2011-2012 Sezonu Değerlendirmesi

Evet, bir sezonu daha geride bıraktık, öngörülen süreden daha erken...

Gururla andığımız bir önceki sezondan elimizde kalan tek miras Euroleauge ön eleme hakkıyla başladık sezona. Finallerin nerede yapılacağı tartışma konusu oldu hep, İstanbul olursa avantajlıydık ama Yunanistan olursa... ULEB finallere ev sahipliği için Rytas´ı uygun gördü. Hepimiz heyecanlıydık, ilk maçları geçebilirdik ama son maç? Doğrusunu söylemek gerekirse çoğumuz için Rytas´ı geçmek biraz ütopikti. Ne de olsa bize göre çok daha tecrübeli bir takımdı bu organizasyonda ve ev sahibi olmanın avantajıyla çıkıyordu sahaya. Rahat bir galibiyet aldık, belki de sezon içerisinde elde etmekte zorlandığımız deplasman galibiyetlerinin en değerlisiydi. Artık bu dev organizasyonun bir parçasıydık.

EL vizesini aldıktan sonra çıktığımız Türkiye Kupası grup maçlarını kayıpsız geçtikten sonra istikamet Kayseri´ydi. Ezeli rakibimiz karşısında, iki uzatma sonunda 27 yıl sonra gelen Cumhurbaşkanlığı Kupası keyifleri yerine getiriyordu. Sezonu erken açmanın, erken form tutmamız sayesinde lige de çok iyi bir başlangıç yaptık ve 9/9 ile çıktık Beşiktaş karşısına ve ilk mağlubiyetimizi Ataman´ın ekibinden aldık. Sonrasında inişli çıkışlı bir grafik sergiledik ve devreyi 13/15 galibiyetle kapattık.

Bu süreç içerisinde ilk kez katıldığımız Euroleauge´de hem saha içinde, hem tribünde ses getiren başarılara imza attık. İlk turu geçip Top 16 mücadelesi başladığında otoritelerin (!) tartıştığı konu Galatasaray bu gruptan çıkar mı sorusundan ziyade galibiyet alabilir mi idi. Rakiplerimiz CSKA, Olympiakos ve Anadolu Efes´ti. İlk maçımızda Sinan Erdem´de Anadolu Efes´e karşı kaybederken sonrasında Olympiakos´u İpekçi´de devirmeyi başardık. Rusya deplasmanında beklenen bir mağlubiyet alsak da sergilenen oyun Abdi İpekçi için umut veriyordu ve rövanşta belki de sezonun en çok ses getiren galibiyetine imza attık CSKA karşısında. Sonrasında kazanılan Anadolu Efes karşılaşması vardı. Grupta CSKA harici takımlardan iki galibiyet alan iyi averaj elde eden üst tura yükselir denilirken biz son maça çıkarken 3 galibiyet almamıza rağmen garantilememiştik üst turu ve Olympiakos karşısında alınan mağlubiyetle Euroleauge macerası son buluyordu.

Devam eden TBL´de sergilediğimiz başarılı grafik devam etti ve sezonu 43 yıl sonra lider tamamlamayı başardık. Elde edilen bu sonuç şampiyonluk havası yarattı takımda, camiada ve tribünlerde. TOFAŞ´ı 2-0 ile geçtikten sonra rakibimiz Beşiktaş oldu. İlk maçı zor da olsa kazandık ama ikinci maç soğuk duş etkisi yarattı camiada. Saha avantajını kaybederek gittiğimiz Sinan Erdem´de üst üste iki mağlubiyet daha alarak sezona noktayı koyduk. Şampiyonluk şarkısı söylemeye hazırlanırken, yarı finalde veda ederek...

Sezonun özeti bu, peki sonuç? Ortada bir karne var ama çift taraflı. Bir tarafından bakarsak 27 yıl sonra gelen Cumhurbaşkanlığı Kupası ve daha önemlisi Euroleauge´de elde edilen başarı ama diğer tarafta ise favori gösterildiğimiz ligde yarı finalde veda etmek sezona. Aslında yarı final serisinde kaybedilen salt bir şampiyonluk değildi bana göre. Ezeli rakibimizin Ülker sayesinde kurduğu egemenliği yıkacaktık, 3 yıllık Euroleauge anlaşması ile yapılacak yatırımları garanti altına alacaktık, tam anlamıyla seviye atlayacaktık ama şimdi bir belirsizlik hakim olsa gerek şubede.

Yönetim ve teknik kadro sezonun muhasebesini yapacak, eksiklikler, yapılan hatalar masaya yatırılacak... Umarım herkes hatalardan payına düşeni gözardı etmez. Yönetim, TBF nezdinde hakların yeterince savunulmaması; teknik kadro, hatalı transferler, takımın play off´a hazırlanamaması; oyuncular ve bu oyunun bir parçası olan bizler.

Her şeye rağmen Oktay Mahmuti başta olmak üzere teknik kadroya ve "tüm oyunculara" kendi adıma teşekkür ediyorum. Bize yaşattıkları heyecan, mutluluklar ve kabullenmesi zor olsa da sporun bir parçası olan hüzünler için.
 
Forum'da bir hengame havası süre gelmiş, bu çocuklar bize ellerinden gelen katkıyı vermiştir. Hepsine hakkım Helal olsun, onlarda haklarını helal etsinler.


Oktay Mahmudi'ye bile sallanmış, bu adam olmasaydı buraları göremeyecektik bile, geçen sene garantimiydi Euroleague gideceğimiz? Rtyas'ın evinde, kendi seyircisinin önünde Euroleague gruplarına kaldık. Bu sene de ön eleme oynayacağız üstelik bu elemenin İstanbul'da yapılma olanağıda var. Seneye'de Euroleague'de olacağız. Daha güçlü, daha tecrübeli olarak. Koç Oktay Mahmudi'ye güveniyorum.
 
Her sezon tam bir kadro kuramıyoruz birçok eksiğimiz oluyor.Bu sene de vardı eksiklerimiz; doğru dürüst 5,4,3 numaramız yoktu.Sezon başında çok belirttik ama nedense yönetim birşey yapamadı.Mevcut kadroyla Eurolig ön elemesini geçip kazanmamız inanılmazdı, açıkçası kimse beklemiyordu.Son 8'e son anda kalamamızda büyük başarıdır.
Ama nedense hiç bir zaman şunu diyemiyoruz "hah işte bu kadro, bu oyuncular tam bize göre".İlkzamanlar sıkıntılar gözükmüyor belki ama daha sonraları biryerlerde tıkanıyoruz.Neden şu kadroyu eksiksiz kuramıyoruz? Sanırım maddi sebepler.Bu sene yönetimin ilk senesi birçok maddi sıkıntıyı çözmeye çalıştılar, tam olarak maddi sorunlar çözülmüş değil.Ama bu sene ve bundan sonraki senelerdede aynı şekilde devam ederlerse 22 hatta 30 sene daha şampiyon olamayız.Buna belkide buradaki bir çok arkadaşım ve ben ömrümüz yetmez diye düşünmüyorum desem yalan olmaz.
Artık bu sıkıntılara çözüm bulunsun taraftar olarak elimizden gelen maddi desteği veriyoruz.Çok büyük bir camiayız ama hedeflerimizde çok büyük olmalı ve ona görede takımlar kurmalıyız.Bu taraftar herşeyin eniyisine layıktır...
 
Basktboldan sorumlu yöneticilerin bu tbf'ye daha çok sesi çıkması gerekir.Şike olaylarında basketbol final maçı konuşmaları bizim kulüp tarafından hiç gündeme gelmedi ve resmen hakem ayarlanmıştı ama sesimizi çıkarmadık.Takım açısından bakarsak belki son maçlarda iyi değildi ama Furkan ve Göksenin gibi iki değerli genç kazandık..Seneye İlkan transferiyle genç isim sayımız artacak.Yerli kadromuzdan Shumpert emekleri için teşekkür edilip ayrılmalı birde Ender olmuyor biz sete sette zorlanan takımız Enderin topla oynama süresi 10-15 saniyeyi buluyor.Yabancılar konusunda bence iyi bir sene geçirmedik.Lakovic sene başı çok iyi girdi,sonra iyi maçlar çıkaramadı normal sezonun sonuna doğru formu arttı ama playofflarda iyi değildi.Andriç'te Lakoviç gibi saman alevi gibiydi.Gordon en istikrarlı ismimizdi Shipple birlikte bu iki isim takımımız için çok önemli.Dedovic yamaydı bazı maçlarda tuttu bazı maçlarda olmadı.Savovic son maçlarda formu arttı ama üst seviye için bence olmayacak bir isim.
Takım bu sene başarılıydı evet ama bjk maçı a lisansı şansını kaçırttı bize.Ama bize yaşattıkları çok önemli.
Eğer seneye daha başarı istiyorsak bence yabancı transferinde çok iyi seçimler yapmalıyız.Shipp ve Gordon gibi istikrarlı isimler bulmalıyız.İlla yıldız olması da şart değil zaten takım oyunu oynayan bir ekibiz.Ama gerçekten Ender ismiyle olmuyor olmuyor olmayacak..
 
Teknik kadro ve oyuncular ellerinden geleni yapmıslardır hepsıne helal olsun,düsüste oldugumuz bir zaman cok formda bir takıma yenildik sadece takıma degil tbf vede hakemlerinede yenildik .

Yönetim olarak sıfır durumdayız fenerin egomonyası altında bir tbf yönetimde saha cıkıyoruz birilerinin buna dur demesi lazım.

Dün gece herseyi hocamız ilk defa sesi yüksek söledi fazla bişi demeye gerek yok

ALNIMIZ ACIK BASIMIZ DIK.
 
Böyle elenmek çok koydu bana. Ama bu takımın bu sene yaşattığı o kadar fazla güzel şey var ki, kesinlikle kızamıyorum oyuncusundan coach'ına..

Her şey için teşekkürler ASLANLAR!
 
Cok basarisiz bir sezonu geride biraktik euroligde basarimiz var dogrudur ama eurolig sampiyonunun olimpiakos oldugu bir yerde bizim basarimizin cok buyuk basari olmadigini dusunuyorum. ligde ise tamamen felaket bir tablo var ne turkiye kupasi ne lig tamamen basarisizlik . gecen sene icin oyunculara tesekkur etmistim ama bu sene kirginim hocaya da takima da cok uzuldum hayal kirikligina ugradim. 2 yil once 0dan basladimiz noktaya donduk kadronun cogu degismeli bu kadronun kimyasi iyi degil net oyun kurucu yok pota altinda sirti donuk adam yok gerektiginde bireysellikle skor bulacak isim yok. shipp gordon furkan goksenin caner disinda isimler gidebilir.
 
shipp gordon furkan goksenin caner disinda isimler gidebilir.

Söylüyorum hemen yollayacam hepsini. Yahu biraz sakin olun,bu mu bizim basamakları teker teker çıkmamız.Biz demedik mi,başarıya ancak sağlam bir yapıyla ulaşabiliriz.Bizim bu yolda en büyük handikapımız geçen sene
final oynamaktı.İlk seneden bu gelince,üstüne bu seneki eurolegue ile raydan çıktık.Önümüzdeki 3-5 sene şampiyonluklara ambargo koyacağız buna eminim.Lütfen sabır.
 
20'li yaşlardaki arkadaşlarımın basket takımının bu sezonu için 'BAŞARISIZ' ifadesini kullanmasını kesinlikle kabul etmiyorum öncelikle. Ne başarı gördük ki bu yaşımıza kadarda bu sene yapılanları küçümsüyoruz öncelikle yada kimle kıyaslıyorsunuz bu takımıda başarısız olduk bir anda?

Bu takım 2 yıllık bir yapılanma sonucunda 1 kez final oynadı ve rakibinin ŞİKE başarısı ile bunu kaybetti, bu sezon normal sezonu 1. bitirdi ve Euroleuge'te son 8'e kalma başarısının 8 sayı gerinde kaldı sadece. Final oynayan 2 takımı yenme, 3. olan takıma ecel teri döktürme başarısını gösterdi.

Şimdi bütün bunları yok sayacaksak şayet o zaman lütfen kimse 'gölge etmesin' . Her yıl kadroyu sil baştan kurmakla, herkesi yollayıp, 10 kişi getirmekle basketbolda başarı gelmediğini Efes'te anladı bu senenin sonucuda CSKA'da anladı ama hala anlamayan taraftarlarımız var. Başarı bir istikrar meselesidir bu istikrarı hem sistem, hem oyuncu, hem taraftar, hem yatırım anlamında koruyamadıktan sonra başarı sadece tesadüfi gelen sonuçların neticesi olur.

Takımda kalmasını ümit ettiğim çok oyuncu var benim öncelikle aklıma gelenler ;

Tutku-Furkan-Gordon-Andriç-Göksenin-Shipp-Cevher-Caner ve daha iyisi bulunamazsa şayet Ender.

İstediğimi alamadığım oyuncular ise;

Lakoviç-Shumpert-Djedoviç-Savoviç-Evren-Sertaç oldu. Takımda kattığın 3 yabancın ve tek devşirmen son düzlükte bu denli kötü ve istikrarsız oynarsa hayal kırıklığı doğal sonuçtur basketbolda. Takımı rayına sokmak ve gelişimini sürdürmesi içinse yapılması gereken mevzu bahis 4 oyuncu yerine daha doğru isimlerin takıma kazandırılmasıdır. Yani takımı sil baştan yapmak yerine 3 yabancı oyuncuyu daha doğru isimler ile değiştip Birkan ve Kenan Sipahi gibi güzel katkılar ile çok daha temelli bir takım yaratılmış olur.

Başarı bu takımın çok uzağında değil, sadece biraz daha çaba ve emek isteyen bir mesafede bunu iyi bilmek lazım.
 
Söylüyorum hemen yollayacam hepsini. Yahu biraz sakin olun,bu mu bizim basamakları teker teker çıkmamız.Biz demedik mi,başarıya ancak sağlam bir yapıyla ulaşabiliriz.Bizim bu yolda en büyük handikapımız geçen sene
final oynamaktı.İlk seneden bu gelince,üstüne bu seneki eurolegue ile raydan çıktık.Önümüzdeki 3-5 sene şampiyonluklara ambargo koyacağız buna eminim.Lütfen sabır.
Gayet sakinim benim kisisel gorusum katilmayabilirsin. saglam yapi iyi oyincularla olur kadro cok saglam degil ustune yapi koyalim galatasaray camiasi artik sampiyonluk bekliyor ligde bu kadar kotu takimlar varken sampiyon olamiyorsak sabirdan falan bahsetmeyin
ayrica su onceden bir basarimiz mi vardi sampiyonluk bekliyoruz basarisiz diyoruz ezik duygulardan arinalim biz galatasayiz potansiyelimiz yeterli sampiyonluk istemek icin. toplama takim besiktas bizi 7 maxin 5 inde yeniyorsa sabir beklemeyin
 
bencede biraz sakin olalım..hocamızla daha yeni sözleşme uzattık..daha geçen günlerde ömür boyu sözleşme yaplaım
aslanım andric, dedoviç in bonsevisini alalım diyen yine bizlerdik. o yüzden bence bu kadar panik yapmaya gerek yok. kaldıki biz her sene şampiyon olan takım değiliz. hersenede euroeuge katılmıyoruz.efesten sonra en iyi türk kadoru bence bizde. bunu korursak ve ilkan da geldiği zaman çok daha ii ama sağlam trasnferlerle daha iyi yerlere geliriz.
 
Benim için gayet güzel ve başarılı geçen bir sezon olabilecek en kötü sonuçla bitti. Bence bu sezon için düşünmemiz gereken şey; kritik maçları, kazanmanın öneminin daha çok olduğu maçların çoğunda galibiyet alamayışımızdır. Tabi önemli olan Oktay hocamızın ne düşündüğü... Mesela ben geçen sezon şampiyonluğu kaybetmemizin nedenini takımda 6. yabancımız olmamasına bağlarken; Oktay hoca öyle olduğunu düşünmüyordu... Dünkü mağlubiyette yaşadığım üzüntü, CSKA ve Oly galibiyetlerindeki sevincimden daha fazlaydı. Verilen mücadele için tüm takıma teşekür ediyorum.
not: Onur bey, ilk devredeki ful dolu salonda Efes maçını kaybettiğimizi net hatırlıyorum. 9/9 ve 15/13 yapmamız mümkün değil yani... Üzüntümüzü aynı seviyelerde yaşıyoruz sanırım...
 
Başarı beklenti ile alakalıdır malumunuz. Oktay Hoca ile geçen sezon ligde finale çıktık, eurocupta beklenenden erken elendik ancak yine de takım beklentilerin çok üzerinde bitirdi.
Bu sezon başı da yine bütçe olarak Efes ve FB'nin arkasındaydık. Yabancı oyunculara verilen ücretler kısmında Beşiktaş'ın da arkasındayız. Kadro yapılanması, bütçe ve rakiplerin hamleleri düşünüldüğünde benim gözümde başarılı bir sezonu geride bıraktık.
EL'e kalmak sezon başı beklentiyken, biz çeyrek finalin kapısından Euroleague şampiyonu Olympiakosla Yunanistanda oynadığımız final maçıyla elendik. Benim için beklentinin çok üzerinde bir başarı.
Türkiye Kupasında kesin favori gittiğimiz bir turnuvada Beşiktaş'a kötü yüzdeli ve rezalet bir son çeyrek oyunuyla elendik. Beklentilerin çok çok altındayız.
Ligde Beşiktaş'a yarı finalde elendik. Burada Beşiktaş'ın EuroChallenge Final four'u ile başlayan inanılmaz formu ve her oyuncunun 30 dk üzerine oyunda kalmaya alışmış olmasının yanı sıra, bizim EL ön elemesi nedeniyle erken form tutmamızın da etkisinin olduğunu düşünüyorum. Lİgin son haftaları ciddi bir form düşüklüğü vardı. Ben playoff öncesi bilerek yapıldığına ve playoffla beraber tekrar yükseltileceğine inandırmıştım kendimi maalesef yanılmışım. Bir de bizim takımda büyük maçlarda "winner" oyuncu eksikliği çok göze battı sezon boyunca.
Dip toplama baktığımda Taraftarla bütünleşmiş, Rakiplerin saygısı kazanmış ve hedefleri büyümüş başarılı bir organizasyon görüyorum. Hep demiyor muyduk "Bu seviyeleri oynamaya alışalım" diye. Bu sezon şampiyonluk ve en önemlisi EL'e doğrudan katılımın kaçması bize tecrübe kattı ve eksiklerimizi gösterdi.

Seneye bu takımın mutlaka ihtiyaç anında düzen dışına çıkacak, inisiyatif alıp takımı diriltecek bir winner oyuncuya ihtiyacı var. Pozisyonun guard bölgesi olması en mantıklısı. Bu rol için kadromuzda bulunan Lakovic benim için tüm sezonun açık ara hayal kırıklığıdır. En çok ihtiyaç duyduğumuz 2 maçta Oly ve BJK şutu sokması gerekirken airball attı. Sezon boyunca boş kalınca kesin sokar dediğimiz şutuna güvendiğimiz bir oyuncumuz olmadı ki bu da p&r'u savunmak için içeri gömülen veya şutu riske eden takımlara gereken cezayı kesememize neden oldu. Ne bileyim hiç sevmesem de bir Serkan Erdoğan bile bu seride caydırıcı olabilirdi.
Çok meşhur bir laf vardır "You gain some, you lose some" diye. Hem skorer,hem savunmacı oyuncu ucuz olmuyor. Ucuz olsa karakteri uygun olmuyor vs...Artık hedefimiz TR'de şampiyonluklar ve EL'de kalıcı ve başarılı olmaksa hücum-savunma-karakter-ücret ekseninden vazgeçilebilir olarak gördüğüm tek şey ücret olacaktır. İnşallah saygıdeğer yöneticilerimiz Bunun farkındadır.

Paran varsa ver YAMANa, emeklerin gitmesin YABANa...
 
Unutmayalım ki konulan hedef cercevesinde 3yıllık bir plandan bahsedilmişti. İlk sezon PlayOff finali, ikinci sezon top 16 ve lig 1.liği zafer yolunun önemli basamakları arasında. Ancak, konjonkturde boyle bir lig bulmusken sampiyon olamamanın arkasındaki detaylar atlanmamalı. Atlanmayacagının garantisi benim gozumde bizzat oktay hoca ve stafftır. Hatalardan ders çıkararak gelinen 3.senede görece daha zor bir ligde gelecek başarının önemi de cok buyuk olacaktır. Enseyi karartmayalım, yanlışlarımıza bakalım, hedefimize ilerleyelim.
 
Bu başlıkta değil ama diğer başlıklarda bakıyorum da tüm takıma ve teknik ekibe vermiş veriştirmişiz. Genç arkadaşlar hatırlamaz, biz Efes, Ülker, FB karşısına fark yemesek bari düşüncesiyle çıktığımız günleri biliyoruz. Şimdi şampiyon olmamayı başarısızlık olarak görüyoruz. Bu takım bu noktaya iki senede geldi. En başta Oktay Mahmuti, sonrasında ekip ve bu oyuncularla geldi. 43 yıl sonra gelen lig liderliğine, Cumhurbaşkanlığı Kupası'na, Euroleague Top 16'ya burun kıvırmaya hakkımız yok. Oktay Mahmuti bize şampiyonluk sözü vermedi, her gün daha iyi bir GS sözü verdi. Elbet iniş-çıkışlar olacaktır ancak ben gelecek sezon daha iyi bir GS izleyeceğimize yürekten inanıyorum zira takımın başında bizim bu hayalleri kurmamızı sağlayan Oktay Hoca var.
 
Bu sene lig bu kadar kötüyken üstelik biz bu kadar iyiyken şampiyon olmamız en kötü ihtimalle finale çıkmış olmamız gerekirdi ama olmadı. Bu sezonun bizden aldığı en önemli şey seneye takıma istediğimiz üst düzey oyuncuları kolay kolay katamayacağımızdır. Euroleague oynamayacak bi takıma üst düzey oyuncular getirmek pek kolay olmayacaktır. Ayrıca elimizdeki en değerli parça olan Jamon Gordon'uda tutabilecek miyiz bilmiyoruz.

Yönetim burada şapkayı önüne alıp düşünmesi lazım. Songailadan sonra 4 numara olarak birsürü ismin ön plana çıkıp Savovic'in alınabilmesi yine Shipp'in sakatlığından sora Alan Anderson ve Meija isimlerinin konuşulup Dedovic'in alınabilmesi bizi şuan gelecek sezon planlaması yapmaya itti. Beşiktaş serisinde savunamadığımız iki isime bakınca Erceg ve Hawkins bizim en zayıf olduğumuz 3 ve 4 numaralı mevkilerimiz. Demek istediğim yönetim seneye oyuncu seçiminde daha dikkatli olmalı. Tabiki maddi koşullar falanda etken ama en azından Dedovicten daha kalın bi oyuncu bulunabilirdi.

Bize bütün takımı tebrik etmek düşer. Daha güzel günler görmek dileğiyle.
 
Önümüzdeki sezon transferlerde yönetim maddi sebepleri bahane etmesin.Eğer maddi ihtiyaçları varsa yaptırsınlar basketbol tişörtleri 10tl'ye sırf ben 10 tane alıcam.1 milyon tane satabilsek bu 10 milyon eder.Eurolige katıldığımızda özel tişörtler çıkarabilirlerdi, Sırf CSKA maçında 10.bin tane satarlardı.Bu sene taraftarlarımız storeları tüketti bitirdi, Kombineler hep tükendi.Lütfen bu sene maddi bahanelerle gelmesinler.Mesela Spanoulis 2.5 milyon euro mu istiyor bassınlar tişörtünü, inanın 1 milyon tişört satılır.
 
Hakan Bey,

1 milyon t-shirt nasıl bir tahmin? Ben size şöyle söyleyim bırakın basketbol'u futbolda bir sene toplamda o kadar forma satılmıyor. Sırf CSKA maçında demişsiniz zaten sezon 1 bilemedin 2 tane öyle maç oluyor. Sizin hesaba göre 100 tane öyle maç oynamamız lazım. Mübala yaptığınızı düşünüyorum.

Toplamda 50-100 bin adet basketbol ürünü satsak şubenin sırtı yere gelmez.
 
Bir de şöyle bir soru işareti var benim kafamda: Acaba basketbol ürünlerinin geliri basketbol şubesine mi gidiyor? Ben misal herhangi bir GS Store'dan bir 'Son Topa Kadar' tişörtü aldım. Bu ürün bir şekilde barkodundan vs ayırt edilip geliri doğrudan basketbol şubesine mi gidiyor yoksa ortak bir havuza gidip fix paylarla şubelere mi bölüştürülüyor? Ya da başka bir yöntem?
 

Üst