Abartılan Türk Basketbolu ve TBL

Sanırım kendimizi dev aynasında görmeyi çok seviyoruz, bu sebeptendir ki gerek futbolda gerek basketbolda kendimizi ve takımlarımızı yere göğe koyamıyoruz ta ki Edirnenin dışına çıkana kadar...

Onca yatırım yapan Efes Avrupada galip gelmeyi unutuyor, takımımızın hali ortada, Fenerbahçe bir öyle bir böyle, BJK var mı yok mu bilen yok, Telekom bugün bin bir zorlukla kendi evinde maç kazanıyor(sıradan bir Yunan takımına karşı)

İster istemez bazı sebepler arıyorum, bulabildiklerim şunlar;

pahalı kadrolar kurulmasına rağmen pahalı stafflar kurulamıyor(o basketçiyi yönetecek o basketçiden daha büyük ve disiplinli stafflara ihtiyaç var)

Büyük takımların pervasızca tüm kalite oyuncuları bünyesine alıp kenarda paslandırması, sürelerini minimize edip oyuncu gelişimini sekteye uğratması.

Yapılan yatırımların profesyonel ekiplerce kontrol edilmemesi.

Seyrircilerin basketbola ilgisizliği.

Basketbol kültürünün oluşturulmaması.

Bunların farkına Federasyon ve klüp başkanları varamazsa kendimizi kandıra kandıra Türk Basketbolunu el birliği ile bitireceğiz!

Lütfen artık kendimizi dev aynaında görmeyelim, komik bulduğumuz Belçika Liginde rakibimiz 2 yenilgi ile liderken TBL'de liderin sadece 1 yenilgisi var, beğenmediğimiz Alman takımları TBL takımları yeniyor, hatta eliyebiliyor. Bu sebepten dolayı artık uyanalım, uyanmayanları uyandıralım!

Önümüzde daha maçlar var, toparlanacağız edebiyatından kurtulalım, herzamanki gibi kolaya kaçıp anlık çözümler üretmeyelim.

Yerlere göklere sığdıramadığımız Türk Basketbolu 2010'a 1.5 sene kala hala salonsuz ve kimsenin umurunda da değil, işte biz henüz bu noktadayız!

UYANIN!!!
 
Öyle deme !! Federasyonun galatasaray üzerine oyunlar oynamaktan,geleceğe yönelik değil kendi ceplerine yönelik yatırım yapmaktan atılım yapacak,tesis yapacak vakit bulamıyorki.
 
Oncelikle kendimize ayit bir salon yapmaliyiz.
Ikincisi ise altyapidan gencler yetistirmeliyiz.
Ucuncusu ise oyuncular formanin hakkini vererek oynamali.
Dorducusu salona seyirci cekmek icin aktiviteler yapilmali (Lazer sov,dansci kizlar) vs.. vs..
besincisi ise federasyon adil olmali "tum takimlara" esit davranmali.

Aklima ilk gelenler bunlar.
 
tanjeviç in oyun tarzını pek beğendiğimi söyleyemem ama avrupa şampiyonasında ender le cenkle sinanla fatihle cemalle ve ortaya koydukları yürekli basketbolla yaptıkları ortada...ayrıca daha 16 yaşındaki enese bile güvenip cok ciddi süreler verirken...ayrıca ilk zamanlar herkesin alay ettiği preldziç ve vidmar ın şuan nasıl katkı yaptıkları ortada

tanjeviçin bukadar genç oyuncu ve türk oyunculara eğilimi varken özellikle ergin atamanın bu kadar savruk tamamen yabancı bir efes kurmasına ve sene başında gsye bırakmadığı engin atsürü ...sinan güleri vujacici ve ender gibi oyun kurucu olmasına rağmen hala daçka dan shammondsu alacak kadar türk düşmanı olmasına anlam veremiyorum..

sorunun büyük bir kısmı türk coaclardan kaynaklandığını düşünüyorum rahmetli siyavuş hocamızdan ve aydın örsden sonra maalesef ben ülkemizde basketbol coacı göremiyorum

bu ülke hala ibrahim kutluay ve harun erdenaydan dan sonra bir şutör mirsaddan sonra şutu olan ve içeri penetre edebilen bir uzun orhun eneden sonra bir oyun kurucu yetiştiremediyse bence coaclara ve altyapıdaki hocalara hesap sorulmalı....

en azından 2 nefes sigara içtiği için yetenekli ve istekli oyuncuları uzaklaştırıp basketboldan soğutmamalılar
 
Bu baslıga bir sekilde katılıyorum. Aslen basketbol ulkesiyiz, en azından akdeniz ulkesi olarak yatkınlıgımız var. Ama son senelerde ust duzey oyuncu yetistiremiyoruz. Sayı/seviye oranı dusuk.

Buducnost, Partizan, Kızılyıldız genel konusursak Baltık, Rus, Ukrayna takımlarının kadrolarının buyuk cogunlugu genç oyuncular.

Nba ve uluslararası yıldızlarını kaybetseler bile E.L maçlarına 87 dogumlu oyuncularla cıkabiliyorlar. Bizde durum farklı. Belli bir kalitenin ustunde genç oyuncu sayısı cok az.

Yoksa Huseyin, Cuneyt, Haluk gibi oyuncuların Beşiktaş ve Galatasaray'da olmaması gerekir. O kadar yetenekliysen ve organizasyonun iyiyse oyuncu sıkıntısı bu boyutlarda olmamalı. Ligde neredeyse butun takımların ana gucunu yabancılar olusturuyor. Yabancıları cıkarırsan takımların ne gucu ne de oyun karakteri kalıyor.

Belçika ve Alman takımları bizim gibi yabancı oyuncu endeksli ve butun işi yabancılar yapıyor, özellikle ofansda. Ulkemizde sınırlı sayıda standart yerli oyuncu var. Onların dagılımı ligi belirliyor. Bu sayı gercek bir basketbol ulkesiysen cok cok az.

Bu nedenle Milli takım boyutunda basarı elde etsek de sanıldıgı kadar iyi degiliz.
 
Kerem Ersuna' Alıntı:
Sanırım kendimizi dev aynasında görmeyi çok seviyoruz, bu sebeptendir ki gerek futbolda gerek basketbolda kendimizi ve takımlarımızı yere göğe koyamıyoruz ta ki Edirnenin dışına çıkana kadar...

bu güzel cümlenden ötürü çok teşekkür ederim. kalitemizi ve avrupa maceralarımızı çok iyi bir şekilde özetliyor
 
Telekom'un rakibi sıradan bir Yunan takımı değil,şu anda liglerinde 7-1 ile devam ediyorlar.Yunan liginin kalitesi malumunuz ve bu galibiyetler biri de 10 sayı farkla Panathinakos'a karşı.

Diğer söylediklerinize katılmamak mümkün değil tabii ki.
 
Sorun Türk basketbolunun gelişmesiyse öncelik bilinçli taraftar ve altyapıdan oyuncu çıkarma olmalı .

Bilinçli taraftarlar basketbola ilgiyle doğru orantılı olacak şekilde artacak ve bu zamanla oturacak .

Altyapı ise Türkiye'de her gün gelişmekte ve iyi oyuncular çıkıyor . Fakat A takım seviyesinde sistem düzgün işlemiyor .

Ayrıca Türkiye'de iyi oyuncular yetişmesine rağmen G.Saray'ımız altyapı konusunda felaket durumda . Altyapıdan 1 tane oyuncu çıkarırsak sevinelim . Ben Ülker ve başka büyük kulüpler olmak üzere birçok takımda yer aldım . Ama G.Saray ne yazık ki oynadığım takımlarla eş değer olmayı bırakın her kademede fark yiyordu .

Levent Topsakal'a bir röportajında ' Altyapıdan oyuncu çıkacak mı ? ' diye soru yönelttiklerinde Levent Topsakal ' Çıkmayacak gibi . ' demişti . Nedeni ise Florya'nın birçok gence uzak olması ve buraya ulaşamayacaklara yol imkanı sağlanmaması . G.Saray gelecek vaadeden gençleri toplamak isteselerde imkanları , salonları ve sistemleri daha iyi olan Efes Pilsen'i seçiyor bu gençler .

Birşeylere başlamak istiyorsak bu altyapı olmalı .

Saygılarımla
 
herşeyden önce salon geliyor kendi salonun olmadıgı sürece her senee aynı masallar olur..tabi altyapıdan oyuncu çıkmaz...çocugu alıp sen ayyhan şahenke götürüp gel burda antreman yap veya maç oyna dersen çocukta sana hocam burası daçkanın salonu ne işimiz var burda der...önce salonu yapıcaksın orda öle bi ambians yaratıcaksın ki oraya gelen çocuklar gs ruhunun ne demek oldugunu anlıcak ona göre çıkıp formanın armanın hakkını vericek...
 
Bizim şimdiki geldiğimiz yere bakıak olursak hep kendi yetiştirdiğimiz oyuncularla bu duruma geldik Türk basketbolu olarak.Önceden yetiştirdiğimiz kaliteli oyuncular sayesinde şu anda basketboldaki konumumuz kötü değil.Hatta iyi bile denilebilir.Ama şu anki yetiştirdiğimiz oyuncular parmakla sayılacak kadar az.O kadar azki biz hala Milli takıma Hüseyin alınsın Mirsad alınsın diye feryat ediyoruz.Çünkü elde genç oyuncu yokki.Şimdi herkes diyor TBL Avrupa'da eskisinden daha iyi yerlerde.Hayır efendim iyi yerlerde felan değil.Önceden yabancı oyuncu nerdeyse hiç yoktu,şimdi kaliteli yabancılar geliyor fark bu.Önceki basketbol maçlarını izliyorum tribünler nerdeyse full çekiyor.Sadece kadrolara bakılarak abartılıyor.Ama ortada ne oyun var,ne Türk oyuncu nede seyirci.
 
Avrupadaki başarısızlıkta aslında bir çok takımda ciddi bahaneler var ve ne yazıkki bir kısmı ciddi şekildede faktör olarak gözüküyor örnegin Efes Pilsenin avrupadaki başarısızlıgı.Efesin kadrosu geniş , oyuncuları avrupa çapında en azından yeterli kalitedeler ama takımın kilit oyuncu Kasunun sakatlanması üzerine şuan bir takım sıkıntılar yaşıyorlar .Gerçektende Efesin oyun planında Kasuna büyük bir rol düşdügüde görülüyor ama bu gerçekten bahane mi ? Alternatif bir plan yokmuydu yada Kasun'un alternatifi yokmuydu ? Ardından 2-3 yenilgiden sonra yeni bir çok kontrat ve artık bugün baktıgımız Efes nerdeyse hergün bir oyuncuyla kontrat imzalar haline geldi . Bir arkadaş önceden belirtmiş staff eksikligi ve bilgisizligi . Basketbolda profesyonel olamadıgımız gibi azıcık ucundan bile olsa profesyonelce düşünemiyoruz ama ülkemizde genelde tüm spor dallarında böyle bir görüş olması yani "ben bilirim ben yaparım" mantıgı ile yürüdügü için belki asla profesyonel olamayacagız. NBA deki takımların yapısını incelemeye gerek yok çokta uzak olmayan İspanyadaki takımların yapısıda incelense yeter aslında. Herşeyin ne kadar organize oldugu açık hatta bazen parkedeki oyunculardanda daha bir takım olabiliyorlar organizasyon olarak.Buda sürekliligi getiriyor.

Madde madde saymaya gerek yok bir çok arkadaş fazlasıyla söylemiş salon , yöneticiler , genç oyuncu yetiştirememk filen falan hepsi dogru ama profesyonel düşünmedikce bunları yapsanda bir işe yaramaz gelecek için plan yapıp ,gelecek için yatırım yapıp, sürekli olmak için çalışmak lazım .bir sene para harcayıp takımı şampiyon yapıp sonraki seneler kaderine bırakmak yapmak istedigimiz şey olmamalı.

Galatasaray olarak basketbolda nasıl profesyonelce hareket ederiz nasıl organize oluruz bilemiyorum ama Türkiye ligi için en iyi yol daha çok şehir takımının olmasından ve firma kluplerimizinden ligden belki çekilerek bu şehir takımlarına yatırım yapmasıyla olur. Şehir takımlarının şuanki durumlarda daha organize olabilmeye yatkın oldugunu düşünüyorum . Ardından bu şehir organizasyonları başarılı olmaya başlar ise ligin kalitesi yükselir ve belki bizde böyle bir organizasyonu örnek alabiliriz zamanla.

Aslında yazılacak çok şey var ama başlıgı görünce dayanamadım bazı şeyleri hemen yazdım bu yüzden biraz anlatmak istediklerim dagınık oldu. Kısaca önce kafaları degiştirmek lazım.
 
Semih TİYANŞAN' Alıntı:
[quote="Eren Aydın":4jimaef1]Fenerli Emir günde 4 paket sigara içiyor.2 idmandan önce 2 idmandan sonra şeklinde....

Emiri severim hayırdır dedim biraz daha açsan şu konuyu?[/quote:4jimaef1]
özelden yazdım kardeşim forumda paylaşmam yakışık almaz belki :)
 
photo-arena.jpg

bakın bu salon 90000 nüfuslu mons un basketbol takımının salonu
zaten biz bu takımı yenseydik Allah bizi affetmezdi!
 
Ya bu çok derin bir mevzu fazla üstelememek lazım.

İlk okullarda salon mu vardı da bu cocuklar basketbola gönül vermedi.Şimdilerde istanbul'da yeni yeni yapılıyor.İstanbul dışında yine durum çok kötü.
Bu olay cocukluktan başlar.Yani derinlere inersek altında çok şeyler yatıyor.
Basketbol kültürü ufak yaşta kazanılır.Sonradan kazanılmaya çalışılırsa azınlık olur sadece.
 
Şunu da eklemek istiyorum;

Efes Pilsen taraftarı Ergin Ataman'dan saçma tercihleri yüzünden memnun değil.

Fenerbahçe taraftarı Tanjevic galip gelince arkasında yenilince istifaya çağırıyor ve kimse güvenmiyor ona.

Telekom'da Ercüment Sunter'e olan tepkiyi tahmin bile edemezsiniz. Bütün basketbolseverlere göre yetersiz.

Beşiktaş taraftarı ağırlığı olmadığı için hocadan memnuniyetsiz.

Galatasaray taraftarının ne düşündüğünü de zaten forumdan biliyoruz.

Peki herşeyi biz mi çok iyi biliyoruz yoksa yönetimler mi bilmiyor?
 
Kerem SEÇER' Alıntı:
Şunu da eklemek istiyorum;

Peki herşeyi biz mi çok iyi biliyoruz yoksa yönetimler mi bilmiyor?

Tabiki yöneticiler en az bizim bildiklerimizi biliyor.Daha da fazlasını biliyorlar.

Ama ya birşeyler yapmak istemiyorlar , ya bir takım nedenlerden yapamıyorlar.Bunuda tam olarak kestirmemiz zor.
 
Yönetimlerin doğruyu bilmesi demek her zaman bunu uygulayabiliyorlar anlamına gelmiyor.
Bize, dışardaki insanlar olarak ne kapılar ardındaki anlaşmalardan ne sözleşmelerden giren çıkan yok.
Rahat rahat herkezi yollarız getiririz.Fakat bunların uygulamaya konulmaması demek yönetimin buna katılmadı anlamına gelmez.Bazı zamanlar ne yapsanda ne etsende başından salamıyorsun belayı
Carrusca'yı bile yollayamadık neden acaba?Yine mi ülker.
 

Üst