Re: Arda Ozturk..
- Her insan, yapmadığı tüm iyiliklerden suçludur.. / Voltaire -
Kış uykusundayız..
Uyuyoruz biteviye..
Baharların gelmesine, yazların bitmesine, mevsimlerin olanca hızıyla dönmesine rağmen..
İçinde bulunduğumuz toplumun nasıl bu hale geldiğini bilmeden, belki de hiç düşünmeden yaşıyoruz hayatımızı. " Biz eskiden.. " diye başlayan cümleleri duymakla geçti çocukluğumuz vehatta gençliğimiz. Eskiden böyleydi madem, neden şimdi değil diye sormaya üşendik, düşünmedik. Düşünsek bile bahaneler hazır; teknoloji ilerledi, insanlar bilinçlendi, eğitim arttı dolayısı ile seçenekler çoğaldı.. Peki bunca olumlu gelişmeye rağmen insan ilişkilerimiz neden yamuldu, eğrildi, büküldü ?..
Öğretim görmüş cahillerle doldu ortalık. Paylaşmayı bilmeyen zavallılarla..
Ya narsistlik sarmış benliklerini kimseyi görmez olmuş gözleri, ya kendilerinden nefret eder olmuşlar onlar gibi mutsuz olsun istiyorlar diğerleri..
Uzun zamandır gözlemliyorum;
Yardımlaşma nedir bilmeyen, birkez olsun başkasının aç olduğu ile ilgilenmeyen, kendi kusursuz hayatının balonundan çıkıp başkalarının sorunlarıyla uğraşmayı zul sayan insanlarla karşılaşıyorum her an..
Birileri uyandırmalı insanları kış uykusundan.. İçindeki derin buhranı atlatmanın, ruhunu doyurmanın sabahlara kadar eğlenip, sarhoş olmadan da gerçekleşebileceğini hatırlatmalı..
Hatırlattı bize kocaman bir adam; son 48 saat içinde, yeniden..
Bedenindeki engelleri, yüreğindeki koca sevdalarla aşanların birlikteliğini yaşamasına vesile olan gencecik bir adam..
Onca kirlenmişliğin, griliğin, flu yaşamların arasında berrak, suya yazılacak kadar saf bir aşk ile hayata tutunan ve ellerini bedensel engelli arkadaşlarına uzatarak onların da tutunması için çabalayan bir adam..
Takım sporları alanında tartışmasız en centilmen, en duygusal, en insancıl branş olan Tekerlekli Sandalye Basketbolu 'na hizmet etmeyi kendine yaşam düsturu edinmiş bir adam..
Çukurova menşeili varlığını İzmir Bornova Barışgücü Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı 'na adamış bir adam..
Yürekler taş kesmeden, gelecek katledilmeden bir adım atan ve hayatın acımasızlığının çaldığı rüyalarını Onlara geri vermeye çabalayan bir adam..
Birilerinin hayatının yön levhası olabilecek kudreti elinde tuttuğuna inanıp bunu hayata pratize etmekten imtina etmeyen bir adam..
Gökten düşen üç elmanın derdinde olmayan bir adam..
Adana 'dan gelen dostlarının maç esnasında salona astığı, şirin dövizde yazdığı gibi;
"İçimizden bir adam!.."
. . .
Skor tabelası ile ilgilenilmeyecek kadar kutsal bir branş Tekerlekli Sandalye Basketbolu.. Olsebep, sırtıma Barışgücü Bornova yazan eşofmanı giyip salonda yaşanılan birlikteliğin tadını çıkardığımdan olsa gerek maçın kaç kaç bittiği ile ilgilenmedim bile bir dönem yönetiminde de yer aldığım ve takım-yönetim tamamı arkadaşlarımdan oluşan İskenderun Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı ile yapılan maçın..
Ne de olsa; galiptir bu yolda mağlup..
Usumda nice güzel an ve anı ile yolcu ettim Arda 'yı ve nezdinde tüm yeni canları.. 17 kişilik kafilede hayata dair çok önemli kazanımlar elde ettim eminim, yeni dersler elbette.. Yeni dostlar, yeni arkadaşlar, yeni kardeşler, vehatta yeni evlatlar.. ( Takımın en küçük elemanı Can, henüz 15 yaşında )
Başkan : Vedat Başer
Takım oyuncuları : Caner Türkseven, Ümit Koca, Serkan Demircan, Burhan Elli, Can Tenekeci, Özcan Aydemir, Osman Şen, Burak Irmak, Mehmet Arık, İlhan Metin, Kadir Berk
Refakatçi : Salih Varlı
Yardımcı Hoca : Onur Kadir Kivik
" Ne kadar farklı olursa olsun; sana ait olmayana tenezzül etme, ve ne kadar basit olursa olsun senin olandan asla vazgeçme.. " demiş ya vakt-i zamanında Che.. Kendisine ait olmayana tenezzül etmeyen ve sahip olduklarından vazgeçmeyen güzel adamlar topluluğu; takımınızın ismindeki "Barışgücü" kelamı dahi kutsanmayı hak ediyor emin olun.. Binikiyüz km. ötede en ateşli taraftarlarınızdan biriyim, mavi-beyaz renklerinizin tutkunuyum şimdi, gayri vazgeçmem.. Her nerede el-ele tutuşup takımın ismini olası en yüksek sesle haykırırsanız bilin ki aranızdayım.. Karşılıksız sevdanın, meccanen hizmetin, birlik-beraberliğin ve belki de en önemlisi yapmadığımız tüm iyiliklerden suçlu olduğumuzun farkındalığını bize anımsattığınız için sonsuz teşekkürler.. Sürç-i lisan ettik ise affola, çok özümsedim, çok sevdim hepinizi!..
. . ve yüreğimizin başköşe konuğu Arda Öztürk
Gururumuzsun iki gözüm!..
13/Aralık/2010
Kerem Porazan
- Her insan, yapmadığı tüm iyiliklerden suçludur.. / Voltaire -
Kış uykusundayız..
Uyuyoruz biteviye..
Baharların gelmesine, yazların bitmesine, mevsimlerin olanca hızıyla dönmesine rağmen..
İçinde bulunduğumuz toplumun nasıl bu hale geldiğini bilmeden, belki de hiç düşünmeden yaşıyoruz hayatımızı. " Biz eskiden.. " diye başlayan cümleleri duymakla geçti çocukluğumuz vehatta gençliğimiz. Eskiden böyleydi madem, neden şimdi değil diye sormaya üşendik, düşünmedik. Düşünsek bile bahaneler hazır; teknoloji ilerledi, insanlar bilinçlendi, eğitim arttı dolayısı ile seçenekler çoğaldı.. Peki bunca olumlu gelişmeye rağmen insan ilişkilerimiz neden yamuldu, eğrildi, büküldü ?..
Öğretim görmüş cahillerle doldu ortalık. Paylaşmayı bilmeyen zavallılarla..
Ya narsistlik sarmış benliklerini kimseyi görmez olmuş gözleri, ya kendilerinden nefret eder olmuşlar onlar gibi mutsuz olsun istiyorlar diğerleri..
Uzun zamandır gözlemliyorum;
Yardımlaşma nedir bilmeyen, birkez olsun başkasının aç olduğu ile ilgilenmeyen, kendi kusursuz hayatının balonundan çıkıp başkalarının sorunlarıyla uğraşmayı zul sayan insanlarla karşılaşıyorum her an..
Birileri uyandırmalı insanları kış uykusundan.. İçindeki derin buhranı atlatmanın, ruhunu doyurmanın sabahlara kadar eğlenip, sarhoş olmadan da gerçekleşebileceğini hatırlatmalı..
Hatırlattı bize kocaman bir adam; son 48 saat içinde, yeniden..
Bedenindeki engelleri, yüreğindeki koca sevdalarla aşanların birlikteliğini yaşamasına vesile olan gencecik bir adam..
Onca kirlenmişliğin, griliğin, flu yaşamların arasında berrak, suya yazılacak kadar saf bir aşk ile hayata tutunan ve ellerini bedensel engelli arkadaşlarına uzatarak onların da tutunması için çabalayan bir adam..
Takım sporları alanında tartışmasız en centilmen, en duygusal, en insancıl branş olan Tekerlekli Sandalye Basketbolu 'na hizmet etmeyi kendine yaşam düsturu edinmiş bir adam..
Çukurova menşeili varlığını İzmir Bornova Barışgücü Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı 'na adamış bir adam..
Yürekler taş kesmeden, gelecek katledilmeden bir adım atan ve hayatın acımasızlığının çaldığı rüyalarını Onlara geri vermeye çabalayan bir adam..
Birilerinin hayatının yön levhası olabilecek kudreti elinde tuttuğuna inanıp bunu hayata pratize etmekten imtina etmeyen bir adam..
Gökten düşen üç elmanın derdinde olmayan bir adam..
Adana 'dan gelen dostlarının maç esnasında salona astığı, şirin dövizde yazdığı gibi;
"İçimizden bir adam!.."
. . .
Skor tabelası ile ilgilenilmeyecek kadar kutsal bir branş Tekerlekli Sandalye Basketbolu.. Olsebep, sırtıma Barışgücü Bornova yazan eşofmanı giyip salonda yaşanılan birlikteliğin tadını çıkardığımdan olsa gerek maçın kaç kaç bittiği ile ilgilenmedim bile bir dönem yönetiminde de yer aldığım ve takım-yönetim tamamı arkadaşlarımdan oluşan İskenderun Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı ile yapılan maçın..
Ne de olsa; galiptir bu yolda mağlup..
Usumda nice güzel an ve anı ile yolcu ettim Arda 'yı ve nezdinde tüm yeni canları.. 17 kişilik kafilede hayata dair çok önemli kazanımlar elde ettim eminim, yeni dersler elbette.. Yeni dostlar, yeni arkadaşlar, yeni kardeşler, vehatta yeni evlatlar.. ( Takımın en küçük elemanı Can, henüz 15 yaşında )
Başkan : Vedat Başer
Takım oyuncuları : Caner Türkseven, Ümit Koca, Serkan Demircan, Burhan Elli, Can Tenekeci, Özcan Aydemir, Osman Şen, Burak Irmak, Mehmet Arık, İlhan Metin, Kadir Berk
Refakatçi : Salih Varlı
Yardımcı Hoca : Onur Kadir Kivik
" Ne kadar farklı olursa olsun; sana ait olmayana tenezzül etme, ve ne kadar basit olursa olsun senin olandan asla vazgeçme.. " demiş ya vakt-i zamanında Che.. Kendisine ait olmayana tenezzül etmeyen ve sahip olduklarından vazgeçmeyen güzel adamlar topluluğu; takımınızın ismindeki "Barışgücü" kelamı dahi kutsanmayı hak ediyor emin olun.. Binikiyüz km. ötede en ateşli taraftarlarınızdan biriyim, mavi-beyaz renklerinizin tutkunuyum şimdi, gayri vazgeçmem.. Her nerede el-ele tutuşup takımın ismini olası en yüksek sesle haykırırsanız bilin ki aranızdayım.. Karşılıksız sevdanın, meccanen hizmetin, birlik-beraberliğin ve belki de en önemlisi yapmadığımız tüm iyiliklerden suçlu olduğumuzun farkındalığını bize anımsattığınız için sonsuz teşekkürler.. Sürç-i lisan ettik ise affola, çok özümsedim, çok sevdim hepinizi!..
. . ve yüreğimizin başköşe konuğu Arda Öztürk
Gururumuzsun iki gözüm!..
13/Aralık/2010
Kerem Porazan