şimdi Erdalcım istersen manası var mı yok mu biz karar verelim. Ha sonra sen istersen son kez yazmış ol dediğin gibi, istersen yine yaz konuşalım falan filan. Ama takdir edersin ki, üst perdeden, ayar usulü, " bak sen kez yazdım " ları falan pek hoş karşılamıyoruz. Şimdi durumu kısaca özetleyeyim.
Kulüplerin belirli gelir kalemleri ve, gider kalemleri vardır. Kulüp de gömü bulunmazsa, bunlar da bellidir, televizyon geliri gibi, stad geliri gibi, reklam anlaşmaları falan filan gibi. Bu yıl stadımız büyüdü mü 3-4 yıl öncesine göre? Hayır. Televizyon gelirleri 10 katına mı çıktı? Hayır. Sadece ekstra 2 gelir kalemi var; bitmemiş stadın, yapılmamış localarının oynanmamış maçlar için satışı ( gelecek gelirler) ; stad isim hakkını da içeren satış anlaşması. Yanlış anlaşılmasın, burda " kulübün gelecek gelirlerini peşkeş çekiyolaaaaer " diye sızlıyor değilim, o da bir stratejidir, saygı duyarım, parayı erken kullanır, yeni yatırımlar yaparsın; kulüp de şu an için geleceğin gelirleriyle kadroyu kurup, gelecek 4-5 yıl ciddi başarılar kazanarak geri dönüşümü sağlayıp şu an harcadıkalrı gelierleri kompanse etmeyi hesaplıyorlar; normaldir.
Şimdi, bağlayalım bunu transferlerin ve, basketbolun durumuyla. Öncelikle, Elano'nun bizi ilgilendiren kısmı Rijkaard sayesinde gelmedi, 8 milyon euro bonservis ücreti sayesinde geldi. Ha ikna olmasında Rijkaard'ıne tkisi tabii ki var da, sonuç oalrak Galatasaray bu arkadaşı para vererek aldı; 1540 Rijkaard karşılığında almadı - burada Rijkaard para birimi olarak kullanılmıştır- Ki; Rijkaard ve teknik ekibi de mazotla çalışan bireyler değiller. Sonuç oalrak baktığımız zaman, Galatasaray bu yıl elde ettiği gelirlerden 15 milyon euro - yani bir efes pilsen bütçesi akdar- yatırıp yaptı sadece Keita-Elano ikilisine sırf bonservic ücreti olarak. Bunun yanı sıra Rijkaard ve teknik ekibi de ; geçen yılki ekibin 3 kattan bile fazlasına çalışıyor. Bunları da eleştirmek için söylemiyorum.
Basketbol şubesine bağlarsak. Galatasarayın Ülkerden aldığı para yıllık olarak 5.5 milyon doalrdır. Geçen sene yaklaşık 4 milyon doalr da kulüp kendi koymayı planladı , sonuç ortada. Ama bu süreçte, ödemelerde bazı zorluklar olduğu için son 4 ay, sponsordan bu yılın bütçesine dahil olması gereken bazı kasa kolaylıkları sağlandı. Aynısı Özhan Canaydın döneminde 4.8 milyon doalrlık oyuncu alacakları ödenirken de yapılmıştı. Geriye kalan para da 3.5 milyon doalr civarı 1 sezon için.
Yani sonuç olarak sevgili Erdal, kulüp gelir kaynaklarını futbol takımına yatırım olarak kullanmayı tercih ettiğinden çok ciddi katkılar yapabilecek kadar bir para yok ortalıkta. Basketboldan gelen parayı futbola aktarıyorlar diye birşey söylemiş miyim gördüğün üzere?Dememişim. Elano'yu transfer etmek için, Cafe Crown dan parayı alıp, hemen Man City nin hesap numarasına havale yapmak gibi bir korelasyon olmadan da; Elano ve benzeri transferler , basketbol şubesini yakından etkiliyor muyumuş? Etkiliyorumuş.
Kulüplerin belirli gelir kalemleri ve, gider kalemleri vardır. Kulüp de gömü bulunmazsa, bunlar da bellidir, televizyon geliri gibi, stad geliri gibi, reklam anlaşmaları falan filan gibi. Bu yıl stadımız büyüdü mü 3-4 yıl öncesine göre? Hayır. Televizyon gelirleri 10 katına mı çıktı? Hayır. Sadece ekstra 2 gelir kalemi var; bitmemiş stadın, yapılmamış localarının oynanmamış maçlar için satışı ( gelecek gelirler) ; stad isim hakkını da içeren satış anlaşması. Yanlış anlaşılmasın, burda " kulübün gelecek gelirlerini peşkeş çekiyolaaaaer " diye sızlıyor değilim, o da bir stratejidir, saygı duyarım, parayı erken kullanır, yeni yatırımlar yaparsın; kulüp de şu an için geleceğin gelirleriyle kadroyu kurup, gelecek 4-5 yıl ciddi başarılar kazanarak geri dönüşümü sağlayıp şu an harcadıkalrı gelierleri kompanse etmeyi hesaplıyorlar; normaldir.
Şimdi, bağlayalım bunu transferlerin ve, basketbolun durumuyla. Öncelikle, Elano'nun bizi ilgilendiren kısmı Rijkaard sayesinde gelmedi, 8 milyon euro bonservis ücreti sayesinde geldi. Ha ikna olmasında Rijkaard'ıne tkisi tabii ki var da, sonuç oalrak Galatasaray bu arkadaşı para vererek aldı; 1540 Rijkaard karşılığında almadı - burada Rijkaard para birimi olarak kullanılmıştır- Ki; Rijkaard ve teknik ekibi de mazotla çalışan bireyler değiller. Sonuç oalrak baktığımız zaman, Galatasaray bu yıl elde ettiği gelirlerden 15 milyon euro - yani bir efes pilsen bütçesi akdar- yatırıp yaptı sadece Keita-Elano ikilisine sırf bonservic ücreti olarak. Bunun yanı sıra Rijkaard ve teknik ekibi de ; geçen yılki ekibin 3 kattan bile fazlasına çalışıyor. Bunları da eleştirmek için söylemiyorum.
Basketbol şubesine bağlarsak. Galatasarayın Ülkerden aldığı para yıllık olarak 5.5 milyon doalrdır. Geçen sene yaklaşık 4 milyon doalr da kulüp kendi koymayı planladı , sonuç ortada. Ama bu süreçte, ödemelerde bazı zorluklar olduğu için son 4 ay, sponsordan bu yılın bütçesine dahil olması gereken bazı kasa kolaylıkları sağlandı. Aynısı Özhan Canaydın döneminde 4.8 milyon doalrlık oyuncu alacakları ödenirken de yapılmıştı. Geriye kalan para da 3.5 milyon doalr civarı 1 sezon için.
Yani sonuç olarak sevgili Erdal, kulüp gelir kaynaklarını futbol takımına yatırım olarak kullanmayı tercih ettiğinden çok ciddi katkılar yapabilecek kadar bir para yok ortalıkta. Basketboldan gelen parayı futbola aktarıyorlar diye birşey söylemiş miyim gördüğün üzere?Dememişim. Elano'yu transfer etmek için, Cafe Crown dan parayı alıp, hemen Man City nin hesap numarasına havale yapmak gibi bir korelasyon olmadan da; Elano ve benzeri transferler , basketbol şubesini yakından etkiliyor muyumuş? Etkiliyorumuş.