Olympiakos maçı, transferi dönemi, bütçe, arayış derken nihayet başladı Top 16. Abdi İpekçi’de sessizliğin hakim olduğu akşamda Yenilmez Armada Zalgiris Kaunas’ı 78-69 mağlup ederek Top 16’ya galibiyetle başladı. Belirli anlarda ciddi sıkıntılar yaşasak da 2.yarı oynanan oyun bizleri tatmin etti. Maç sonunda koçumuz Ergin Ataman‘ın yüz ifadesinde de istediğimizi aldığımızın verdiği psikolojik rahatlık ve mutluluk vardı. Bugün kazanmak hem matematiksel olarak hem de psikolojik olarak olmazsa olmazdı. İlk yarının bitiminde akıllarda acabalar dolaşırken ikinci yarı maçı bitirerek Top 16 açılış maçından galibiyetle ayrıldık. Kazanmak gerekiyordu, kazandık ama en önemlisi güven tazeledik.
Maça bu yıl bir türlü aşamadığımız savunma sorunlarıyla başladık. Zalgiris oyuna pota altında Javtokas ve Jankunas gibi tecrübeli iki kalın uzununu aktif kullanarak başladı. Bu iki oyuncu oyun bilgileriyle ve savunmayı doğru okuyarak oyuna oldukça etkili başladı. Patric Young bugün birebir savunmada zor anlar yaşadı. Patric Young savunmada çabuk ayaklarıyla sürekli rakibi rahatsız eden bir uzun. Bugün verimli olamaması rakibin hücum düzeniyle ilgiliydi. Patric Young daha çok tepe pick&roll oyunlarında ayak çabukluğuyla savunmada etkili olan bir isim. Ayak çabukluğuyla rakip kısanın orta mesafesini de kontrol eden ve pick&roll oyununda topu tehlike sahasına değil de daha kontrol edilebilir bölgeye kaymasını sağlayan önemli bir defansif silah Patric Young. Bugün Zalgris Kaunas daha çok birebirler özellikle de alçak post oyunları üzerine inşa etti hücumunu. Tepe pick&roll oyunlarını daha az kullanınca Young’ın savunmadaki en büyük artısı devre dışı kaldı. Javtokas’ın tecrübesi ve oyun bilgisi karşısında Young verimsiz başladı maça. Patric Young’ın en iyi yaptığı iş kuşkusuz ribaundlardaki başarısıyken bugün 16.43 dakika sahada kalıp yalnızca 1 ribaund çekebildi . Rakip oyunu sürekli boyalı bölgemize yıktığı ve Patric sürekli aktif olarak rakip uzunları savunduğu için ribaundlara da konsantre olacak süre bulamadı. Daha çok potamızdan seken topları toplama konusunda başarılı olan Young rahat oynama fırsatı bulamadı yani. Aleks Maric‘in oyuna girmesiyle biraz daha kontrol edebildik boyalı alanı , Maric’in boyalı alanda kapladığı yer ve onun cüssesi bunda ana etkendi. İki kalın uzunla pota altını domine etmeye çalışan Zalgris koçu Gintaras Krapikas’a karşı Ergin Ataman Maric kartını kullandı. Maric’i Euroleague’de bu gibi anlarda kullanacağının sinyallerini vermişti Ergin Ataman.Henüz fiziksel olarak idealinin çok uzağında Maric, bir an evvel forma girmesi bazı anlarda onu hücumda da kullanmamızı sağlayacaktır. Kısa savunmasında da sürekli geçilince rakip penetre-pas ile çok rahat sayılar buldu ve devreyi 41-35 önde kapattı.
İkinci yarı başlamadan önce neyi daha iyi yapmamız gerektiğini Carlos Arroyo ve Ergin Ataman Euroleague mikrofonlarına belirtti: savunma… Ergin Ataman’ın savunma anlayışını transferlerle ilgili yazıda biraz belirtmiştik. Genellikle riskten uzak, eksik yakalanmama ve gömülerek savunma üzerine kurulmuş bir düzen. İkinci yarı bundan uzaklaşarak daha riskli ve atak savunma yaptırdı takıma koç Ergin Ataman. Takımı uyandırmak, canlandırmak istedi aslında Ataman ve bunda başarılı oldu. Topun ardına geçip boyalı alanda rakibi beklemek bugün için işlevsel bir yöntem değildi. Birebirde zorlandığımız uzunlara ve uzunların oluşturduğu hücum düzenine karşı arkada beklemek yerine ön alanda baskı yaparak topun arkaya geçmesini engellemek, bu süreyi mümkün olduğunca uzatıp hücumu çeşitlendirmelerini önlemek maçın gidişatını değiştirecek ana unsurdu. Baskı ve riskten geri adım atmayarak Sinan-Carter-Micov üçlüsünü ikinci yarı mümkün olduğunca oyunda tuttuk. Kerem Gönlüm’ü de 5 numaraya kaydırarak topa hamle yapan oyuncu sayısını artırıp daha mobil oyuncularla savunma yaptık. Ergin Ataman Olympiakos maçında olduğu gibi savunma anlamında oyunun gidişatına göre ekstra düzenler deneyerek galibiyete uzanmamızı sağladı. Sinan Güler‘in muhteşem enerjisi ve hücumda yapabildiklerinin üzerine gitmesi takımı ateşledi. Sinan’a Justin Carter,Kerem Gönlüm ve Vladimir Micov da eşlik ederek Zalgris’e nefes aldırmadık ikinci yarıda. İkinci yarı sadece 28 sayıya izin verdik potamızda. Önde baskılı, riskli savunma yaparken Kerem Gönlüm‘ün oyun bilgisini ve kaymaları ne kadar doğru yaptığını atlamamak gerek keza Micov’da aynı şekilde çok doğru alanlarda bulunarak eksik yakalanmamızı engelledi. Zaman zaman Micov’u 4 numaraya çekerek yukarıda bahsettiğimiz daha mobil oyuncularla daha hareketli savunma yaptırdı koç Ataman. İştahlı savunmayla, birebirde yenilmeyerek, enerji koyarak maçı aldık diyebiliriz. Maçın olayı kesinlikle Sinan’ın koyduğu enerji ve Justin Carter’ın hepimizi güldüren başlangıç yapması oldu.
Hücum düzenimize bakarsak ilk yarı çok dağınık hücum ettik.Takımda Arroyo organizasyonun başına geçmeyinc
e ne yapacağımız neler yapabileceğimiz konusunda net bir kanı oluşmuş değil. Arroyo hücumda bir adım geri çekildiğinde düzenden uzaklaşıp doğaçlamalara kalıyoruz. Sinan Güler 1.5 yıldır hücumda bazı şeyleri çok geliştirdi. Sinan’dan maç içerisinde beklentimiz doğru yaptığı işler üzerinden hareket ederek hücum etmesi. Rakibin penetre savunmasındaki sıkıntısını çok iyi işledi Sinan ikinci yarıda. Justin Carter henüz uyum sağlayabilmiş ve takımda güveni sağlamış değil. İlk maçı olmasından kaynaklanan oldukça olağan bir durum aslında. Carter zaman geçtikçe hücumda topu daha çok isteyecek ve o da söz sahibi olacaktır. Jeneriklik smacından ve baskılı savunmasından sonra hücumda daha hareketli ve istekliydi; tamamen psikolojik bu durumu çabuk atlatıp kendisini takımın önemli parçası olduğuna inandırdığında çok daha etkili performanslar izleyebiliriz ondan. Carter, Arroyo bir adım geriye çekildiğinde öne çıkabilirse işte o zaman çoğu sıkıntımızı halletmiş olacağız. Gelabele’den ziyade Carter’ı top kontrolü çok daha iyi olduğu ve hücumda bizi biraz daha rahatlatabileceği için istiyordum.Carter’ın Young’a yaptığı nefis asist bunu doğrular nitelikteydi, zamanla kendini biraz daha hücuma vermiş bir Carter izleyeceğiz umarım. Şu an için ligde oynayamıyor olması adaptasyon ve rolünü belirleme anlamında en büyük sıkıntımız. Hücumdan bahsederken Zoran Erceg‘i atlamamak gerek. Bu yıl her maç düzenli skor katkısı vererek çok önemli bir hücum silahı haline geldi Erceg. Faul atışlarındaki yüzdesi takıma da yansıyor ve çok yüzdeli serbest atış atıyoruz. Bugün 31/33 gibi harika bir yüzdeyle oynadık serbest atışlarda.
Seyircisiz oynadığımız maçta galip gelerek, neleri daha iyi yapmamız gerektiğini de benimseyerek yola devam ediyoruz. Bugün kazanmak için ne yapmamız gerektiğini daha iyi anladık, yeni oyuncularımızı test ettik. Yola güven kazanarak, moral depolayarak devam ediyoruz. Bir sonraki durağımız Madrid; mücadeleye devam…
Son topa kadar!!!
