Re: Euro Basket 2009
Makedonya - Yunanistan (A Grubu)
Turnuvanın ilk gününde Yunanistan tüm rakiplerine mesaj verdi! Papaloukas ve Diamantidis'in olmaması onları etkiliyebilir ama, görüldü ki, Yunanistan turnuvanın en sert iki takımından biri... Müthiş bir savunma yerleşimleri var ve baskıyı tam sahadan başlatarak Makedonya'nın guardlarını sürklase ettiler. Yunanistan'da yıldıza dayalı bir sistem yok fakat, Spanoulis gibi Avrupa'nın en iyi penetre eden, en delici guardlarından birine sahip olmaları büyük avantaj. Bu turnuvada Yunanistan'da geçmiş yıllarda öne çıkmayan çok önemi bir oyuncu var: Ioannis Bourousis!
Hırvatistan - İsrail (A Grubu)
Hırvatlar bu turnuvaya madalya kazanmak için geldiler ama, daha ilk maçtan bu işin hiç de kolay olmadığı gerçeği karşılarına çıktı! Hırvatistan'ın uzun yıllardır en büyük sorunu sert takımlara karşı direnç gösterememeleri ve çözülmeleri olmuştur. İsrail maçında üçüncü çeyreğin sonucuna baktığımızda 59-59 eşitlik görüyoruz ki, İsrail'in bu direncine sadece maç sonunda karşılık verebilmeleri onlar için soru işaretlerini beraberinde getiriyor! İsrail'de ise hiç kuşkusuz en fazla dikkat çeken husus Lior Eliyahu'nun performansı... Daha önceki şampiyonlarda Lior Eliyahu'nun çok önemli bir oyuncu olacağını düşünüyorduk ve gün geçtikçe tahmin ettiğimiz çizgiye ulaşmaya başladı. Bir uzun için ayakları çok hızlı ve bitiriciliği fevkalade! Bu turnavada dikkatle takip edilmesi gereken oyunculardan...
Rusya - Letonya (B Grubu)
David Blatt'ın kulüp takımlarındaki performansı pek parlak olmasada, Rusya Ulusal Takımı'na kazandırdığı oyun sistemi Kirilenko, J.R. Holden ve Khryapa'dan yoksun olmalarına rağmen belli bir seviyede kalmalarına sağladı. Sert savunmalarıyla hücumda organize olmakta zorlanan Letonya'yı 68 sayıda tutarak zorlanmadan bir galibiyet aldılar.
Fransa - Almanya (B Grubu)
Bir tarafta bireysel yıldızlarla dolu ve turnuvanın en atletik oyuncularından kurulu takımı Fransa, diğer tarafta mevcut kadrosunda hiç yıldız oyuncusu olmayan, hatta tek tek ele alındığında ortalama kulüp takımlarda oynayabilecek düzeydeki oyunculardan kurulu Almanya... Kâğıt üzerinde Fransa çok güçlü görünsede, ilk yarının sonucu 33-37 Almanya lehineydi... Almanya sert ve organize basketboluyla kendi tarzını kabul ettirdi. Fransa, Eurobasket 2009'a elemelerden gelen son takım olmasına rağmen bu grubu lider bitirmeye yakın görünüyor...
Büyük Britanya - Slovenya (C Grubu)
Büyük Britanya, turnuva öncesi dağınık görüntüsüyle şampiyonanın en zayıf takımlarından biri olarak algılanıyordu. Pops Mensah-Bonsu'nun takıma katılması onlar için ekstra bir güç olsada, Slovenya'nın kalitesine karşı direç gösteremediler. İlk periyodu 15-27 önde tamamlayan Slovenya, ikinci periyotta vidaları gevşetince Britanya'ya yaklaşma fırsatı verdi fakat, maçı kopartmayı bildiler. Slovenya'da Beno Udrih'in kadrodan çıkması, Matjaz Smodis'in sakatlık handikapı onları olumsuz etkilese de, çok tehlikeli bir takım oldukları aşikâr!..
Sırbistan - İspanya (C Grubu)
Turvanın ilk gününde tüm Avrupa'nın en büyük sürpriz olarak adlettiği maç... Herhangi bir Avrupa takımına karşı Sırbistan'ın kazanması sürpriz oluyorsa bir anormallik var demektir! Ancak bu kez hakikaten Sırpların kazanması sürpriz oldu, çünkü karşılarında kadro değeri olarak bir NBA takımı ve -ben de dahil- birçok kişinin turnuvadaki favorisi İspanya vardı. Esasen İspanya'nın hazırlık maçında Litvanya'ya 22 sayı farkla yenilmesi birşeylerin habercisi gibiydi... Bu maçta görüldü ki, Sırbistan'ın olağanüstü savunması, İspanya'nın organize olmasını engelledi ve Makedonya'dan sonra günün en az sayı atan takımı olmalalarını sağladı. Daha önce üstünde durduğum bir gerçek vardı, Sırbistan son yıllarda gerilemiş gibi görünsede, esasında kabuk değiştiriyorlardı ve yeni jenerasyonlarıyla yine Avrupa'nın zirvesine oynamaları muhtemeldi. Şu an turnuvanın en genç takımı olmalarına rağmen oyuncuları büyük bir olgunluğa sahip. Novica Velickovic, Milenko Tepic, Milan Macvan, Uros Tripkovic ve diğerleri... Bu oyuncular Avrupa basketbolunun gelecek 10 yılına damga vurabilirler!
Polonya - Bulgaristan (D Grubu)
Ev sahibi seyircisini arkasına alarak Bulgaristan'ı ilk çeyrekte vurup geçti... Asist sayısı arasındaki büyük fark (25-10) ve Polonya'nın yüksek şut yüzdesi belirleyici faktör oldu. Birçok kişi David Logan'a odaklansada, Marcin Gortat'ın mükemmel performansını es geçmemek lazım!..
Türkiye - Litvanya (D Grubu)
Günün atmosferi en sıcak maçıydı... Litvanyalı taraftarların salonu doldurmasıyla maç bir deplasman havasında geçti. Birçok kişi bunu dikkate almıyor ama, bu çok önemli bir detay! Hatta hakemler de bazı faul pozisyonlarında bundan etkilenir gibi oldular ki, Milli takımımıza bu durum olumsuz tesir etmedi. Zira çok konsantre olmuşlardı. Bu turnuvada Türkiye için Ömer Onan çok önemli. Hem bire-bir savunmasıyla, hem de perdelerden çıkıp attığı kritik şutlarla takımın kilit oyuncularından biri olması olasıydı. İlk maçta yer almaması bizim için iyi bir haber değildi fakat, takımın gösterdiği muhteşem mukavemet ve arzuyla maçta ayakta kalmasını bildik. Dikkat edilmesi gereken önemli hususlardan biri ısrarla içeriden oynamımızdı. Maç boyunca sadece 13 üçlük denedik ve çok seçici olduğumuz için 53.8% gibi bir üçlük yüzdesi yakaladık. Litvanya'nın guard zaafını baskılı savunma yaparak lehimize kullandık ve skor potansiyeli yüksek oyuncularını bire-bir savunmada durdurarak etkisiz hale getirdik. Bu maç Türkiye için turnuvanın kaderini etkileyecek mahiyetteydi. Bir üst turda F Grubu çok zorlu olacak ve o gruba 3-0 gitmek çok önemli!..
