BSL l Galatasaray 81-95 Fenerbahçe Beko

Galatasaray Başantrenörü Yakup Sekizkök: "Oyuncularım bence gereken savaşı verdiler sahada. Son bir dakika bir konsantrasyon kaybı yaşadık. Onun dışında yüzde yüzlerini verdiler. Fenerbahçe, çok tecrübeli ve formda bir takım. Geçen hafta Beşiktaş'ı yendiler. Ligin ilk yarısının son maçıydı. Galibiyetle kapatmak isterdik. Ama sezon başında koyduğumuz ilk devre hedefine ulaştık. Son hafta iki maçtan birini kazanabilseydik, bizi tatmin edecek bir rakama ulaşacaktık. Artık Anadolu Efes ve Fenerbahçe maçlarıyla ilk devre bitti. İkinci devrenin sonunda bu maçlardan galibiyet çıkartacak seviyeye gelmemiz lazım. Sakatlarımız da dönüyor. Şimdi salı günü çok önemli bir maçımız var. Bu maçı unutmalıyız. Ölüm kalım maçı bizim için. İlk devre olarak iki hedefimize de ulaşmak istiyoruz. Bugünkü mücadeleden dolayı oyuncularıma teşekkür ediyorum ama daha da fazlasına ihtiyacımız olduğunu gördük bu iki maçta. Bunun için de çalışmaya devam edeceğiz."
 
Yakup Sekizkök'le olmayacağı bir kez daha anlaşıldı. Ne bir oyun planı ne olumlu bir set oyunu, ne en ufak bir savunma gayreti hiçbiri yok. Sezon başlamadan yollar ayrılmalıydı ama kendi kadrosunu kursun bir de öyle görelim denildi. Işık veren hoca kendi kadrosu olmasa bile bir kaç ufak dokunuş yapardı, geçtiğimiz sezon bunu da göremedik ama yola devam edildi.

Sorun Anadolu Efes'e Fenerbahçe'ye yenilmek ya da farklı yenilmek değil. Sorun 23 maç sonunda takımın bir planının düzeninin olmayışı. Blumbergs'e 20 dakikaya yakın katlanmayı bana kimse anlatamaz. Oyunculara bir şey demiyorum, çünkü koçun üzerlerinde çok bir etkisi olduğunu düşünmüyorum. Bu seneki kadronun çoğunun en azından bir iş ahlakı var ki yetenekleri ölçüsünde bir şeyler yapmaya gayret ediyorlar. Geçtiğimiz sezonlardaki oyuncuların bir kaçı bu takımda olsa koç etkisizliğiyle birlikte muhtemelen şu an yine küme düşmemeye oynuyor olurduk.
 
Galatasaray Başantrenörü Yakup Sekizkök: "Oyuncularım bence gereken savaşı verdiler sahada. Son bir dakika bir konsantrasyon kaybı yaşadık. Onun dışında yüzde yüzlerini verdiler. Fenerbahçe, çok tecrübeli ve formda bir takım. Geçen hafta Beşiktaş'ı yendiler. Ligin ilk yarısının son maçıydı. Galibiyetle kapatmak isterdik. Ama sezon başında koyduğumuz ilk devre hedefine ulaştık. Son hafta iki maçtan birini kazanabilseydik, bizi tatmin edecek bir rakama ulaşacaktık. Artık Anadolu Efes ve Fenerbahçe maçlarıyla ilk devre bitti. İkinci devrenin sonunda bu maçlardan galibiyet çıkartacak seviyeye gelmemiz lazım. Sakatlarımız da dönüyor. Şimdi salı günü çok önemli bir maçımız var. Bu maçı unutmalıyız. Ölüm kalım maçı bizim için. İlk devre olarak iki hedefimize de ulaşmak istiyoruz. Bugünkü mücadeleden dolayı oyuncularıma teşekkür ediyorum ama daha da fazlasına ihtiyacımız olduğunu gördük bu iki maçta. Bunun için de çalışmaya devam edeceğiz."
Sizde gram utanma yok hocam takımın ezeli rakibine net bir skorla -14 kaybetmiş verdiğiniz demece bak, yetersiz oyuncu seçimleriniz ve kurduğunuz felaket takım kimyası ile birlikte sizin yardımcı coachluğa geri dönmenizi ve Galatasarayımızda sergilediğiniz yetersiz coachluğunuzla hem sizi hemde olmayacak duaya amin diyen burada olmanızı sağlayan tüm yöneticilerinizi de İSTİFAYA davet ediyoruz...
 
Son düzenleme:
Her zaman olduğu gibi yine bir FB yenilgisi. Sonuç çok normal. Ben sadece bu forumdaki maçtan önce galibiyet bekleyen arkadaşlara şaşırıyorum, bunlar ya basketbol bilmiyorlar veya laf olsun diye yazıyorlar. Bu kadar büyük kalite farkı olan takımlar arasındaki bir basketbol maçını zayıf olan takımın kazanması olacak şey değildi ve doğal olarak kuvvetli takım rahatça kazandı. Maç başındaki gaz dışında hiçbir şekilde rakibi tehdit edemedik, tabiri caizse adamlar ellerini kollarını sallaya sallaya, sıkmadan yorulmadan rahatça kazandılar maçı. Her pozisyonda büyük bir kalite farkı var 2 takım arasında. Fenerbahçe'nin idmanlarda bile bu kadar boş atışlar yaptığını sanmıyorum. Çok zayıfız çok, hem staff hem kadro olarak, bu kadar basit. Galatasaray kulübü her geçen yıl biraz daha sadece bir futbol kulübü olma yolunda hızlı adımlarla ilerliyor, amatör denilen branşlar kelimenin tam anlamıyla üvey evlat muamelesi görüyor ve vefakar taraftar dışında hiç kimsenin umurunda değil, yönetim için spor denilince varsa yoksa futbol. Her maçta tribüne gidip destek veren takımdaşlarıma üzülüyorum sadece, zaman ve bütçe ayırıp kimsenin iplemediği şube takımlarının maçlarını bir aşkla gidip izliyorlar, yazık çok yazık...
 
Her zaman olduğu gibi yine bir FB yenilgisi. Sonuç çok normal. Ben sadece bu forumdaki maçtan önce galibiyet bekleyen arkadaşlara şaşırıyorum, bunlar ya basketbol bilmiyorlar veya laf olsun diye yazıyorlar. Bu kadar büyük kalite farkı olan takımlar arasındaki bir basketbol maçını zayıf olan takımın kazanması olacak şey değildi ve doğal olarak kuvvetli takım rahatça kazandı. Maç başındaki gaz dışında hiçbir şekilde rakibi tehdit edemedik, tabiri caizse adamlar ellerini kollarını sallaya sallaya, sıkmadan yorulmadan rahatça kazandılar maçı. Her pozisyonda büyük bir kalite farkı var 2 takım arasında. Fenerbahçe'nin idmanlarda bile bu kadar boş atışlar yaptığını sanmıyorum. Çok zayıfız çok, hem staff hem kadro olarak, bu kadar basit. Galatasaray kulübü her geçen yıl biraz daha sadece bir futbol kulübü olma yolunda hızlı adımlarla ilerliyor, amatör denilen branşlar kelimenin tam anlamıyla üvey evlat muamelesi görüyor ve vefakar taraftar dışında hiç kimsenin umurunda değil, yönetim için spor denilince varsa yoksa futbol. Her maçta tribüne gidip destek veren takımdaşlarıma üzülüyorum sadece, zaman ve bütçe ayırıp kimsenin iplemediği şube takımlarının maçlarını bir aşkla gidip izliyorlar, yazık çok yazık...
Acı gerçekler.
 
Şubeye taraftarın tekrar desteğini arttırması anlamında dönüm noktası olabilecek bütün maçları senelerdir kaybediyoruz. Bu şube bütçe arttıracaksa ve eski başarılı günlerine dönecekse öncelikle taraftarıyla barışması lazım. Taraftar baskı yapmadan yönetim ne yazık ki aksiyon almaz. Bu tarz maçlar bunun için çok önemli. Fakat yıllardır bırak kazanmayı iyi mücadele ettik diyeceğimiz bile bir maç yaşanmadı. Bu şekilde devam ederse 1 ileri 2 geri devam eder bu şube.
 
O kadar Sertaç denen adami bos bıraktık ki; 1 degil 2 degil, sokaktan birini çevirsek der ki şunu bos bırakmayın...
Bu arada sahsen salon oturma düzeninden baskı kurmaya musait degil maalesef ozellikle bizim salon konumuz çok önemli.
 
Ufuk Sarica disinda bir coach gelmesine gerek yok. Yakup hoca`dan iyi olmaz.
Subenin durumu belli dolayisiyla Turkiye`de kendini kanitlamis dominant bir coach gelmeyecekse Ergin Ataman, Ufuk Sarica vb gibi coach degisikligine gerek yok.
Yani sube yoneticileri o coacha dokunacagi zaman taraftari arkasina alacak bir coach lazim, transferlere karar verecek bir coach lazim.
Degilse bu mac 95-81 degil 95-75 yada 95-85 biter biz de gelir coach`a soyleneriz.
Yukarda saydigim tarz coachlar gelirse yine yenilebiliriz ama oyun olarak farki olur.
 

Üst