Anıl Mehmet Yıldırım
Yönetici
Üzücü bir yenilgi ama ileriye de bir o kadar umutla bakmamızı sağlayan bir yenilgi. Yetenek olarak Efes ile ciddi bir fark var aramızda orası zaten belli. Ama mücadele gücümüz ve maç kazanma arzumuz iyi seviyede. Takımımızın çok yeni olmasından dolayı maç sonlarında kimin sorumluluk alacağı ve nasıl oynamamız konusunda eksiklerimiz göze çarptı. Pota altında da çemberi iyi savunan ve iyi ribaund alan bir uzunumuzun olmaması da ayrı bir sorun teşkil etti.
Herkes Webster'ı eleştirmiş ama Webster şu zamana kadar topa hakim olup oyunu tek başına yönlendiren bir oyuncu olmadı. Ertuğrul Hoca bu yüzden Klobucar'ı takıma kattı ama Klobucar'ın eksikleri canımızı yakıyor. Klobucar, oyun zekası çok yüksek bir oyuncu fakat yumuşak ve şutu istikrarsız. Ertuğrul hoca karar anlarında kendisinden faydalanmak istiyor ama iki maçta da bu katkıyı verebildiğini söylemek güç. Yabancı oyuncular arasında en göze batan da o. Şu dönemde gönderip yerine birisini almak da pek mümkün değil. Okben Ulubay kesinlikle ilaç gibi olur ama maliyetini karşılayabilir miyiz bana zor görünüyor.
Auguste den normal şartlar altında çok iyi bir yedek uzun olur, Nigel Hayes den ise çok iyi bir 3-4 numara oynayacak 6.oyuncu olur. Ama normal bütçeli biraz daha yukarıları hedefleyen bir takımda. Webster'dan ise çok iyi bir yardımcı guard. Bu demek değil ki bu takımdan bir şey olmaz. Aksine ben umutluyum. Bir tarzı olan, gelişime açık ve mücadele eden bir takım. Koçuyla ve oyuncusuyla zaman geçtikçe büyüyeceğiz.
He bir de son bir ekleme yapayım. Bugün biletimi önceden almama rağmen yarım saatten fazla sırada bekledik Furkan Dillice ile beraber. Haliyle ancak maç başladıktan sonra girebildik. 3-4 tane insan koymuşlar, hepsi kağnı gibi çalışıyorlar. Yüzlerce insan maç başladıktan çok sonra girebildi. İpekçi'de de çok maçı full salonlara oynadık ama ben böyle bir bilet kuyruğuna girdiğimi hiç hatırlamıyorum. Ayrıca salona girerken de bileti okutmak için sadece iki tane kapıdan giriliyor ve uzun sıralar oluşuyor. Bu dediğim olaylar sadece 3000 kişi falan olduğunda gerçekleşti. Yarın öbür gün salon daha çok dolduğunda ki oluşacak izdihamları düşünemiyorum bile. Bu durumlara acil çözümler üretilmeli.
Herkes Webster'ı eleştirmiş ama Webster şu zamana kadar topa hakim olup oyunu tek başına yönlendiren bir oyuncu olmadı. Ertuğrul Hoca bu yüzden Klobucar'ı takıma kattı ama Klobucar'ın eksikleri canımızı yakıyor. Klobucar, oyun zekası çok yüksek bir oyuncu fakat yumuşak ve şutu istikrarsız. Ertuğrul hoca karar anlarında kendisinden faydalanmak istiyor ama iki maçta da bu katkıyı verebildiğini söylemek güç. Yabancı oyuncular arasında en göze batan da o. Şu dönemde gönderip yerine birisini almak da pek mümkün değil. Okben Ulubay kesinlikle ilaç gibi olur ama maliyetini karşılayabilir miyiz bana zor görünüyor.
Auguste den normal şartlar altında çok iyi bir yedek uzun olur, Nigel Hayes den ise çok iyi bir 3-4 numara oynayacak 6.oyuncu olur. Ama normal bütçeli biraz daha yukarıları hedefleyen bir takımda. Webster'dan ise çok iyi bir yardımcı guard. Bu demek değil ki bu takımdan bir şey olmaz. Aksine ben umutluyum. Bir tarzı olan, gelişime açık ve mücadele eden bir takım. Koçuyla ve oyuncusuyla zaman geçtikçe büyüyeceğiz.
He bir de son bir ekleme yapayım. Bugün biletimi önceden almama rağmen yarım saatten fazla sırada bekledik Furkan Dillice ile beraber. Haliyle ancak maç başladıktan sonra girebildik. 3-4 tane insan koymuşlar, hepsi kağnı gibi çalışıyorlar. Yüzlerce insan maç başladıktan çok sonra girebildi. İpekçi'de de çok maçı full salonlara oynadık ama ben böyle bir bilet kuyruğuna girdiğimi hiç hatırlamıyorum. Ayrıca salona girerken de bileti okutmak için sadece iki tane kapıdan giriliyor ve uzun sıralar oluşuyor. Bu dediğim olaylar sadece 3000 kişi falan olduğunda gerçekleşti. Yarın öbür gün salon daha çok dolduğunda ki oluşacak izdihamları düşünemiyorum bile. Bu durumlara acil çözümler üretilmeli.
Son düzenleme: