BCL Round of 16 | Galatasaray Ekmas 93-96 JDA Dijon Basket

Ben artik bu takim icin Mitrovic gidene kadar yorum yapmama karari aldim.Hatta maclari izlemeyi bile dusunmuyorum.Bu koc musveddesi gidene kadar Gs Erkek Basketbol Takimiyla butun iliskimi kesiyorum.Yaziklar olsun ya.Su adami gondermemekte inat ettiniz ve o kadar para harcadiginiz sezonu daha Subat ayina gelmeden cope attiniz.Yani suraya ne yazsak gercekten az kalir.Bu sezon cok rezil sonuclar aldik ama bugunku artik rezilligi de asti.Yaziklar olsun diyorum sadece.
 
Ne Mitrovic ne oyuncular ne Turgay Zeytingöz nede onun yerine gelen arkadaş. Bu sezon boyunca yaşanan rezilliklerin iki sorumlusu var. Bu kişiler sezonun hiçbir aşamasında takımla ilgilenmeyen Erden Timur ve Dursun Özbek. Bu takıma sahip çıkılsa ve zamanında müdahaleler yapılsaydı bu sezon böyle devam etmezdi.
 
Bu havada insanlara salona gelin diyorlar gidiyoruz ve böyle bir rezillik yaşıyoruz. Bunun sadece koç ile açıklaması olamaz. 25 sayıdan kendi evinde maç veremezsin. En az koç kadar oyuncular da suçludur. Hakkımı helal etmiyorum!
 
Yanlışlıkla Avrupa'da işleri tersine çevirdik. tamamen yanlışlıkla. grupta 3. olduk, gelebilecek en basit rakip geldi. 2-0 ile geçtik. gelebilecek eeennnnnn basit grup geldi bak en değil eeeeennnn. bu kadar basit bir grubu bir daha bulamayız. İspanya takımı yok, rakiplerin eski veya sezon başındaki gücünde değil. hele bugün karşılaştığın Dijon Markovic gittikten sonra tepe taklak. Hadi geçen hafta Bonn mağlubiyeti bir nebze oturuyor kafada Almanya deplasmanı falan filan bu takım zaten son16'da deplasmanlari oynayamiyor kültür gibi yerlesti. Yahu lig zaten gitmişken tüm ilgi alakani buraya verip sadece turnuvaya abansan yine herkes okeyleyecek. ligde beklentimiz küme düşmemek. şu bahsettigim basit grupta 0/2 ile basladik. Her maç kanserlerden kanser seçiyoruz resmen kendimize, bir tane maçı da rahat rahat izleyemedik. bir tane maçı da bitmeden kapatamadık nasıl olsa kazandık diyip. yemin ederim inanılmaz evimizde 30 sayıdan maç verdik. çok zoruma gidiyor inanılmaz zoruma gidiyor. her maç bitiminde küfür kıyamet bela okuyup kalkıyorum ekran başından, bir daha bu takımı izlemeyecegim diyip yeminler ediyorum sonra yine oturup izliyorum yine aynı şeylere şahit oluyorum. Eminim çoğumuz aynıyız bu konuda. yazık, haram zıkkım olsun emeği geçen herkesin aldığı paralar. topçusu koçu yöneticisi haram zıkkım olsun. yazıklar olsun.
 
Son periyotta tersten rekor ya da rekorlar kırılmış olmalı. Sezon özelinde olur, Basketbol Şampiyonlar Ligi özelinde olur, Avrupa'daki kulüp takımlarına dönük uluslar arası basketbol organizasyonları üzerinden olur. Bu takıma bu paye biçilemediyse, rekoru elinde bulunduran takımların ayıbıdır. Hak edene hak ettiğini vermiyorsunuz.

Pazar günü Fenerbahçe Beko deplasmanında 66 sayı ve üzerinde fark yiyebilirseniz, 1950'deki 105-39'luk galibiyetimizin getirdiği rekoru tersten egale edebilir ya da kırabilirseniz; koruyacak ve kaybedecek bir şeyimiz kalmaz. Tüy gibi hafifleriz. Bu takımın; antrenörünün, gelininin ve guardının fonksiyonu buymuş deriz.
 
Babam 8 yaşımdan itibaren beni maçlara götürmeye başladı. Yıllardır basketbolu takip ediyorum. Sanırım en çok üzüldüğüm maçlardan biri bu olmuş olabilir. Hatta biraz abartılı bulacak olabilirsiniz ama neredeyse küme düşmüş kadar üzüldüm diyebilrim. Yerimde donup kaldım üzüntüden sesim çıkmaz oldu. Kendimi geçtim bu kadar taraftarı ve basketbol severi bu denli üzüp sinir etmeye kimsenin hakkı yok ve yönetim sanki bu olanlardan zevk alıyor gibi sadece izlemeye devam ediyor.
 
Takımın bu sezon yaptığı olumsuzluklar o kadar üstüme sinmiş ki fark 20'lerdeyken bile tavırlıydım neredeyse. Nasılsa birşeyler olur yine kazansak da suratım asık ayrılırım dedim. Niteki üstüste 2 kere top çıkaramayıp tek hücümda 6 sayı yiyip ritim kaybetmeler, 2+1'in serbest atışı neredeyse kucağına düşerken basketbol topunu yeni görmüşçesine bakakalıp 2+2 yemeler ve bu gibi lise takımlarının biz bunları yeneriz algısını oluşturacak kadar ortaokul hatalarıyla yaşanan rezilliklere son periyotta 20'den maç vermeler... Hayatım boyunca çeşitli sporlarda taraftar ya da tarafsız olduğum onca maça gitmişimdir hiç bu kadar iğrenmemiş, utanmamış ve bunun neticesinde içimden dışımdan küfretmemiştim. Olan biten kötü oynamaktan ya da 20'den 25'den maç vermek olsa amenna olur öyle şeyler arada derdim. Ancak rezillik mertebesi o kadar seviye atladı ki maçın son 5 dakikasında kendimce protesto ederek, sahaya sırtımı döner bir vaziyetle izleyerek, bitirdim maçı. Oraya gelen taraftarın saf umudu Prepelic'in kaçan atışı sonrası da devam etmiş olacakki ben koşar adım salondan ayrılırken onlar halen maçı kazanma ümidiyle salonda bekledi. Dünkü maçı öyle ya da böyle kazansak rezillikler halı altında kendine yer mi bulacaktı? Niye bu kupadayız ya da buradaysak bırakın şampiyonluk yada f4 hedefini son 8e kalma umudunu bile her sezon 2 maçta neden kaybediyoruz diye soran yok. Onlar bugün de bu yemek varmış demek onu yiyelim kafasında bir esnaf lokantası müşterisi zihniyetinde devam ettikçe bu yönetim ilgisi de GM de koç da oyuncu grubu da bize müstehak. Ülkenin iktidarı nasıl yönetiyorsa ülkeyi bu şube de öyle yönetilip tepki de almıyor taraftardan.
 
Kapatın bu şubeyi, siz de rahat edin, bizi de ettirin. Yaptığınız rezillikler bini geçti. Basketboldan soğuttunuz insanları. Ne koç, ne oyuncular, ne de aciz yöneticiler, hiçbiriniz ama hiçbiriniz bu şerefli armayı haketmiyorsunuz. Buradan o sabırlı ve cefakar taraftara da sesleniyorum, gitmeyin bu rezillerin maçına artık. Kendi kendilerine boş salonda ne halt ederlerse etsinler.
 
İnsanın inanası zor geliyor şu maçı kaybettigimize.Kazansak fener maçına moralli giderdik en azından. Şimdi daha büyük sıkıntı.Ben de çok sinirlendim dün akşam ama farkı yaratandan aynı koc,aynı oyuncular,yani ne yap et kazan şu maçı insanları çıldırtma. Ben böyle devamlı hoca değişsin diyenlerden değilim ama kavga ettiği için degil(taraftar da adama ana avrat küfür ediyor)şuradan maçı vermemesi gerektiği için gitse iyi olur diyorum.
 
Ben hala bu maçı kazandık diye sayıyorum. 3. çeyrek bitti ve öylece kaldı. son çeyrek hiç oynanmadi sanki. 83-63 bitti maç. kaybettiğimize inanmiyorum. çok rezillik gördük ama bu kadar da değil.
 
Kapatın bu şubeyi, siz de rahat edin, bizi de ettirin. Yaptığınız rezillikler bini geçti. Basketboldan soğuttunuz insanları. Ne koç, ne oyuncular, ne de aciz yöneticiler, hiçbiriniz ama hiçbiriniz bu şerefli armayı haketmiyorsunuz. Buradan o sabırlı ve cefakar taraftara da sesleniyorum, gitmeyin bu rezillerin maçına artık. Kendi kendilerine boş salonda ne halt ederlerse etsinler.
Asıl istedikleri de bu sanırım Ali Abi; taraftarı bezdirelim, şubeyi kapatınca tepki verilmeyecek hale getirelim.

Ama biz o kadar kolay pes etmeyiz, bunun farkında değiller. Hepsi gider, yine biz bize kalırız.
 
Asıl istedikleri de bu sanırım Ali Abi; taraftarı bezdirelim, şubeyi kapatınca tepki verilmeyecek hale getirelim.

Ama biz o kadar kolay pes etmeyiz, bunun farkında değiller. Hepsi gider, yine biz bize kalırız.
Onurcum, sonunda olacak şeyi ben sana söyleyeyim. Koç da dahil olmak üzere tüm takım bir gün bir maç sonunda salondan ıslıklarla ve yuhalanarak ayrılacak. Çünkü en başta şube yöneticileri olmak üzere tüm takım tam anlamıyla bir çöplüğe dönüştü ve bu çöplük artık kolay kolay temizlenmeyecek durumda. Aslında şube yöneticilerine çok da fazla kızmamak lazım, ellerine verilen 3 kuruşla takım kurmaya çalışıyorlar. Futbol dışındaki tüm şubeler her zaman üvey evlat muamelesi görüyor. GS artık tam bir futbol kulübü oldu. Sadece sahaya çıkmış olmak için çıkan, kesinlikle şampiyonluk mücadelesi yapamayan son derece sıradan kadrolardan oluşan gariban takımlar durumuna geldik. Türk sporundaki en büyük rakibin olan diğer kulüp her branşta kafaya oynayan ve en kötü ihtimalle şampiyonluğa oynayacak kadroları kurarak tribüne taraftar çekebiliyor. Geçen gün ne dedi yalı çocuğu “biz spor kulübüyüz, rakiplerimiz ise futbol kulübü..”. Ne kadar doğru bir tespit, değil mi?
 
Onurcum, sonunda olacak şeyi ben sana söyleyeyim. Koç da dahil olmak üzere tüm takım bir gün bir maç sonunda salondan ıslıklarla ve yuhalanarak ayrılacak. Çünkü en başta şube yöneticileri olmak üzere tüm takım tam anlamıyla bir çöplüğe dönüştü ve bu çöplük artık kolay kolay temizlenmeyecek durumda. Aslında şube yöneticilerine çok da fazla kızmamak lazım, ellerine verilen 3 kuruşla takım kurmaya çalışıyorlar. Futbol dışındaki tüm şubeler her zaman üvey evlat muamelesi görüyor. GS artık tam bir futbol kulübü oldu. Sadece sahaya çıkmış olmak için çıkan, kesinlikle şampiyonluk mücadelesi yapamayan son derece sıradan kadrolardan oluşan gariban takımlar durumuna geldik. Türk sporundaki en büyük rakibin olan diğer kulüp her branşta kafaya oynayan ve en kötü ihtimalle şampiyonluğa oynayacak kadroları kurarak tribüne taraftar çekebiliyor. Geçen gün ne dedi yalı çocuğu “biz spor kulübüyüz, rakiplerimiz ise futbol kulübü..”. Ne kadar doğru bir tespit, değil mi?
Acı gerçekler...
 

Üst