Levent Yaz Galatasaray Basket Şubesi'nde görev alması adı Galatasaray ile aynı cümlede bile anılmayan ve de anılmayacak olan bir koçtu. Bu iyi ya da kötü koç olmasından bağımsız bir konu biraz. Milletin koça/yöneticiye sezon öncesi kadro çıkarıp verdiği, özelden taktik gönderdiği bu ortamda bile kimsenin aklına hayaline gelmeyecek kadar uzak bir ihtimaldi. Devam edilse Efe Güven, olmazsa Ekrem Memnun ya da yabancı bir koç üzerinden gidiyordu bütün projeksiyonlar. O derece ayrı dünyaların insanı durumu vardı.
Efe Güven'e geçmiş yönetim "biz seçim arifesi sözleşmeyi yenileyemeyeceğiz ama sen beklemede kal, seçimden sonra halledilir" muamelesi yaptı. Adam da bu laflara güvenip boşta kalma pahasına bekledi. Seçim sonrası Efe Güven randevu beklerken Ekrem Memnun'a gayrı resmi şekillerde gidildi, zaten herkes konuşuyor o süreci, pazarlıkta fiyat kırılınca köprüler atıldı. Zaten artık normal yoldan bir koçla anlaşmanın imkansız olduğu kadar geç bir zamana gelmiştik sezon için. Alper Durur o şekilde gündeme geldi ve sonuçta takımın başına geçti.
Kimsenin bir gün Galatasaray'ın başına geçer mi diye izlemediği ve beklenti sahibi olmadığı bir koçtu. Kadroyu isim isim yazarsam çok daha uzayacak ama rica minnet, toparlama bir kadro kuruldu. Zaten o iş için de çok geç kalındı. Belki isimler, belki özgeçmişler, belki profiller; ortada bir şeyler var ama baktığında net olan bir tane mevkide bir tane oyuncu yoktu.
Teaira'nın devşirme prosedürü bitene kadar ligde durumun idare edilmesi, bu arada bir şekilde gruptan çıkılması ve Ocak ayında son 2 sezondur yapıldığı gibi1-2 sürpriz takviyeyle daha iddialı hale gelinmesi planı oluştu sezona başlarken. Bu süreçte takımın en azından biraz olsun aşama kaydetmesi gerekiyordu planın işleyebilmesi için. Yayınlanmış ilk hazırlık maçıyla dünkü maç arasında 4 aydan fazla bir süre var. Açıp izleyelim aynı savrukluk, aynı düzensizlik, aynı zaaflar ve aynı hatalar. Sanki 5 aydır değil de 10 gün önce bir araya gelinmiş gibi bir oyun devam ediyor. Hücumda 2'den fazla oyuncusu insiyatif alabilecek durumdaki her takım bizi tokatlayıp geçti bu sene. Ekstra bir performansa da gerek kalmadan üstelik. Eldeki kısa rotasyonuyla bir kısayı, uzun rotasyonuyla da bir uzunu anca savunabiliyoruz. İkinci bir kısa ya da ikinci bir uzun da rakipte opsiyon haline geldiği anda işler değişiyor.
Evet bu durumun sebeplerinden biri de kadronun kendisi ama 4 ayda 5 ayda en azından belli şeylerde ilerleme olması gerekiyordu. Gelinen noktada Çarşamba akşamı kazanıp da gruptan çıkılamadığı anda sezon bitecek. Belki sineye çekilen bazı şeyler de tekrardan su yüzüne çıkacak ve konu saha dışına kayacak. Bu sene de genel kurul ibrasızlık fantezisi kovalamazsa mayıs ayında sağlam kalabilenlerle gelecek sezonu konuşmaya başlarız...
Gruptan çıkmak peki sihirli bir değnek mi? Değil elbette, ama işte 1-2 doğru düzgün takviyenin bir anlamı olabilmesi için şart...