikola Vujcic, Linas Kleiza gibi isimlerin arkasında kalarak istediği süreleri bulamayan Sırp forvet, Panionios’ta kiralık geçirdiği dönemde yine kendini buluyor, Yunan Ligi’nde 28 dakika ortalama ile 15.9 sayı 6.1 ribaund gibi istatistikler yakalıyordu. Ancak Olympiacos’ta bir türlü istikrar yakalayamayan Erceg’in yolu, biraz daha Doğu’ya Türkiye’ye düşüyordu.
İşte Fenerbahçeye karşı gösterdiği o maçı getiren özel performans;
Ergin Ataman’ın ısrarları ile Beşiktaş’ın kadrosuna katılan Zoran Erceg, Beşiktaş’ın tarihinin en iyi sezonunda kendisi de kariyer sezonunu yaşıyordu. Sezonu üç kupa ile bitiren Beşiktaş Milangaz’ın, en değerli oyuncularından biri olan Erceg; Arroyo, Hawkins ve Bonsu gibi oyuncuların önünde takımın en skorer ismi oluyordu. Türkiye Ligi’nde Play-Off’lar da dahil toplamda 41 maça çıkan Zoran Erceg, bu maçların 30’unda çift hanelere ulaşıyordu. Normal sezonu 14.45 sayı 4.66 ribaund 1.34 asist gibi ortalamalarla bitiren Erceg, Beşiktaş’ın sisteminde kilit rol üstleniyordu. Dış şut tehdidi sayesinde içeride alan açıyor, Bonsu’ya hareket imkanı yaratıyordu, ayrıca Beşiktaş’ın sıkıştığı anlarda devreye girip soğuk olsa dahi soktuğu kritik şutlar ile kilidi açan isimlerden biri oluyordu. Özellikle normal sezonda oynadığı bir Efes maçında 28 sayı atıp yıldızlaşmış, vatandaşı Savanovic’i adeta perişan etmişti. Sezon içinde özellikle kritik maçlarda daha konsantre bir oyun sergileyen ve önemli bir skor opsiyonu olan Erceg, aynı zamanda oyun aklı ile Beşiktaş için çok değerli katkılar veriyordu. Eurochallenge’ın finalinde Elan Chalon karşısında 25 sayı 15 ribaund gibi bir performans ile oynayan Erceg, Bonsu ile birlikte maçı ve kupayı getiren isim oluyordu. Ve genel olarak Beşiktaş’ta işler ters gittiğinde takımı rahatlatan, sakin kalan ve işini yapmaya devam eden oyuncuların başında geliyordu.
Beşiktaş’ta geçirdiği bu muazzam sezonun ardında yeniden piyasaya çıkan Zoran Erceg, yine o potansiyelinin ve yeteneğinin karşılığını alıyor; CSKA’nın yolunu tutuyordu. Üç kupalı Beşiktaş Milangaz’ın Avrupa çapında büyük bir kulüpten, hem de piyasaya en hakim kulüpten kontrat alan tek oyuncusu oluyordu; bu da Erceg’in ne denli değerli ve özel bir oyuncu olduğunun yeniden kanıtlanması anlamına geliyordu. CSKA’da sezona fena başlamayan Erceg, iyi katkı veriyordu. Ancak bu sefer de devreye sakatlık giriyor, Erceg’in “büyük takım” macerası yine sekteye uğruyordu. Zaten Avrupa’nın en derin kadrosuna sahip CSKA’da işi daha da zorlaşıyordu. Yine de CSKA’da geçirdiği bu sezonda gerek TOP 16’da, gerek Play-Off’larda iyi performanslar sergiliyor; takımına katkı sağlıyordu.
Messina tarafından bu yıl 2 kez maç topu sokması için özel görevlendirilmiştir. İkisinde de başarısız olmuştur. Fakat bu dakikalarda soğukkanlı kalması bu özel şutların ona hazırlanmasını sağlıyor. İzleyelim;
Beşiktaş sezonunda Arroyo “winner” apoletini takarken ona en yardımcı ismin Zoran Erceg olduğunu söyleyelim.Hawkins’inmaç sonu heyecanı Efes karşısında iki kez mağlubiyete sebep olsa da Arroyo devreye girince neler olduğunu görmüştük.Gösterişsiz oyunuyla, sessiz sedasız attığı 3’lükleriyle Erceg onun en büyük yardımcısıydı, artık yan yanalar.
Şimdi ise Erceg, kariyer sezonunu yaşadığı koç ile yeniden buluşuyor. Muazzam bir sezon geçirdiği koçun yanına dönmek ona ayrı bir motivasyon katacaktır. Onun yanına gelmek için kontratında indirme gideceğini de ekleyelim. Erceg, Avrupa’nın potansiyel anlamda en değerli uzun forvetlerinden biri; şut mekaniği ve istikrarı anlamında birçok kısadan daha iyi ve daha temiz bir bileğe sahip, bir uzuna göre çok iyi seviyede. Oyun görüşü yine bir Sırp için dahi üst seviyede, basketbol aklı gelişmiş, oyunu analiz edip, çözüm bulabilecek kapasitede bir oyuncu. Ve bu uygulamayı yapabilecek yetilere de sahip; pas yetisi gelişkin, kötü olmayan bir drive yeteneğine sahip. Ama esas olarak şutu üzerine kurulan oyunlar ve setler ile takımı adına çok önemli bir opsiyon olabilecek yeteneğe sahip. Bugüne kadar skor opsiyonu olarak öncelikli olduğu takımlarda hep iyi işler yaptı. Bizde de takımın önemli skor opsiyonlarından biri olacaktır, pota altı adına belki de bir numara olacaktır. Kariyer sezonunda hatırlayacağımız üzere takımın en skorer oyuncusuydu, bununla beraber takımın bozulma eğilimi gösterdiği, momentumun terse döndüğü anlarda karşı durabilen, ayakta kalabilen ve soğukkanlılık ile fark yaratabilen oyuncularından başında geliyordu; ki bu alanda belki de Arroyo ile takımı sırtlıyorlardı. Hücum anlamında takıma katabileceği çeşitlilikler anlamında daha bir çok konuya değinebiliriz. Ancak bir de Erceg’in handikaplarına bakmak lazım. 2.11 boyuna rağmen “cılız” ve “soft” kalan Erceg, işin savunma yönüne sertlik getirmekte zorlanıyor. Eğer takım halinde bir karakter oturtamıyor, yardımları, kısa savunmasını iyi yapamıyorsanız; Erceg’in savunmada sırıttığını ve aksadığını görebilirsiniz. Ve yine 2.11 boyuna rağmen beklenen ribaund agresifliğine sahip değil çoğu zaman, ancak bu konuda kötü olduğunu da söyleyemeyiz. Biraz da konsantrasyonu ile alakalı bir durum, iyi pozisyon alarak birçok maçta ciddi ribaund istatistiğine ulaştığını da görebiliriz.Bu açıklarını oyun zekasıyla kapatmaya çalışan biri Zoran Erceg.
İşin biraz da takım ile ilgili olan yönüne gelirsek; Erceg, Macvan’da arayıp da bulamadığımız dış şut özelliğini ve oyunu açma işini layığı ile yapabilecek bir oyuncu. Macvan da potansiyel olarak önemli bir oyuncu olsa da oyunun içine daha çok girmeye, daha çok süre almaya, daha pohpohlanmaya ihtiyaç duyan bir oyuncuydu. Erceg, daha kendini hazır tutabilen, soğukkanlı, düzen içinde kalmayı daha iyi beceren, oyun aklı ve şut yetisi daha gelişmiş bir oyuncu. Ergin Hoca’nın özellikle uzun forvetlerden beklediği dış şut performansları ile rakip defansları biraz daha genişleterek, pota altında alan yaratma isteğini karşılayabilecek bir isim. Ayrıca takımın genel olarak şut atabilen oyunculardan kurulu olmasını isteyen Ergin Ataman için Erceg çok değerli bir isim. Onun istediği oyun içi davranışları daha önce başarıyla yapmış, sisteme uygunluğu test edilmiş bir oyuncuyu takıma katarak riski daha aza indirgemiş oluyor. Erceg’in hücum anlamında takımı oldukça rahatlatacağını, oyunun sıkıştığı anlarda önemli bir opsiyon olacağını, Jawai ile sahada olduğu dakikalarda çok iyi işlere imza atabileceğini düşünüyorum. Jawai, Pick&Roll hücumunu oldukça iyi oynayabilen bir oyuncu; Arroyo da uzunlara bu konuda gerekli servisi yapabilen bir oyun kurucu. Bu ikilinin oynayacağı oyunlara yoğunlaşıldığı anlarda, ikili oyun sonrası potaya gidilmezse Erceg çok değerli bir opsiyon olacaktır ve bu şekilde çok ekmek yiyebiliriz. Bunun yanı sıra oyunu genişletip, pota altında alan açmasıyla beraber Jawai’nin de etkinliğini arttıracaktır. Keza Erceg’in oyun görüşü ile pota altını veya kısaları beslediği birçok hücum izleyebiliriz. İşin savunma yönünde elbette soru işaretleri var, ancak bununla ilgili nasıl çözümler bulunacağını göreceğiz. Euroleague’de yabancı sınırı olmadığı zamanlarda Markoishvili ve Gordon gibi savunmacı, baskı yapabilen kısaları aynı anda oynatarak bu sıkıntıyı biraz daha aza indirgeyebiliriz, yükü de hafifletiriz. Ama düşünülen defoların ne denli büyük olacağını veya aslında kapatılabilecek açıklar olup olmadığını zaman ilerledikçe görebiliriz.
Kısacası değerli ve özel bir oyuncuyu, Ergin Ataman’ın sistemine uyumu(Türkiye’de 4 numaradan verim almak öncelikli olmamıştır antrenörler için) daha önce test edilmiş, yeteneği ve potansiyeli tescilli değerli bir ismi; Zoran Erceg’i kadromuza katmış durumdayız.
Zoran Erceg’e hoş geldin diyoruz, “sarı-kırmızı parçalı” forma altında başarılarla dolu bir kariyer geçirmesini diliyoruz.
Burak Uğur YILMAZ