2020-2021 Euroleague

Efes belliydi biryerden başlayacağı çok güzel bir zamanda başladılar. En iyi oyuncusu Larkin olabilir ama takımın vazgeçilmezi Micic. O oynadığı zaman tüm takım ritmini buluyor ve bugün alınan galibiyet psikolojik olarak çok önemliydi efes için çünkü en zorlandıkları takım ve yenemedikleri takım Cska olmuştu.
Playofflara gelirken Efes ve Barca ağır favori benim gözümde. Eğer playoff a kalmayı başarırsa ve bu iki takım dışında biri ile eşleşirse sürpriz yapacağını düşündüğüm takım ise Baskonia.
 
Efes çok zor bir fikstüre giriyor denmişti programda İsmail, İhsan konuşurken, ki öyleydi de. Barcelona, Olympiakos, Fenerbahçe, Valencia, CSKA... 10 maçtır kazanan Fener, yenilmeyen Valencia, F4 adayları CSKA, Barça, ve Olympiakos... Buna karşın formsuz Efes. Şu fikstürden yaklaşık 500 sayı atarak, neredeyse 30 fark ortalama ile çıkmanın mantıklı bir izahını bulamıyorum.
 
Geçen sene çokça konuşulan ama unutulan bir şeyi de ben ekleyeyim o zaman: Kafası rahat bir Ergin Ataman > bütün Eurolig koçları. Adam gerçekten büyük koç yani, tartışmasız. Avrupa basketbolunu 2 yıldır domine ediyor. Yenmediği, ezmediği koç kalmadı.
bu kısma pek katılmıyorum. kafasının rahat olmasıyla bir alakası yok. bence kafası bugün nasılsa 3 sene önce de aynı. ama şimdi istediği gibi bir kadrosu var elinde. Ergin Ataman en büyük başarıları hep kafasındaki gibi direksiyonu verebileceği oyun kurucularla oynadığı dönemlerde geldi. Aroyo-Hawkins, Aroyo-Gordon, Mccollum-Shilb/Sinan ve yanlarında da atan bir 4 ve kesen bir 5 ile. Şimdi de Micic-Larkin..
Ha, aynı kadrolarla başka hocalar aynı başarıları yakalar, aynı performansı gösterebilirler miydi dersen cevabım hayır olurdu. Bu sadece belli oyuncular için de değil. Takımı istediği gibi kurunca her oyuncuyu zirveye çıkarıyor. Bugün kadrodaki her oyuncu kariyerinin zirvesini yaşıyor (belki Dunston haric). Hemde oyunu her yönüyle oynayarak. Simon mesela, yetenekli vurdumduymaz bir oyuncuyken savunmada hücumda ribaund kovalıyor, Bouboua, maç sonu topunu savunup Wilbekini blokluyor...
 
Şundan dem vurmak istedim aslında: bizdeyken çok fazla sıkıntı yaşıyordu şubede. Efes'te sadece işine odaklanıyor. Bunun yanında Hawkins, Jamont, Davis, Jawai, Ndong, Domercant vs gibi çok fazla önemli silahını da bahtsızlıklarına kurban vermiş bir isim. Aslında çok acayip bir insan, acayip bir karakter. Ben tavanının en yüksek olan koç olduğunu düşünüyorum. Devraldığı Efes'in de düne kadar ligin dibine demir attığını da unutmamak gerek.
 
Efes maçları deplasman takımları için ızdırap gibi. Adamları durduracak bir savunma yok -ki kendi savunmaları da rakibi boğuyor. Hücum geçişleri vs. bu sebeple kusursuz. Yine ilk periyottan maçı kopardılar.
 
Adamlar Eurolig'de haftalardır ilk periyotta maçı kapatıyorlar. Böyle bir şeyi ben hatırlamıyorum Eurolig'de. Obra'nın Fenerli yıllarında bile her maç ilk periyottan bitmiyordu. Bana 12-13 sezonumuzu hatırlattı Ergin Ataman. O sezon da özellikle playofflarda ilk periyottan maçı bitiriyordu. Hatta rahmetli İsmet Badem'in ''Galatasaray yine maçı baştan kopardı'' diye maç anlatımı aklımda hala. Hey gidi hey duygulandım...
 
Efes’in bir daha geçen sezonki seviyeye çıkacağını düşünmüyordum fakat çıktılar, hatta şu an daha iyiler. Ve rakipleri de eskiye göre formsuz. Loser Barça’ya göre daha şanslılar bence. Tam zamanında vites yükselttiler.
 
Efes'ten mütevelli mi bilmiyorum ama diğer maçlardan zevk alamıyorum. Özellikle Efes maçından sonra Valencia-Fb maçını izlemek zulümden farksız oldu. Sadece gece uykulu olarak yatakta rahat uykuya dalayım diye sonuna kadar izlemekte direttim. Efes ilk yarı 49, Fener maç sonu 52 sayı atmış. Valencia ile el ele verip basketbolu katlettiler bu gece. Öte yandan lig çok ilginç bir hal aldı. Son yılların en tuhaf sezonu bence. Çünkü herkes herkesi yeniyor, favori diye bir kavram kalmadı. Ve önceden playofflara kalmayı garantileyen 1-2 takım olurdu ama şimdi o da çok muallakta kaldı.
 
el.png



Bu hafta kritik... Efes Münih deplasmanına giderken, diğer yandan Real - Cska ve Milan - Barça maçları var.
 
Euroleague tarihinde böyle dominant bir takım daha önce oldu mu bilmiyorum.Geçen sene hem şanssızlık hem ayak oyunlarıyla giden o kupayı umarım bu sene alacak canım hocam.
 
Açıklayacak istatistik kalmadı artık. Karşılarında rakip yokmuş gibi oynuyorlar. Aslında mükemmel kadroları da yok. Mesela en basitinden pota altı Sertaç ilk beş. Dunston eskisi gibi değil formsuz baya. Pleiss da gününde olunca affetmiyor. Diğer takımlara bakınca: Tavares, Mirotic, Hines, Leday, Milutinov, Shengelia gibi isimler var. Dunston biraz kıpırdansa çok daha farklı olur diyicem de farklı olacak bişey kalmadı gerçi. Her maç anormal fark oluyor. Ama pota altı cidden zayıf kalıyor, özellikle savunmada ve ribaundlarda. Dunston gözlüğü taktıktan sonra eskiye dönemedi, tabi yaşın da etkisi var. Şöyle Jekiri tarzı bir eklemeyle 5 numara defosunu kapatır Efes.
Bu arada fark 30 olmuş maç bitmek üzere ama Efes'li oyuncular yarını yokmuşçasına savaşıyorlar, bloklar yapıyorlar, yerlere atlıyorlar. Bu da kupayı kafaya koydukları anlamına geliyor. Diğer takımlardan en çok ayrılan yönleri de bu bence.
 
Zenit evinde 15-20 farka kadar gelmişken maçı kapattım artık. Böyle bir maçı kaybetmeyi başarmışlar son çeyrekte, bravo diyorum... Zalgiris de gram oynamaya gelmemiş, gözlerim kanadı o maçı da kapattım. Baş altı takımlar için ilk 6'ya kapağı atmak çok önemli. Zira 7-8 ile bitirip Barça ya da Efes'le karşılaşıp erken veda istemiyorlar.
Bayern Münih burada ciddi gelişme göstermiş. Şu kurtlar sofrasında 5.liğe kurulmak büyük olay.
Kalan fikstürler cidden ateş hattı. Herkes sıralamadaki rakipleriyle oynayacak direkt. CSKA sırasını savdı sadece, kalan maçları çantada keklik. Yıllar sonra Oly ve Pana'nın olmadığı top8 izleyeceğiz sanırım. Hatta Madrid'in bile ilk 8 dışında kalma ihtimali var.
 
Bayern çok sert ve fiziksel oynuyor. Bu maçın olumlu tarafı Larkin olacak sanırım. Geçen sene alıp götürdüğü maçlardan birini oynuyormuş gibi.
 
Efes rakipleri silip süpürmeye o kadar alışmıştı ki başa baş giden sert maç tecrübesi kazanması gerekiyordu. Biraz ''noluyoruz'' paniğine girdiler doğal olarak. Gerçi ilk yarı yine GSW modunu açıp 46-31'e getirmişlerdi skoru. Çok çok saçma hatalar da yaptılar, özellikle 3 sayılık atışta sürekli rakibin silindirine bodoslama dalıp maçı verdiler. Ama ben asıl olayın maç topunu Larkin kullanmasında buluyorum. Larkin bu fizikle oralara dalıp kaya gibi olan Bayern'li oyuncuların savunmasından turnike atabilecek imkana sahip değilken maç topu ona verildi. Tabi lider Larkin olduğu için ona verilmesi doğru gibi görünebilir ama son topu kesinlikle Micic kullanmalıydı. Hem çok daha güçlü ve size olarak da her türlü varyasyonu gerçekleştirip sayı ya da faul çıkarabilecek bir adam. En kötü jump-shot yapıp rakibin üstünden orta mesafe sokacak bir oyuncu. Larkin o kalabalıkta o boyuyla çok kayboluyor. Zaten son topu Larkin'de görünce eyvah dedim, umudum yoktu.
Ek olarak, geçen hafta da yazmıştım. Pota altı çok kötü Efes'in. Daha doğrusu 5 numaraları yok. Herkesi silip süpüren Efes'in pota altı Sertaç. Dunston iyice düşmüş formdan. Dün Reynolds gelip silip süpürdü boyalı alanı. Çok güçlü ve canavar gibi adamın fiziği. Bu da kesinlikle maçın kaybedilmesinde büyük etkendi.
Şu anki sıralamada Efes-Fb eşleşmesi görünüyor ama tabi daha çok ihtimaller var.
Barça da Milano'yu sahadan sildi, hem de deplasmanda. Açıkçası Milano herkesin eleyebileceği bir rakip gibi. Bir türlü varlıklarını ispat edemediler. Üstelik Messina gibi koça rağmen. Fener falan eşleşirse Milano'yu eler gibi duruyor.
 
Son düzenleme:

Üst