2010 Draft Değerlendirmeleri: John Wall (Kentucky, PG, 6-4)
Şunun şurasında 40 gün kaldı draft gecesine. Hazır playofflar'da da boşluk varken, ucundan başlayalım draft'taki yetenekleri yazmaya.
Lige adımını atmadan, bırakın ismini dansı bile dilden dile dolaşmaya başladı bu genç adamın. Turnuvada takım arkadaşlarıyla birlikte karizmayı hafiften çizdirse de, halen bir fenomen halinde. E bu kadar hayranı, seveni varken 2010 draftinde ilk değerlendirmemizi John Wall?dan başkası için yapsak ayıp olurdu herhalde kendisine. Henüz lisedeyken adından çokça söz ettiren John Wall Kentucky Wildcats?te hiç de fena olmayan bir freshman senesi geçirdi. En önemli özelliği atletizmi olan Wall?un, sürati, çevikliği, dayanıklılığı ve sıçrama yeteneğinin yanı sıra hücumdaki delici penetreleri ve patlayıcı özelliği göze çarpıyor. Tüm bu atletik özelliklerini üst üste koyduğumuzda önümüzdeki yıllarda Nba?in en iyi açık alan oyuncularından biri olacağını söyleyebiliriz. Savunma yönünde de müthiş bir pozisyon bilgisine ve hızlı ayaklara sahip. Ayrıca kolejde takımının saha içi lideri konumundaydı ve bu görevi de fena yaptığı söylenemez.
Eksilerine geçersek; set hücumunda ve yavaş tempoda genelde bocalıyor, saha görüşü kötü olmamakla birlikte vasatın çok da üzerinde değil. Bu nedenle hızlı hücum oynayan bir takımda çok daha iyi işler yapacaktır (Gerçi bu genel olarak tüm rookieler için geçerli bir durum, ama Wall?un yeteneklerini düşündüğümüzde daha çok göze batıyor). Şut istikrarının hiç olmamasını kolej liginde içeri kolay penetre edebilmesiyle kotardı, ancak önümüzdeki senelerde şutunu geliştiremezse hücum yönünün oldukça kısıtlanacağını söyleyebiliriz. En olumsuz yönlerinden biri de aşırı derecede top kaybı yapması, ama bu telafi edilemeyecek bir sorun değil. Ama tabii gerçek bir oyun kurucu olmadığının, neredeyse her yarattığı pozisyonun penetre kabiliyeti ile başladığının altını çizmek lazım. Bu açıdan Calipari'nin iki sezon önceki öğrencisi Rose'u andırıyor direk.
Bu sene takımı adına 16 sayı - 6 asist - 4 ribaund ortalamaları ile oynayıp SEC?in en değerli oyuncusu seçildi. Kolejde tüm ligi baz aldığımızda bireysel anlamda en yetenekli isimlerin bulunduğu takımda bu ortalamalar hiç de fena değil. Potansiyel anlamında bu seneki draftın belki de en iyisi, ancak mevcut oyunuyla draftın en iyisi mi? Bence hayır, nedeni de bir sonraki yazımda değerlendireceğim oyuncu. Benzetildiği isimler ise; Derrick Rose ve Rajon Rondo. Ben, şut istikrarsızlığı, savunma yeteneği ve orijinini birleştirdiğimde Rondo?ya daha çok benzetiyorum.
2010 Draft Değerlendirmeleri: Evan Turner (Ohio State, SG, 6-7)
2010 draft'inden gelecek genç yetenekleri kaleme aldığımız yazı dizimizin 2. yazısı ile karşınızdayım. Önceki yazımda John Wall?un draft'ten gelecek en potansiyelli yetenek olduğunu, ancak şu an lig için en hazır isim olmadığını belirtmiş ve mevcut özelliklerini değerlendirdiğimizde şu an için en iyi ismin kim olduğunu bu yazıma saklamayı uygun görmüştüm. Kolej ligini yakından takip edenler bu gencin Evan Turner olduğunu muhakkak anlamıştır. Efsane Isiah Thomas gibi Turner da bir St. Joseph mezunu. Kolejde geçirdiği 3 sene boyunca sürekli oyununa bir şeyler kattı, kendini geliştirdi. Seneye bomba gibi bir girişle ilk 5 maçta 2 triple-double, 3 double-double yaptı. Fakat sonrasında (Bogut?un sakatlığına benzer bir şekilde gelişen pozisyonda) belinden yaşadığı şanssız bir sakatlık sonucu yaklaşık 1 ay parkelerden uzak kaldı, ancak dönüşünde performansından hiçbir şey kaybetmediğini gösterdi. Ve sezonu 20 sayı - 9 ribaund - 6 asist gibi mükemmel istatistiklerle tamamlayıp, kolej liginde yılın oyuncusu seçildi. Tam da bu noktada belirtmek istediğim küçük bir nokta var, o da Turner?ın ribaund istatistiğinin yanıltıcı olabileceği. Fena bir ribaundcu olmamasına rağmen ortalamasının bu kadar etkileyici olmasının temel sebebini, koç Thad Matta?nın oynattığı alan savunmasına bağlıyorum.
Turner, PG-SG ve SF pozisyonlarında oynayabiliyor, ancak NBA?de onu 3 numara oynatmak biraz acımasızca olur, en azından ilk yıllarında. Çünkü yeterli fizik gücü yok şimdilik. Zaten diğer pozisyonlarda yeteneklerini daha rahat sergileyeceğini düşünüyorum, her ne kadar boyu görenleri yanıltsa da. Özelliklerine değinelim biraz; fundamentali çok iyi, basketbolun temel prensiplerini iyi uyguluyor ve adeta aklıyla oynuyor. Göze hoş gelen oyundan ziyade basit oyunu seviyor ki belki de en önemli artısı bu. Ne öldürücü bir penetre kabiliyeti var, ne de sürati, ama potaya rahatlıkla gidebiliyor zekası sayesinde. Kritik zamanlarda doğru kararı verip bunu da başarıyla uygulayabiliyor. Maçın tansiyonunun yüksek olduğu anlarda sazı eline alıyor, bu şekilde takımını BIG 10 şampiyonu yaptı. Kim bilir belki de Tyreke Evans?tan sonra genç bir ?clutch player? daha geliyor lige. Saydığımız tüm bu özellikler dikkatinizi çekeceği üzere mental açıdan Turner?in ne kadar kuvvetli bir oyuncu olduğunu gösteriyor. Kafa olarak da NBA?e en hazır isim zaten.
Peki, hiç olumsuz bir özelliği yok mu Evan Turner?ın? Elbette var. Öncelikle John Wall gibi o da çok top kaybı yapıyor. Bir diğer eksisi, özgüveninden dolayı pozisyonları gereğinden fazla zorlayıp takım oyunundan uzaklaşması. Bu draftin belki de en egoist oyuncusu, topu sürekli eline istiyor. Ayrıca savunması vasatın altında, genellikle oyunun hücum yönüne odaklanıyor. Brandon Roy?a benzetiliyor, ama benim egoistliği ve kritik anlarda yaptığı olumlu işler nedeniyle benzettiğim isim Kobe. Tabii bu sadece bir benzetme, onun kadar iyi olacağını iddia etmek kimseye düşmez...