Patry'nin idare eden halini izlemek dahi keyif. Tam kendisi idare dahi edememeye başlamışken gözlemimden ve bana gelen telkinlerden yola çıkarak sezonun en zor kararı olacağını düşündüğüm Cardoso kırbaç gibi kolla hücum etmeye başladı oyuna girdikten sonra. Bu hücum gücünden feragat edebilmek çok zor bence.
Umut Çakır uzun yıllar boyunca teknik heyetin mutfaktaki her işini yapan yardımcı antrenörüydü, takımın gizli antrenörüydü. Kendisindeki çok temel eksiklik kötü polis olabilmek. Ne zaman düşüş anında bu yolla reaksiyon almaya çalışsa işler iyiden iyiye sarpa sarıyor. Bu noktada kötü polis gereksinimi sebebiyle pasöre bağımlı olmak; günün hikayesiyle de birleştirerek önce güne başlarken Doğu Ataşehir'deki bir kafenin çevresinde, sonrasındaysa salonda Seda Tokatlıoğlu'nu görmek Dünya'ya katı bilimsel bakmıyor olsam fazlasıyla zorlardı.
Salondaki nicelik maç içerisinde an be an arttı. Bu takım keşke Orduspor olabilseydi dedirten Orduluların renkli bir sosyolojiyle varlığı, bizim tribündeki aile ve kadınların yoğunluğu derken gün özelinde konuşulacak konu nicelik değil bence. Bu ideal ortamdan nedense, başka sözcükle ifade edemeyeceğim şekilde bayık bir salon çıktı. Öyle ki Patry maçtan kopup üst üste aynı hatayı yapıyorken sarsılıp kendine gelemedi dahi.
An itibariyle hem Sinan Erdem'i, hem Ankara'yı tribündeki taşıma suyun yarattığı kakofoni sebebiyle takip edebilmeyi namümkün buluyorken dün Akatlar'daki olayla da birlikte birkaç paragraf yazı yazmam gerekir. Pasör, yaklaşan derbi derken o sinerji mevcut değil. Temel açmazımız şurada, bize dinamik yaratabilecek tek bir rakip salon ortamı dahi yok. Beşiktaş'ın ciddi ciddi bir erkek voleybol takımı dahi yok. Fenerbahçe'nin son iç saha maçındansa daha fazlaydık bugün. Karışık tablonun gelişigüzel özeti.