Dünya'da 2012-2024 aralığının rüzgarı, Kapitalist ulusçuluğun rüzgarın da ötesine geçerek fırtına vari şekilde dirilişi. Türkiye, son bir yıl içerisinde Kapitalist şehircilik reflekslerini 1973-2012 aralığından alıntılarla hortlatarak kültürel alanda garip acayip görüntülere mahal verse de; yakın geçmişin etkisi elbette baskın yönü tayin ediyor.
Kültürel alana dair basketbola geçiş yaparak; 2012-2024 aralığının hemen öncesinde bir, 2012-2024 aralığında ise 2 kez Fenerbahçe Galatasaray'a karşı 20-0'lık hükmen galibiyet aldı. Söz konusu sonuçlar Galatasaray basketbolunu ve Fenerbahçe basketbolunu ters yüz etti. Bu masa başındaki sonuçların nedenselliğini konuşurken hukuken incir çekirdeğini dahi doldurmayacak gerekçelerini doğal olarak es geçerek, Aziz Yıldırım'ın hegemonik etkisini ve şeker hastalığı nörolojisindeki başat belirleyici halini aldığındaki saha dışı üzerinden kazanma isteğini; Turgay Demirel ve Harun Erdenay gibi kuklaları, aparatları kullanışını ortaya koymak gerekiyor.
Bu hükmen mağlubiyetlerin peşi sıra geldiği zaman dilimi içerisinde Işıl Alben beli koparken, Ekrem Memnun ise ustalıkla kurduğu yapı bir masa başı sonucuyla buhar olurken koşarak milli takıma gitti. Kapitalist ulusçuluğun bugünlerdeki baskınlığını yeniden hatırlatarak, ya Işıl Alben-Ekrem Memnun ikilisi enayi; ya da Fenerbahçe basketbol şubesi vatan haini, Fenerbahçe erkek basketbol takımının ismi değişse de Fenerbahçe Ülker oluşu 2006 yazından bu yana hiç değişmiyor, şube haftanın popüler tarihsel figürü Doktor Nazım'ın zihin yapısıyla yönetiliyor.
İkisi birden olamaz. Bu figürlerin ekseriyeti yeni sezonun belirleyici yüzleri olacakken, hangisi geçerli?