Mustafa Yanar' Alıntı:
Evet, bende biliyorum tribünde o atmosferin içindeyken her ezgi,her beste kulağa hoş geliyor ancak bunun sahaya ve tv'ye yansıması aynı değil.Birşeyleri değiştirmemiz gerekir inanın.Sonuçta tribündekilerde biziz.
bazı şeyler söylenmiş, bazı şeyler havada kalmış, bildiklerimi paylaşıyorum;
1- Takım oynadıkça taraftar da ateşlenir.. Bu hep böyle olmuştur, ikinci yarı nasıl bir tribün desteği, nasıl bir gaz olduğunu herkes gördü.. Takımın iyi oynamasını bırakın, korner kazandığı dakikalarda bile katılım artıyor.. Bu 100 yıldır böyledir..
2- "Yönetim istifa "diye bağırılmadı, "Adnan Sezgin istifa" diye bağırıldı 2-0 dan sonra.. Bağıranlar kapalı sol arkada takılan çekirdekçi gruptu.. İşlerine gelince bağıran, kafasına göre takılan alkolikler grubu.. Yaş oratalamaları 40..Ama ikinci yarı başında takıma destek verildi ve tribün iyi bir 2. yarı performansı verdi.
3- Tribün performansı , tv'den duyulmakla orantılı değildir.. Yani tv'den ses az geliyorsa , tribün kötüdür anlamına gelmez.. Teknik olarak o ses azaltılıp arttırılabiliyor.. Hatta bir ara aklı evvel Fenerliler Lig Tv'ye mail yağdırıyorlardı, bizim sesimiz kısılıyor diye..
4- Oyuncuları ıslıklamanın bir manası yok.. Hiç birine katılmıyorum.. Aciziyet yönetimden kaynaklanıyor.. Kötü oynuyorsa, elinde yedeğil olur, o oyuncuları koordine eden bir de hoca olur.. Biz de ne yönetim var, ne hoca..
5- Kewell ve Baros maçı çevirdiler ama sadece onlara tezahürat edilmesine karşıyım.. Nitekim kapalı orta " bizim takım el ele " derken Kewell diye bağıranların çıtı çıkmıyordu.. Bu arkadaşlar rakibi alkışlamayı iyi bilirler.. Bir de adam bulurlar kendilerine , burunlarının dikine giderler.. Bu bazen Kewell'dır, bazen Hagi'dir , bazen Işıl'dır.. Orada Kewell , Baros ve Neill diye bağırıldı.. 2. yarı müthiş koşan bir takım vardı.. Mustafa Sarp başı öne eğik soyunma odasına gitmeyi hak etmedi.. Bütün takım çağırılıp onore edilecekti ama beceremedik.. İyi günde herkes Galatasaraylı zaten, bize bu zamanda lazım Galatasaraylı..
6- Sivas maçında da yazmıştım. Şu takımın tartışmasız en formsuz , en bozuk adamı Hakan Balta.. Çağlar nerdeyse bulup getirsin oynatsınlar.. Ali Turan, Hakan Balta , Aykut ... Bu üçü asla oynamaz..
7- Her maçta rakibi ve rakibin gollerini alkışlayıp, kendi takımına destek olmayan , her maça sarhoş gelip kavga çıkartan, kendi oyuncusunu ıslıklayan taraftara ihtiyacımız yok..O koltuklar boş kalsın.. Boş koltuklar da kendi takımına destek olmuyor ama en azından rakibi de alkışlamıyor.. Nereden öğrenmişlerse bunu da.. Sen asıl maça, olmadıysa, beceremediysen maçtan sonra alkışla rakibini çok istiyorsan.. 2. yarı niye alkışlamadınız rakibinizi ?
8- Her maçtan sonra taraftar kötü diye burada yazmanın kimseye bir faydası yok.. Buyrun tribüne alalım sizi.. Hepimize yetecek yer var.. Yer bulamayana ben kartımı vereceğim tribün memnunjiyetsizliğini çözebilecek olana..Taraftar kötü flaan değil.. 1997 yılından beri kapalı tribünün içindedyim.. Gidemediklerim oldu, gitmediklerim oldu, ara verdiğim oldu ama içindeyim.. Tabii ki çok daha iyi günleri oldu bu tribünün ama sanıldığı gibi çok kötü değil.. Sadece profil değişti ve Fenerbahçeli tipli adamlar dadandı tribüne.. Hani onlar Bağdat Caddesinde takılıp geliyormuş ya.. Bizim beyler de aynı havalarda.. Sevgilisiyle maça geliyor, fotoğrafımızı çeker misin diye telefonunu uzatıyor.. Bu adamlarla uğraşıyor tribün.. Ortada 200-300 kişi ile tribün çevirliyor.. Özellikle kapalının eski açık köşesi tam bir felaket.. Tam kapalı alt seyircisi onlar.. O adamlarla hiç bir iş olmaz..