BSL 2. Hafta | Darüşşafaka Basketbol 69-67 Galatasaray Odeabank

Maça 14 sayı geride başladık resmen. İlk periyotta geriye düştük. Hepimiz orada maçın bittiğini düşündük. Daha sonra Emir-Göksenin ve Hopson'la geri gelmesini bildik.İkinci yarı da ilk yarı da sayısı olmayan Hardy devreye girince başabaş noktaya getirdik oyunu. Hardy ve Summers bu takımın olmazsa olmazları. Summers sezona çok formsuz başladı. Sanırım geçen sene Karşıyaka'da 16 sayı ortalaması vardı. Onun yerine gelen Jarrod Jones şimdi her maç nerdeyse 20 sayı üzeri atıyor. Ama suç onda değil ona pozisyon hazırlanmıyor. Organizasyonda sıkıntı çekiyoruz. İkinci yarı Renfroe oyundayken bile Hardy top getidi, oyun kurdu. O zaman Renfrore'ya neden ihtiyaç var anlamıyorum. İçeriye girip bir pozisyonda Sant Roos'dan blok yedi. Hopson da son hücumdan önceki hücumda topu smaçlayacakken top içinden çıktı sonra son hücumda önce o sonra Emir'in şutu kaçınca galibiyetten olduk. hakemlerin müdahalesine değinmeden de olmaz. Bize 25 faul çaldılar. ve 2 oyuncumuz 5 faulle oyun dışında kaldı. Dar rotasyonla mücadele ettik ve maçın sonunda yorulup, mantık dışı kararlar verdik.

Bu maçta TJ Cline yerine Hendrix ve Mehmet Yağmur olsa maç belki daha farklı olabilirdi. Yağmur' çok katkı sağlamazdı belki ama Renfroe saçmaladığında yedek olarak iyi bir alternatif olabilirdi. Ege ve Christmas çok kolay faul alıyorlar. Çaylak hataları yapıyorlar. Bu konuda kendilerini geliştirmeleri lazım . Ege tam bir ribaund makinası olmuş ama hücumda 0. Christmas'a sabır göstermek lazım. Bu takıma guard takviyesi şart. Yoksa organizasyon da çok sıkıntı çekiyoruz. Emir-Hardy-Renfroe çok yetersiz kalıyor guard olarak hepsi. İyi bir organizasyonla şut yüzdemiz de yukarı çıkacaktır.

Son olarak bence Ergin Ataman- Erman Kunter kıyaslamasına girmek yanlış. Ergin Ataman çok büyük hizmetleri olan koçumuzdur. Geçen sene çok yıprandı bence bizle ayrılık doğru karardı. Ama yapılan muamele yanlış. Hiç bir zaman da yönetimi yanında bulmadı. Erman Kunter'in elindeki bütçe çok daha yetersiz şu an Ergin Atamana göre. Geçen sene için konuşuyorum. Kıyaslamak doğru değil. Bu takım geçen seneki hedeflere sahip olamaz. Bu benim görüşüm. Daha gerçekçi hedefler koymak lazım. Darüşşafakayla deplasman da kafa kafaya oynamak ta kötü değil. Hopson doğru tercihte bulunsa maç bizimdi.
 
Uzun bir süre tuhaf şekilde ve acemi şekilde oynadığımız maçı son 2 hücumda koparabilirdik.Maç boyu Renfroe çok saçma hatalar yaptı ama son 2 hücumda Hopson'ın yaptığı hatalar da olacak iş değil.Renfroe kadar Hopson'ın oynadığı oyun da beni düşündürüyor.Ayrıca Erman Kunter'in de son çeyrekte bazı detayları atladığını düşünüyorum.(Summers son çeyrekte oyuna geç girdi ve Renfroe son 2 dakikada yerini Göksenin'e bırakmalıydı. )

Neyseki bu yıl ligde horoz dövüşüne benzer bir ortam olacak.Ligin kalitesi geçen yıla göre bariz şekilde düşmüş durumda.6-7 Mağlubiyetle ligde 2. olmamız mümkün.Ligde tepeye oynayan takımların hepsi geçen seneye göre geriye gitmiş durumda.Efes'inden , Beşiktaş'ına, Daçka'sından , Banvit'ine hepsini geçebilecek durumdayız.
 
Bugün her şeyden önce sahada mücadele eden bir takım vardı. Ancak fark yanıltmasın. Daçka biraz daha organize olup şut atabilen takım olsa Bayern maçındaki gibi bir fark da yiyebilirdik. Gelgelelim bir gerçek var ki bizim yerel ligimizde hücumda Bayern kadar organize bir takım göremiyorum ben, şu andaki Fenerbahçe de dahil. Ancak basketbolda mücadele de bir yere kadar tabii ki. Bu takım belli ki tempolu oynayacak. Başarılı olması için de daha doğru bir sistem yok. Fakat bizim yaptığımız hataların pek çoğu yarı sahada, handofflarda geliyor. Bu sadece guardsızlıkla açıklanabilecek bir şey de değil. Hendrix, Summers'ın 5'te olduğu günlerde yarı sahada top getirebilecek 5 adamla sahada oluyoruz. Bu açıdan yarı sahadaki top kayıplarını sadece teçhizat eksikliklerine bağlamak doğru olmasa gerek. Takım daha çok yeni ve şut isabeti olarak da lige iyi başlamadık. Bu yüzden oyuncular yarı sahada set hücumu yapmamız gereken noktada dahi acele edip işi yarı sahadaki gibi bitirmeye çalışıyorlar. Bu da ortaya abuk top kayıpları çıkartıyor. Bugün yaptığımız bu top kayıpları bizi uzun süre maçtan koparacak seviyelerde dolaştırırken son top kaybımız da mağlubiyeti tescilledi. Buna çözüm bulmak çok zor değil, takım birbirine uyum sağlayıp saha yerleşimleri ezberlenince bu konuda daha zararsız olacağımızı umuyorum.

Hardy önemli bir oyuncu takım için. Bugün skoru sadece son çeyrekte bulduğundan hücum tarafı çok göze battı ama sahada kaldığı her saniye içinde skoru bulamasa da savunmada çaba harcayan bir oyuncu. Skorer olarak tanımlanan oyuncular arasında çok görülebilen bir meziyet değil bu. Aynı şeyleri Hopson için söyleyemem mesela ama o da takıma daha inanmaya başlayınca savunma kanadında neler yapabileceğini son periyotta 2-3 pozisyonda gösterdi bence. Tertemiz bir bloğunu da Erşan Kartal hiç etti. Şu an açıkcası en sıkıntılı oyuncu Alex Renfroe gözüküyor. Onun nedeni de bence yıllar yılı daha düşük tempo ve akıl oyunu oynayan takımlarda forma giyen oyuncunun kendisinden daha atletik ve dengesiz 4 oyuncuyla oynamasından ileri geliyor. Renfroe'nun da pek tabii ki elden verdiği çok top oluyor ama bilhassa pick and roll'lerde biraz takip ederseniz, pick'e gelen oyuncunun ne kadar hızlı potaya devrildiğini görebilirsiniz. Orada uzunlar Renfroe'ya gereken yarım saniyeyi vermeyince çok top da Renfreo'nun elinde patlıyormuş gibi gözüküyor. Bugün Hendrix gibi takımın oyun aklı en üst düzey uzunu da maçta olmayınca Renfroe'nun sahadaki varlığı iyice absürd göründü. Açıkcası Erman hocanın da bunu görüp Renfroe'yu son çeyrekte oturtmasını bekledim. Savunma katkısını Göksenin'den de alıyorduk zira.

İlk 2 maça göre ciddi gelişim gösteren oyuncularımız ise Emir, Summers ve Christmas'dı bence. Emir'in zaten kalitesi ortada, sev sevme ama çok uzun zamandır top oynamayan bir adama göre girdiği anlarda da fena işler yapmıyor adam. Bugün skoru biraz ekstra oldu, hergün böyle atamaz ama sahaya getirdiği oyun aklı hakikaten bu takım için çok elzem oluyor. Şu anki durumu biraz Selçuk İnan-GS futbol takımı durumu gibi gözüküyor. Evet, iki takımımız da sahalarda uçup kaçıyor, her türlü çabayı gösteriyor ama bazı noktalarda futbol takımları Emir ve Selçuk gibi oyun aklı yüksek oyunculara da ihtiyaç duyuyor. Her ne kadar bu adamları sevmesek de uzun lig maratonlarında ne kadar değerli olduklarını gösteriyorlar. İki oyuncu da daha düzenli forma giydikleri sürece katkı vereceklerdir takımlarımıza. Summers yukarıda Hardy'den bahsettiğim gibi. Onun da sayıları çoğunlukla maçın sonlarına sıkıştı. Ama o da Hardy gibi skor bulamadığı anlarda dahi işin savunma tarafında ciddi çaba harcıyor. En başta da şunu söyleyeyim ki bu ligde kısanın karşısında Summers kadar etkili kalabilen uzunların sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Gerçekçi olarak baktığımız da takımın şu an değişilmez 4 numarası gibi duruyor. Bugün işin skor tarafında da ışığı yakması en başta onun adına güzel gelişme. Ciddi şutu olan 4 numara günün basketbolunun değişilmez parçası artık. O katkıyı alabileceğimiz en yakın oyuncu da Dejuan Summers gibi görünüyor. Christmas oyunda kaldığı süre içinde yine skorunu buldu, 1-2 güzel blok da yaptı. Ama ben bilhassa Bayern maçından sonra onun ikili oyun savunmasını daha dikkatle izledim. Pek tabii ki bir savunma sistemini 4 günde öğrenmek diye bir olay yok, Darüşşafaka'nın da Bayern'in yarısı kadar organize bir takım olmadığı ortada. Yine de bu maçta ikili savunmaları çok daha dikkatli oynaması ve kısaları 9 metreye kadar itmesi çok hoşuma gitti. Belli ki eksikliği görülmüş ve üzerine çalışılmaya başlanmış. Hendrix'in olduğu ortamda Christmas'ı 5'e yerleştirmek şu an için ütopik görünse de gerek modern oyun, gerekse bizim sahaya koymaya çalıştıklarımız bunu zorunlu kılıyor. Christmas'ın da oyunu tek potada oynamaktan fazlasına taşımaya çalışmasını görmek beni memnun etti.

Açıkcası oyunu ilk çeyrekteki berbat oyunumuzla kaybettiğimizi söyleyebilirim. Bu kadar yeni ve güvenliksiz oyunculardan oluşan bir takım için 16 sayıdan geri gelmek ve maçın sonunda da kazanacak hamleyi yapmak kolay iş değil. Top kayıpları bizim bu maç için çok gözümüze batsa da ilk çeyrekte, aynı Bayern maçındaki gibi kaybedilen topları hiç takip etmemek daha can sıkıcı noktaydı. İlk çeyrekte bulduğu fast break'lerde kaçırdığı 2 turnike yeniden tipleme imkanını verdik Daçka'ya. Hem de onlar en az 3 oyuncuyla yarı sahaya geçerken biz ancak biri top kaybeden olmak üzere 2 oyuncumuzu geri koşturabilmiştik. Maçın kalanında ise top kayıpları ara ara devam etse de her pozisyonda rakibi takip eden bir Galatasaray gördük. Zaten işin emek tarafında konan bu çaba da bizim maçın sonunu görmemizi sağladı. Bugün tabii ki Hopson ya da Emir son topu değerlendirseydi maç adına başka şeyler konuşacaktık. Sonuç da büyük takım kötü oynadığı günde de kazanmasıyla büyük takım olur. Ancak sporun dinamikleri başka tabii. Bugün biraz şans, biraz da hakemler Daçka'ya daha çok güldü. En nihayetinde bu kadar uğraşılıp kaybedilen günde de eksiklikleri ve getirileri iyi etüt etmek lazım. Umuyorum ki bu takım bir daha Bayern maçının tamamı ve Daçka maçının ilk periyotu gibi vurdumduymaz bir hüviyette taraftarının karşısına çıkmayacaktır. Kadrodaki noksanlıklar dolayısıyla saçma top kayıplarıyla da maçı kaybedebiliriz ama takımın bugün 3 periyotta gösterdiği kazanma azmiyle herkesin beklediğinden daha fazlasına da ulaşabiliriz. Zaten aradaki farkı yaratan nokta da takımın birbirini tanıma gösterdiği çaba, oyuna ve taraftara saygıları belirleyecektir. Onları başarabilirsek bu takım iyi günündeki Fenerbahçe hariç her takıma başabaş oynar, kuşkum yok. Yeter ki biz 2 mağlubiyete bakıp takımın üstünden elimizi eteğimizi çekmeyelim. Bilhassa da böyle yeni takımların o taraftar desteğine herkesten daha fazla ihtiyacı oluyor. Büyük bir takım istiyorsak, bizim de büyük taraftarlığımızı göstermemiz şart.
 
Sezon başında çok dedim bu Renfroe bizim ihtiyacımızı karşılamaz, bize Arroyo gibi lider özellikli, takımı oynatan bir oyuncu lazım diye. Hadi o olmadı bari Justin Carter gibi savunma nitelikli ama işin skor kısmını da yapabilen birisi alınsaydı. Ama Alba Berlin'deki sezondan beri sürekli düşüşte olan, özellikle geçen sene Barcelona'dayken yokları oynayan oyuncuyu biz takıma lider olsun diye aldık. Zaten Bosna'da oynadığı milli maçları malum. O kadar kötü oynamıştı ki milli takımdan kovulmuştu. Oraya mutlaka daha güvenilebilir bir isim gerekiyordu.

Hardy'nin de bizim seviyemizde bir oyuncu olmadığını söyledim. TJ Cline niye alınır zaten onu da anlamış değilim. Bu adam Avrupa basketboluna ayak uydursa bile kalitesi iyi değil. Zaten NCAA'nın en düşük konferanslarından birisinde oynuyordu.

Erman Kunter zaten hayal kırıklığı. Takıma kattığı hiçbir şey yok. Bu sezon ligde ilk 6'ya 7'ye girelim başarı sayarım.
 
“Çalışmaya devam edeceğiz”

Darüşşafaka maçının ardından Başantrenörümüz Erman Kunter ve Dwight Hardy basın toplantısında açıklamalarda. bulundu.


Erman Kunter:

“İyi mücadele ettik ama ilk yarıda çok hata yaptık. Sakatlıklarımız rotasyonu daralttı. Son bölümde iki tane boş atış kaçırdık. Rotasyon dar olduğu için son anlara yorgun girdik. Öyle olmasa maçı son topa bırakmayabilirdik. Çalışmaya devam edeceğiz.”


Dwight Hardy:

“Bugün çok iyi mücadele ettik. Maça kötü başladık ama sonradan toparladık. Çok kaybı yaparak oynadık. Yine de maçı son topa kadar getirmeyi başardık ama kazanamadık.

Yetenekli bir takımız ama oyunun bazı bölümlerinde yeterince iyi düşünmeden oynuyoruz. Ancak henüz sezon başındayız. Bu maç bizim için tecrübe oldu. Önümüzdeki maçlara bakacağız.”
 
Bu yıl takımımızda görülen en büyük eksik ; basketbol aklıdır . Shlibb , micov , sinan güler , chuck davis gibi oyun zekası yüksek oyuncular yerine daha cok atletizmi ile ön plana cikan ama oyun görüsü zayif oyuncular transfer ettik . Yalnizca hendrix ' i ayırmak lazım. Cok zeki bir oyuncu.
 
Üniversite için geldiğim Trabzon'da 5 yılı tamamladım 6. yılımın içindeyim. Trabzonspor taraftar profili neredeyse hepinizin malumu. Şu an buradaki yorumlar da tam anlamıyla Trabzonspor taraftar profilini yansıtır nitelikte. Forumu saygısızken gördüm, sinirliyken gördüm, sevinçliyken gördüm, abartırken gördüm ama hiç bu kadar önyargılı, peşin hükümlü, tezcanlı şekilde hareket ederken görmedim. Ben de Erman Kunter'in gelmesine inanılmaz derecede karşıydım. Ama artık yapacak birşey yok. Biraz sabır yahu. Biraz sabır.
Maça gelecek olursak ben mücadelemizden son derece memnun kaldım. Takımın delicilik ve pick and roll konusundaki yetersizliği ciddi sorun. Çok iyi setlerle bunlar telafi edilebilir. Umarım başarabiliriz. Bunun yanında Daçka'yı hiç beğenmediğimi belirtmek isterim. Ayrıca 3 sayılık atışlarda biraz daha dikkatli ve günlerinde olsalar maç buralara gelmezdi. Bunu da gözardı etmemek lazım. Zira o şansları verdik.
 
Hem kadro hem de hoca olarak bize çok ağır basan bir takımı deplasmanda yenebileceğimizi mi düşünüyorduk gerçekten? Kadın ve Erkek basketbol takımlarımız için bu sene hep böyle geçecek. Amaç ve hedef yok, bunları kabul edin artık.
 
Kötü oynamadık aslında. İyi mücadele ettik. Sonunu getiremedik. Ancak oyun zekası Emir'den ibaret olan kısalarla biz başa baş giden hiçbir maçın sonunu getiremeyiz. Rakibin hatalarına bağlı olarak belki 1-2 galibiyet gelir o kadar...
Renfoe özüne dönünce maalesef oyun zekası olarak diplere geldik. Beni daha önceden mi yoksa hazırlık dönemi ve Antep maçında mı beni yanılttı kararsız kalmıştım. Maalesef ikinci şık. Renfoe bir takımın çok iyi bir ikinci gardı olur, ama asla birinci oyun kurucusu olamaz. Olamıyorda...
Summers'ı bu forumda çok olmasada çok eleştiriyorlar, bence adam işini yapan oyunculardan. Egolarını aşağı çekmiş, takım için ne isteniyorsa yapmaya çalışıyor.
Hardy ve Hopson dillerinden anlayan bir oyun kurucu olmadıkça bu kadar maalesef.
Emir ya çıkacak ya batacak. Bu maç çok iyiydi. Ama gelecek maç için tahmin yürütemiyoruz. Ancak şu gerçekki takımın oyun zekasına sahip tek kısa oyuncusu...
Rakeem bu maç çok iyiydi. Özellikle hücumda.
Ege fiziğini geliştirmiş, pota altında çok iyi mücadele ediyor. Savunması iyi ama hücumu devamlı geriye gidiyor. Hücuma çalışmazsa silinir gider...
Cline bu maçta süre dahi alamayacaksa neden alındı ? Bütçe bu kadar darken 1 dolar bile alsa neden bu para israf edildi, anlaşılır gibi değil. Madem yetiştirmek için aldık ! bari Türk bir oyuncuya yatırım yapsaydık da bütçeyi genç oyuncuya ayırdık deseydik.
Datçka'ya karşı, Henrix'in olmadığı bir maçta, Mehmet Yağmur sakatken maçı kazanma noktasına getirip kendi ellerimizle vermemiz kabul edilebilir ama bu kadro ve bu oyunla kimse fazla ilerleyemeyeceğimizi biliyor. Taraftarın isyanı biraz bu yönde.
Erman Kunter'e gelince, iyi oynayanı cezalandırıp kenara alma gibi bir hastalığı var. Rotasyon iyi oyuncularla sağlanır. Sahada iyi oynayan oyuncuyu kenara alarak, aldıktan sonrada unutarak değil.
Bu kadroyu da kendisi kurdu. Renfoe'dan daha yararlı olacak 2 PG alınabilirdi ona verilen paraya. Cline'a verilen parada çöpe gitti.
Sonsöz Semih Erden ve Lucas Gordon gibi 1-2 oynayan oyuncu gelmeden bu kadro ligde en fazla 5-4 için oynar. O da 5-4 için adayların en az bizim kadar kötü olmalarından. Avrupada ise beklenenden çok erken havlu atarız. Boşa geçen bir sezon olur.
Peki bu iki oyuncu geldi diyelim, çok mu şey değişir ? Bu sorunun cevabını bende bilmiyorum. Çünkü bütçe nedeniyle dinlendiremiyorum fazla, aslında takımın ihtiyacı direk lider oyun kurucu. Arroyo gibi... O tip bir oyun kurucuya bütçe.... Yok maalesef. Zaten 2 senedir o tip bir oyun kurucuyu bütçe varken de bulamadık.(Banvit buldu ama, o ayrı konu).
Böyle bir oyun kurucu şu an var mı ? Var aslında, Barcelona'da istenmeyen adam Rice, NBA'de serbest bırakılan ve kontrat bulması zor gözüken Udrich. Bu iki oyun kurucudan biri gelse çok şey değişir, öncelikle taraftara heyecan gelir. yeniden iddialı duruma geçeriz. Avrupa'da favorilerden birisi oluruz. Ligdede en büyük 2. final adayı.
Bu şekilde içine zeka katılmamış boş atletik takım yerine geçen seneki gibi oyun zekası olan takımı tercih ederdim.
 
Son düzenleme:
Birçok değerli arkadaşımız maçın kritiğini uzun uzadıya yapmışlar ben sadece kısaca mücadele ettiğimiz ama yetersiz kaldığımız bir maç oynadık yorumunu yapacağım.

Maç harici bu sezon şu ana kadar beni yaralayan şeyin yalan söylemler olduğunu söylemek istiyorum. Seneler evvel Oktay Mahmudi bize geldiğinde doğruları söyleyerek ve iyi oluşturulan kadro ile bizleri inanılmaz etkilemişti. Şimdi Erman koç ve söylemlerine baktığım zaman uygulamada eşleştirme şansım olmadığını görüyorum. Bu takımın eksikleri net şekilde göze çarpıyor ve Erman Kunter saygın ve kaliteli bir insan ve de koç o da biliyor bu durumu. Bu şartlarda çıkıp her alanda final hedefliyoruz dersen ve bu tablo ortaya çıkarsa büyük hayal kırıklığı oluşur. Mehmet Yağmur ve Hendrix'te olsa bizim iddialı olmamız zor gözüküyor. Kaliteli bir guard alırsak ki bu imkansız gözüküyor her şartta işimiz yine de zor. Bu forumda benden çok daha iyi bilen arkadaşlarım var şu zamanda iyi bir guard bulma şansımız var mı ? Sizler söyleyin... Son olarak da Emir'den çok rahatsızım birde Semih Erden deniyor şimdi. Eksik kalsın.
 
Kaldı ki Erman hoca hayal satmadı, açık açık durumun zorluğundan ama ellerinden geleni yapacaklarından bahsetti. Sadece atlet oyuncuları almanın böyle bir dezavanta yaratacağı belliydi. Bu anlamda oyun aklı olarak yetersiz kaldık. Eğer Schilb kendi isteği ile gitmediyse onun gidişi çok saçma oldu.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
 

Üst