Re: 2010-2011 Transfer Sezonu
Açık konuşmak gerekirse 5.yabancı için geç karar vermenin bedelini ödüyoruz biraz. İki ay once pekala işimizi görecek, maliyeti uygun, boşta bir dolu oyuncu vardı. Piyasanın son demlerinde domino etkisi nedeniyle herkes birbirinin hamlesini bekleyecek.
Nbaden kesileceklerden pek bir umidim yok ama bazen 1-2 beklenmedik iyi oyuncu kesilebiliyor. Joey Dorsey,J.Gist çok zor ama M.Rolle gibi oyuncular bırakılmaz herhalde. Şimdiye kadar kesilenlerden kesin katkı verir diyebileceğimiz biri yok.
A.Hutson boşta ama aradıgımız tipte biri değil daha çok Luksa'nın ve biraz da Rancik'in ikamesi bir oyuncu. Siyahi olsa da atletik özellikleri iyi sayılmaz. Yakın temastan pek hoşlanan biri değil özellikle savunmada ama bir siyaha göre stabil, pas alıp verebilen biri. Dediğim gibi ancak Luksa ya da Rancik olmasaydı mantıklı olurdu.
S.Lasme savunmada aradıgımız adam, yazmaya gerek yok. Fakat boyalı bölgede hucumda da sorunlarımız var. Lasme bu konuda yetersiz kalabilir.
Lasme St.Petersburg'ran aldıgı kontrata yakın ucret arıyordur ama şimdilik ust duzey ve zengin EL takımları ilgilenmiyor galiba. Unics, Kimhky gibi Rus takımları ve ACB'den birkaç takım dısında o ucrete çıkan olur mu bilinmez. Hutson'da da benzer durum geçerli. Ligimiz yabancılarını pek seven L.Roma butun transferlerde plase aday konumunda.
Eldeki Taylor ve Luksa konusunda, Taylor'dan daha umitliyim. Çunku hata ya da eksiklikleri kapanabilir şeyler. Yanlış seçimleri dertti şimdiye kadar. Mitch gibi olmadık anlarda gözü kapalı içeri penetre etmeye çalışıyordu, ilk maçlarında. Son maçta daha az yaptı bunu. Sut, pas seçimlerinde takım arkadaşlarına alışması ve koordinasyonunu tekrardan sağlaması gerekir, bunlar zamanla olabilecek şeyler. Benim uzerimde durdugum bu konular yoksa kimse Taylor'dan iyi savunma yapmasını beklemiyor, fiziksel kapasite buna uygun değil, içi boş bir beklenti olur. Savunma gayreti bekleyebiliriz ancak. Olumlu tarafında ise, Taylor'ın alınma sebebi, seti de hızlı hucumu da aynı başarıyla oynayabilen, takımı oynatabilen bir pg olmasıydı.
Kısacası Taylor'da kapasite olarak bir artı bir eksi var. Ve bunlar bilinerek yapılmış bir tercih. Beklenmeyen, hayal kırıklığına uğratan kısmı, seçimleri ve koordinasyonu. Bu da düzeltilebilir bir durum.
Luksa'da durum, (eğer bilmedigimiz bir sakatlığı varsa ya da sezon başı antreman yapamamışsa hariç) pek böyle değil. Temel sorunu büyük bir güç eksikliği ve fundamentalle karışık yine koordinasyon sorunu. Fiziksel sorunlar koordinasyonunu da etkiler, yere sağlam basamıyor gibi. Güç sorunu saydıgım istisnalar dısında kolaylıkla halledilebilecek bir sorun gibi durmuyor. Çünkü oyuncunun yapısı zayıf. Mirsad, Semih ve Ömer'in hatta H.Beşok'un gençliği(en fazla 21-22 yaşına kadar ki kısmını kast ediyorum) de zayıftı ama en azından dirençliydiler. Luksa hem guçsüz hem dirençli değil, yaşı da 24.
Artılarını biliyoruz Luksa'nın. Eksi kısmında savunmada ve hucumda pota altı etkinliği oldukça sorunlu. Ustelik palyatif eksileri de var, çok çabuk faul alması. Toplamda bakarsak da uzun rotasyonun diğer parçaları Luksa'nın eksikliklerini kapatmaya uygun olsa sorun olmazdı bunlar. Ama savunmada iyi sayılamayacak ve hucum etkinliğinde tıpkı Luksa gibi yüzü dönük sutlu oyunu seven ama pota dibinde aynı etkinlikte olmayan Rancik olunca, açıklar çok daha belirgin hale geliyor. Yoksa St.Peterburg'un aman aman bir pota dibi gucu yok. Ortalama bir boyalı alan gücü defoları göstermeye yetti. Şu an için Luksa'nın takıma kattığı ekstra bir katkı yok. Rancik'le benzer silahları kullanıyorlar. Post oyunu ve pas alabilme ozelliğini, yumuşaklığından dolayı, sonuca donuşturebilmiş değil henuz. Yumuşak ve gorece zayıf Hırvat liginde, iş yapan bu ozelikleri, daha sert maçlarda işlevsiz(kaybolup) mi kalacak yoksa zamanla buna adapte mi olacak bekleyip göreceğiz.