"Fakat ben hakemler üzerinde bu kadar yatırım yapan Yakın Doğu Üniversitesi BGD tarafından bir baskı olacağını hissediyorum." diye bir cümle kurmuştum konuyu açarken, adım gibi emindim bu tarz bir durumla karşılaşacağımızdan. Bu ligin para babası takımlarına karşı hakemler bizim -hele ki böylesine mütevazi kadro ve bir avuç seyirciye karşı- her zaman karşımızda yer alacaklar.
Takım olarak bu zamana kadar ki en kötü performansı gösterdik belki, üstelik ligin en iyi kadrolarından birine karşı. Mağlubiyet sürpriz sonuç mu, değil. Galibiyet olabilir miydi, olabilirdi. Bu ligde sağlam pota altın yoksa seni her maç döverler ki Kuanitra da bizi çok güzel dövdü ve neredeyse bütün müdahaleleri es geçildi. Bu işe ilgi duyan herkes zaten kadro kalitemizin yetersiz olduğunun farkında ama bir takım kalite olarak kötü durumda diye de kimse çıkıp keyfine göre düdükler çalamaz, çalmamalı. Hele ki bu çalınan düdükler Galatasaray'a karşıysa işine gelince şov yapan şube yöneticilerimiz(!) bu durumlar karşısında üç maymunu oynamamalı.
Zafer Kalaycıoğlu bütün maç hakemlerin dibinde, diyalog halinde iken tek bir ikaz olmadı fakat Marina Maljkovic her haklı tepkisinde teknik faul çalınmakla uyarıldı. Bütün maç boyunca oyun her orta alana geldiğinde protokol tribününde yer alan YDÜBGD yöneticisi Hulki Kahvecioğlu hakemlere çok güzel baskı uyguladı tabii buna fark son dakikalarda 3'e 5'e inince kulüp başkanı Işık Eyigüngör'de katıldı. Yani demem o ki en kral koçu getir takımın başına, en kral kadroları ver eline, şubede bir tane sesi çıkan yönetici olmadığı sürece biz böyle hakem kararları ile çok maç kaybederiz. Bu maçı kaybetmekten öte bu şekilde kaybetmek insanın canını sıkan.
Bu kızlar yine de her türlü desteği hak ediyor. Her şeye rağmen...