O kadar geriye gittik ki üzerinden sanki 5 değil de 55 sene geçmiş gibi. İnsan bazen şaşırıyor, sadece 5 yıl geçmiş...
100. yılda kadın takımı küme düştü, erkekler de işte playout falan filan derken bir şekilde kaldı. Orası kuyunun dibiydi artık. Ülkerspor Fener'e peşkeş çekilirken bize ve Beşiktaş'a da sus payı olarak verilen kallavi sponsorluklar vardı. Galatasaray Cafe Crown(a.k.a. kafa kıran) yılları ilk kıpırtılardı. Erkeklerde de kadınlarda da öyle böyle Avrupa kupası yarı finali gördüğümüz garip bir yıldı 2008, dibe vurduktan sadece 3 sene sonra...
"Şampiyonluk" sadece Ahmet Cömert'te her daim asılan " x senelik çile bitsin bu sene" pankartında ve tezahüratında tümleç olarak dahil olabiliyordu hayatımıza. Ona rağmen hıncahınç dolu tribünlerin manyak manyak performans gösterdiği maçlar vardı. Yönetimin en azından kadın-erkek maçlarını arka arkaya aynı salona aldırma kabiliyeti falan vardı o yıllarda.
Uzun uzun yazınca forum postu olmaktan çıkıyor. Oğuzhan yazmıştı tam da o günlerde, zordu 2000'lerin başında bir çocuğun baskette de Galatasaraylıyım diyebilmesi diye. Avrupa Fatihi bir futbol takımına ek olarak gaipten gelen Spor Sergi, Yenilmez Armada, Dawkins sesleri. Bir de "bombarasi bombarasi bom bom bom"...
Başka da bir şey yoktu elde avuçta.
2005'ten 2016'ya kadar kademe kademe yaşanabilecek her şeyi yaşadı işte 2000'lerin başında baskette de Galatasaraylıyım diyebilen çocuklar. Dibe vurmayı, ayağa kalkmayı, olacak galiba hissini, kazanmanın o garip hazzını ve en sonunda çok beklediği o zaferlerin sarhoşluğunu. 5 sene önce bu gece Sinan'ın topu çalıp boş turnikeye adım adım gidişi ve sonrasında erken giren i will survive çok güzel bir rüyanın final sahnesiymiş aslında. "Bunu da gördüm ya artık ölsem de gam yemem" hazzını yaşarken fark edemezdi de kimse...
Oralardan buralara öyle kahpece, öyle kalleşçe, öyle "bu kadar da olmaz" şekilde düştük ki...
Yazmaktan da yorulduk, yaşamaktan da. Ama birileri inatla devam ettiriyor. Üç kuruşluk maddi-manevi çıkarları uğruna öldürmeyip süründürmeyi yeğliyorlar sürekli...
Birileri inatla devam ettirdikçe, karşılarında işlerini bozamasalar da keyiflerini kaçıracak birileri hep olacaktır...