Bu rezaleti ayrı bir konu altında tartışmamız gerektiğini düşünüyorum. Erman Kunter başlığında da değil, tarihe ayrıca not düşmeliyiz ki, GS basketbol tarihinde bir ibret vesikası olarak yer alsın.
Çocuk aklımla da olsa 7-8 yaşlarımdan bu yana basketbola tutkunum. Galatasaray'ın çok yetersiz, çok kalitesiz dönemlerini gördüm (hatta yaşça benden büyük olanlar çok daha net anımsar 2003-2005 arası fetret dönemini). Şubenin dibe vurduğu, küme düşmek üzere olduğu sezonları üzülerek ama yine de saygıyla izledim. Yetersiz coachlar, kalitesiz yabancılar geldi geçti ama hemen hemen hepsi elinden geleni yapmaya çalıştı. Yetersizlik, mücadele etmeye engel değildi çünkü. En başarısız/beceriksiz rotasyonlarımız bile bende bir iz bıraktı. Mesela, sumocu cüssesiyle Jason Keep'in deplasmanda kafa kafaya giden bir maçın son anlarında pota altında çektiği hücum ribaundu ve kan ter içindeyken orada faul almayı başarabilmesi! Ekmeğini taştan çıkarmıştı... Jacobson düzgün işleyen bir setin sonunda şutu sokamazdı ama olsundu. Boddicker, savunmada pek iş yaptığını hatırlamıyorum ama hücumda didinir skor üretirdi. Bir çok farklı sezondan Ersin Görkemler, Burak Sezginler, Jacobsonlar, Valentin Pastallar ve daha nicesi... Hiçbiri üst seviye basketbolcu değildi belki ama bir iz bıraktılar. Ellerinden geleni yaptılar çünkü.
Yetersizlerin çırpınmasıydı Galatasaray basketbolunun fetret devri. "Adım Hıdır elimden gelen budur"du parkede olup biten ama örneğin Jason Keep o son ribaundu çektiğinde sevinçten deliye dönebiliyordum TV karşısında. Ya da Jacobson nadiren de olsa ritm bulduğunda. Çünkü bir emek vardı. Başarısızlık o emeği alkışlamaya engel olabilir miydi? Hayır, asla!
Galatasaray'ın hiç böylesi bir duruma düştüğüne şahit olmadım. Galatasaray'ın hiç böylesi "sömürüldüğünü" görmedim. Galatasaray'ın bir coach eskisi tarafından göz göre göre uçuruma itildiğini ve şubenin buna bir akıl tutulması halinde gafil avlandığını yaşamadım.
Biri bana anlatsın. Bu takım antrenmanlarda ne çalıştı? Daha doğrusu, bu takım antrenman yaptı mı? Kondisyon yükledi mi? Set ya da hızlı hücum çalıştı mı? Nasıl çalıştı demiyorum, çalıştı mı? Çünkü ciddi şüpheler içerisindeyim artık.
Bu tablonun bir açıklaması olmalı. Erman Kunter'in görevine son verildi. Eee, harika, her şey halloldu mu peki? Bu oyuncular 6 ay boyunca nasıl hazırlandı ya da hazırlandı mı? Bu oyunculardan sorumlu olan Erman Kunter ne yaptı ya da yap(tır)madı da oyuncular, geniş rotasyonun kullanıldığı maçlarda dahi kendinde geri koşacak takati bulamaz oldular?
Lütfen bilen, bilgisi olan varsa anlatsın.
Somut durum, "hmm Erman Kunter'le olmadı, haydi önümüze bakalım"la geçiştirilecek gibi değil.
Galatasaray tarihine karşı bizler de sorumluyuz.
Çocuk aklımla da olsa 7-8 yaşlarımdan bu yana basketbola tutkunum. Galatasaray'ın çok yetersiz, çok kalitesiz dönemlerini gördüm (hatta yaşça benden büyük olanlar çok daha net anımsar 2003-2005 arası fetret dönemini). Şubenin dibe vurduğu, küme düşmek üzere olduğu sezonları üzülerek ama yine de saygıyla izledim. Yetersiz coachlar, kalitesiz yabancılar geldi geçti ama hemen hemen hepsi elinden geleni yapmaya çalıştı. Yetersizlik, mücadele etmeye engel değildi çünkü. En başarısız/beceriksiz rotasyonlarımız bile bende bir iz bıraktı. Mesela, sumocu cüssesiyle Jason Keep'in deplasmanda kafa kafaya giden bir maçın son anlarında pota altında çektiği hücum ribaundu ve kan ter içindeyken orada faul almayı başarabilmesi! Ekmeğini taştan çıkarmıştı... Jacobson düzgün işleyen bir setin sonunda şutu sokamazdı ama olsundu. Boddicker, savunmada pek iş yaptığını hatırlamıyorum ama hücumda didinir skor üretirdi. Bir çok farklı sezondan Ersin Görkemler, Burak Sezginler, Jacobsonlar, Valentin Pastallar ve daha nicesi... Hiçbiri üst seviye basketbolcu değildi belki ama bir iz bıraktılar. Ellerinden geleni yaptılar çünkü.
Yetersizlerin çırpınmasıydı Galatasaray basketbolunun fetret devri. "Adım Hıdır elimden gelen budur"du parkede olup biten ama örneğin Jason Keep o son ribaundu çektiğinde sevinçten deliye dönebiliyordum TV karşısında. Ya da Jacobson nadiren de olsa ritm bulduğunda. Çünkü bir emek vardı. Başarısızlık o emeği alkışlamaya engel olabilir miydi? Hayır, asla!
Galatasaray'ın hiç böylesi bir duruma düştüğüne şahit olmadım. Galatasaray'ın hiç böylesi "sömürüldüğünü" görmedim. Galatasaray'ın bir coach eskisi tarafından göz göre göre uçuruma itildiğini ve şubenin buna bir akıl tutulması halinde gafil avlandığını yaşamadım.
Biri bana anlatsın. Bu takım antrenmanlarda ne çalıştı? Daha doğrusu, bu takım antrenman yaptı mı? Kondisyon yükledi mi? Set ya da hızlı hücum çalıştı mı? Nasıl çalıştı demiyorum, çalıştı mı? Çünkü ciddi şüpheler içerisindeyim artık.
Bu tablonun bir açıklaması olmalı. Erman Kunter'in görevine son verildi. Eee, harika, her şey halloldu mu peki? Bu oyuncular 6 ay boyunca nasıl hazırlandı ya da hazırlandı mı? Bu oyunculardan sorumlu olan Erman Kunter ne yaptı ya da yap(tır)madı da oyuncular, geniş rotasyonun kullanıldığı maçlarda dahi kendinde geri koşacak takati bulamaz oldular?
Lütfen bilen, bilgisi olan varsa anlatsın.
Somut durum, "hmm Erman Kunter'le olmadı, haydi önümüze bakalım"la geçiştirilecek gibi değil.
Galatasaray tarihine karşı bizler de sorumluyuz.
Son düzenleme: