Dün çok ekstra oynadı Fenerbahçe, ilk yarı 6'da 6 üçlük attılar, öyle diyeyim. Vandersloot, Gruda ve hatta Mcbride 3. çeyreğe kadar hiç devreye giremediler. Buna rağmen 10 dakikalık çabayla 18-19 sayıdan geri dönmeyi başardı YDÜ. Anca son topta kazanabildi zaten Fenerbahçe de. YDÜ'yü Başakşehir'e benzetiyorum biraz. Hoşnutsuz bir kadro inşası, şirket destekli bir yükseliş de olsa azami ölçüde sporun doğrularını yapmaya özen gösteriyorlar. Ligin en kaydadeğer yerlilerinden birkaçına sahipler ve Olcay başta olmak üzere hepsinden de değerli katkı alıyorlar. Dün Vandersloot'un hiç olmadığı anlarda tamamen Olcay'ın eline bakıp oyunda tutundular, o da bilhassa potaya ataklarıyla çok değerli katkı verdi. Zafer Kalaycıoğlu'nun arkasından Emre Vatansever'i hazırlamaya çalışmalarını ve tüm mola dönüşü hücumları ona çizdirme çabalarını da takdirle karşılıyorum. Ancak işin gerçeği şu ki sırf Fenerbahçe kaybetsin diye YDÜ'yü desteklemek yakın sürede Galatasaray gibi bir diğer dernek ve taraftar kulübünü de ateşe atacaktır. Bugün bu tarz para babası, şirket çabalarının yükselişi yakın zamanda belki hak ettiğinden de büyük değer ve ilgi kazanan Kadınlar Basketbol Ligi'nin, aynı bir dönemki Efes-Ülker ya da Vakıfbank-Eczacıbaşı çekişmelerindeki gibi ilgi ve alaka kaybetmesine neden olacaktır. Zaten işi iyice defaktoya çevirip sağda solda parlayan her yerli-yabancı oyuncuya da salça olmaya başladılar. Levander ve Olcay'ı ayartma çabaları, Bahar'ı yangından mal kaçırır gibi olmaları ve yakın zamanda çıkan Quigley söylentileri de bunun yakın zamandaki tezahürleri zaten. O yüzden YDÜ gibi bir yapılanmanın başarısını Fenerbahçe'nin şampiyonluğuna bile tercih etmem. Bunu yapana kadar YDÜ başkanı tokat yediği başkanı Aziz Yıldırım'la kulüpleri birleştirse Türk basketboluna hem madden, hem de manen daha büyük katkısı olur. Sağdan soldan Beşiktaş taraftarı toplamakla taraftar kulübü olamazsın, başarıların da bu şekilde gazetelerin spor sayfalarında 4 puntoyla yazılan ufak kenar notlarından fazlasını ifade etmez.