" Merdi kıpti şecaat arz ederken sirkatin söylermiş.." diye çok aşağılık bir atasözümüz var, nefret ederim, kullanılmasını da tasvip etmem. Fakat öyle ilginç bir denklikle atasözünü hatırlıyoruz ki ifade etmeden geçmek haksızlık olacak..
İsrail Devleti 'nin yaptığı vahşiliği, insanlık dışı uygulamaları vehatta katliamları meşru gösterme çabalarınızdan vazgeçin artık.. İsrail o toprakların mülki amiri değildir, aksine o toprakları şerefsizce işgal etmiş zulmet topluluğudur..
Yardım gemileri İsrail Devleti karasularını ihlal etmeden, uluslararası sulardan direkt Gazze karasularına giriş yapacaklardı.. İsrail Devleti yandaşları kusura bakmasın ama Gazze Filistin toprağıdır, İsrail 'e ait değildir.. İsrail Devleti 'nin 2006 yılından bu yana tatbik ettiği abluka tamamen hukuk dışıdır, zorbalıktan başka birşey değildir.. 1860 sayılı BM Kararı da ablukanın gayri hukuki olduğunu ve acilen kaldırılmasını öngörmektedir.. Uluslararası sulardan geçmek ve Gazze limanına ulaşmak için İsrail Devleti 'nin izni veya onayı gerekmez, zira İsrail Devleti 'nin uluslararası sular ve Gazze açıkları üzerinde hukuken hiçbir söz hakkı yoktur..
Bu bağlamda Türkiye 'nin doğusu ile Gazze 'yi kıyaslamanız ise hiçbir şart ve koşulda kabul edilemez, Türkiye o toprakları ahlaksızca, şerefsizce, zulüm ile gasp mı etmiştir ki Türkiye İsrail Devleti ile - Doğu 'da yaşayan vatandaşlarımız Gazze 'li mazlumlar ile aynı kefeye konulsun.. Bu çok vehim vehatta alçakça bir kıyastır..
Ayıp beyefendi ayıp, üzerinde yaşadığınız vatan topraklarına saygınız olmayabilir ama en azından insan biraz izan sahibi olur !!
Ayrıca, esasında cevap vermeye bile değmez ancak yine de imzamda yazan mottoya ihanet ederek yazdıklarınızı cevaplamak durumundayım; karşınızdaki kişi ile ilgili yorum yapacağınız zaman en azından küçük de olsa bir araştırma yapmanız gerekir, aksi takdirde şayet aklınız yarımdan dahi az ise hamasi duygularınıza kapılır işkembe-i kübradan sallamaya başlar, saçma sapan argümanlar ve sorular ile gülünç duruma düşersiniz..
Başbakan ve şürekası hakkında hissettiklerimi sadece kendime saklamayıp birçok farklı platformda paylaştığımı hiç zorlanmadan görebilirsiniz.. Değil cismimin, ismimin dahi bu siyasi akım ile aynı cümlede geçmesi benim açımdan zul 'dür.. Ben dünyaya yüreğimin sol anahtarı tarafından, insanlığa ise siyasetüstü bakıyorum.. Unicef üyesi olma hasebimizle dünyanın neresinde olursa olsun, ezilen, zulüm gören, yardıma ihtiyaç duyan halkların herdaim yanında olduğumuza, hayat izin verdikçe bedenen de bizzat gidip destek verdiğimize şahit olabilirsiniz.. Uygur Türklerine yapılanların ertesi gün sizin hafsalınızın almayacağı ebatlarda dev bayraklarla meydanlara inip bu vahşeti gerçekleştiren Çin 'i ve buna sessiz kalanları lanetlediğimizi, Darfur 'da yaşananların ertesinde protestocu aktivistlerden olduğumuzu, Felluce 'ye yapılan saldırılar ertesinde İncirlik yakınlarında düzenlenen protesto eylemlerinin aktörlerinden olduğumuzu, kalleşçe yerle yeksan edilen Beyrut - Lübnan 'a birkaç defa eşimle giderek inşaat malzemesi yardımında bulunduğumuzu, Kızılay ile Batı Şeria 'ya ulaşan yardım konvoyunun bizzat içerisinde yer aldığımızı, dün İskenderun 'da binlerce kişinin katılımı ile gerçekleştirilen Teröre Lanet temalı yürüyüşün sivil insiyatif önderlerinden olduğumuzu ve şuan usuma düşmeyen daha nice aktivitelerde bulunduğumuz gerçekliğini, ömrümüz vefa ettikçe insan olma kaygısı ile davamızdan asla vazgeçmeyeceğimizi ve bunları şuan yazma mecburiyetinde kaldığımdan hicab duyduğumu bilmelisiniz.. Velhasıl-ı kelam; insanlığınız neredeydi sorunuza tatminkar bir cevap aldığınızı düşünüyorum..
Siz kimin gemisine binip, kimin gemisine binmeyeceğiniz hususunda elbette hürsünüz, ancak ben ömrümün son anına dek ezilen halkların yalınayak bastıkları topraklarında olmaya devam edeceğim.. Malum her halkın gemisi yok..
Not : Malum bir yılı aşkın bir süredir siteye yazmıyorum.. Gördüklerimden sonra aslında bu kararımda nekadar haklı olduğumu da anlamış oldum.. Bu satırları okumak zorunda kalan her III. şahıstan verdiğim rahatsızlık sebebi ile özür diliyorum..
Sühan Cem' Alıntı:
Önce kendi ülkenize yardım edin uygun bir nasihat cümlesi bile değil. Ama şu gerçekki bir ülkenin topraklarına bir yardım yapacaksanız, o toprakların mülki amirinden izin almak zorundasınız. Şimdi mesela herhangi bir ülke bizim doğu bölgemize yardım yapabilirmi kafasına esip, alıp giyeceğini, yiyeceğini?
Devletler arası hukuk'un ilk şartı, kendine yapılmasını istemediğin şeyleri başkasına yapmamak üzerine kuruludur. Bu anlamda sen kendi ülkende birilerine bir yerlerden, altında farklı amaçlar taşıyan bir yardımı kabul etmeyeceksen, bunada zemin hazırlamayacaksın. Aynı şekilde, İsrail böyle bir durumda bir başka ülkenin, İsrail vatandaşlarının bulunduğu gemiyi basıp onları öldürmesini istemiyorsa, böyle bir şey yapmayacak.
Gene yardım olayına gelirsek, yardım edeceğin topraklardan yardım için izin alamamışsan, yardımını yapacağın bir bölgeyi seçip yardımını oraya yaparsın. Bu arada yardım yapmak isteyipde yardım edemediğin bölge için de kamuoyunun dikkatini o bölgeye çekersin. Bir çoğunuz bilmez zamanında Bitlis'e Bingöl'e gidemezdik bizler. Bırakın yardımı, kendi ülkemde bu ülkenin vatandaşı olmama rağmen gezmeye çıkamazdım. Ki düşünün İsrail topraklarına gelenler İsrail vatandaşları da değil. O zaman madem yardım yapacak birikiminiz var bunu oraya gönderemiyorsanız bari burada o yardımdan yararlanacaklara gönderin demek de insanların pek tabii hakkıdır. Yoksa kimsenin kimseye nereye yardım edeceğini dayattığı yok.
Sühan Cem' Alıntı:
Abdullah Öcalan yakalandığında Mescid-i Aksa'ya Apo posterlerini asanlar, "PKK ile mücadelemiz birdir" diyenler. Güney Kıbrıs la anlaşma yapıp, "İsrail gazze'yi, Türkiye Kıbrıs'ı işgal etmiştir" diyenler aynı adamlar. Şimdi sen bana uluslararası hukuktan bahsediyorsun. TC başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'dan bahsediyoruz. BM genel sekreterinden değil. Öncelikli görevi TC'ni ve vatandaşlarının haklarını korumak olan Başbakanımız "ölen 9 Türk'ün hesabını ver İSrail!!!" demiyor da "Gazze'ye ambargo'yu kaldır İSrail" diyor. Kimin başbakanı bu yahu!!! Gazze'nin mi? Türiye Cumhuriyetininmi? Bu ay 31 asker ölmüş tek açıklama yok. Meydanlara inenlere polis joblarla gazlarla saldırıyor. Ama Arapça yazılarla filistin bayrakları ile Taksime, İsrail büyükelçiliğine gidenler Ölen vatandaşalrımızın hesabını değil, Hala Gazze'nin hesabını soruyor. Bırakacaksınız insaniyet olaylarını. Madem insansınız ölen insanların hesabını sorun önce. Uygur türklerine bu hassasiyet yok. Somali'de insanları katleden adamı senin Başbakan'ın saygı ile karşılıyor. Avrupa'ya girdiği an tutuklanacak olan insan katili saygı ile ağırlanıyor. O zaman neredeydi insanlığınız?
Memleketteki İsrail ajanı ve yanlısı basın da konuyu farklı yere taşıyor, Dinci basın da farklı yere taşıyor. Biz ise olabildiğince sakin kalıp geniş açıdan bakmak istiyoruz. Siz rahat olun biz her şeye rağmen hatta filistinlilere rağmen filistinlilerin yanındayız. Dünyanın bir çok yerine olduğu gibi. Ama OrtaDoğu'da barış getireceğim gazı ile hareket eden adamların gemisine binmeyeceğiz.